1 Flashcards

1
Q

Patoloji

A

Hastalık (pathos) (okunuşu: patos) bilimi (logos) (okunuşu: logos)
anlamına gelir
• Hücre, doku ve organlardaki yapısal ve işlevsel değişiklikler ile
ilgilenir; hücresel ve moleküler düzeydeki bozuklukları
değerlendirir

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
2
Q

Patoloji

A

Hücreleri, dokuları, organları, vücut sıvılarını ve tüm vücudu (otopsi)
inceler
• Morfolojik, mikrobiyolojik, immünolojik ve moleküler yöntemler ile
• Hastalardaki belirti ve bulguların nedenlerini açıklamaya çalışır, hastalığı
tanımlar
• Temel bilimler ve klinik uygulamalar arasında köprüdür

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
3
Q

Morfoloji

A

Bir organizma veya organizma
bölümünün biçimiyle ilgili özelliklerinin
incelenmesidir
kapsar
Dış görünüş yanı sıra, mikroskobik görünümü de

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
4
Q

Eski Mısır’da mumyalama

A

Post mortem organların
çıkarılması, premodern nekropsi
örneği kabul edilebilir

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
5
Q

Bilimsel tıbbın kurucusu Hippokrates
(İstanköy/Kos doğumlu)

A

İnsan omurgasının anatomisi ve
patolojisiyle ilk ilgilenen hekim

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
6
Q

Ortaçağ’da bilimin gelişmesi,
üniversitelerin kurulması ile başlar

A

Universitas, hükümdarın ya da kilisenin
hoca ve öğrencilerden oluşan localara
tanıdıkları hak ve özgürlüklere verilen
isimdir
• Bu gelişme, kilise ve kentlerin bağımsız
olarak örgütlenmelerini sağlar
Kilisenin kadavra açma yasağına rağmen,
insanda ilk diseksiyon Fransız cerrah
Henri de Mondeville tarafından yapılır
(Montpellier Üniversitesi, 1315)
• İnsanda diseksiyon, Fransa’da 1340’da yasal
hale gelir

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
7
Q

Rönesans ve Sonrasında Avrupa Tıbbı
(XV. - XVI. yy)

A

Leonardo da Vinci Jacopo Berengario da Carpi (Carpus) Andreas Vesalius Antonie van Leeuwenhoek Giovanni Battista Morgagni Virchow

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
8
Q

Leonardo da Vinci
(1452-1519)

A

Floransa, Milano – Gerçeğe uygun,
diseksiyona dayanan
anatomik çizimler
(1490 – 1495)

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
9
Q

Jacopo Berengario da Carpi (Carpus) (1460-1530)

A

Bologna – ‘Isagoge Breves’
(Anatomi’ye Kısa Giriş),
1522
• Diseksiyona dayanan
anatomik çizimler

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
10
Q

Andreas Vesalius (1514-1564)

A

Modern anatominin kurucusu – Padua Tıp Fakültesi – Bilim dünyasının Galen’den sonra
ve Harvey’den önce en etkili
figürüdür – Galen’in anatomi hatalarını
düzeltir – Anatomi kitabı
• ‘De Humani Corporis Fabrica libri
septem’, 1543 (insan vücudunun
yapısı üzerine yedi kitap)

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
11
Q

Antonie van Leeuwenhoek (1632-1723)

A

Mikroskobik incelemeler – Bakterileri tanımlar – Mikrobiyolojinin kurucusu

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
12
Q

Giovanni Battista Morgagni (1682-1771)

A

Erken dönemin en ünlü patoloğu – ‘De Sedibus Et Causis Morborum Per
Anatomen Indagatis: Libri Quinque’ (Anatomik
inceleme yoluyla hastalıkların nedenlerinin
belirlenmesi: Beş kitap), 1761
• Hastaların ölümlerinden önceki
semptomlarıyla anatomik ve metodik
olarak ilişkilendirilen 600’den fazla otopsi
bulgusu
1800’lerin sonlarına doğru, bilinen
hastalıkların genel anatomik bulguları
üzerine kapsamlı bir literatür
oluşmuştur

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
13
Q

Carl Rokitansky (1804-1878)

A

Bizzat 20.000 otopsi yapmıştır

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
14
Q

Virchow

A

Tıp eğitiminde ilk kez
mikroskop kullanımı, 1845
• Mikroskop eşliğinde ilk
sistematik otopsi
• Hücresel Patoloji ve Sosyal
Tıbbın kurucusu Omnis cellula a cellula, 1855

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
15
Q

Laboratuvar Teknikleri

A

• Parafine gömme: 1869 (KLEBS)
• Gömme işlemini iyileştirmek için sertleştirme ve
dehidrasyon, 1844
• Formaldehit fiksasyonu: 1893 (BLUM)
• Nükleer boya olarak alüminyum hematoksilen kullanımı:
1865 (BÖHMER)
• Anilin boyaları kullanımı: 1878 (EHRLICH)

• Boya repertuvarı
genişler
• Hastalıkların
Mikroskobik
özelliklerle
tanımlandığı yeni
literatür oluşur

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
16
Q

Osmanlı’da Tıpta Modernleşme ve Patoloji

A

• Padişah II. Mahmut, 14 Mart 1827’de Tıphane (Mekteb-i
Tıbbiye-i Şahane)
• Dr. Bernard, (II. Abdülhamit, 1841, Hıristiyan ölülerinde
diseksiyon ve otopsiye izin)
• Ahmet Hilmi Paşa (Patoloji, Tıbbiye’de ders programında;
1870’lerde ilk Patoloji hocası)
• II. Meşrutiyet (Mülki ve Askeri Tıp Fakülteleri birleştirilir;
1908)
İlk Patoloji Hocaları
• Ohannes Tabibyan Bey
• Ahmet Ferit Bey
• Rıfat Hüsamettin Paşa
• Prof. Georg Deycke
(Gülhane, 1898)

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
17
Q

Ord. Prof. Dr. Hamdi Suat (AKNAR)
(1873-1936)
Ülkemizde
modern Patoloji’nin
kurucusu

A

• Harput (1873)
• Mekteb-i Tıbbiye-i Şahane (1899)
• Almanya (1900-1904)
• Gülhane Tatbikat Hastanesi Teşrih-i Marazi Laboratuvarı (1904)
• Haydarpaşa Askeri Tıp Fakültesi Patoloji Bölümü (1907)
• Darülfünun Tıp Fakültesi Patolojik Anatomi Kürsüsü (1909)
• Vakıf Gureba Hastanesi (1933-1936)
• Kanser Mücadele ve Taharri Cemiyeti (1933)
• Almanca ve Fransızca 40, Türkçe beş makale, iki kitap *Genel Patoloji (Teşrih-i Marazi-i Umumi,
1914), *Otopsi ve Adli Tıpta Önemi (Fethi Meyyit ve Tıbbı Adlide Ehemmiyeti, 1921)+
• 1929 ve 1930’da yapılan 4. baskılarını Latin harfleri ile bastırarak, kitaplarını Latin harfleri
ile yayımlayan ilk Darülfünun hocası
• 1800 materyalden oluşan ilk makroskopi müzesi(‘’’’)
• Alman Patoloji Cemiyetinin ilk Türk üyesi
• İlk kadın asistan hekim (Dr. Semiramis RIFAT TEZEL) kabul eden bilim adamı
• Asistanı Kamile ŞEVKİ MUTLU ilk Türk kadın tıp profesörü
• TÜBİTAK Hizmet Ödülü (1974)

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
18
Q

Ord. Prof. Dr. Philipp SCHWARTZ (1894-1977) Türkiye’de patolojinin
çağdaş temellerini
atan neslin
yetişmesine önemli
katkılar

A

• Versecz (Yugoslavya) (1894)
• Budapeşte Tıp Fakültesi (1919)
• Frankfurt Üniversitesi Marazi Teşhis (Patolojik Anatomi) Kürsüsü’nde uzman, doçent
ve profesör (1923-1933)
• Zürih (1933)
• ‘Yurt dışındaki Alman Bilim İnsanları Dayanışma Birliği’
• Türkiye’ye Alman bilim insanlarının gönderilmesi sözleşmesi
• İstanbul Üniversitesi’ne davet (1933 Üniversite reformu)
• Patolojik Anatomi Enstitüsü (1933-1953)
• Besim TURHAN, Münevver YENERMAN, Talia Bali AYKAN, Süreyya TANAY,
Bedrettin PARS, Kemal AKGÜDER, İhsan Şükrü AKSEL ve Perihan ÇAMBEL
• Türk uyruğuna geçiş (1948)
• Pennsylvania Warren State Hospital” Patolojik Anatomi Araştırma Enstitüsü (1953-
1977)

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
19
Q

Ord. Prof. Dr. Siegfried OBERNDORFER (1876 - 1944) Türkiye’de
patolojinin çağdaş
temellerini atan
neslin yetişmesine
önemli katkılar

A

• München, Almanya (1876)
• München Üniversitesi Tıp Fakültesi (1900).
• München Üniversitesi Patoloji Bölümü (1902-1906)
• Schwabing (München) Hastanesi Patoloji Enstitüsü yöneticiliği
(1906).
• İnce Barsağın Karsinoid Tümörleri, 1907
• Profesör (1911)
• İstanbul Üniversitesi’ne davet (1933 Üniversite Reformu)
• Genel ve Eksperimental Patoloji Enstitüsü yöneticiliği
• Kanser Araştırma Enstitüsü yöneticiliği (1937)
• Sedat TAVAT, Üveis MASKAR, Osman SAKA, Satı ESER

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
20
Q

Prof. Dr. Kamile ŞEVKİ MUTLU (1906-1987) Türkiye’de çağdaş
patolojinin ilk nesli ve
önemli katkılar

A

• Darülfünun Tıp Fakültesi (1924-1930)
• Lenfogranulomatoz, Darülfünun Mecmuası (1928)
• Cumhuriyet tarihinde bir Türk tıp fakültesinde Türk kız öğrencilerinin ilk bilimsel tıp yayını
• Türkiye’de tıp fakültesini bitiren bir kadın hekimin bir Ulusal Türk Tıp Kongresi’nde
sunduğu ilk bildiri, IV. Millî Türk Tıp Kongresi (1931)
• Berlin Üniversitesi Patoloji Enstitüsü (1933-1935)
• ŞEVKİ metodu (Virchows Archiv, 1934)
• Ankara Numune Hastanesi Patoloji Laboratuvarı (1935)
• Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Histoloji ve Embriyoloji Kürsüsü (1945)
• Türkiye’de tıp alanında ilk kadın profesör
• Ankara Üniversitesi Senatosu’nda ilk ve tek kadın üye (1951)
• Pennsylvania Üniversitesi’nde konuk öğretim üyesi (1959-1962)
• Türkiye’de ilk elektron mikroskobu laboratuvarı
• Ankara Verem Savaş Derneği
• Alman Patoloji Derneği (1936)
• Uluslararası Patoloji Akademisi (1956)
• Kızılay Derneği onur üyeliği ve altın madalya

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
21
Q

Prof. Dr. Perihan ÇAMBEL (1909 -1987) Patoloji’nin ülkemizde
öncülerinden ve
döneminin en üretken
ve renkli bilim
insanlarından

A

• Darülfünun Tıp Fakültesi (1928-1934)
• Prof. Dr. Philip SCHWARTZ’ın asistanı
• Patoloji uzmanı (1936)
• Vakıf Gureba Hastanesi Patolojik Anatomi Şefi (1938)
• Türk Kanser Araştırma ve Savaş Kurumu (1947)
• Florida Üniversitesi Kanser Araştırma Laboratuvarı Patoloji-Biyoloji Bölüm Başkanı
(1949)
• Türk Tıp Tarihi Kurumu
• Türkiye Atom Komisyonu
• Ankara Ahmet ANDİÇEN Kanser Hastanesi Patoloji Şefi
• Belçika’dan altın madalya, “Commandeur” unvanı ve “Meriē Social de Belgique”
nişanı
• Amerikan Kanser Kurumu “Onursal Üyelik” payesi (1983)

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
22
Q

Patoloji’nin Bölümleri

A

•Genel patoloji: Hastalıklara yol açan uyaranlara hücre ve dokuların
temel tepkileri üzerinde durur
•Özel (sistemik) patoloji, bu uyaranlara karşı organ ve dokuların
yanıtlarını inceler

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
23
Q

Tıbbi Patoloji

A

• İnsan hastalıkları ile ilgilenir
• Anatomik patoloji
• Makroskopik, mikroskopik, kimyasal ve moleküler yöntemler
• Hastalığa tanı koyar
• Dokuları, organları ve tüm vücudu (otopsi) inceler
• Cerrahi patoloji
• Adli patoloji
• Kadavranın incelenmesi ile ölüm nedeninin belirlenmesine çalışır
• Klinik patoloji
• Hastalık hakkında bilgi toplanması ile ilgilenir
• Kan ve idrar gibi vücut sıvılarını ve dokuları inceler
• Kimyasal/mikrobiyolojik/hematolojik/moleküler yöntemler

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
24
Q

Histopatoloji

A

hastalıklı dokuları inceler

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
25
Q

Sitopatoloji

A

hastalıklı hücreleri inceler
• Doku ve vücut sıvıları

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
26
Q

Veteriner patolojisi

A

hayvan hastalıkları ile ilgilenir
• Anatomik patoloji
• Klinik patoloji

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
27
Q

Fitopatoloji

A

bitki hastalıkları ile ilgilenir
• Bu hastalıkların insan ve hayvanları nasıl etkilediğini
inceler

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
28
Q

Moleküler patoloji

A

doku, organ ve vücut sıvılarındaki moleküler
düzeni inceler
• Hastalığın tanısına odaklanır

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
29
Q

Patoloji’de Tanısal Yöntemler

A

• Makroskopi (göz)
• Mikroskopi (Işık veya elektron mikroskobu)
• Histokimya
• Moleküler patoloji
- İmmünhistokimya
• İmmünfloresans
• İmmünperoksidaz
– ISH
– PCR

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
30
Q

Patoloji’de Tanısal Yöntemler

A

• Cerrahi Patoloji – Vücuttan küçük veya büyük bir ameliyat
ile çıkartılan dokular/organlar için
• “Biyopsi Raporu“ düzenlenir
• Sitopatoloji
• Vücuttan iğne ile alınan hücreler,
kendiliğinden dökülen hücreler veya
vücut sıvıları için
• “Sitoloji Raporu“ düzenlenir

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
31
Q

Cerrahi Patoloji’de Biyopsi

A

• Biyopsi, hastalığın varlığını ve/veya yaygınlığını belirlemek
amacıyla
- Canlıdan hücrelerin ve dokuların incelenmesi amacıyla bulundukları
yerden çıkarılmasıdır
-Çıkarılan doku patolog hekim tarafından önce makroskopik ve
mikroskopik yöntemler ile incelenir

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
32
Q

Biyopsi Türleri

A

• Eksizyonel biyopsi: Bir doku alanının tümünün çıkarılması
• İnsizyonel biyopsi: Dokunun bir kısmının çıkarılması
• İğne aspirasyon biyopsisi: Doku örneğinin/sıvısının bir iğne yardımıyla alınması
• Endoskopik biyopsi: Vücut boşluklarından endoskop (ışıklı, bükülebilen bir araç)
ile alınan biyopsi
• Açık cerrahi biyopsi: Cerrahi sırasında büyük bir kitlenin çıkarılması
• Shave (“tıraşlama”) biyopsi, punch (“zımba ”) biyopsi ve küretaj biyopsisi de
yapılır

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
33
Q

Biyopsiler, organ yerleşimine ve kullanılan yönteme göre de isimlendirilir

A

• Kemik iliği biyopsisi (kemik iliği)
• Bronkoskopik biyopsi ve transbronşiyal biyopsi (akciğer)
• Endometrial biyopsi (endometrium)
• Karaciğer iğne biyopsisi (karaciğer)
• Prostat iğne biyopsisi ve TUR (trans üretral rezeksiyon) biyopsisi
Doku/sıvı örnekleri hastanın adı, yaşı, cinsi, önemli klinik verileri ve örneği
belirten patoloji/sitoloji istem formu ile gönderilir

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
34
Q

Makroskopi

A

• Havalandırma
• Tartılar
• Çeşitli cerrahi aletler (bistüri, bıçak, makas,
penset, stile vb.)
• Doku kasetleri ve etiket kutuları
• Fotografi düzeneği, stereomikroskop,
elektrikli testere, vb.
• Bilgisayar terminali
• Kesim alanı
• Formalin tankı
• Doku örnekleri kutularının konduğu
havalandırmalı raflar/dolaplar
• Buzdolabı

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
35
Q

Makroskopi

A

• Önce doku örneği tanımlanır ve kesim yerine anatomik
özelliklerine göre yerleştirilir
• Doku örneği gözle incelenir – Normal ve anormal alanlar tanımlanır
– Doku örneğinin tipi, içerdiği yapılar, boyutları, ağırlığı, şekli, rengi
– Cerrahi sınırlar incelenir, tanımlanırİ çini mürekkebi ile işaretlenir
– Kesme aşamasından önce bazı dokular fotoğraflanır

• Çok küçük örnekler, hemen fiksatife (örn., formalin) konur
• Doku örnekleri hacimleri ile uyumlu miktarda fiksatife konur
• Fiksasyon için gerekli sürenin sonunda tekrar incelenir
• Doku takibine alınacak örneklemeler yapılır
• Örnekte kalsifiye alanlar varsa/örnek kemik ise
önce dekalsifikasyon sonra örnekleme yapılır
• Doku kasetleri, doku takibi işlemi için fiksatif içerisinde bekletilir

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
36
Q

Rutin Histo/Sito-patolojik Uygulamalar

A

• Fiksasyon
• Doku Takibi
• Parafinizasyon (Parafine Gömme/Bloklama)
• Boyama
• “Frozen section” ve intraoperatif konsültasyon
• Sitolojik yöntemler

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
37
Q

Patoloji Laboratuvarı ve Koruyucu Ekipmanlar

A

• Önlükler, koruma gözlükleri/maskeler ve eldivenler – Lastik eldiven – Cerrahi lateks eldiven – Nitril eldiven
• Histopatoloji için en iyisidir
• Laboratuvarda yemek yenmez, içecek ve sigara içilmez
• Kozmetik ürün kullanılmaz

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
38
Q

Fiksasyon (Tespit)

A

• Dokunun canlı olduğu son hali korumak amacıyla yapılır – Aldehidler: Formaldehid, glutaraldehid (EM için), glioksal – Oksidanlar: Osmium tetroksit (EM için), potasyum permanganat, potasyum dikromat – Proteinleri denatüre/koagüle edenler: Asetik asit, metil/etil alkol – Fiziksel: Isı, mikrodalga
• Doku hacimlerinin en az 10 katı – %3.7-4.0 formaldehit (H-CHO) çözeltisi (%10’luk formalin) (en yaygın) – %70-80 etil alkol – Bouin (böbrek), Zenker (endokrin, RES), B5 (RES) çözeltileri
• Oda sıcaklığında DNA ve RNA, formaldehid ile reaksiyona girmez – Arşivdeki materyaller DNA analizi için kullanılabilir
• Etil/metil alkol nükleik asitler için hazırlanan fiksatiflerde sık kullanılır
• Polimeraz zincir reaksiyonu (PCR) için etil alkol, en uygun DNA parçalarını sağlar
• RNA için en uygun fiksatifler, etil alkol ve asetondur
• Yağların gösterilmesi için daha çok frozen kesit yöntemi kullanılır
• Glikojen gösterilmesi için alkollü fiksatifler önerilir

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
39
Q

Dekalsifikasyon

A

• Ca++ tuzları içeren kalsifiye dokulardan ve kemiklerden kesit alınabilmesi için
inorganik Ca++ uzaklaştırılır – Çözünebilir Ca++ tuzları oluşturan asitler (%5-10 formik asit) – Ca++ bağlayan şelatlar (EDTA) – Elektrolitik yöntem (%1-5 nitrik asit)

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
40
Q

Doku Takibi (Doku İşleme)

A

• Mikroskopta incelenebilmesi (doku 1-12 µm kalınlığında kesilmelidir) için
%70 su içeren dokulardan suyun alınıp yerine parafin geçirilmesi işlemidir
– Dehidratasyon (alkoller) – Şeffaflandırma (ksilen) -Parafinizasyon (parafin)

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
41
Q

Bloklama

A

• Parafinli dokular, dikdörtgen prizma kalıplara konur
ve 58-60 ˚C parafin eklenip soğutulmasıyla bloklar
elde edilir
• Böylece dokuların çok ince kesilmesi mümkün olur

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
42
Q

Mikrotomi (Kesit alma)

A

• Parafin bloklar; “mikrotom” ile
istenen kalınlıkta (genellikle 4-6
µm) kesilir
• Kesitler ılık su banyosuna, oradan
da lamlar üzerine alınır

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
43
Q

Mikroskopi

A

• Çözünürlük: Birbirine çok yakın iki
ayrı noktayı görebilme kapasitesidir
• İnsan gözünün ayırt etme gücü 40
μm; ışık mikroskobunun 0.2 μm

Işığın transmisyon ve absorbsiyon özelliğini kullanan ışık ve polarizasyon mikroskobunda
örneklerin incelenebilmesi için;
• Işığın örneği ve mercek sistemlerini geçerek göze ulaşabilmesi (yeterince ince olması)
Ayrıntıların görülebilmesi için boyanmaları gerekir

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
44
Q

Histokimya

A

• Kimyasal maddeler ile doku elemanları arasında
reaksiyon oluşturarak doku elemanlarını tanımlama
bilimidir
• Boyanma, boya ve doku etkileşimine bağlıdır
• Doku yapılarının bir boyaya afinite göstermesi
boyanmaya yol açar
• En yaygın kullanılan histokimyasal boya:
– Hematoksilen ve eozin

• Boyama için doku takip işlemindeki aşamalar tersine çevrilerek
kesitlerdeki parafinin yerine tekrar su geçirilir – Kesitler ısıtılıp ksilen’e konarak deparafinize edilir – Sonra derişimi giderek azalan alkollere ve sonunda suya getirilir – Hematoksilen & eozin ile boyanırlar
• Çoğu zaman bu yöntem ile boyanmış preparatların değerlendirilmesi yeterli
olur

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
45
Q

Hematoksilen

A

Haematoxylon
campechianum ağacından elde edilir
• Hematein boyası hematoksilenin
oksidasyon ürünüdür
• Hematoksilen baziktir; hücredeki
bazofilik yapıları (nükleik asit içeren
asidik hücre nükleusunu) mavi-mor
boyar

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
46
Q

Eozin

A

bir anilin boyasıdır (1874);
eozinofilik yapıları (bazik sitoplazma
içeriğini) pembe-kırmızı boyar

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
47
Q

Amiloid

A

• H&E ile pembemsi boyanır
• Kongo kırmızısı ile boyanıp polarize ışıkta bakıldığında
karakteristik sarı-yeşil “çift kırılım”

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
48
Q

Mikroorganizmalar

A

• Gram (bakteriler)
• Ziehl-Nielsen boyası (mikobakteriler)
• Giemsa (bazı bakteri ve parazitler)
• Warthin-Starry (bazı bakteriler)
• Modifiye Orsein (hepatit B)
• PAS (funguslar ve parazitler)
• Grocott methenamin silver (MSS) (funguslar ve
parazitler)

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
49
Q

Kesitlerin Kapatılması

A

• Boyama sonrası lam üzerindeki kesitin mikroskopta incelenmeye uygun hale gelmesi
için uygun kapatıcı madde (yapıştırıcı) ve kapatıcı (lamel) ile kaplanması gerekir

Lamel: Lam üzerindeki doku üstüne konan kapatıcı maddenin üstüne yerleştirilen çok
ince (0.15mm) cam veya plastik materyal

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
50
Q

Lamel: Lam üzerindeki doku üstüne konan kapatıcı maddenin üstüne yerleştirilen çok
ince (0.15mm) cam veya plastik materyal

A

• Doğal reçineler (Kanada balsam)
• Sentetik reçineler (günümüzde yaygın)
• Sulu kapatıcılar (örn., gliserin jel) – Bazı yöntemlerde
• Yağ boyaları
• İmmünfloresans boyama
• Lamel boyutları, lama ve doku kesitlerine göre seçilir

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
51
Q

Sitolojik Örnekler

A

• İnce iğne aspirasyon (İİA) sitolojisi örnekleri
• Eksfoliyatif sitoloji örnekleri – Servikovajinal yayma – Balgam – Bronş lavajı ve bronkoalveoler lavaj (BAL) – Plevra, periton ve perikard sıvıları – Peritoneal yıkama sıvısı – Eklem sıvısı – İdrar – Beyin-omurilik sıvısı (BOS) – Meme başı akıntısı-Kornea ve konjonktiva kazıma ve imprint(dokundurma) sitolojileri-fırçalama materyalleri

• Sitolojik Yöntemler
• Eksfoliyatif sitoloji
• Kazıma yöntemi
• Aspirasyon sitolojisi
• CT/USG yönlendirmeli

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
52
Q

Sitoloji Laboratuvarı Donanımı

A

• Sitoloji laboratuvarına gelen örneklerin, incelemeye hazır hale gelmesi için geçmesi gerekli bazı
işlemler: – Fiksasyon (tespit), takip, boyama, vs.
• Fiksatif çözeltileri
• Kanlı materyallerdeki kanın ortamdan uzaklaştırılması için alkol bazlı çözeltiler
• Mukuslu materyaller için mukus çözücü çözeltiler
• Papanicolaou (Pap) boya seti
• May-Grünwald-Giemsa (MGG) boya seti
• Santrifüj cihazı
• Sitosantrifüj cihazı (olgu sayısı 3500/yıl üzerinde olan laboratuarlarda kullanılabilir)
• Hücre bloğu hazırlama aparatları

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
53
Q

Yayma Teknikleri

A

A: Direkt yayma; lamel veya ikinci bir lam ile az bir basınçla
materyal lamın altına doğru yayılır
B: İndirekt yayma; materyal lamelin arkasında toplanır,
hafifçe geri çekilir ve lamel yukarı kaldırılır. Tekrar nazikçe
yayılır

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
54
Q

“Frozen” Kesit ve İntraoperatif Konsültasyon

A

• “Dondurulmuş” Kesit; cerrahi uygulama sırasında
çıkarılan bir doku örneğinin hızlı mikroskopik
incelenmesi için yapılır – Lezyonun doğasını, cerrahi sınırların güvenliğini, alınan
dokunun tanı için yeterliliğini belirlemek – Kriyostat; - 20-50 ºC’de kesit; hızlandırılmış boyama
(H&E) – 10-15 dakika

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
55
Q

İmmünhistokimya

A

• Doku elemanlarının antijen-antikor bağlanması yoluyla
belirlenmesine dayanır
• Sitolojide uygulandığında bu yönteme immünositokimya denir
• En yaygın kullanılan enzim “Horseradish” (yaban turpu)
peroksidaz (HRP), kromojen ise DAB (3,3’-diaminobenzidin
tetrahidroklorid)
• Histokimya kullanımını azaltmıştır

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
56
Q

İşaretleyiciler ve İmmünfloresans

A

• Floresan maddeler ve bazı enzimler de
işaretleyici olarak yaygın kullanılır – Floresan işaretleyiciler:
• En sık floresein izotiyosiyanat (FITC)
(florokrom)

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
57
Q

Moleküler Patoloji

A

• İmmünhistokimya
• İn situ hibridizasyon
• Polimeraz zincir reaksiyonu (PCR)

Patoloji, genetik ve moleküler biyoloji disiplinleri
• Mutasyonlar veya polimorfizm gibi yapısal DNA değişiklikleri
• İşlevsel DNA değişiklikleri
• Biyoinformatik çalışmaları
• MikroRNA çalışmaları
• miRNA, gen ekspresyonunun düzenlenmesinde görevli 21-23 nükleotidlik tek iplikli bir RNA

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
58
Q

Raporlama

A

Bir patoloji raporunda neler yazar:
• Hastanın adı soyadı
• Yaşı
• Raporun numarası
• Örneğin alındığı tarih
• Rapor tarihi
Raporun Bölümleri
• Makroskopi
İncelenen örneğin/sitoloji materyalinin
özellikleri
• Mikroskopi
Açıklamalar daha çok doktordan doktora ek mesaj
niteliğindedir
• Tanı
En çok okunan kısımdır.
Hastanın doktoruna ek açıklamalar, öneriler bulunabilir
• Hastaların konulan tanıyı “kendi
anlayacakları terimlerle” öğrenme hakkı
vardır
• Hastayı bu yönden aydınlatma görevi,
sorumlu hekimine aittir
• Danışılırsa, patologlar da - sınırlı olarak -
tanı hakkında bilgi verirler

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
59
Q

Örneklerin Saklanması

A

• Dokular bir ay,
• Parafin bloklar ve preparatlar sınırsız süre saklanır
• Saklanan doku/organ, parafin blok ve preparatların “sahibi” hastadır
• Hastanın bakımı ve tedavisi yönünden gerekli olduğunda, bunlar hastaya verilir

• Günümüzde, tümörlerin tanısı başta olmak
üzere, birçok hastalığın kesin tanısı için
patolojik inceleme gereklidir ve zorunludur

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
60
Q

Mikrobiyal Patogenez

A

• Prion • Prion: Nükleik asiti yok ~ 35 kDa (2 nm)
• Virüs • Virüs: 20- 300 nm
• Bakteri • Bakteri: 0.5- 5 mm
• Fungus • Fungus: 2- 10 mm
• Protozoa • Protozoa: 1- 150 mm
• Helmint • Helmint– 10 m

DNA: 22-26 Å (2.2 nm)
1 nükleotid: 3.3 Å (0.33 nm)
mRNA: 2-300 nm
tRNA: 75-95 nükleotid

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
61
Q

Genel Prensipler

A

• Etkili aşılara ve antibiyotiklere rağmen bulaşıcı hastalıklar
hala dünyada önemli bir sağlık sorunudur
• Yüksek gelirli ülkelerde

• Yaşlı yetişkinlerde
• Bağışıklığı baskılanmışlarda
• Kr. hastalığı olanlarda önemli
ölüm nedeni

• Tıbbi bakıma yetersiz erişim
• %50 ölüm nedeni bulaşıcı hastalıklar
• Yetersiz beslenme
• Çoğu çocuklarda
• Solunum yolu infeksiyonları
• Bulaşıcı diyare
• Malarya (sıtma)

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
62
Q

Mikroorganizmalar hastalığa nasıl neden olur?

A

• İnsanlar, hayvanlar, böcek vektörleri ve çevre
• Çok çeşitli virülan patojenik organizmalar vardır– Sağlıklı insanların normal mikrobiyotalarında bulunmazlar
• Saptanırlarsa, bir infeksiyonun teşhisi konmuş olur
• İnsanlar ve diğer hayvanlar, sağlık ve hastalıkta önemli rolleri
olan kompleks bir mikrobiyom (mikrop ekosistemi) barındırır

• Çoğu simbiyotik organizma, konaklarıyla
mikroçevrede barış içinde bir arada yaşar– Varlıkları bulaşıcı hastalıkları önlemeye yardımcı olur– Ancak, normal konak savunması zayıflarsa normal
mikrobiyota da semptomatik inf ve ölüme yol açabilir– Mikroçevre, patojenler tarafından ele geçirilebilir

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
63
Q

Mikropların Giriş Yolları

A

• Mikroplar, epitel yüzeylerini bozarak, soluma, yutma veya
cinsel yolla konağa girebilir
• Sağlıklı kişilerdeki deri infeksiyonlarında organizmalar genelde
yüzeysel yaralanmalar yoluyla girerler
• Sağlıklı kişilerdeki solunum, GİS ve GÜS infeksiyonlarına, epitele
zarar verme/invazyon yeteneği olan virülan mikroorganizmalar

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
64
Q

Mikrobiyal İnfeksiyonunİzlediği Yollar

A

bölge deri

Majör Lokal
Defans Epidermal
bariyer

Lokal Defans
Yetmezliğinin
Nedenleri Mekanik
defektler(Kesiler,
yanıklar, ülserler)

Patojenler (örnekler) Staphylococcusaureus, Candida
albicans, Pseudomonasaeruginosa

İğne delikleri Human immunodeficiencyvirus,
hepatit virüsleri

Artropod ve
hayvan yaraları Sarı ateş, veba, Lymehastalığı,
malarya, kuduz

Direkt
penetrasyon Schistosomatürleri

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
65
Q

Gastrointestinal
trakt major lokal defans epitelyal bariyer

A

Mikropların tutunması ve
lokal proliferasyonu
Vibriocholerae, Giardia duodenalis
Mikropların tutunması ve
lokal invazyonu
Shigella türleri,Salmonella türleri,
Campylobacter türleri.
M hücreleri aracılığıyla
alım
Poliovirus, Shigella türleri, Salmonella türleri

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
66
Q

Asidik sekresyonlar

A

Aside dirençli kistler ve
yumurtalar
Birçok protozoave helmint

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
67
Q

Peristalsis

A

Obstrüksiyon, ileus,
cerrahi sonrası adezyonlar
Mikstaerobik andanaerobik bakteriler
(Escherichiacoli,Bacteroidestürleri)

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
68
Q

Safra ve pankreatik
enzimler

A

Dirençli mikrobiyal
eksternalkılıflar
HepatitisA, rotavirus, norovirus

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
69
Q

Normal koruyucu
mikrobiyota

A

Geniş spektrumlu
antibiotik kullanımı
Clostridioidesdifficile

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
70
Q

Patojenlerin GİS’de Semptomatik Hastalık
Oluşturma Mekanizmaları

A

• Toksin üretimi
• Bakteriyel kolonizasyon ve toksin üretimi
• Adezyon ve mukozal invazyon

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
71
Q

Respiratuvar
trakt Mukosiliyergeçiş
alanı (major lokal defans)

A

Mikropların tutunması ve lokal
proliferasyonu
Influenzavirüsleri

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
72
Q

Respiratuvar
trakt Yerleşik alveolar
makrofajlar

A

Fagositler tarafından öldürülmeye
direnç
Mycobacteriumtuberculosis

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
73
Q

Ürogenital
trakt Ürinasyon

A

Obstrüksiyon, mikrobiyal tutunma ve
lokal proliferasyon
Escherichiacoli

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
74
Q

Normal vajinal
mikrobiyota

A

Antibiyotik kullanımı Candidaalbicans

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
75
Q

Intakt
epidermal/epitelyal
bariyer

A

Mikrobiyal tutunma ve lokal
proliferasyon
Neisseria gonorrhoeae

Direkt infeksiyon/lokal invazyon Herpes virüsleri, sifiliz

Lokal travma
Cinsel yolla bulaşan çeşitli
infeksiyonlar(örn., Human
papillomavirus)

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
76
Q

Respiratuvar Traktta M. Org. Lokal Defanstan
Kaçma Mekanizmaları

A

• Bazı solunum yolu virüsleri, alt solunum yolu ve farinksteki epitel
hücrelerine bağlanır ve girer– Örn., influenza virüsünde bulunan hemaglutinin (zarf proteini) , epitel
hücresi yüzeyindeki siyalik aside bağlanır– Bağlanma, endositoz ile viral girişe ve replikasyona yol açar
• M. pneumoniaeve B. pertussis, inf yapma yeteneklerini artıran
toksinler salgılar ve siliyer aktiviteyi bozar

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
77
Q

Respiratuvar Traktta M. Org. Lokal Defanstan
Kaçma Mekanizmaları

A

• Fagositoz sonrası öldürülmeye karşı direnç– M. tuberculosis, makrofaj fagolizozomlarında hayatta kalır ve alveollere
yerleşir
• Lokal veya sistemik defansın bozulması – İnfluenza, mekanik ventilasyon, sigara veya kistik fibrozisin mukosiliyer
tabakaya verdiği hasar, bakterilerin süperenfeksiyonuna zemin hazırlar– Sistemik immün yetmezlikte birçok infeksiyöz ajan, solunum inf neden olur
• Örn., edinsel immün yetmezlik sendromu (AIDS) hastalarında Pneumocystis
jirovecii
• Nötropenili hastalarda Aspergillus türleri

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
78
Q

Ürogenital Trakt

A

• İdrar, az sayıda düşük virülanslı bakteri içerir
• İdrar yolu, işeme sırasında düzenli boşaltma yapılarak infeksiyondan korunur
• İdrar yolu patojenleri (örn., E. coli) genellikle üretra yoluyla ulaşır ve
yıkanmaktan kaçınmak için ürotele yapışır
• Kadınlarda idrar yolu inf erkeklere göre 10 kat daha fazladır– Üretra uzunluğu kadınlarda 5 cm; erkeklerde 20 cm’dir
• Kadınları rektumdan bakteri bulaşına daha duyarlı yapar

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
79
Q

Ürogenital Trakt

A

• İdrarın mesaneden atılması mikropları yok eder
• Akışın engellenmesi veya reflü, kişiyi idrar yolu
infeksiyonlarına yatkın kılar
• Adolesandan menopoza kadar vajina, glikozu laktik aside
fermente eden ve patojenlerin büyümesini baskılayan düşük
pHortamı üreten laktobasiller ile korunur – Antibiyotikler laktobasilleri öldürebilir ve fungusların aşırı çoğalmasına
izin vererek vajinal kandidiyazise neden olabilir

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
80
Q

Vertikal Geçiş

A

• İnfeksiyöz ajanların anneden fetusa/yenidoğana dikey geçişi,
belirli patojenlerin yaygın bir bulaşma şeklidir

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
81
Q

Vertikal Geçiş Mekanizmaları

A

• Plasental-fetal geçiş: Annenin gebelikte bir patojenle
infekte olmasıyla gelişir– Bazı m.org. fetal gelişime müdahale eder, hasarın derecesi ve
türü, inf sırasındaki fetal yaşa bağlıdır
• Birinci trimesterde rubella (kızamıkçık) inf, kalp malformasyonlarına,
zihinsel engelliliğe, katarakta veya sağırlığa yol açabilir
• Üçüncü trimesterde rubella inf etkisi çok azdır
– Doğum sırasında, doğum kanalından geçerken m.org.
teması bulaşmaya yol açabilir
• Gonokokal ve klamidyal konjunktivit– Doğum sonrasında emzirme yoluyla ajan patojen iletilebilir
• Sitomegalovirüs (CMV), insan immün yetmezlik virüsü (HIV) ve
hepatit B virüsü (HBV)

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
82
Q

Mikropların Girişi ve
Yayılma Yolları

A

• Vücuda girmek için mikroplar epitelveya
mukozalbariyerleri penetreederler
• İnfeksiyon, giriş bölgesinde lokalize olabilir
veya vücuttaki diğer bölgelere yayılabilir
• Bazıları lenfatikler/kan dolaşımı yoluyla
(serbest veya inflamatuvarhücrelerde) yayılır
• Bazı virüsler ve bakteriyel toksinler,
sinirlerden geçebilir

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
83
Q

• Çoğu patojen, insandan insana şu yollarla bulaşır:

A

– Solunum– Fekal-oral– Cinsel ilişki

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
84
Q

Solunum yolu

A

• Solunum yolu ile yayılan virüsler ve
bakteriler, damlacıklar halinde aerosol
haline getirilir ve havaya salınır
• İnfluenza virüsleri gibi bazı solunum
yolu patojenleri, kaynaktan en fazla 1 m
uzaktan büyük damlacıklar halinde
yayılır
• M. tuberculosis ve Varicella-zoster virus,
daha uzun mesafelerden de yayılır

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
85
Q

• Enterik patojenlerin çoğu fekal-oral yolla (dışkı ile kontamine
su/yiyecek alınmasıyla) yayılır

A

• Su kaynaklı patojenler
• HAV, HEV
• Çocuk felci (polio)
• Rotavirus
• V. Cholera
• Shigella türleri
• C. Jejuni
• Salmonella enterica
• Bazı parazitik helmintler (örn., kancalı kurtlar, şistozomlar), sonraki konağın derisine
penetre olabilen larva çıkan yumurtalarını dışkıda saçarlar

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
86
Q

• Cinsel bulaşma genellikle uzun süreli yakın veya mukozal
temas gerektirir:

A

– Virüsler
• Herpes simplex virus (HSV)
• Human immünodeficiency virus (HIV)
• Human papilloma virus (HPV)– Bakteriler
• Treponema pallidum
• Neisseria gonorrhoeae– Protozoa
• Trichomonas vaginalis– Eklembacaklılar
• Phthiris pubis
• Bitler

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
87
Q

Diğer İletim Yolları

A

• Tükürük– Tükürük bezlerinde veya orofarinkste çoğalan virüsler
• Epstein-Barr virus (EBV)
• Kan emen eklem-bacaklı vektörlerin yaydığı protozoalar– Sivrisinekler, keneler, akarlar
• Doğrudan temas – Zoonotik infeksiyonlar, hayvanlardan insanlara doğrudan temas (hayvan
ısırıkları dahil), hayvan ürünleri kullanımı veya omurgasız vektörler

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
88
Q

Konak-Patojen Etkileşimleri

A

• İnfeksiyonun sonucu, mikropların virülansına ve konak immün
tepkisine bağlıdır
• Konak, doğuştan gelen (innat) ve uyarlanabilir (adaptif)
immünsistemler ile kompleks savunmaya sahiptir

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
89
Q

Antijenik Varyasyon

A

Mikrobiyal antijenlere karşı antikorlar, mikrobiyal adezyonu ve
hücrelere alımı bloke eder, fagositozu kolaylaştırmak için opsonin
görevi görür ve komplemanı sabitler
• Mikroplar tanınmadan kaçmak için, farklı yüzey antijenleri eksprese
ederek kılıflarını değiştirebilirler– Borrelia türleri ve tripanozomalar
• İnfluenza virüsleri, segmentli bir RNA genomuna sahiptir– Sık rekombinasyon– Antijenik sürüklenme (ana viral zarf glikoproteinleri antikor bağlama
bölgelerinde değişiklik)– Antijenik kayma (iki viral suş arasında ‘yeni’ melez genom oluşumu)
• Bazı mikroplar, mutasyonla birçok genetik varyant oluşturur– Streptococcus pneumoniae suşlarında >95 farklı kapsüler polisakkarit

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
90
Q

AntijenikVaryasyon Mekanizmaları

A

Yüksek mutasyon hızı Human immünyetmezlik virüsü AIDS
Influenzavirüsü Influenza

Genetik melezlenme Influenzavirüsü Influenza
Rotavirüs Diyare

Genetik yeniden düzenlenme
(örn., gen rekombinasyonu,
gen konversiyonu, bölge
spesifik inversiyon)
Borreliaburgdorferi Lymehastalığı
Neisseriagonorrhoeae Gonore
Trypanosomabrucei Afrikalı uyku hastalığı
Plasmodium falciparum Malarya

Geniş serotipçeşitliliği Rhinovirüsler
Streptococcuspneumoniae
Soğuk algınlığı
Pnömonive meninjit

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
91
Q

Antimikrobiyal Peptidlere Direnç

A

• S. aureus, Shigella ve Candida türleri; katyonik antimikrobiyal
peptidler ile öldürülmemek için peptidleri ve peptid pompalarını
inaktive eder

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
92
Q

Fagositlerin Öldürmesine Karşı Direnç

A

• Bazı bakterilerin yüzeyindeki karbonhidrat kapsül, nötrofil
fagositozunu engeller– S. pneumoniae, N. meningitidis, H. influenzae
• S. aureus, antikorların Fc bölümünü bağlayan ve antikorların fagosit
Fc reseptörlerine bağlanmasını azaltarak fagositozu inhibe eden
protein A taşır

• Mikobakteriler, fagozom-lizozom füzyonunu inhibe eder
• Bazı mikroorganizmalar fagozom zarını bozar ve sitozole sızarlar:– Listeria monocytogenes– Cryptococcus neoformans– Bazı protozoalar
• Leishmania türleri
• T. gondii

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
93
Q

Apoptozdan Kaçma ve
Konak Hücre Metabolizması Manipülasyonu

A

• Bazı virüsler, konak hücrenin apoptozuna müdahale eden
proteinler üretir– Çoğalmak, latent faza girmek ve infekte hücreleri dönüştürmek
için zaman kazanır– Hücre içinde çoğalan bazı mikroplar (virüsler, bazı bakteriler,
mantarlar ve protozoa) otofajiyi düzenleyen faktörler eksprese
ederek degradasyonu önler

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
94
Q

Sitokin, Kemokin ve Kompleman Aracılı
Konak Defansına Direnç

A

• Bazı virüsler, interferon (IFN) işlevine müdahale ederler:– Salgılanan IFN’lerin faaliyetlerini inhibe eden IFN-α/β/γ reseptör
homologları üretirler– JAK/STAT sitokin reseptörü sinyal yolağını inhibe eden proteinler üretirler– IFN’lerin viral replikasyon inhibisyonunu bozarlar
• RNA’ya bağımlı protein kinazı inaktive eden proteinler üretirler

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
95
Q

CD8 + Sitotoksik T Lenfositleri (CTL’ler) ve
CD4 + Yardımcı T Hücreleri Tarafından Tanınmanın Önlenmesi

A

• T hücreleri, MHC molekülleri ile sunulan mikrobiyal antijenleri, CTL’ler için
sınıf I ve CD4 + hücreleri için sınıf II’yi tanır – Bazı DNA virüsleri (HSV, CMV, EBV) MHC sınıf I proteinlerini etkileyerek CD8 + T
hücrelerine peptid sunumunu bozar – Herpes virüsler degradasyon için MHC sınıf II moleküllerini hedefleyebilir ve CD4
+ T yardımcı hücrelere antijen sunumunu bozabilir

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
96
Q

Antimikrobiyal T Hücre Yanıtlarını Azaltmak İçin İmmün
Düzenleyici Mekanizmalardan Yararlanma

A

• T hücresi tükenmesi– HIV, HCV ve HBV’nin neden olduğu kr. inf görülür – Programlanmış hücre ölüm proteini 1 (PD-1), bir bağışıklık
kontrol noktası hücre yüzey reseptörüdür– Normalde kendi antijenlerine karşı T hücre toleransını
sürdürmede işlev gören PD-1 yolağı, kr. viral inf da T hücresi
tükenmesine yol açar

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
97
Q

Latent İnfeksiyonlar

A

• Reaktivasyona kadar, az sayıda viral genin ifade edildiği gizli bir
inf oluşturulur – Nöronların latent inf
• HSV, Varisella-zoster virus– B lenfositlerinin latent inf
• EBV

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
98
Q

Bağışıklık Hücrelerinin İnfekte Edilmesi/
İşlevlerini Bozma

A

• HIV, CD4 + T hücrelerini infekte edip, yok eder

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
99
Q

Konağın Mikroplara Bağışıklık Tepkisi ve
Doku Hasarı

A

• M. tuberculosis’e karşı granülomatöz
inflamatuvar reaksiyon, basilin
yayılmasını önler– Ancak doku hasarı ve fibrozis oluşturabilir

• HBVve HCVinfeksiyonunu takiben hepatosit hasarı, bağışıklık
tepkisinin infekte hepatositlere etkilerinden kaynaklanır– Virüsü temizlemede konak T hücreleri ve doğal öldürücü (NK) hücreler
hepatositleri öldürür

• Streptokokal M proteinine karşı antikorlar, kardiyak proteinlerle
çapraz reaksiyona girebilir ve kalbe zarar vererek romatizmal kalp
hastalığına yol açabilir
• Poststreptokokal glomerülonefrit, antistreptokokal antikorlar ile
streptokokal antijenler arasında oluşan ve böbrek glomerüllerinde
birikerek inflamasyon oluşturan immün komplekslerden kaynaklanır

• İnflamasyon ve epitel hasarı döngüsü, inflamatuvar bağırsak
hastalığının patogenezine katkıda bulunur
• Kanserle birliktelikleri bilinen virüsler (HBV, HCV) ve bakteriler
(Helicobacter pylori), olasılıkla kanser gelişimi için zemin
sağlayan kr. inflamasyonu tetikledikleri için kanserlerle ilişkilidir

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
100
Q

İmmünYetmezliği Olanlarda İnfeksiyonlar

A

• Doğuştan gelen (innat) ve adaptif bağışıklıktaki kalıtsal veya edinsel
defektler sıklıkla immün sistemi bozar ve etkileneni infeksiyonlara
duyarlı hale getirir
• İmmünsistemi sağlam olanda değil de, immün yetmezliği olanda
hastalık yapan organizmalara oportünist (fırsatçı) denir
• Dünya çapında en yıkıcı immün yetmezlik, AIDS nedeni olan HIV
infeksiyonudur

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
101
Q

Diğer Edinsel İmmün Yetmezlik Nedenleri

A

Fırsatçı organizmalar bu hastalarda önemli hastalık yaparlar– Örn., Aspergillus ve Pseudomonas türleri
• Kemik iliği fonksiyonunu baskılayan infiltratif süreçler – Örn., lösemi
• İmmünsüpresif ilaç kullanımı– Otoimmünhastalıkları olanlarda– Organ nakli alıcılarında
• Kanser tedavisinde kullanılan ilaçlar
• Hematopoietik kök hücre nakli

• İmmünyanıtların azalması, latent infeksiyonun reaktivasyonu
ile sonuçlanabilir– Örn., Herpes virüsleri ve M. tuberculosis
• İmmünfonksiyonda yaşa bağlı azalma, yaşlılarda infeksiyonları
artırabilir

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
102
Q

Vücuttan Salınım ve Mikropların Bulaşması

A

• Mikropların bir konaktan diğerine geçişte kullandığı stratejiler:– Deri dökülmesi– Öksürme– Hapşırma– İdrar veya dışkı yoluyla– Cinsel temas sırasında – Böcek vektörleri yoluyla

• Bazı patojenler, alevlenmelerde kısa süreler içinde veya periyodik
olarak salınır
• Bazıları, asemptomatik taşıyıcılardan uzun süreler boyunca
yayılabilir
• Bazılarının dayanıklılığı azdır– Vücut dışında kısa süre kalabilir; kişiden kişiye, doğrudan temas
yoluyla hızlı geçmek zorundadırlar

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
103
Q

İnfeksiyona Duyarlılığı Artıran Bağışıklık Dışı
Hastalıklar/Yaralanmalar

A

• Kistik fibrozisde defektif bir transmembran iletkenlik düzenleyicisi nedeniyle– Pseudomonasaeruginosa, Burkholderia cepacia inf yatkınlık
• Orak hücre hastalığı olanlarda dalak makrofajlarının kaybı nedeniyle– S. pneumoniae inf yatkınlık
• Yanıklarda bariyer bozulması nedeniyle– P. aeruginosa inf yatkınlık
• Malnütrisyon nedeniyle yetersiz immün defans

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
104
Q

İnfeksiyona Duyarlılık

A

• Antikor eksiklikleri– Örn., X’e bağlı agamaglobulinemi hastalarında görülür– S. pneumoniae, H. influenzae ve S. aureus gibi bakteriler ve – Bazı virüs infeksiyonlarına duyarlılık
• Rotavirüs, enterovirüsler

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
105
Q

İnfeksiyona Duyarlılık

A

• Komplemankaskadında erken kompleman defektleri
– S. pneumoniae gibi kapsüllü bakteri inf. na duyarlılık
– Geç membranatak kompleksi komplemanlarında (C5, C9) eksiklikler, Neisseria
inf na eşlik eder

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
106
Q

İnfeksiyona Duyarlılık

A

• Nötrofil fonksiyonu defektleri– Kr. granülomatöz inf, S. aureus, bazı gram-negatif bakteri ve fungus inf na duyarlılık

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
107
Q

İnfeksiyona Duyarlılık

A

• Toll benzeri reseptör (TLR) sinyal yolaklarındaki defektler– Püyojenik bakteriyel inf (S. pneumoniae) yatkınlık– Çocukluk çağı HSV ensefaliti ile ilişkili

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
108
Q

İnfeksiyona duyarlılık

A

• T hücre defektleri, hücre içi patojenlere, özellikle virüslere ve
bazı parazitlere duyarlılığa yol açar– T-yardımcı 1 (Th1) hücrelerinin oluşumunu bozan kalıtsal mutasyonlar
• Atipik mikobakteriyel infeksiyonlarla ilişkili– IL-12; IFN-y reseptörleri; transkripsiyon faktörü STAT1 mutasyonları– Th17 hücreleri oluşumunu bozan defektler
• Kr. mukokutanöz kandidiyazis ile ilişkili – STAT3 mutasyonları

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
109
Q

Mikropların Konağa Verdiği Hasar

A

Bulaşıcı ajanlar, inf oluştururken birkaç mekanizma ile dokulara zarar verir:
• Konak hücrelere temas edebilir/girebilir/direkt hücre ölümüne neden
olabilir/hücresel metabolizmada değişiklik ve sonunda malign dönüşüme yol açabilen
proliferasyona yol açabilirler
• Hücreleri öldüren, doku bileşenlerini bozan enzimleri serbest bırakan/kan
damarlarına zarar veren ve iskemik nekroza neden olan toksinler salabilirler
• Mikroba yöneltilen ve doku hasarı oluşturan konak bağışıklık tepkilerini
indükleyebilirler

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
110
Q

Viral Zedelenme Mekanizmaları

A

• Virüsler, konak hücrelere girerek doğrudan hasar verebilir
• Tropizm: Virüslerin bazı hücreleri infekte ederken diğerlerini
etkilememesidir– Doku tropizminin önemli bir belirleyicisi, hücre üzerindeki viral
reseptörlerdir

• Virüsler, normalde konak faktörleri reseptörü olan hücre yüzey
proteinlerine bağlanır– Bulaşmak, hücrelerde yaşamak ve yayılmak için
evrimleşmişlerdir
• HIV, glikoprotein gp120; T hücrelerinde CD4’e ve kemokin
reseptörü CXCR4’e, makrofajlarda CCR5’e bağlanır
• EBV, B hücrelerinde kompleman reseptörü 2’ye (CR2/ CD21)
bağlanır

• Diğer tropizmler hücre soyuna özgüdür:– Lökoensefalopati yapan JC virüsü inf, SSS’deki oligodendroglia
hücrelerini infekte eder;
• Çünkü, JC viral genleri, eksprese olmak için glial dokuya özgü konak
transkripsiyon faktörlerine ihtiyaç duyar

• Fiziksel engeller doku tropizmine katkıda bulunabilir– Enterovirüsler kısmen bağırsakta çoğalır
• Çünkü asitler, safra ve sindirim enzimleri tarafından inaktivasyona
direnebilir – Rinovirüsler, üst solunum yolu hücrelerini infekte eder
• Çünkü, ortam atmosferine maruz kalan bölgelerdeki daha düşük
sıcaklıklarda en iyi çoğalırlar

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
111
Q

Virüslerin Direkt Sitopatik Etkileri

A

• Bazı virüsler, kritik konak molekülleri (DNA,
RNA, proteinler) sentezini
önleyerek/degradatif enzimler ve toksik
proteinler üreterek hücreleri öldürür– Poliovirüs, konak hücre mRNA translasyonu
için gerekli başlık bağlayıcı proteini inaktive
eder

• Virüsler, plazma membranındaki ölüm reseptörlerini (bir TNF’dir) aktive
ederek ve apoptotik mekanizmayı tetikleyerek hücre ölümünü indükleyebilir
• İnfekte hücrelerde çok miktarda viral protein sentezlenir ve pro-apoptotik
yollar harekete geçer
• Bazı virüsler, örn., HIV, bazı pro-apoptotik proteinleri kodlar– Viral protein R (Vpr) gibi

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
112
Q

Antiviral İmmün Yanıtlar

A

• Konak lenfositleri, virüs bulaşmış hücreleri tanıyabilir ve yok
edebilir– Sitotoksik T lenfositleri de doku hasarı yapabilir

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
113
Q

İnfekte Hücrelerin Transformasyonu

A

• Onkogenik virüsler, hücre büyümesini ve sağkalımını uyarabilir– Virüslerin kodladığı onkogen ekspresyonu– Tümör supresörleri inaktive eden viral protein ekspresyonu– İnsersiyonel mutagenez
• Viral genlerin eklenmesiyle konak genleri ekspresyonu değiştirilir

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
114
Q

Bakteriyel Zedelenme Mekanizmaları

A

Bakteriyel Virülans
• Zedelenme, bakterinin hücrelere yapışmasına, hücreleri ve dokuları istila
etmesine ve toksin salmasına bağlıdır
• Patojenik bakteriler, bu özelliklerden sorumlu proteinleri kodlayan virülans
genlerine sahiptir– Virülans geni farklılıkları, bir Salmonella enterica suşunun yaşamı tehdit eden
tifoya veya kendini sınırlayan bir enterite neden olup olmayacağını belirler

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
115
Q

Plazmidler ve Bakteriyofajlar

A

• Patojeniteyi ve ilaç direncini etkileyen
genleri diğer bakterilere aktarabilirler

• Kolera, difteri ve botulizm patogenezlerinden sorumlu toksinleri
kodlayan genler daha çok bakteriyofaj genomlarında bulunur
• Edinsel antibiyotik direnç genleri, plazmidlerde daha sıktır ve ayrı
türden bakterilere de ulaşabilir– Vankomisin direnci genleri içeren bir plazmid, enterokoklara ve S.
aureus’a etkili olabilir

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
116
Q

‘Quorum Sensing’ çoğunluğu algılama

A

• Çoğu bakteri, bu işlemle büyük bir popülasyondaki gen ekspresyonunu
koordineli olarak düzenler
• Bakteriler, yüksek miktarda olduklarında, toksin üretimi için gen
ekspresyonunu (S. aureus), genetik transformasyon için yeterliliği (S.
pneumoniae) veya biyofilm oluşumunu (P. aeruginosa) indükleyen küçük
otoindüktör moleküller salgılar– Gram-negatif bakterilerde N-asil-homoserin laktonlar– Gram-pozitif bakterilerde peptidler

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
117
Q

‘Quorum Sensing’

A

• Virülans faktörlerinin bakteri popülasyonlarında koordineli etkisi, bir
apse veya konsolide pnömoni odağındaki bakterilerin konak
savunmasını aşmasına izin verebilir
• ‘QuorumSensing’ ile bir popülasyondaki farklı bakteri kolonileri,
farklı genleri de eksprese edebilir

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
118
Q

Biyofilmler

A

• Bakteriler, içinde yaşadıkları intravasküler kateterler ve yapay eklemler gibi konak
dokulara veya cihazlara yapışan visköz bir hücre dışı polisakkarit tabakası oluşturur– Biyofilmler, konak dokulara yapışmayı artırır– Mikropları immün efektör mekanizmalardan korur– Antimikrobiyal ilaçlara karşı dirençlerini artırarak bakterilerin virülansını artırır
• Biyofilm oluşumu, kistik fibrozisli kişilerde bakteriyel endokardit, yapay eklem inf. ve
solunum yolu inf. kalıcılığı ve rekürensde önemlidir

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
119
Q

Konak Hücrelere Bakterilerin Yapışması

A

• Adezinler, bakterileri konak hücrelere veya hücre dışı matrise bağlayan bakteriyel
yüzey proteinleridir
• Geniş bir konak hücre özgüllüğü vardır– Streptococcus pyogenes, bakteriyel hücre duvarından çıkan ve konak hücrelerin yüzeyinde ve hücre dışı
matrikste fibronektine bağlanan adezin protein F ve teikoik asidi kullanarak konak dokulara yapışır
• Pili, bakterilerin yüzeyindeki adeziv filamentöz yapılardır

• Pili sapları, tekrarlayan proteinlerden oluşur
ve değişken uçlu fibrillum, bakterinin dokuya
bağlanma özgüllüğünü belirler– E. coli’nin idrar yolu infeksiyonuna neden olan
doku tropizmi, ‘tip’ (uç) fibrilum ile belirlenir– Mesane epiteline adezyona, d-mannozil
reseptörlerini bağlayan tip fibrilum aracılık eder

– Renal epitele adezyon, tip fibrilumun galabioz içeren
glikosfingolipidlere bağlanmasına bağlıdır– Pili, konak antikor yanıtının hedefi olabilir; N. gonorrhoeae
gibi bakteriler, konak immün sisteminden kaçmak için
pili’lerini değiştirir

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
120
Q

Hücre İçi Bakteriler

A

• Bazı bakteriler, makrofajlara girmek için konak immün yanıtında
önemli reseptörleri kullanır:
• M. tuberculosis, konak hücrenin opsonin reseptörlerini
(antikorlar ve C3b) ve makrofajların non-opsonik reseptörlerini
kullanır

• Bazı gram-negatif bakteriler, epitel hücrelerine girmede bakteri
yüzeyindeki bir tip III sekresyon sistemini kullanır– Bu proteinler konak hücre membranında gözenekler oluşturur– Girişi kolaylaştıran ve konak hücre iskeletinin yeniden düzenlenmesine
aracılık eden bakteriyel proteinler enjekte ederler

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
121
Q

Hücrenin Kaderi

A

• Hücreye giren bakteriye göre değişir
• Shigella türleri ve E. coli, konak protein sentezini inhibe eder, hızla çoğalır ve
konak hücreyi saatler içinde lizise uğratır
• Çoğu bakteri, fagozom asidik bir lizozomla birleştiğinde (fagolizozom)
makrofaj içinde öldürülür, ancak bazı bakteriler bu konak savunmasını
atlatır:
– M. tuberculosis, lizozomun fagozomla füzyonunu bloke eder ve
makrofajda çoğalır– Bazı bakteriler, makrofajlarda fagozomdan çıkıp sitoplazmaya
girerek tahribatı atlatır
• L. monocytogenes, listeriolizin O denen bir gözenek yapan protein
ve fagozom zarını bozan iki fosfolipaz üretir
• L. monocytogenes, sitoplazmada komşu hücrelere direkt yayılımı
desteklemek için aktin hücre iskeletini modifiye eder

– Hücre içindeki bakteriler, immün yanıtın belirli efektör
mekanizmalarından (antikorlar ve kompleman) kaçabilir ve
yayılımları kolaylaşabilir
• M. tuberculosis taşıyan infekte makrofajlar akciğerden lenf
nodlarına ve uzak alanlara göç eder

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
122
Q

Bakteriyel Toksinler

A

• Hastalığa katkıda bulunan bir bakteriyel madde toksin
olarak kabul edilir
• Toksinler ikiye ayrılır
– Gram negatif bakterinin bir bileşeni olan endotoksin
– Birçok bakterinin salgıladığı proteinler (eksotoksin)

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
123
Q

Bakteriyel Endotoksin

A

• Konakta immün yanıtı uyaran ve konağa zarar veren gram-negatif
bakterilerin dış zarındaki bir lipopolisakkarittir (LPS)– Molekülü hücre zarına sabitleyen ve endotoksin aktivitesinden
sorumlu parçası Lipid A’dır
• Gram-pozitif bakterilerin dış yapılarındaki lipoteikoik asit gibi
moleküller, LPS benzeri etkiler gösterebilir

• Lipid A veya lipotekoik aside verilen yanıt, koruyucu immüniteyi
aktive ettiğinden konak için faydalıdır– İmmünhücreler tarafından önemli sitokinlerin ve kemoatraktanların
(kemokinler) üretimini indükler ve T lenfosit aktivasyonunu artıran ko
stimülatör moleküllerin ekspresyonunu arttırır

• Yüksek düzeyde endotoksin, özellikle TNF, IL-6 ve IL-12 gibi aşırı
sitokin düzeylerinin indüksiyonu yoluyla septik şokta, yaygın damar
içi pıhtılaşmada (DİK) ve yetişkin solunum sıkıntısı sendromunda
patojenik rol oynar

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
124
Q

Ekzotoksinler

A

• Hücresel hasar ve hastalığa neden olan bakterilerden salgılanan
proteinlerdir
• Etki mekanizmalarına göre sınıflanırlar:

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
125
Q

Enzimler

A

• Bakteriler, konak hücrelerinde substratlara etkili enzimler salgılar– Proteaz, hyaluronidaz, koagülaz, fibrinolizin
• Doku yıkımı ve apse oluşumunda rolleri vardır
• S. aureus’un eksfoliyatif toksinleri, keratinositleri bir arada tutan
proteinleri parçalar; epidermis dermisden ayrılır– Stafilokokal haşlanmış deri sendromu gelişir

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
126
Q

Hücre İçi Sinyali/Düzenleyici Yolakları
Değiştiren Toksinler

A

• Çoğu, enzimatik aktiviteye sahip bir aktif (A) ve hücre yüzeyindeki
reseptörlere bağlanan ve A birimini sitoplazmaya ileten bir bağlayıcı
(B) alt birime sahiptir
• A-B toksinleri, birçok bakteri tarafından yapılır– Bacillus anthracis, V. cholerae ve bazı E. coli türleri

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
127
Q

Nörotoksinler

A

• Clostridium botulinum ve Clostridium tetani tarafından üretilen,
nörotransmiter salınımını engelleyen ve paraliziye yol açan A-B
toksinleridir– Bu toksinler nöronları öldürmez; A alanları sinaptik bağlantı noktasında
nörotransmiter salgılanmasında rol oynayan proteinlerle etkileşir– Tetanoz ve botulizm’de, göğüs ve diyafram kaslarının paralizisi nedeniyle
solunum yetmezliği ve ölüm oluşabilir

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
128
Q

Süperantijenler

A

• T hücresi reseptörünün korunmuş kısımlarına bağlanarak T
lenfositlerini uyaran, proliferasyona ve sitokin salınımına yol açan
bakteriyel toksinler
• Yüksek sitokin seviyesi, sistemik inflamatuvar yanıt sendromuna yol
açabilir

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
129
Q

İnfeksiyona Karşı İnflamatuvar Yanıt Spektrumu

A

• Mikroplar çok çeşitlidir, ama immün yanıt mekanizmaları ve doku
yanıtı modelleri sınırlıdır
• Birçok patojen, benzer reaksiyon modelleri üretir
• Belirli bir mikroorganizma için çok az özellik benzersizdir veya
patognomoniktir

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
130
Q

• Konağın immün durumu, inflamatuvar yanıtın
histolojik özelliklerini de belirler

A

– Normalde şiddetli lökosit tepkileri uyaran
püyojenik bakteriler, nötropenik bir konakta az
miktarda lökosit eksüdasyonuna ve hızlı doku
nekrozuna neden olabilir

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
131
Q

• İmmünitesi baskılanmamış bir hastada, M.
tuberculosis, birkaç mikobakterinin
mevcut olduğu iyi oluşmuş granülomlara
neden olurlar

A

• AIDS hastasında aynı mikobakteriler,
granülomlarda birleşemeyen
makrofajlarda bolca çoğalırlar

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
132
Q

İnfeksiyonlardaAna Doku Reaksiyonu Paternleri yanıt tipi patogenez örnekler

A

Süpüratif(Pürülan)
infeksiyon

Artmış vaskülerpermeabilite
Lökosit infiltrasyonu(nötrofiller)
Bakterilerden kemoatraktanlar
“Püy” oluşumu

Pnömoni(Staphylococcusaureus)
Abseler(Staphylococcustürleri, anaerobik ve diğer bakteriler)

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
133
Q

Mononükleerve
granülomatözinflamasyon

Mononükleerhücre infiltratları(monositler, makrofajlar, plazma
hücreleri, lenfositler)

Sifiliz

A

Patojenlere hücre-aracılı immünyanıt (“persistanantijen”)
Granülomoluşumu

Tüberküloz

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
134
Q

Sitopatik-sitoproliferatif
reaksiyonlar

Hücrelerin viraltransformasyonu
Nekroz veya proliferasyon(multinükleasyondahil)
Neoplazibağlantısı

Servikalkanser (humanpapillomavirus)
Su çiçeği, zona
Herpes

A

Doku nekrozu

Toksin-veya lizis-aracılı yıkım
İnflamatuvarhücre yokluğu
Rapidlyprogresifsüreçler

Gangren(Clostridiumperfringens)
Hepatit (hepatitisB virus)

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
135
Q

Kronik inflamasyon/skar
oluşumu

Tekrarlayan zedelenme fibroziseyol açar
Normal parankimkaybı

Kronik hepatit ile birlikte siroz (hepatitisB ve C virüsleri)

A

Reaksiyon yokluğu
Şiddetli immünyetmezlik
Tedavi edilmemiş AIDS’deMycobacteriumavium(T-hücre
yetmezliği)

Kemik iliği transplanthastalarında mucormycosis(nötropeni)

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
136
Q

Süpüratif (Pürülan) İnflamasyon

A

• Artmış vasküler permeabilite ve ağırlıklı nötrofil lökosit infiltrasyonu
• Nötrofiller, bu yanıtı uyandıran “püyojenik” (püy oluşturan)
bakterilerden, çoğunlukla gram-pozitif kok ve gram-negatif basillerden
kemoatraktan salınmasıyla infeksiyon bölgesine çekilir

• Ölen nötrofil kitleleri ve dokunun likefaktif
nekrozu püy oluşturur
• Pürülan lezyonların boyutları, kolonize bir kalp
kapağına sekonder bakteriyel sepsisde birçok
organda oluşan minik mikroabselerden,
pnömonide akciğerin tüm loblarının yaygın
tutulumuna kadar değişir

• Lezyonların yıkıcılığı, lokalizasyona ve mikroorganizmaya bağlıdır– S. pneumoniaegenellikle alveolar duvarları korur ve iyileşen lober
pnömoniye neden olur– S. aureus ve K. pneumoniae alveolar duvarları tahrip eder ve skar
oluşumuyla iyileşen abseler oluşturur– Bakteriyel farenjit (S. pyogenes) sekel bırakmadan düzelebilir– Bir eklemde akut bakteriyel inflamasyon tedavi edilmezse, eklemi birkaç
günde destrükte edebilir

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
137
Q

Mononükleer ve Granülomatöz İnflamasyon

A

• Yaygın, ağırlıklı mononükleer, interstisiyel infiltrat,
tüm kr. inflamatuvar süreçlerin ortak özelliğidir
• Akut olarak geliştiklerinde, genellikle virüslere, hücre içi
bakterilere veya hücre içi parazitlere bir yanıttır
• Spiroketler ve helmintler de kr. inflamatuvar yanıtlara neden
olur

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
138
Q

• İnflamatuvar lezyonda hangi mononükleer
hücrenin baskın olduğu, konak immün yanıtına
bağlıdır

A

• Sifilizin primer ve sekonder lezyonlarında
plazma hücreleri bol bulunur
• HBV inf veya beynin viral inf da lenfositler
baskındır
• Lenfositlerin varlığı, hücre aracılı immün
yanıtın göstergesidir

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
139
Q

• Granülomatöz inf, eradikasyona direnen ve güçlü T hücre aracılı
immün yanıt uyarabilen ajanlar tarafından oluşturulan farklı bir
mononükleer inf formudur

A

– M. tuberculosis, H. capsulatum, Schistosoma yumurtaları

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
140
Q

• Granülomatöz inf, bazıları dev hücreler oluşturmak için
kaynaşabilen “epiteloid” hücreler denen aktive
makrofajların birikmesi ile karakterizedir

A

• Granülomlar merkezi bir kazeöz nekroz alanı içerebilir

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
141
Q

Sitopatik-Sitoproliferatif Reaksiyon

A

• Genellikle virüsler ile oluşturulur
• Lezyonlarda, seyrek inflamatuvar hücreler, hücre
nekrozu veya hücresel proliferasyon izlenir
• Bazı virüsler, hücreler içinde çoğalır ve inklüzyon
cisimleri olarak görülen viral agregatlar oluşturur– Herpes virüsler, adenovirüsler

• Hücreleri multinükleer hücre
oluşturmaya teşvik ederler– Rubeola (kızamık) virüsü, herpes
virüsler
• Derideki fokal hücre hasarı, epitel
hücrelerinin ayrılıp kabarcıklar
oluşturmasına neden olabilir

• Bazı virüsler epitelhücrelerinin
çoğalmasına neden olabilir–Molluscumcontagiosumvirus
(MCV) ve neden olduğu
molluskumkontagiozumpapülleri
• Virüsler malignneoplazmların
gelişimine katkıda bulunabilir

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
142
Q

Doku Nekrozu

A

• Clostridium perfringens ve Corynebacterium diphtheriae gibi
güçlü toksinler salgılayan organizmalar, hızlı ve şiddetli
nekroza (gangrenöz nekroz) neden olur– Doku hasarı baskın özelliktir

• E. histolytica (amip) paraziti,
likefaktif nekroz + az miktarda
inflamatuvar infiltrat + yoğun
doku yıkımı ile karakterize kolon
ülserlerine ve karaciğer
abselerine neden olur

• Bazı virüsler, beyindeki temporal lobların HSV veya karaciğerin HBV
ile inflamasyonunda konak hücrelerde yaygın ve şiddetli nekroza yol
açabilir

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
143
Q

Kr. İnflamasyon ve Skarlaşma

A

• Birçok inf kr. inflamasyona neden olur– Tam iyileşebilir– Skar(nedbe) oluşumuna yol açabilir

– Kr. HBV inf. karaciğer sirozuna
neden olabilir
• Yoğun fibröz septalar, normal
karaciğer yapısının tamamen
kaybolduğu ve kan akışında
değişikliklere yol açan rejenere
hepatosit nodüllerini çevreler

– Bazen aşırı skar yanıtı
disfonksiyonun ana nedenidir– Karaciğerde “pipestem” fibrozis– Tüberkülozda konstriktif fibröz
perikardit

• Kr. şiddetli Schistosoma mansoni
infeksiyonunda şistozoma yumurtaları
nedeniyle portal venler çevresinde boru
şeklinde fibrozis (‘pipestem’ fibrozis)
oluşur

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
144
Q

Bakteriyel İnfeksiyonlar

A

• Gram pozitif bakteriyel infeksiyonlar
• Gram negatif bakteriyel infeksiyonlar
• Mycobacterium infeksiyonları
• Spiroket infeksiyonları
• Anaerobik bakteriyel infeksiyonlar
• Zorunlu intrasellüler bakteriyel infeksiyonlar

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
145
Q

Gram boyama

A

• Membranların boya tutma kapasitelerine göre bakterilerin
sınıflandırıldığı sistem
• Hans Christian Gram tarafından 1884 yılında geliştirilmiş

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
146
Q

Gram pozitif bakteriyel infeksiyonla

A

• Staphylococcus
• Streptococcus
• Enterococcus KOK

• Şarbon
• Listeriozis
• Difteri
• Nokardiozis BASİL

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
147
Q

Stafilokokal İnfeksiyonlar

A

• S. aureus; çeşitli deri lezyonları (fronkül,
karbonkül, impetigo, haşlanmış deri sendromu),
apseler, sepsis, osteomyelit, pnömoni,
endokardit, besin zehirlenmesi ve toksik şok
sendromuna neden olur

• S. aureus; üzüm şeklinde gruplar oluşturan (stafilo), pyojenik, gram
pozitif kok (koagülaz +)
• S. epidermidis gibi koagülaz-negatif türler; IV ilaç bağımlıları, kalp
kapak protezi olanlar ve kateterize hastalarda fırsatçı infeksiyonlara
neden olur
• S. saprofitikus; kadınlarda idrar yolları infeksiyonlarına neden olur

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
148
Q

S. aureus

A

• Üzüm salkımı benzeri gruplar
oluşturan pyojenik gram-pozitif
kok

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
149
Q

S. aureus

A

• Deri lezyonları (fronkül, karbonkül, impetigo, SSSS)
• Pnömoni
• Endokardit
• Sepsis
• Besin zehirlenmesi
• Toksik şok sendromu

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
150
Q

S. aureus virulans mekanizmaları

A

• Polisakkarid kapsülü fagositozu engelleyici ve inorganik yüzeylere
tutunmayı artırıcı etkide
• Konak fibrinojen, fibronektin ve vitronektine bağlanan yüzey
reseptörleri mevcuttur – Endotel hücrelerine tutunmayı artırır
• Yüzeyinde bulunan protein A ile antikorların Fc kısmına bağlanır
• Toksinleri diğer hücrelere direkt yıkıcı etkide

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
151
Q

S. aureus toksinleri

A

• Hemolitik toksinler (Membran yıkıcı toksinler)
DALLARI:
• -toksin konak hücre membranında porlar açar
• -toksin sfingomyelinaz etkili
• -toksin (deterjan etkisi), -toksin (eritrosit lizisi)
• Lökosidin (fagosit lizisi)

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
152
Q

S. aureus toksinleri

A

• Eksfoliatif toksinler (A ve B)
• Ave B toksin epidermisi bir arada
tutan dezmozomal desmogleini yıkar
(serin proteaz etkisi ile)
• Keratinositlerin birbirinden ayrılmasına neden olur
• Lokal eksfoliasyon (büllöz impetigo)
Staphylococcal scalded skin
syndrome
• Yaygın eksfoliasyon (stafilokokal haşlanmış deri (scalded skin) sendromu
SSSS)

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
153
Q

S. aureus toksinleri

A

• Süperantijenler
• Besin zehirlenmesi ve toksik şok
sendromundan (TSS) sorumlu
• S. aureus ile beraber S. pyogenes de TSS’e neden olabilir
• TSS kliniğinde hipotansiyon (şok) böbrek yetmezliği, koagülopati,
Hiperabsorban tampon
karaciğer yetmezliği, solunum sıkıntısı, eritemli döküntüler, yara yerinde
nekrozlar izlenir
• Hemen tedavi edilmezse ölümcül olabilir

How well did you know this?
1
Not at all
2
3
4
5
Perfectly
154
Q

S. aureus toksinleri

A

• Süperantijenler
• Poliklonal T-hücre proliferasyonuna neden olabilir
• Bunu MHC moleküllerine ve T-hücre reseptör  zincirine bağlanarak
gerçekleştirir
• T-hücrelerinin %20 kadarını uyarmayı başarırsa TNF ve IL-1 üretimini
artırarak sistemik inflamatuar yanıtı tetikleyebilir (SIRS)

155
Q

• Antibiyotik direnci giderek yaygınlaşan problem
• Bazı türler çoğu penisilin ve sefalosporinlere dirençli (Metisilin
dirençli S. aureus [MRSA])
• MRSA önceden sadece nozokomial infeksiyon nedeni iken artık
toplum kaynaklı infeksiyonlarda da görülüyor

A

s

156
Q

S. aureus doku morfolojisi

A

• Deri/Akciğer/Kemik/Kalp – neresi
etkilenirse etkilensin; patolojik
olarak dokularda pyojenik
inflamasyon yapar

• Epidermisin yüzeyini etkileyen impetigo dışında stafilokokal lezyonlar
kıl follikülünden başlarlar
• Fronkül ve karbonkül; deri-derialtı dokusunun fokal süpüratif inflamasyonudur
• Fronkül; yüz, aksilla, inguinal bölge gibi nemli ve kıllı bölgelerde görülür
• Karbonkül; boyun ve sırtta izlenen daha derin lezyonlardır
• Hidradenit; aksillada apokrin bezlerin tutulduğu süpüratif bir inflamasyondur
• Paronişi; tırnak yatağının, Felon (dolama) da parmak ucunun ağrılı
infeksiyonlarıdır

157
Q

• S. aureus’un akciğer infeksiyonları S.
pneumonia gibi polimorfonükleer
infiltrat içerir ancak ondan daha fazla
doku harabiyeti yapar

A

• Akciğer infeksiyonları genellikle
hematojen yolla oluşur (infekte trombüs
varlığı, influenza gibi kolaylaştırıcı
durumlarda sık)

158
Q

• Stafilokokal haşlanmış deri sendromu (Ritter hastalığı da denir);
S.aureus boğaz veya deri infeksiyonu olan çocuklarda izlenir

A

• Bu sendromda güneş yanığı benzeri deri döküntüleri sonrasında bül
oluşumları ile deride kayıplar izlenir
• Derideki ayrılmalar toksik epidermal nekroliz’den farklı olarak epidermisin granüler
tabakasındadır
• Toksik epidermal nekroliz (TEN); SSSS’ten farklı, derinin döküldüğü bir ilaç reaksiyonudur,
deri ayrılmaları dermo-epidermal bileşkededir

159
Q

Streptokokal/Enterokokal
İnfeksiyonlar

A

• Çiftli gruplar veya zincirler oluşturan gram-pozitif kok

160
Q

Streptokokal infeksiyonlar

A

• Deri, orofarinks, akciğer, kalp kapaklarında süpüratif infeksiyon
yapar

• Romatoid ateş
• Poststreptokokal glomerülonefrit
• Eritema nodosum (nodüler pannikülit) Postinfeksiyöz sendromlardan sorumlu

161
Q

Streptokokal infeksiyonlar

A

• Streptokoklar kültürde yaptıkları hemolize göre
sınıflandırılırlar
• a-hemolitik
• b-hemolitik

162
Q

a-hemolitik streptokoklar

A

• S. pneumonia en önemli -hemolitik streptokok
• Toplum bulaşlı pnömoninin en sık sebebi
• Yaşlılarda pnömoni, çocuk ve erişkinlerde meninjit etkeni

• S. viridans oral florada bulunur, endokardit etkeni

• S. mutans diş çürüklerinin etkeni

163
Q

B-hemolitik streptokoklar

A

• B hemolitik grup; yüzey karbonhidrat antijenlerine göre alt
gruplandırılır
• S. pyogenes (A grubu) – farenjit, kızıl, erizipel, impetigo, romatoid
ateş, TSS, glomerülonefrit
• Farenjitte tanı
hızlı streptokokal antijen testi veya kültür
• S. agalactiae (B grubu) – kadın genital traktında bulunur, gebelikte
korioamnionit, yenidoğanda sepsis ve meninjit

164
Q

Enterokoklar

A

• Streptokok benzeri gram pozitif kok (görünüm olarak streptokoklardan
ayırt edilemez)
• Endokardit ve İYE (idrar yolu infeksiyonu) etkeni
• Genel antibiyotiklere direnç

165
Q

Streptokok virulans mekanizmaları

A

• S. pyogenes, S. agalactiae ve S. pneumonia’nın fagositozu engelleyen
kalın kapsülleri var

• M protein- S. pyogenes tarafından eksprese edilen toksin
• C5a’yı yıkarak kemotaksisi engeller
• Fagositozu engelleyici etkili
• Kızıl hastalığındaki ateş ve döküntülerin nedeni
• Antistreptokokal M protein antikorların cross reaksiyon ile kardiak proteinlere
bağlanması sonucu – romatoid ateş

166
Q

Streptokok virulans mekanizmaları

A

• S. pneumonia, fagositozu engelleyen kapsül + membranları yıkıma
uğratan pnömolizin toksini üretir

• S. mutans sükrozdan laktik asit üretir (diş minesini demineralize eder),
glukan sekrete ederek bakteri agregasyonu yapar

167
Q

Enterokok virulans mekanizmaları

A

• Enterokoklar virulansı düşük bakterilerdir
• Antifagositik kapsülü
• Konak dokuyu hasarlandıran enzimleri vardır
• En önemli özellikleri antibiyotiklere dirençli olmaları ve
immünsuprese bireylerde (organ transplantasyonu, yoğun
antibiyotik kullananlar) sık görülmeleridir

168
Q

Streptokoklarda doku morfolojisi

A

• Yaygın nötrofilik inflamasyon görülür ancak konak dokuda
minimal yıkım oluşturur
• Deri lezyonları; stafilokoklarda görülen deri lezyonlarına
benzerdir (fronkül, karbonkül, impetigo)

169
Q

Streptokoklarda doku

A

• Erizipel
• S. pyogenes toksinlerinin oluşturduğu
yüzeyel deri lezyonu
• Sıklıkla yüzde başlayan (daha az oranda
vücutta), hızlı yayılan eritemli şişlikler
• Döküntüler iyi sınırlıdır; yüzde kelebek şeklinde dağılım gösterir
• Histolojik olarak ödemli, nötrofilik inflamatuar reaksiyon

170
Q

Streptokoklarda doku morfolojisi
• Farenjit

A

• Post-streptokokal glomerulonefritin başlıca
öncülüdür
• Tonsil kriptlerinde punktat (noktasal) apse,
• Epiglotta şişme görülür
• Servikal lenfadenopati eşlik edebilir

171
Q

Streptokoklarda doku morfolojisi
• Kızıl (Scarlet fever)

A

• S. pyogenes’in neden olduğu farenjit ile ilişkilidir
• En sık 3-15 yaş arasında görülür
• Gövde, kol ve bacak iç kısımlarında; noktalı, eritemli
döküntüler ile kendini gösterir
• Yüz de etkilenir, ağız çevresinde küçük bir alan
nispeten etkilenmez ve ağız çevresinde solukluk
oluşur

172
Q

Streptokoklarda doku morfolojisi

A

• S. pneumonia; lobar pnömoni oluşturur

173
Q

Difteri

A

• Corynebacterium diphtheriae,
solunum damlacıkları veya deri
eksudaları ile bulaşan; gram-pozitif,
çubuk şekilli bakteri

174
Q

Difteri

A

• Respiratuar difteri
• Faringeal, laringeal veya nazal (nadir) enfeksiyon oluşturur
• Kalp, sinir dokusu veya diğer organlarda hasar oluşturabilir

• Kutanöz difteri
• Üzerinde gri membranlar bulunan kronik ülserler oluşturur ancak
sistemik harabiyet yapmaz

175
Q

Difteri virulans mekanizması

A

• Konak hücre protein sentezini durduran A-B toksin üretir
• A-B toksin’in A fragmanı ADP-riboz’u EF-2’ye bağlar ve EF
2’yi inhibe eder
• EF-2 (Elongation factor 2); mRNA’dan protein sentezinde gerekli
bir molekül
• Aşılamada da bu toksinin toksoid formu kullanılır

176
Q

Difteri morfolojisi

A

• Solunum yoluna tutunan bakterilerin toksin
salınımı sonucu bronş epitel hücreleri
nekroza gider, eksuda oluşur
• Nekrotik eksudanın akümülasyonu
havayollarında kirli gri-siyah renkli membran
benzeri yapılar oluşmasına yol açar
(psödomembran)
Bronş içerisinde uzanan difteri membranı (ok)
Canlı doku bulundurmaması nedeniyle –psödo olarak adlandırılıyor
• Membranın altındaki dokuda yaygın nötrofilik infiltrasyon, konjesyon, ödem, fibrin
birikimleri görülür

177
Q

Difteri doku morfolojisi

A

• Bakteri invazyonu lokalize kalsa bile egzotoksinlerin kana
karışması ile myokardda nekroz, sinir liflerinde myelin
dejenerasyonları, karaciğerde fokal parankimal nekrozlar
izlenebilir

178
Q

Listeriozis

A

• L. monocytogenes, gastroenterit ve besin
kaynaklı enfeksiyonlara neden olabilen gram
pozitif basil
• Kontamine süt ürünleri başta olmak üzere,
meyve, sebzeler ve diğer gıdalar ile bulaşabilir

179
Q

Listeriozis

A

• Gebeler, yenidoğanlar ve immünsuprese kişiler risk altındadır
• Gebelerde düşük, ölüdoğum ve yendidoğan sepsisine neden olabilen
amnionit tablosuna neden olur
• Yenidoğanda yaygın hastalık tablosu (granülomatozis infantiseptika)
veya immünsuprese kişilerde meninjite neden olabilir

180
Q

Listeriozis virulans mekanizması

A

• L. monocytogenes fakültatif hücre içi bir patojen
• Listeriolizin O proteini ve fosfolipaz A, fosfolipaz B enzimleri sayesinde
fagosite edilse bile fagolizozom kompleksini parçalar
• Yüzey proteini Act A ile aktinlere (Arp2/3) bağlanır, aktin
polimerizasyonu yapar ve bir hücreden diğerine geçişi kolaylaşır

181
Q

Listeriozis virulans mekanizması

A

• Normal makrofajlar hücre içi bakterilere yanıt veremez ancak IFN- ile
aktive olmuş makrofajlar yanıt verebilirler
• Erken dönemde etkin konak yanıtı NK hücrelerinden salınan IFN- ile
• Geç dönemde Th1 ve CD8+ T hücrelerinden salınan IFN- ile
• Hücresel immünitesi zayıf kişiler (CD4+ lenfositleri düşük olanlar) risk
altındadır

182
Q

Listeriozis’te doku morfolojisi

A

• Akut infeksiyonlarda nötrofilden zengin inflamasyon oluşur
• L. monocytogenes meninjiti görünüm olarak diğer pyojenik bakteri
meninjitlerinden farksız
• BOS’ta gram-pozitif basil görülmesi tanısaldır

183
Q

Listeriozis’te doku morfolojisi

A

• Enfeksiyon süresi uzadıkça makrofajlar baskın olmaya başlar ancak
granülom nadirdir
• L. monocytogenes sepsisi olan yenidoğanlarda ekstremitelerde kırmızı
döküntü
• Plasentada listerial apseler
• Mekonyumda gram-pozitif basiller

184
Q

Şarbon (Anthrax)

A

• Deri, gastrointestinal traktta veya sistemik olarak
nekrotizan inflamatuar lezyonlar ile karakterize
• Etken Bacillus anthracis
• Spor oluşturan gram-pozitif, büyük, çomak şekilli
bakteri

185
Q

Şarbon

A

• Doğada bulunabilen bir bakteri olduğundan hayvanlar yemlerdeki
sporlar ile enfekte olabilir
• İnsanlara genellikle infekte hayvanların etlerinin tüketilmesi ile bulaşır
• Şarbon sporları toz haline getirilip biyoterörizm amaçlı kullanılabilir
• 2001’de Amerika’da posta ile şarbon sporlarının gönderilmesi ile 22 kişi
hayatını kaybediyor

186
Q

• Şarbonun 3 ana formu mevcuttur:
Deri, solunum, GIS şarbonu

A

• Kutanöz şarbon
• Enfeksiyonların %95’ini oluşturur

• Pruritik papül şeklinde başlayan lezyonlar birkaç günde veziküllere döner
• Veziküller ruptüre olduktan sonra oluşan ülser, siyah skarlar bırakır
• Bakteriyemi nadirdir

187
Q

• Solunum şarbonu
• Sporlar inhale edildiğinde meydana gelir
• Sporlar lenf nodlarına taşınır, burada basiller oluşur, toksin üretimi ile
hemorajik mediastinit gelişir
• 1-6 günlük hafif ateş, öksürük, göğüs ağrısı içeren prodrom döneminden
sonra hızlı yükselen ateş, terlemeler, solunum yetmezliği izlenir
• Bakteriyemi oluşur, bundan sonra meninjit de izlenebilir
• Solunum şarbonu 1-2 gün içinde şok ve ölüme götürebilir

A

• Gastrointestinal şarbon
• B. anthracis ile kontamine az pişmiş etlerin yenmesi ile gelişir
• Bulantı, kusma, karın ağrısı ile başlar;
• Sonrasında kanlı ishal ve bakteriyemi gelişir
• Mortalite %40 civarındadır

188
Q

Şarbon virulans faktörleri

A

• Güçlü bir toksini ve fagositoz önleyici poliglutamil kapsülü var
• İki A bir B subuniti bulunan toksin üretir
• A subünitini EF (ödem faktör) ve LF (letal faktör) oluşturur
• B subünitini PA (protektif antijen) denilen kısım oluşturur
• B subüniti hücreye bağlanarak EF ve LF’nin sitoplazmaya ulaşmasını sağlar

189
Q

Şarbon virulans faktörleri

A

• Sitoplazmada EF, kalsiyum-kalmodülin kompleksine bağlanır,
sonrasında adenilat siklaz (ATP
cAMP) oluşturur
• LF ise mitojen aktive protein kinazı (MAPK) yıkan bir proteaz görevi
görür

190
Q

Şarbon doku morfolojisi

A

• Şarbon lezyonları nötrofil ve makrofajdan zengin eksudatif
inflamasyon + nekroz gösterir
• Kültür yapılması ile veya basillerin mikroskopta görülmesi ile (Brown
Brenn boyamasında [modifiye Gram boyama]) tanı konabilir

191
Q

• Solunum şarbonunda
hiler/peribronşial lenf nodlarında
hemorajik lenfadenit, mediastende
hemorajiler görülür
• Akciğerde nötrofil-makrofaj
infiltrasyonlu interstisyel pnömoni
bulguları ve vaskülit mevcuttur

A

• Basiller en sık alveol kapillerlerinde
ve venlerinde görülür, alveol
boşluklarında veya lenf nodunda da
basil bulunabilir
Solunum şarbonundan ölen bir hastanın hiler lenf nodundaki basiller
• Şiddetli vakalarda basiller diğer organlarda da görülebilir (dalak, karaciğer,
meninksler vs)

192
Q

Nokardial infeksiyonlar

A

• Nocardia türleri toprakta bulunan,
oportunistik enfeksiyona sebep olan
aerobik, gram-pozitif bakteriler
• Dallı zincirler halinde büyür
Gram boyanmış balgam örneğinde zincirler halinde gelişen
Nocardia asteroides
• Kültürde mantar hifalarına benzer şekilde filamentöz yapılar oluşturur
ancak gerçek bir bakteridir

193
Q

Nokardial infeksiyonlar

A

• Uzun süreli steroid kullanımı, HIV infeksiyonu varlığı veya diyabet gibi
immün düşkün durumlarda solunum infeksiyonu yapar
• Ateş, kilo kaybı ve öksürükle giden yavaş bir seyir izlediğinden tüberküloz
veya maligniteler ile karışabilir
• Bazı vakalarda akciğerden SSS’ye yayılım gösterebilir
• N. brasiliensis ile kontamine toprak teması sonrası deri infeksiyonu
yapabilir
• Deri infeksiyonunda sellülit ve fistüller izlenir

194
Q

Nokardia doku morfolojisi

A

• Dokuda dallı zincirli organizmalar
görülür
• Boyayı irregüler tutması nedeniyle
boncuk dizisi şeklinde izlenir

195
Q

• Nocardia türlerinde ortasında
likefaksiyon olan, çevresinde
granülasyon dokusu ve fibrozis
izlenen süpüratif yanıt oluşur
• Granülom görülmez
Nocardia ile oluşan apse odağının skar dokusu ve granülasyon dokusu
ile çevrelendiği görülüyor
• Basiller Actinomyces gibi Gram pozitiftir ancak ondan farklı olarak modifiye
asidorezistan boyalar ile (Fite-Faraco) pozitiftir

A

.

196
Q

• Staf enfeksiyonları

A

• Koagülaz +: Hemolitik/eksfoliatif toxin, süperantijen
• Koagülaz -: Oportünistik enfeksiyon
(PYOJENİK İNFLAMASYON)

197
Q

• Strep enfeksiyonları

A

• Alfa hemolitik: Lobar pnömoni (pnömolizin), endokardit
• Grup A beta hemolitik: Erizipel, kızıl (pirojenik tox),
romatoid ateş (M protein)
Pyojenik inflamasyon
(doku destrüksiyonu az)

198
Q

• Enterokok

A

• E. coli, S. aureus, C. perfringens gibi barsak florasında
bulunur
• Virulansı düşük ancak antibiyotik direnci (+)

199
Q

• Difteri

A

• Farinkse yerleşir
• AB toxin: EF2 inhibisyonu ile psödomembran oluşumu
Nekroz, pürülasyonlu eksuda

200
Q

• Listeria

A

• Fakültatif hücre içi (immünite aktive makrofajlar ile)
• Gastroenterit / menenjit
Nötrofil, eksudatif inf +
makrofajlar

201
Q

Şarbon

A

• Deri, solunum, GIS şarbonu
• AB toksin: MAPK inhibisyonu
Nekrozlu inflamasyon, nötrofil + makrofaj

202
Q

Nocardia

A

• Oportünistik AC enfeksiyonu
Likefaksiyon + fibrozi

203
Q

Gram negatif bakteriyel infeksiyonlar

A

• Gram negatif bakterilerde antibiyotik direnci giderek
artmakta
• Karbapenem dirençli K. pneumoniae
• Sefalosporin dirençli N. gonorrhoeae
• Tanı genellikle kültür ile konur

204
Q

Neisseria infeksiyonları

A

• Gram-negatif diplokok (birbirine bakan yüzeyleri
düzleştiğinden kahve çekirdeğine benzer)
• Aerobik bir bakteri ve zenginleştirilmiş (kanlı)
besiyerlerini seçer (çikolata agar)
• Patojenik türleri tek sarmal DNA sekrete edip diğer
Neisseria’ların transforme olmasını sağlar
• Kommensallerde DNA sekrete etme özelliği yok
• Klinik olarak 2 önemli tip: N. meningitidis ve N. gonorrhoeae

205
Q

N. meningitidis

A

• Adolesan ve genç erişkinlerde başlıca meninjit etkeni
• Orofarinkste kolonize olur ve insanlar genelde immünizedir
• İmmünize olunmamış serotipler ile karşılaşılması (yurtlar, sıkışık yaşam)
invaziv hastalığa neden olabilir
• Polisakkarid kapsülüne göre sınıflandırılır; çok fazla kapsüler serotipi
olmasına karşın başlıca 5 tanesi enfeksiyon etkeni
• A, C, W ve Y serotiplerine karşı konjuge aşı, B serotipine karşı rekombinant
protein aşısı mevcuttur

206
Q

N. meningitidis

A

• Önceden bağışıklığı olmasa bile az kişide enfeksiyona rastlanır
• N. meningitidis’e karşı en önemli savunma mekanizması membran atak
kompleksini oluşturan kompleman protinleridir (C5-9)
• Doğuştan kompleman eksikliği olan veya kompleman inhibitörleri ile tedavi
edilen hastalar (PNH hastalığı) risk altındadır
• Antibiyotik tedavileri ile mortalite düşmesine karşın %10 civarı mortalite
mevcuttur

207
Q

N. gonorrhoeae

A

• Önemli bir cinsel yolla bulaşan hastalık etkeni (C. trachomatis’ten
sonra ikinci etken)
• Erkeklerde üretrite neden olur, kadınlarda genellikle asemptomatiktir
• Tedavi edilmezse PID
infertilite, ektopik gebelik
• Sıklıkla genital mukozada sınırlı kalmasına karşın sistemik yayılım da
görüleblir (kompleman eksikliği gibi durumlarda)

208
Q

N. gonorrhoeae

A

• Sistemik yayılım septik artrit veya hemorajik püstüller içeren döküntü
ile belirti verir
• Gelişmemiş ülkelerde yenidoğanda konjunktivit sonucu önemli bir
körlük etkeni

209
Q

N. gonorrhoeae

A

• Tanısı kültür veya PCR testleri ile konabilir
• Sefalosporinlere direnç nedeniyle tedavide intramuskuler
seftriakson veya oral azitromisin kullanılır

210
Q

Neisseria virulans mekanizmaları

A

• Neisseria türleri; siliası bulunmayan epitel hücrelerine tutunup bu
hücreleri invaze edebilir (nazofarinks, üretra, serviks)
• Bu tutunmayı tüm nükleuslu hücrelerde bulunan CD46 proteinine
pililerini bağlayarak yapar
• Hücre tutunmasında bir diğer etken de bakteri membranında bulunan
OPA proteinleridir (kültürde kolonilere OPAk görünüm verdiğinden bu
ismi almıştır)

211
Q

Neisseria virulans mekanizmaları

A

• İmmün yanıttan kaçmak için antijenik varyasyondan
yararlanır
❖Pili proteinlerini kodlayan genlerde rekombinasyon
❖Çeşitli OPA protein ekspresyonları

212
Q

Boğmaca

A

• Etkeni gram-negatif bir kokobasil olan Bordetella
pertussis
• Aralıklı öksürük atakları, sonrasında şiddetli
inspirasyon ve beraberinde şiddetli öksürük ile
giden oldukça bulaşıcı bir hastalık
• Çocuklarda ataklar 10 haftaya kadar devam edebilir
• Mortalite en sık 1 yaş altı çocuklarda görülür

213
Q

Boğmaca

A

• Tanı PCR veya kültür ile konur
• İnsidansı aşıların uygulanmasıyla düşmüştür
• Tam-hücre aşısı 1980’lerde insidansı oldukça düşürmüştür ancak
yan etkiler nedeniyle yerini asellüler boğmaca aşısına bırakmıştır
• Asellüler aşıda etkinliğinin zamanla azalması nedeni ile son yıllarda
insidansında artma vardır

214
Q

B. pertussis virulans faktörleri

A

• Bronşlardaki fırçamsı kenar epitelini kolonize eder ve
makrofajlara girer
• Solunum yolu epitelindeki hücre membran karbonhidratlarına ve
makrofajlardaki CR3 (Mac-1) integrinlerine bağlanan filamentöz
hemaglütinin içerir
• Toxinleri: Pertussis toksini, adenilat siklaz toksin, dermonekrotik
toksin ve trakeal sitotoksin

215
Q

B. pertussis virulans faktörleri

A

• Pertussis toksini 5 subünitten oluşan A-B toksindir
• A parçası, kolera toksinine benzer şekilde ADP-ribozilasyonu ile G
proteinlerini inaktive eder, G reseptörleri işlevsiz kalır
• B parçası TLR4 gibi yüzey moleküllerine bağlanır
• Aynı zamanda nötrofil-makrofaj toplanmasını bozar ve siliaları paralize
eder
• Adenilat siklaz toksini ATP’den cAMP oluşumuna neden olur
• Böylece oksidatif yıkım gerçekleşemez

216
Q

Boğmaca doku morfolojisi

A

• Mukozal erozyon, hiperemi,
mukopürülan eksuda içeren
laringotrakeobronşit yapar
• Üzerine süperinfeksiyon binmezse
alveoller normal kalır
• Peribronşial lenfadenopati ve periferal lenfositoz yapabilir

217
Q

Pseudomonas infeksiyonlar

A

• Pseudomonas aeruginosa; kistik fibrozisli, yanığı olan ve nötropenili
hastalarda ölümcül olabilen oportunistik, aerobik, gram-negatif basil
• Hastane kaynaklı infeksiyonların önemli bir nedenidir – lavabolar, solunum
cihazları, ameliyathane kıyafetlerinde bulunduğu gösterilmiştir
• Bu nedenle antibiyotiklere oldukça dirençlidir
• Kontakt lens kullananlarda korneal keratit, IV ilaç bağımlılarında
endokardit, yüzücülerde eksternal otit yapabilir

218
Q

Pseudomonas infeksiyonları

A

• Antibiyotiklere oldukça dirençli olabilir – tedavi çok zor
• Geniş deri yanıklı hastaları enfekte ederse sepsise ilerleyebilir
• Kistik fibrozis hastalarının önemli bir bölümü P. aeruginosa’ya bağlı
akciğer yetmezliğinden ex olur

219
Q

Pseudomonas virulans faktörleri

A

• P. aeruginosa, kistik fibrozis hastalarında erken dönemde
ekzotoksin A denilen A-B yapıda toksin üretir (tip III
sekresyon ile hücreye enjekte eder)
• Ekzotoksin A, ADP-ribozilasyonu ile EF-2’yi inhibe eder

220
Q

Pseudomonas virulans faktörleri

A

• Kronik dönemde aljinat
sekresyonunun katkısı ile biofilm denen
yapılar oluşturur ve bunlar içinde fagositozdan korunarak yaşar
• Biofilm içinde virulansı azalmış gibi görünse de proteaz enzimleri
ile dokuya zarar vermeye devam eder ve inflamatuar yanıt da
devam eder
• Biyofilm içinde antibiyotiklerden de kaçar

221
Q

Pseudomonas doku morfolojisi

A

• Terminal havayollarında ortası soluk nekrotik,
periferinde hemorajik alanlar bulunan fleur-de-lis
paternli nekrotizan pnömoniye sebep olur

222
Q

Pseudomonas doku morfolojisi

A

• Mikroskopik olarak nekrotik alanlarda bulunan damar
çevrelerinde mikroorganizmalar görülebilir (bakteriyel
vaskülit)
• Gram negatif vaskülit; Psödomonas için
patognomonik olmasa da tanı için yeterlidir

223
Q

Pseudomonas doku morfolojisi

A

• Mukus tıkaçlarına bağlı bronşial obstrüksiyon ve sonrasında
P. aeruginosa enfeksiyonu CF hastalarında izlenen sık
komplikasyonlar arasında
• Kronik P. aeruginosa enfeksiyonu bronşiektazi ve pulmoner
fibrozise ilerler

224
Q

Pseudomonas doku morfolojisi

A

• İyi sınırlı, oval hemorajik deri
lezyonlarına ektima gangrenozum
denir
• Deri yanıklarında mikroorganizmalar
deriden doğrudan damarlara ulaşabilir
• Pseudomonas bakteriyemisinin önemli bir komplikasyonu: DIC

225
Q

Veba

A

• İnvaziv, sıklıkla ölümcül infeksiyona yol
açan Yersinia pestis, gram-negatif,
fakültatif intrasellüler bakteri
• Kemirgenlerden insanlara pireler aracılığı
ile veya nadiren insandan insana
damlacık yoluyla bulaşabilir

226
Q

Veba

A

• Birçok kez pandemiye neden
olmuş, 1300’lerde Avrupa’da
büyük ölümlere sebep olması ile
“kara ölüm” adı verilmiş
• Günümüzde çoğu vaka afrika’da izlenmesine karşın dünyanın
birçok yerinde görülebilmekte

• Y. pestis’e benzer Y. pseudotuberculosis ve Y. enterocolitica mevcuttur;
bu bakteriler fekal-oral yolla bulaşırlar, mezenterik lenfadenopatiye
neden olurlar (LAP)

227
Q

Yersinia virulans faktörleri

A

• Pire bağrısağından insana geçen bakteriler lenf noduna taşınır ve
burada çoğalır
• Plazmid kaynaklı kompleks genler sayesinde yüzeyden konak
hücreye bağlanır ve Yops (Yersinia outercoat proteins) adı verilen
proteinler sentezler (tip III sekresyon ile enjekte eder)
• YopE, YopH, YopT; aktin polimerizasyonu ile fagositozu engeller
• YopJ sitokin salınımını durdurur

228
Q

Veba doku morfolojisi

A

• Y. pestis, bubon
denilen lenf nodu büyümesi, pnömoni
• Histolojik evreleri:
• Organizmaların yoğun proliferasyonu
ve sepsis
• İnflamatuar hücreden fakir, protein/polisakkaritten zengin efüzyonlar
• Hemoraji ve tromboz nedeniyle oluşan doku nekrozları
• Nekrotik alanların komşuluğunda nötrofil kümeleri

229
Q

Veba doku morfolojisi

A

• Bubonik vebada bacakta pirenin ısırdığı yer püstül
ve ülser halini alır
• Drene olduğu lenf nodları da şişmeye ve
üzerindeki deriye ruptüre olmaya başlar
• İsmini yunancada “kasık” anlamına gelen
bubondan alır

230
Q

Veba doku morfolojisi

A

• Akciğer vebasında yaygın hemorajik nekrotizan bronkopnömoni
olur, fibrinöz plörit eşlik eder
• Septisemik vebada lenf nodları ve diğer organlarda mononükleer
fagositlerden zengin nekroz görülür
• DIC gelişebilir

231
Q

Şankroid (yumuşak şankr)

A

• Haemophilus ducreyi’nin yol açtığı akut, ülseratif bir CYBH
(STI)
• Sosyoekonomik düzeyi düşük gruplarda daha yaygın
• Afrika, güney Asya gibi yerlerde en sık genital ülser sebebi
• Bu gibi yerlerde HIV bulaşına da zemin hazırlar
• Kültür seçicidir, zor ürer (zenginleştirilmiş besiyeri)
• PCR testleri yaygın değil
• Tanı koymada zorlanılabilir

232
Q

Şankroid doku morfolojisi

A

• Inokülasyondan 4-7 gün sonra ağrılı, eritemli
papül gelişir
• Erkeklerde penis
• Kadınlarda periüretral bölge veya vajen
• Birkaç gün sonrasında lezyon erode olur ve ülser gelişir
• Sifiliz şankr’ının aksine lezyon sert değildir ve multipl olabilir
• Ülser tabanı sarı-gri eksuda ile kaplanır
Şankroid: koronal sulkus boyunca düzensiz ülserler görülüyor
• 1-2 hafta sonra bölgesel lenf nodlarında şişme ve ağrı başlar
• Tedavi edilmezse bu lenf nodlarında da (bubon) deriye ülserler gelişir

233
Q

Şankroid doku morfolojisi

A

• Mikroskopik olarak yüzeyde nötrofiller ve fibrin,
derin tabakada ise nekroz ve tromboze damarlar
içeren granülasyon dokusu izlenir
• Granülasyon dokusu lenfoplazmasitik infiltrattan
zengindir
• Kokobasiller gram veya gümüş boyaları ile gösterilebilir

234
Q

Granuloma inguinale

A

• Önceden Calymmatobacterium granulomatis
de denen Klebsiella granulomatis küçük,
kapsüllü bir kokobasildir
• Sosyoekonomik düzeyi düşük ülkelerde daha
sık görülen kronik inflamatuar bir CYBH etkeni
(Donovanyozis)

235
Q

Granuloma inguinale

A

• Tedavi edilmeyen vakalarda dış genitalde skar, lenfatik
öbstrüksiyon ve lenfödem (elefantiyazis) gözlenir
• Kültürü zordur ve PCR yöntemleri yaygın değildir
• Tanı, yaymaların ve biopsinin mikroskopik incelenmesi ile konur

236
Q

Granuloma inguinale doku morfolojisi

A

• Genital bölge veya nadiren oral mukozada kabarık
papüller olarak başlar
• Lezyon ülserleşir ve granülasyon dokusu gelişimi ile
ağrısız ülserler oluşur
• Lezyon büyüdükçe sınırları sertleşir
• Tedavi edilmeyen olgularda skar kalabilir, üretral-anal
striktürler oluşabilir
• Şankroidin aksine lenf nodlarında bir değişiklik izlenmez

237
Q

Granuloma inguinale doku morfolojisi

A

• Aktif lezyonların mikroskopisinde epitelde hiperplazi izlenir
• Kanseri taklit eder (psödoepiteliomatöz hiperplazi)
• Ülser tabanında nötrofiller ve mononükleer
hücreler mevcuttur

238
Q

Granuloma inguinale doku morfolojisi

A

• Giemsa boyamasında makrofaj içinde
kokobasiller görülebilir (Donovan cisimleri)
• Gümüş boyaları da (Warthin-Starry)
mikroorganizmaları göstermede yardımcıdır

239
Q

• Neisseria
• Tek gram (-) kok / Kapsüllü (C5b-9 yanıtta önemli)
• Patojenik suşlar transformasyon + antijenik varyasyon
• Gonore: erkekte üretrit, kadında asemptomatik

• Pertussis
• Şiddetli öksürük atakları (100 gün öksürüğü)
• Pertussis toxin / adenilat siklaz toxin
• Laringotrakeobronşit (alveoller intakt) + LAP

A

• Pseudomonas
• CF’te oportunistik enf
• Exotoxin A – EF2 inh / Aljinat – biofilm oluşumu
• Nekrotizan pnömoni / Vaskülit / Ektima gangrenozum

• Yersinia
• Pireler – insan (aerosol) – insan
• Yop: fagositoz inh
• Bubonik / Pnömonik (nekrotizan bronkopnömoni) / Septisemik veba

240
Q

• Haemophilus ducreyi

A

• Peniste eritemli papül + ağrılı ülser (multipl ve yumuşak) + LAP
• Kültür zor (underdiagnose riski)
• Nötrofiller + granülasyon dokusu + plazma hücreleri

241
Q

• Granuloma inguinale

A

• Papül, ülserasyon – sertleşir – striktür
• Kültür zor, PCR yok
• Epitelde hiperplazi (psödoepiteliomatöz hiperplazi) +nötrofil+mononükleer hc

242
Q

Mikobakteriyel İnfeksiyonlar

A

• Mycobacteriumbakterileri, düz veya dallanmış zincirler halinde büyüyen ince, aerobik çubuklardır
• Mikobakteriler, mikolik asit gibi sıradışı glikolipid ve lipidlerden oluşan özgün bir mumsu hücre
duvarına sahiptir– Aside dirençli hale getirir
• Zayıf gram pozitiftirler

243
Q

Tüberküloz

A

• En sık M. tuberculosis’in neden olduğu kronik bir akciğer hastalığı ve sistemik bir hastalıktır
• Dünya çapında önde gelen bulaşıcı ölüm nedenidir– Bulaş kaynağı, balgamlarında mikobakteri bulunan aktif tüberkülozlu insanlar
• Mycobacterium bovis ile kontamine sütün içilmesiyle kapılan orofaringeal ve intestinal tüberküloz, pastörize
edilmemiş süt içilen ülkelerde hala görülmekte – Sütün rutinde pastörize edildiği ülkelerde nadir

244
Q

Epidemiyoloji

A

• 2018’de dünyada 10 milyon tüberküloz olgusu (DSÖ)
• HIV inf olmayan kişilerde tahmini ölüm 1.3 milyon
• HIV inf olanlardan 300.000 kişi öldü
• Tüberküloza bağlı ölüm oranı yılda %3 azalmakta
• Tbcyoksulluk, kalabalık ve kronik güçten düşüren hastalığın olduğu her yerde gelişir
• Gelişmiş ülkelerde yaşlı yetişkinlerin, yüksek göçmen yükü olan kalabalık yerde yaşayanların
(hapishaneler, evsiz sığınma evleri, uzun süreli bakım) ve AIDS’li kişilerin hastalığıdır – 2018’de ABD’de 9.000 olgu bildirilmiş, bunların %70’i yabancı ülkelerde oluşmuştur
• Bazı hastalıklar riski artırır:– Diyabet– Hodgkinlenfoma– Kronik akciğer hastalığı (özellikle silikozis)– Kronik böbrek yetmezliği– Yetersiz beslenme– Alkolizm– İmmün supresyon

245
Q

• M. tuberculosisile asemptomatik (latent) infeksiyonun,semptomatik aktif hastalıktan ayırt edilmesi
önemlidir–Çoğu inf, havadaki organizmaların aktif olgudan duyarlı konağa bulaşmasıyla kapılır
• Çoğu sağlıklı insanda primer tbcasemptomatiktir, ancak ateş ve plevral efüzyon yapabilir
• Genelde, infeksiyonun tek kanıtı, infbölgesinde küçük, fibrokalsifikbir pulmonernodül olabilir
• Canlı organizmalar bu lezyonlarda onlarca yıl uykuda kalabilir
• İmmün direnç düşerse, infeksiyon yeniden aktive olarak bulaşıcı ve yaşamı tehdit etme potansiyeli
olan bir hastalık oluşturabilir

A

ö

246
Q

Patogenez

A

• Daha önce maruz kalmamış, immünitesi yeterli kişide infeksiyonun sonucu,
antimikobakteriyel T hücre aracılı immünitenin gelişmesine bağlıdır
• Bu T hücreleri, bakteriye karşı konak tepkisini kontrol eder; kazeifiye granülom ve kavitasyon
gibi patolojik lezyonların gelişmesine neden olur

247
Q

İnfeksiyondaki Adımlar

A

• Makrofajlara giriş.– M. tuberculosis, mannoz bağlayıcı lektin ve tip 3 kompleman reseptörü (CR3) gibi, fagositin üzerindeki
reseptörlerin aracılığı ile makrofajlarca fagosite edilir
• Makrofajlarda replikasyon. – M. tuberculosis, fagozomun olgunlaşmasını inhibe eder ve bakteri vezikül içinde kontrolsüz çoğalır
• Bakteri, fagozom membranına bir konak proteinini alarak (koronin) fagolizozom oluşumunu engeller– Koronin, fagozom-lizozom füzyonu inhibisyonu yapan fosfataz kalsinörini aktive eder

– Duyarlılaşmamış bireyde primer tüberkülozun en erken safhasında (<3 hafta), bakteriler
pulmoner alveoler makrofajlarda ve hava boşluklarında çoğalır; bakteriyemi ve multipl
inokülasyona neden olur
• Bakteriyemiye rağmen, bu evrede çoğu insan asemptomatiktir veya hafif grip benzeri bir hastalığı
vardır

• Doğuştan (innat) immünite.
1.
2.
M. tuberculosis doğuştan gelen immünite reseptörleri tarafından tanınır
Mikobakteriyel lipoarabinomannan, TLR2’ye bağlanır ve metillenmemiş CpG nükleotidleri de TLR9’a
bağlanır – Bu etkileşimler, M. tuberculosis’e doğuştan/ innat ve adaptif immün tepkileri başlatır ve geliştirir:

248
Q

M. Tuberculosis’e İnnat ve Adaptif İmmün Tepkiler

A

• Th1 yanıtı.

– İnfeksiyondan 3 hafta sonra, makrofajları aktive ederek bakterisidal yapan bir Th1 yanıtı ortaya çıkar
• Drenaj yapan lenf nodlarına giren ve T hücrelerine gösterilen mikobakteriyel antijenlerle başlatılır
• Th1 hücrelerinin farklılaşması, mikobakterilerle karşılaşan antijen sunan hücreler tarafından üretilen IL-12 ve IL
18’e bağlıdır
• Mikobakteriyel ligandların TLR2’yi uyarması, dendritik hücrelerin IL-12 üretimini destekler

249
Q

• Th1 aracılı makrofaj aktivasyonu ve bakterilerin öldürülmesi.

– Lenf nodları ve akciğerdeki Th1 hücreleri IFN-γ üretir– IFN-γ, makrofajları aktive eder
• Önce, infekte makrofajlarda fagolizozom olgunlaşmasını uyarır; bakterileri öldürücü asidik, oksitleyici bir ortama maruz
bırakır
• Sonra, NO üreten nitrik oksit (NO) sentaz ekspresyonunu uyarır
• Bakterilere karşı antimikrobiyal peptidleri (defensinler) harekete geçirir
• Hasarlı organelleri ve M. tuberculosis gibi hücre içi bakterileri yok eden otofajiyi uyarır

A

• Granülomatözinflamasyon ve doku hasarı
. – Th1 yanıtı granülom ve kazeöz nekroz oluşumunu da düzenler– IFN-γtarafından aktive edilen makrofajlar, granülom oluşturmak
için kümelenen “epiteloid histiyositler” olarak farklılaşır; bazı
epiteloid hücreler birleşerek dev hücreler (daha çok Langhans tipi)
oluşturabilir– Çoğu insanda bu yanıt, önemli doku hasarı veya hastalık
oluşmadan önce infeksiyonu durdurur
– Diğer insanlarda infeksiyon, ileri yaş veya
immünosupresyon nedeniyle ilerler ve süren
immünyanıt, kazeöz nekroz ile sonuçlanır– Aktive makrofajlar, monositlerin toplanmasını
uyaran TNF ve kemokin salgılar

250
Q

• Hastalığa yatkınlık.– AIDS, organizmanın immünolojik kontrolünün kaybı nedeniyle aktif hastalığa ilerlemede en büyük risk
faktörüdür– Glukokortikoid, TNF inhibitörleri kullanımı ve transplantasyon (katı organ ve kök hücre) dahil diğer
immünosupresyon türleri, böbrek yetmezliği ve yetersiz beslenme de yüksek risk taşır

A

– Mikobakteriyel Hastalığa Mendeliyan Duyarlılık
• IL-12 reseptörü β1 proteininin kaybı gibi Th1 yanıtını etkileyen nadir kalıtsal mutasyonlar, şiddetli
tüberküloza duyarlılığı artırır
• Mycobacterium avium complex (MAK) gibi normalde avirülan (“atipik”) mikobakteriler veya attenüe
BCG aşısı ile semptomatik inf oluşturur

251
Q

Özet

A

• M. tuberculosis’ebağışıklık, öncelikle bakterileri öldürmek için makrofajlarıuyaran Th1 hücreleri
aracılığıyla sağlanır–Bu tepki, büyük ölçüde etkilidir, ama doku yıkımı pahasına gelir
• İnfeksiyonunre-aktivasyonu veya önceden duyarlılaşmış konakta basile tekrar maruziyet, savunma
reaksiyonunu ve doku nekrozunu artırır
• T hücre bağışıklığı kaybı da (daha önce tüberkülin pozitif kişide, tüberkülin negatifliği), organizmaya
karşı direncin azaldığını gösterir

252
Q

Klinik Özellikler

A

• Klinik tüberküloz, patofizyolojik olarak farklı iki türe ayrılır:
1.
2.
İlk infeksiyonda ortaya çıkan primer tüberküloz
Önceden M. tuberculosis ile infekte olmuş kişide ortaya çıkan sekonder tüberküloz

253
Q

Primer Tüberküloz

A

• Önceden maruz kalmamış ve dolayısıyla duyarlı olmayan kişide gelişen hastalık şeklidir
• Yeni infekte olanların %5’inde klinik olarak önemli hastalık gelişir
• Primertüberkülozda organizmanın kaynağı eksojendir
• Çoğu insanda primer inf bulunur; az bir kısmında primer tüberküloz ilerleyici (progresif) olur
• Yetişkinde progresif primer tüberküloz tanısı zor olabilir
• Sekondertüberkülozun (kavitasyonlu apikal hastalık) aksine, progresif primer tüberküloz, lobda
konsolidasyon, hiler adenopati ve plevral efüzyon ile akut bakteriyel pnömoniye benzer
• Primerinfeksiyonu takiben lenfatik ve hematojen yayılım, tüberküloz meninjit ve miliyer tüberküloz
gelişmesine neden olabilir

254
Q

Sekonder Tüberküloz

A

• Önceden duyarlılaşmış konakta ortaya çıkan hastalık paternidir
• Daha yaygın olarak ilk infeksiyondan aylar - yıllar sonra, genellikle konak direnci
zayıfladığında ortaya çıkar– Primertüberkülozdan kısa süre sonra da ortaya çıkabilir
• Çoğunlukla gizli bir infeksiyonun re-aktivasyonundan kaynaklanır
• Ayrıca;– Konak immünitesiazaldığında– Eksojenre-infeksiyonda
• Büyük bir virülan basil inokülasyonu konak immün sistemini etkilediğinde ortaya çıkabilir
• Re-aktivasyon, düşük prevalanslı bölgelerde daha yaygındır
• Re-infeksiyon, bulaşmanın yüksek olduğu bölgelerde önemlidir

255
Q

• Sekonderakciğer tüberkülozu, klasik olarak akciğerlerden birinin veya her ikisinin üst loblarında
izlenir
• Varolanhipersensitivitedendolayı, infeksiyonodağından çıkan basil, hızlı ve belirgin bir doku
tepkisine maruz kalır
• Bölgesel lenf nodları, sekonderhastalıkta daha az belirgindir
• Sekonderformda daha kolay kavitasyongerçekleşir–İhmal edilirse sekondertüberkülozda kavitasyonkaçınılmazdır ve bunların hava yoluna açılması
önemli infeksiyonkaynağıdır–Hasta öksürdüğünde bakteri içeren balgam çıkarır

A

• Semptomlar genellikle önce sinsidir–Genellikle erken dönemde aktive makrofajlardansalınan sitokinlerle(örn., TNF) ilişkili sistemik
semptomlar gelişir
• Halsizlik, iştahsızlık, kilo kaybı ve hafif ateş–Ateş akşama doğru ortaya çıkar, sonra azalır
• Gece terlemeleri olur
• Progresifpulmonertutulumda, önce mukoid, sonra pürülanartan miktarda balgamortaya çıkar
• Olguların %50’sinde hemoptizimevcuttur
• İnfeksiyonplevralyüzeylere yayılırsa, plöritikağrı olur

256
Q

Çoklu İlaç Direnci

A

• Geçmişe göre daha yaygındır
• ABD’de yeni olgular, en az dört ilaçla tedavi edilir
• İlaca dirençli suşların neden olduğu veya zayıflamış bireylerdeki hastalık dışında, infeksiyon
akciğerlerde lokalize ise prognoz genellikle iyidir

257
Q

Tüberküloz Testleri

A

• Bakterileri veya bakteriye T lenfosit aracılı konak yanıtını saptar
• Aktif hastalarda M. tuberculosis saptanması için testler:– Tüberküloz şüphesinde hastadan aside-dirençli yayma ve balgam kültürü yapılır
• Katı agarkültürü, 3- 6 haftada; sıvı kültür, 2 haftada yanıt verebilir
• Antibiyotik duyarlılık testi, kültür ile yapılır
• DNA PCR amplifikasyonu, yayma pozitif örnek kültürü kadar duyarlıdır ve daha hızlı tanı sağlar
• PCR, yayma negatif tüberkülozda ve çocuklarda daha az duyarlıdır
• Kültür, altın standarttır
• Aktif tüberküloz şüphesinde, hızlı sonuç için PCR da yapılmalıdır

258
Q

Latent tüberküloz testi

A

M. tuberculosis antijenlerine özgü veya gecikmiş aşırı duyarlılık T hücrelerinin
saptanmasıyla yapılır– IFN-salım deneyleri (IGRA’lar) veya tüberkülin (saflaştırılmış protein türevi [PPD] veya Mantoux) deri testi – IGRA’lar, hasta lenfositlerinin M. tuberculosis protein antijenleri ile uyarıldığı in vitro testlerdir
• T hücrelerinin IFN-y üretimi, organizmaya karşı T hücresi bağışıklığı düzeyini değerlendirmek için ölçülür

259
Q

• Tüberkülin deri testi, M. tuberculosispürifiye
protein derivatifinin(PPD) intrakutanöz
injeksiyonuile yapılır–48-72 saatte zirve yapar–Görünür ve palpeedilebilir bir indurasyon
gelişir

A

• Pozitif bir IGRA veya tüberkülin testi,
mikobakteriyelantijenlere karşı T hücresi
aracılı immüniteyi gösterir–Ancak, infeksiyon -aktif hastalık ayrımı
yapmaz

260
Q

• Yanlış negatif tüberkülin deri testi– Aktif tüberküloz– Sarkoidoz– Hodgkinlenfoma– Yetersiz beslenme– İmmünosupresyon– Bazı viral infeksiyonla

A

• Yanlış pozitif tüberkülin deri testi– Atipik mikobakteri infeksiyonları– Attenüebir M. bovis suşu olan BCG (Bacillus Calmette-Guerin) ile önceden aşılama
• Yanlış pozitif sonuçlar IGRA’larda nadirdir

261
Q

Tüberküloz ve AIDS

A

• Tüberküloz, AIDS’lilerde önemli bir ölüm nedenidir
• Tüm HIVinfeksiyonu aşamaları, artan tüberküloz riskine sahiptir
• Antiretroviral tedavi (ART), HIV infeksiyonu olanlarda tüberküloz riskini azaltır– Buna rağmen, bu kişilerde semptomatik tüberküloz gelişme olasılığı daha yüksektir

262
Q

• Düşük CD4 sayısı, tüberküloz gelişimi için önemli risk faktörüdür
• HIV-infekte kişilerde pulmoner tüberküloz, fokal lezyonlardan multifokal infiltratlara ve kavitasyonlu
apikal hastalığa kadar değişir
• İmmünyetmezliğin derecesi, akciğer dışı tutulumu belirler– İmmünsistemi hafif baskılananlarda %10-15– Şiddetli immün yetmezliği olanlarda >%

A

• HIVpozitif kişilerde tüberkülozun diğer atipik özellikleri:– Yalancı negatif balgam yayması ve yalancı negatif tüberkülin testleri
• Balgam yayması negatifliği – Azalmış T hücre aracılı aşırı duyarlılık nedeniyle bronşiyal duvar yıkımı olmaz ve balgamda daha az basil atılır– Özellikle geç dönemde karakteristik granülom yokluğu

263
Q

Morfoloji

A

• PrimerTüberküloz. İnfekte süt tüketimi olmayan ülkelerde, primer tüberküloz neredeyse her zaman
akciğerlerde başlar– Tipik olarak, solunan basiller genellikle plevraya yakın, üst lobun alt kısmının veya alt lobun üst
kısmının uzak hava boşluklarına yerleşir
• Duyarlılık geliştikçe, konsolidasyonlu 1- 1,5 cm’lik bir gri-beyaz inflamasyon alanı (Ghon odağı) ortaya çıkar
• Sıklıkla, bu odağın merkezinde kazeöz nekroz görülür
• Tüberküloz basili, serbest veya fagositler içinde bölgesel lenf nodlarına ulaşır; burada da kazeöz nekroz gelişir

264
Q

• Parankimal akciğer lezyonu ve bu nodal tutuluma, Ghon
kompleksi denir
• İlk haftalarda vücuda lenfatik ve hematojen yayılım da olur
• Olguların %95’inde, hücre aracılı immünite infeksiyonu kontrol
eder– Bu nedenle, Ghon kompleksi progresif fibrozise uğrar, bunu
kalsifikasyon izler ve diğer organlara yayılıma rağmen lezyon
gelişmez

A

z

265
Q

Histopatoloji

A

• Aktif tutulum bölgelerinde, kazeifiye veya non-kazeifiye tüberkül yapan karakteristik bir
granülomatöz inflamatuvar reaksiyon izlenir

• Tüberküller mikroskobiktir; multipl granülomlar birleştiğinde makroskopik olarak görünür hale gelir
• Granülomlargenellikle seyrek lenfositler içerir ve fibroblastik bir halka içindedir
• Granülomlarda multinükleer dev hücreler bulunur
• İmmünitesi baskılanmışlarda karakteristik granülom oluşmaz ve makrofajlar çok miktarda basil içerir

266
Q

• SekonderTüberküloz.

A

Başlangıç
lezyonu genellikle apikal plevranın
1- 2 cm içinde 2 cm’den küçük
çapta küçük bir konsolidasyon
odağıdır
• Bu odaklar keskin sınırlıdır, serttir;
gri-beyaz-sarı renklidir ve
değişken derecede merkezi
kazeasyon ve periferik fibrozis
gösterir

267
Q

• İmmünokompetankişilerde, ilk parankimal odak,
progresif fibröz enkapsülasyona uğrar ve geride
fibrokalsifik izler bırakır

A

• Histolojik olarak, aktif lezyonlar, merkezi kazeasyonlu
karakteristik birleşik tüberküller gösterir

268
Q

• Tüberküloz basili, genellikle granülomoluşumunun erken eksüdatif
ve kazeözfazlarında aside dirençli boyalar ile tanımlanabilir–Geç, fibrokalsifikaşamalarda bulunamayacak kadar azdır

• Lokalize, apikal, sekonder akciğer tüberkülozu, kendiliğinden veya
tedavi sonrası fibrozis ile iyileşebilir veya hastalık ilerleyebilir

A

• Yaşlı yetişkinlerde ve immün sistemi baskılananlarda progresif
(ilerleyici) akciğer tüberkülozu görülebilir–Apikal lezyon, bitişik akciğere genişler ve sonunda bronşlara ve
damarlara doğru aşınır–Kazeifiyemerkez boşalır ve fibröz doku ile zayıf olarak
çevrelenmiş düzensiz bir kavite oluşur

269
Q

• Kan damarlarının erozyonu hemoptiziye neden olur
• Tedavi süreci durdurabilir, ama fibrozis ile iyileşme pulmoner yapıyı bozar– Artık inflamasyonsuz kaviteler kalıcı olabilir veya fibrotik hale gelebilir
• Tedavi yetersizse veya konak savunması bozuksa infeksiyon hava yolları, lenfatikler veya vasküler
sistem yoluyla yayılabilir

A

• Miliyerakciğer hastalığı, lenfatiklerden drene olan organizmalar venöz kana girip akciğere geri
döndüğünde ortaya çıkar
• Lezyonlar, akciğer parankimine dağılmış mikroskobik veya küçük, görünür (2 mm) sarı-beyaz
konsolidasyon odaklarıdır (“miliary” sıfatı, bu odakların darı tohumlarına benzerliğinden türemiştir)– Miliyer lezyonlar genişleyip birleşerek geniş bölgelerin ve hatta akciğerin tüm loblarının konsolidasyonuna
neden olabilir

270
Q

• Progresifakciğer tüberkülozunda
–Plevralkavite–Serözplevralefüzyonlar–Tüberküloz ampüyem–Obliteratiffibrözplöritgelişebilir

A

• Endobronşiyal, endotrakeal ve laringealtüberküloz,
lenfatiklerden yayılarak veya balgamlı infeksiyöz
materyalden gelişebilir–Mukoza, mikroskobik çok küçük granülomatöz
lezyonlar içerebilir

• Sistemik miliyertüberküloz, bakteriler sistemik
arteriyel sistem yoluyla yayıldığında ortaya çıkar

271
Q

Miliyertüberküloz

A

en çok karaciğerde,
kemik iliğinde, dalakta, adrenallerde,
meninkslerde, böbreklerde, fallop
tüplerinde ve epididimde görülür– Herhangi bir organı da tutabilir

272
Q

İzole tüberküloz hematojen yayılım olan organ/dokularda görülebilir

A

– Yaygın olarak tutulan organlar:
• Meninksler (tüberküloz meninjit)
• Böbrekler (renal tüberküloz)
• Adrenaller (önceden Addison hastalığının önemli bir nedeni)
• Kemikler (tüberküloz osteomiyelit)
• Fallop tüpleri (tüberküloz salpenjit)
• Vertebralar (Pott hastalığı)

273
Q

Lenfadenit,

A

ekstrapulmoner tüberkülozun en sık görülen prezentasyonudur ve genellikle servikal
bölgede (“skrofula”) görülür
• HIV-negatif bireylerde, lenfadenit tek odaklı ve lokalize olma eğilimindedir
• HIV-pozitif bireylerde genellikle multifokal hastalık, sistemik semptomlar ve aktif tüberküloz nedeniyle
akciğer veya diğer organ tutulumu vardır

274
Q

İntestinal tüberküloz

A

kontamine sütün içilmesiyle kapılan bovine (sığır) tüberkülozunun olduğu ve
sütün pastörize edilmediği ülkelerde yaygındır
• Sütün pastörize edildiği ülkelerde, intestinal tüberküloz daha çok progresif akciğer hastalığı olan
hastalarda öksürük infektif materyalin yutulmasından kaynaklanır
• Tipik olarak organizmalar, ince ve kalın bağırsağın mukozal lenfoid agregatlarına yerleşir ve özellikle
ileumda, üstteki mukozanın ülserasyonuna yol açabilen granülomatöz inf gelişir– İyileşme striktürler oluşturabili

275
Q

Lepra (Cüzzam, Hansen hastalığı)

A

• Etkeni M. Leprae
• Esas olarak deriyi ve periferik sinirleri etkileyen yavaş ilerleyen bir inf
• Bulaşıcılığı düşüktür
• Bazı düşük gelirli tropikal ülkelerde endemik

276
Q

Patogenez

A

• İnfeksiyon kaynağı ve bulaşma yolu ?– İnsan solunum salgıları veya toprak olabilir
• M. leprae, makrofajlar ile alınır; kanda yayılır, deri ve ekstremitelerin nispeten soğuk dokularında
çoğalır– En iyi 32- 34 °C de (insan derisi sıcaklığı) çoğalır

277
Q

• M. tuberculosis gibi, M. leprae da toksin salgılamaz– Virülansı, hücre duvarı özelliklerine dayanır– BCG aşısı M. leprae inf karşı biraz koruma sağlar
• Hücre aracılı bağışıklık oluşturur– Bakteri ekstratı lepromin dermal injeksiyonlarına, gecikmiş tipte aşırı duyarlılık reaksiyonu gelişir

A

• M. leprae, yardımcı T lenfosit yanıtına göre, tüberküloid ve
lepromatöz hastalık paternlerine neden olur– Tüberküloid lepra daha hafif seyir gösterir
• Duyu eksikliği olan kuru ve pullu deri lezyonları
• Genellikle büyük periferik sinirlerde asimetrik tutulum

278
Q

– Lepromatöz lepra daha şiddetlidir
• Simetrik deri kalınlaşması ve nodüller oluşturur
• Mikobakterilerin Schwann hücrelerine, endonöral ve perinöral
makrofajlara diffüz yayılması, periferik sinir sistemine zarar verir
• İlerlemiş lepromatöz leprada, M. leprae balgam ve kanda
mevcuttur
• Ara hastalık formu da vardır (‘borderline’ lepra)

A

• Tüberküloid ve lepromatöz lepra, farklı T hücre yanıtları ile ilişkilidir– Tüberküloid lepra
• IL-2 ve IFN-γ üretimi ve Th17 yanıtı ile ilişkili bir Th1 yanıtı görülür
• IFN-γ etkili bir konak makrofaj tepkisi harekete geçer; bu nedenle mikrobiyal yük düşüktür
• Antikor üretimi de düşüktür

– Lepromatöz lepra, zayıf bir Th1 yanıtı ve bazen göreceli bir Th2 yanıtı artışı ile ilişkilidir
• Zayıf hücre aracılı immünite söz konusudur
• Bakteri çoğalması kontrol edilemez ve doku kesitlerinde görülebilir
• Lepromatöz formda, sıklıkla M. leprae antijenlerine karşı antikorlar üretilir– Bunlar genellikle koruyucu değildir– Eritemanodozum, vaskülit ve glomerülonefrite yol açabilen serbest antijenlerle immün kompleks oluşturabilir
• Bazı lepralılar mikst Th1 / Th2 sitokin paterni gösterir

279
Q

Morfoloji

A

• Tüberküloid lepra sert, kenarları yüksek ve
hiperpigmente; ortası çökük ve soluk (iyileşme)
genişleyen ve düzensiz görünümde kırmızı deri
lezyonları ile başlar
• Tüberküloidlepra’da nöronal tutulum belirgindir
• Sinirler, granülomatöz inflamatuvar reaksiyonlar içinde hapsolur; küçükse (örn, periferik dallar) imha olur

• Sinir dejenerasyonu, deri anestezileri, tutulan yerde deri ve kas atrofisi yapar ve kr deri ülserleri
gelişir– El veya ayak parmaklarında kontraktürler, paralizi ve otoamputasyon gelişebilir– Yüz sinirleri tutulursa, göz kapakları paralizisi, keratit ve kornea ülserleri oluşabilir

280
Q

• IM:Tutulan yerlerde tüberküloza benzeyen granülomatöz lezyonlar vardır– Güçlü konak savunması nedeniyle, basiller neredeyse hiç bulunmaz (pausibasiller lepra)– Granülomların varlığı ve bakteri olmaması, güçlü T hücresi bağışıklığını yansıtır
• Lepra onlarca yıla yayılan son derece yavaş bir seyir izler

A

Leprada iki tip inflamatuvar infiltrasyon sık görülür:
(A) Adneks, damarları ve sinirleri çevreleyen yoğun dermal makrofaj infiltrasyonu (subkutan nodüller ile sonuçlanır)
(B) Büyük sinir demetlerine yönelik yoğun kr lenfositik ve histiositik infiltrasyon (mononöropati ile sonuçlanır)

281
Q

• Lepromatözlepra deriyi, periferiksinirleri, anteriorgöz odasını, üst
solunum yollarını (larinksekadar), testisleri, elleri ve ayakları tutar–Hayati organlar ve SSS nadiren etkilenir; bu alanlarda vücut sıcaklığı M.
lepraegelişimi için çok yüksektir

A

• Yüz, kulaklar, bilekler, dirsekler ve dizlerde maküler, papülerveya nodülerlezyonlar
oluşur–İlerlemeyle, nodülerlezyonlar birleşerek belirgin bir aslan yüzü oluşturur
• Çoğu deri lezyonu hipoestetikveya anesteziktir
• Burundaki lezyonlar kalıcı inflamasyonave basil yüklü akıntıya neden olabilir

282
Q

• Mikobakteriler periferik sinirleri (özellikle deri yüzeyine yaklaşan ulnar ve peroneal) simetrik olarak
invaze eder– Ellerde ve ayaklarda his kaybı ve trofik değişiklikler, sinir lezyonlarını izler
• Lenf nodlarında, parakortikal (T hücresi) alanlarda ve reaktif germinal merkezlerde bakteri dolu
köpüklü makrofaj kümeleri izlenebilir

• İleri dönemde, dalak kırmızı pulpasında ve karaciğerde de makrofaj kümeleri izlenir
• Testislerde genellikle seminifer tübüller yıkıma uğrar ve infertilite gelişir

A

• Lepromatöz lezyonlar, genellikle aside dirençli basiller (“globi”) ile
dolu büyük lipid yüklü makrofaj kümeleri (lepra hücreleri) içerir
• Bol bakteri görülmesi nedeniyle lepromatöz lepra, multibasiller
olarak adlandırılır

283
Q

Non-Tüberküloz Mikobakteriyel İnfeksiyonlar

A

• Tüberküloz yapmayan mikobakteriler (NTM). M. tuberculosis ve M. leprae dışındaki
mikobakterilerdir
• NTM hastalığı prevalansı dünya çapında artmıştır
• 150 NTM türü arasında en sık görülen insan patojenleri:– Mycobacterium avium kompleksi (MAK)– M. abscessus kompleksi– M. kansasi

284
Q

• NTM türlerinin yaygınlığı, dünyada değişiklik gösterir–Tedavileri farklıdır, bu nedenle spesifik organizma tanımlanmalıdır
• Geleneksel fiziksel ve biyokimyasal testler ile M. aviumve M. intracellulare’yiayırt etmek zor ve
klinik özellikler benzer olduğundan bir kompleks olarak gruplandırılırlar

A

• Yeni moleküler yöntemler, bu iki türü ve aynı kompleksteki M. chimaera’yı ayırt edebilir
• NTM çevrede, suda ve toprakta (her yerde) bulunur
• Kistik fibrozis hastalarında saptanan az sayıda olgu hariç, insandan insana bulaşma çok azdır

285
Q

• NTM infeksiyonlarınınklinik prezentasyonları:–Kronik akciğer hastalığı (en yaygın)–Lenfadenit–Kutanözhastalık–Disseminehastalık

A

• Normal konak savunma mekanizmaları
genellikle infeksiyonu önler
• Savunmasız olanlar:–Yapısal akciğer hasarı–Kistik fibrozis–Bronşektazi–Primer siliyer diskinezi–Kronik obstrüktif akciğer hastalığı–Pnömokonyo

286
Q

• Ek predispozan faktörler:– HIV‘e bağlı immünosupresyon– Transplantasyon– TNF inhibitörleri ile tedavi– Anti-IFN-γ otoantikoru olan olgular (nadir)– IL-12 / IFN- yolaklarında kalıtsal defekt olanlar
• Ani gelişen mikobakteriyel infeksiyonlar genellikle ameliyat sonrası veya travma sonrası
infeksiyonlarla ilişkilidir
• Belirgin T hücresi immün yetmezliği olan hastalarda MAK, dissemine infeksiyonlara neden olur– Organizmalar, akciğerler ve GİS dahil birçok organda bol miktarda çoğalır– Yoğun gece terlemeleri, ateş ve kilo kaybı gör

A

• HIVveya diğer bir immün yetmezliği olmayan MAK infeksiyonunda, akciğer infeksiyonu; balgamlı
öksürük, bazen ateş ve kilo kaybı görülür
• Radyografik özellikler:– Akciğer üst loblarında fibrokaviter lezyonlar veya nodüler bronşektazi (multifokal küçük nodüller)

287
Q

Morfoloji

A

• HIVhastalarında MAK infeksiyonlarının özelliği, makrofajlarda bol aside- dirençli basil saptanması
• İmmünyetmezliğin şiddetine göre, MAK inf MNF sistemi boyunca yayılabilir– Lenf nodları, karaciğer ve dalak büyümesi veya lokalize akciğer tutulumu olabilir
• Granülomoluşumu, lenfositik infiltrasyon ve doku yıkımı nadirdir
• Makrofajlardaki bol organizma nedeniyle, bu organlarda sarımsı bir pigmentasyon olabilir

288
Q

AIDS’li bir hastada
Mycobacterium avium
infeksiyonu

A

• Aside dirençli organizmalarla
masif infeksiyon.
• Bu patern, edinsel/akkiz
immün yetmezliği olan
hastalarda daha yaygındır

289
Q

Spiroket İnfeksiyonları

A

• Spiroketler, Gram-negatif, helikal bir protoplazma çevresine sarılmış periplazmik flagellalı, ince,
tirbuşon şekilli bakterilerdir
• Bakteriler, antijenleri konak bağışıklık yanıtından maskeleyen bir dış kılıfa sahiptir

290
Q

Treponema pallidum

A

, sifiliz etkenidir– Mikroaerofilik spiroket
• Diğer treponemalar:– Ekvadorsifilizi (T. pallidum pertenue) ve– Pintahastalığı (T. pallidum carateum) yapar

291
Q

Sifiliz (Frengi)

A

• Farklı klinik ve patolojik belirtileri olan kronik bir CYBİ
• Etkeni, Treponemapallidum türleri
• İnce olduklarından Gram boyası başarılı değildir; gümüş boyaları ve İF teknikleriyle görülebilir

292
Q

• T. pallidum’untransplasentalgeçişi kolaydır–Gebelikte aktif hastalık, konjenitalsifilizile sonuçlanır
• T. pallidum, kültürde kolay çoğaltılamaz
• Halk sağlığı programları ve penisilin tedavisi, 1940’lardan 1970’lerin sonuna kadar ABD’de olgu sayısını
azaltmıştır

A

• Sifilizinsidansıson 10 yılda Kuzey Amerika ve Batı Avrupa’da erkeklerde (özellikle HIVinfeksiyonuolan
erkeklerle seks yapanlarda) çok artmıştır
• Dünyada her yıl >5 milyon yeni sifilizolgusuna tanı konmaktadır ve konjenitalinfeksiyonlarnadir değildir

293
Q

Patogenez

A

• Çevresinde plazma hücresinden zengin infiltrat bulunan ve küçük damarları etkileyen proliferatif
endarterit, sifilizin tüm evrelerinin karakteristiğidir
• Frengi patolojisinin çoğu vasküler lezyonlara bağlı iskemi nedeniyledir
• Endarterit patogenezi ?

294
Q

• T. pallidum’akarşı immünyanıt, bakteri yükünü azaltır ve lokal lezyonları iyileştirebilir, ancak
sistemik infeksiyonugüvenilir olarak ortadan kaldırmaz
• Yüzeyelinfeksiyonbölgelerinde (şankırlarve döküntüler), bakterileri çevreleyen T hücreleri, plazma
hücreleri ve makrofajlardanoluşan yoğun bir inflamatuvar infiltrat gösterir

A

• İnfiltreeden CD4 + T hücreleri, bakterileri öldürmek için makrofajlarıaktive edebilen Th1
hücreleridir
• Treponemayaspesifik antikorlar, lezyondaki komplemanıaktive eder ve bakterileri makrofajların
fagositozu için opsonizeeder

• Çoğu hastada, organizma yaşar–T. pallidumdış zarındaki TprKproteini, organizmanın yaşamasına izin veren antijenikçeşitlilik sağlar

295
Q

Primer Sifiliz

A

• İnfeksiyondan 3 hafta sonra oluşan bu evrede peniste, servikste,
vajinal duvarda veya anüste treponemal invazyon bölgesinde
yerleşik tek bir sert, hassas olmayan, kabarık kırmızı lezyon (şankır)
bulunur
• Şankırterapili veya terapisiz iyileşir
• Spiroketler, şankır içinde bol miktarda bulunur; hematojen ve
lenfojen yayılımla tüm vücuda yayılır

296
Q

Sekonder Sifiliz

A

• Deri ve mukoza yüzeyinde ağrısız, yüzeyel lezyonlar ile karakterizedir
• Yaygın makülopapüler deri lezyonları
• Tedavi edilmeyenlerin %75’inde primer şankırdan 2- 10 hafta sonra ortaya
çıkar
• Anogenital, iç uyluklar ve koltuk altı gibi nemli deri bölgelerinde geniş
tabanlı, yüksek kondilomata lata plakları olabilir

• Ağız, farinks ve genital mukozada gümüş- gri yüzeyel erozyonlar oluşabilir
• LAP, hafif ateş, halsizlik ve kilo kaybı yaygındır
• %8 -40 hastada asemptomatik nörosifiliz görülür
• %1 -2 hastada semptomatik nörosifiliz ortaya çıkar– Meninjit, görsel/işitme değişiklikleri
• Sekondersifiliz birkaç hafta sürer ve hasta latent aşamaya girer

297
Q

Tersiyer Sifiliz

A

• Tersiyer sifiliz, genellikle 5 yıl veya daha uzun süren bir latent dönem sonrasında, tedavi edilmeyenlerin
1/3’ünde ortaya çıkar
• Tek başına veya kombine üç ana görünümü vardır:– Kardiyovasküler sifiliz– Nörosifiliz– Benigntersiyer sifiliz

298
Q

• Sifilitik aortit şeklindeki kardiyovasküler sifiliz, tersiyer hastalık olgularının %80’inden fazlasını
oluşturur– Patogenezi?
• Treponemaların azlığı ve yoğun inflamatuvar inf, immün yanıtın rol oynadığını düşündürür– Aortit, aort kökünün ve arkının yavaş ilerleyen genişlemesine yol açar
• Aort kapak yetmezliği ve proksimal aort anevrizmaları gelişir

A

• Nörosifiliz semptomatik veya asemptomatik olabilir– Pleositoz (çok inflamatuvar hücre), yüksek protein düzeyi veya azalmış glukoz gibi BOS anomalileri
saptandığında asemptomatik nörosifiliz düşünülür ve antikorların tespiti ile doğrulanır
• Nörosifiliz olgularının 1/3’ünü oluşturur – BOS’daki spiroketler SSS’ye yayılmışsa daha uzun süre antibiyotik verilir

299
Q

• Nörosifiliz

A

– TabesDorsalis. Nörosifilizin geç bir sonucu– Spinalkord dorsal kök ganglionlarında nöral traktusların yavaş
dejenerasyonu (özellikle demyelinizasyonu) ile karakterizedir– Hastalarda öksürük ile şiddetlenen bıçak saplanır gibi sinir kökü ağrısı,
oküler tutulum ve duyusal ataksi vardır
• Tersiyer sifiliz hastalarında, nörolojik semptomlar olmasa da nörosifiliz
araştırılır

300
Q

Benigntersiyer sifiliz

A

kemikte, deride, üst hava yolu ve ağız mukozasında gom
(gumma) oluşumu ile karakterizedir– Gom,bakteriye gecikmiş aşırı duyarlılığın gelişmesiyle ilişkili nodüler bir lezyondur– Her organda görülebilir
• İskelet tutulumu karakteristik olarak ağrı, hassasiyet, şişme ve patolojik kırıklara
neden olur
• Deri ve muköz membranlardaki gomlar, nodüler veya nadiren destrüktif ülseratif
lezyonlar oluşturabilir
• Etkili antibiyotik kullanımı nedeniyle artık gomlar nadirdir

301
Q

Konjenital sifiliz

A

En sık, spiroketlerin en çok olduğu maternal primer veya sekonder sifilizde ortaya
çıkar– Tedavi edilmeyenlerin %25’inde intrauterin ve perinatal eksitus
• Belirtileri, yaşamın ilk 2 yılında oluşanlara infantil sifiliz; daha sonra ortaya çıkanlara tardif sifiliz
denir– İnfantil sifiliz, genellikle yaşamın ilk birkaç ayında burun akıntısı ve tıkanıklığı ile kendini gösterir

• Deskuamatif veya büllöz bir döküntü görülebilir– Deride, özellikle ellerde ve ayaklarda, ağız ve anüs çevresinde soyulma
• Hepatomegalive iskelet anomalileri yaygındır
• Neonatalsifilizli tedavi görmeyen çocukların %50’sinde geç belirtiler gelişir

302
Q

Sifilizde Serolojik Testler

A

• Seroloji, hala sifiliz tanısının temel dayanağıdır– Non-treponemal ve anti-treponemal antikor testlerini içerir
• Non-treponemal testler, konak dokularında ve T. pallidum’da bulunan bir kardiyolipin
kolesterol-lesitin antijenine karşı antikoru ölçer– Hızlı plazma reajini (RPR) ve Zührevi Hastalık Araştırma Laboratuvarı (VDRL) testleri– Non-treponemal testler spesifik değildir
• Düşük maliyetlidir, kolaydır
• Tedaviye yanıtı takip etmede yaygın olarak kullanılır

303
Q

• Treponemalantikor testleri, T. pallidumile spesifik reaksiyona giren antikorları ölçer–Floresan treponemalantikor absorpsiyontestini ve T. pallidumenzim immünolojik testini içerir–Treponemaltestler, tersiyer ve latentsifiliziçin çok hassas

A

• Treponemalve non-treponemalantikor testleri, primersifiliziçin orta derecede duyarlıdır (~%70-85)
• Her iki test türü de sekondersifiliziçin çok hassastır (>% 95)
• Geliştirilen hızlı testler ve PCR testleri, düşük duyarlılık ve özgüllük nedeniyle yaygın değildir
• Sifilizinbaşarılı tedavisi ile non-treponemalantikor düzeyleri düşer–Saptanan titre değişiklikleri tedaviyi izlemede kullanılabilir
• Kantitatif olmayan treponemaltestler başarılı tedaviden sonra bile pozitif kalır

304
Q

Morfoloji

A

• Primersifilizde, erkeklerin %70’inde penis veya skrotumda; kadınların
%50’sinde vulva veya serviksde bir şankır oluşur
• Şankır, temiz tabanlı sığ bir ülserdir; birkaç cm çapında, hafif yüksek,
sert, kızarık bir papüldür– Sert şankır: İndurasyon, deriye doğrudan bitişik düğme benzeri bir kütle
oluşturur

305
Q

• IM: Şankır, dağınık makrofajlar, lenfositler, proliferatif endarterit ve
yoğun bir plazma hücre infiltratı içerir
• Endarterit, endotel hücre aktivasyonu ve proliferasyonu ile başlar
ve intimal fibrozise ilerler
• Bölgesel lenf nodları genellikle non-spesifik akut veya kr lenfadenit,
plazma hücresinden zengin infiltratlar veya granülomlar nedeniyle
genişler

A

• Sekondersifilizdeyaygın mukokutanözlezyonlar izlenir–Oral kavite, avuç içleri ve ayak tabanları dahil –Sıklıkla çapı < 5 mm, kırmızı-kahverengi makülerdöküntü
• Ağız veya vajinadaki kırmızı lezyonlar, en fazla organizma
içerenlerdir ve en bulaşıcı olanlarıdır
• IM: Mukokutanözlezyonlarda, primerşankırdakigibi
plazma hücre infiltrasyonuve obliteratifendarteritizlenir–İnflamasyondaha azyoğundur

306
Q

Tersiyer sifiliz

A

en sık aortu, SSS’yi, karaciğeri, kemikleri ve testisleri tutar
• Aortit, proksimal aortun vasa vazorumunun endarteriti kaynaklıdır– Vasavazorumuntıkanması, proksimal aort duvarının medyasında skarlaşmaya neden olarak elastikiyet kaybına neden
olur– Subintimalskar oluşumu koroner arter girişinin daralmasına ve myokardiyal iskemiye neden olabilir

307
Q

Nörosifiliz meningovasküler sifiliz, tabes dorsalis ve genel parezi olarak adlandırılan birkaç formdan
biri şeklinde görülür

Sifilitik gummalar beyaz-gri ve lastiksi olup, tek veya multipl olarak ortaya çıkar ve büyüklükleri
tüberküllere benzeyen mikroskobik lezyonlardan, büyük tümör benzeri kitlelere kadar değişir– Çoğu organda, özellikle deride, deri altı dokuda, kemik ve eklemlerde görülürler

A

• Karaciğerde, gummalarnedeniyle oluşan skar, heparlobatumdenen
özgün bir hepatiklezyona neden olabilir
• IM: Gummamerkezinde koagülatifnekrotik materyal ve çevresinde
yoğun mononükleerlökositler, plazma hücreleri, palizatlaşanmakrofajlar
ve fibroblastlarizlenir–Treponemalar, gummalardaazdır ve gösterilmeleri zordur

• Konjenitalsifilizdöküntüsü, yetişkin sekondersifilizdendaha şiddetlidir–Ayak tabanlarında ve avuç içlerinde epidermaldökülme ile ilişkili büllöz
erupsiyongörülür

308
Q

Sifilitik osteokondrit ve periostit

A

tüm kemikleri etkiler, ancak burun ve alt bacak lezyonları en
belirgindir– Vomerintahrip olması burun köprüsünün çökmesine ve daha sonra karakteristik sele burun deformitesine
neden olur– Tibianınperiostiti, ön yüzeyde aşırı yeni kemik büyümesine ve anterior eğilmeye (kılıç kını ‘saber shin’
deformitesine) yol açar– Endokondralkemik oluşumunda yaygın bir bozukluk vardır
• Kıkırdak aşırı büyüdükçe epifizler genişler ve metafizde yer değiştirmiş adalarda kıkırdak bulunur

309
Q

Karaciğer

A

konjenital sifilizde sıklıkla ciddi şekilde etkilenir– Diffüzfibrozis (ve karakteristik lenfoplazmasitik infiltrat ve vasküler değişiklikler ile), lobüllere nüfuz eder
• Hepatikhücreler küçük yuvalar halinde izole olur– Gummalar, erken olgularda bile karaciğerde bulunabilir

310
Q

• Akciğerler, yaygın bir interstisiyel fibrozisden etkilenebilir
• Sifilitik ölü doğanlarda akciğerler soluk ve havasız görünür (pnömoni alba)
• Jeneralize spiroketemi, hemen tüm diğer organlarda yaygın interstisyel inflamatuvar reaksiyonlara yol
açabilir– Pankreas, böbrekler, kalp, dalak, timus, endokrin organlar ve SSS gibi

A

• Konjenital sifilizde geç belirtiler (triad):– İnterstisiyel keratit,– Hutchinsondişleri– Sekizinci sinir sağırlığı

311
Q

Lyme Hastalığı

A

• Etkeni Borrelia türü spiroketlerdir
• Artropod kaynaklı yaygın bir hastalıktır
• Lokalize veya dissemine kalıcı kronik artrit yapabilir
• Adını, 1970’lerde deri eritemi ilişkili bir artrit salgınından
(Connecticut, Lyme kasabası) almıştır
• Yaygın Borrelia türleri, ABD’de Borrelia burgdorferi ve Avrupa
ve Asya’da B. afzelii ve B. garinii

• Kemirgenlerden veya kuşlardan (B. garinii) insanlara Ixodes
keneleriyle bulaşır
• ABD, Avrupa ve Asya’da endemiktir– ABD’de, her yıl 30.000-40.000 olgu
• Endemik bölgelerde, B. burgdorferi, kenelerin %50’sini infekte eder – Seroloji ana tanı yöntemidir– İnfekte dokudan PCR da yapılabilabilir

312
Q

Lyme hastalığı

A

Multipl Organ Sistemlerini Etkiler; Üç Aşamaya Ayrılır:
• (1) Erken lokalize, (2) erken dissemine ve (3) geç dissemine
• İlk belirtiler doğrudan spiroket infeksiyonundan kaynaklanır
• Sonraki belirtiler ve semptomlar muhtemelen immün aracılıdır

313
Q

Erken lokalize hastalıkta

A

spiroketler çoğalır ve
kene ısırığının olduğu yerde dermiste yayılır– Genellikle ortası soluk, genişleyen bir
kızarıklığa neden olur (Eritema migrans)
• 4-12 haftada kendiliğinden kaybolur– Lezyona ateş ve LAP eşlik edebili

314
Q

Erken dissemine hastalıkta

A

spiroketler, hematojen yayılır– Sekonder deri lezyonları, LAP, gezici eklem ve kas ağrısı, kardiyak aritmi ve
sıklıkla kraniyal sinir tutulumuyla ilişkili meninjit gelişebilir

315
Q

Geç dissemine hastalık üçüncü aşamadır

A

– Kene ısırığından aylar sonra ortaya çıkar– B. burgdorferi genellikle, bazen büyük eklemlerde ciddi hasara yol açan
kronik artrit yapar– Daha az sıklıkla, polinöropati ve ensefalit görülür
• Lyme ensefalopatisi, Avrupa’da ABD’ye göre daha nadirdir

316
Q

Patogenez

A

• B. burgdorferi, konağa zarar veren endotoksin veya eksotoksin üretmez
• Patolojinin çoğu, bakterilere karşı immün yanıta ve inflamasyona
sekonderdir– İlk immün reaksiyon, bakteriyel lipoproteinlerin makrofajlardaki TLR2’ye
bağlanmasıyla uyarılır
• Bu makrofajlar proinflamatuvar sitokin (IL-6 ve TNF) salgılar ve bakterisidal reaktif
nitrojen ara maddeleri oluşturarak infeksiyonu azaltır
• Genellikle ortadan kaldırmaz

317
Q

Patogenez

A

• B. burgdorferi, konağa zarar veren endotoksin veya eksotoksin üretmez
• Patolojinin çoğu, bakterilere karşı immün yanıta ve inflamasyona
sekonderdir– İlk immün reaksiyon, bakteriyel lipoproteinlerin makrofajlardaki TLR2’ye
bağlanmasıyla uyarılır
• Bu makrofajlar proinflamatuvar sitokin (IL-6 ve TNF) salgılar ve bakterisidal reaktif
nitrojen ara maddeleri oluşturarak infeksiyonu azaltır
• Genellikle ortadan kaldırmaz

318
Q

• İnflamatuvar lezyonlar T hücreleri ve sitokinler ile tetiklenir
• İnfeksiyondan 2- 4 hafta sonra Borrelia spesifik antikorlar, doğrudan
kompleman aracılı fagositozu ve bakterilerin öldürülmesini sağlayabilir–B. burgdorferi, antijenik varyasyon ile antikor yanıtından kaçar

A

• Lyme hastalığının geç artrit gibi kronik belirtilerine, bir self antijen ile
çapraz reaksiyona giren ? bir bakteriyel antijene karşı immün yanıt neden
olabilir

319
Q

Morfoloji

A

• B. burgdorferi’nin neden olduğu deri lezyonları, ödem ve
lenfoplazmasitik infiltrasyon ile karakterizedir
• Erken Lyme artritinde sinoviyum, villöz hipertrofi, döşeyici
hücre hiperplazisi ve subsinoviyumda yoğun lenfosit ve
plazma hücresi ile erken romatoid artrite benzer

• Lyme artritinin ayırt edici bir özelliği de, lupusta görülenlere benzeyen
soğan derisi benzeri lezyonlar oluşturan bir arterittir
• Geç Lyme hastalığında, büyük eklemlerde kıkırdakta aşırı erozyon olabilir
• Lyme meninjitinde, BOS, belirgin bir lenfoplazmasitik infiltrat nedeniyle
hiperselülerdir ve antispiroket IgG’leri içerir

320
Q

Anaerobik Bakteriyel İnfeksiyonlar

A

• Birçok anaerobik bakteri, vücudun düşük oksijen düzeyleri olan
bölgelerindeki normal mikrobiyotadır
• Anaerobik mikrobiyota, normalde steril bölgelere girdiğinde veya
organizmaların dengesi bozulduğunda ve patojenik anaeroblar aşırı
çoğaldığında (örn., antibiyotik tedavisi ile C. difficile koliti) hastalığa neden
olur (abse veya peritonit gibi)
• Çevresel anaeroblar da hastalık (tetanoz, botulizm ve gazlı kangren) yapar

321
Q

Abseler

A

• Komşu bölgelerden gelen kommensal bakteriler (orofarinks, bağırsak ve kadın
genital yolu) abselerin olağan nedenidir– Bu nedenle absedeki türler, genellikle o bölgedeki normal mikrobiyotayı yansıtır
• Abseler genellikle karışık anaerobik ve fakültatif aerobik bakteriyel inf kaynaklanır
• Abseye neden olan anaerobların çoğu normal mikrobiyotanın parçasıdır– Önemli miktarda toksin üretmezler

322
Q

• Baş ve boyun apselerinde bulunan bakteriler oral ve faringeal mikrobiyotayı yansıtır
• Bu bölgedeki yaygın anaeroblar, genellikle fakültatif S. aureus ve S. pyogenes ile karıştırılan
gram (-) basiller Prevotella ve Porphyromonas türleridir
Prof. Dr. Şükrü Oğuz Özdamar, 2024- 2025
• Oral bir kommensal olan Fusobacterium necrophorum, lateral faringeal boşluk infeksiyonu
ve septik juguler ven trombozu ile karakterize Lemierre sendromuna neden olur
• Abdominal abseler, GİS anaeroblarından kaynaklanır –Gram (+) Peptostreptococcus ve Clostridium türleri ve gram (-) Bacteroides fragilis ve E. coli

A

• Kadınlarda genital sistem infeksiyonlarına
(örn., Bartholin kist apseleri ve tubo-ovaryan
apseler), Prevotella türleri gibi anaerobik gram
negatif basiller neden olur

323
Q

Morfoloji

A

• Anaerobların neden olduğuapseler, genellikle zayıf bir duvarla kaplı,
renksiz ve kötü kokulu püy içerir
• Gram boyası, nötrofillerle karışık gram (+) ve gram (-) basiller ve gram (+)
kokların olduğu mikst infeksiyonu gösterir

324
Q

Klostridiyal İnfeksiyonlar

A

• Clostridium türleri, toprakta bulunan, anaerobik koşullarda çoğalan ve
spor üreten, gram-pozitif basillerdir

325
Q

Dört tür hastalık yaparlar

A

C. perfringens, C. septicum ve diğer türler, travmatik ve cerrahi yaraların
selülit ve myonekrozu (gazlı kangren), genellikle yasadışı düşüklerle ilişkili
uterin myonekroz, hafif gıda zehirlenmesi; iskemi veya nötropeni ile ilişkili
ince bağırsak infeksiyonu nedenidir– Şiddetli sepsis görülür– C. septicum’a bağlı gelişen gazlı kangren, altta yatan bir malignite ile oldukça
ilişkilidir

326
Q

• Tetanoz nedeni olan C. tetani, yeni doğan infantların (bebeklerin) deri
yaralarında ve umblikal güdüklerinde çoğalır– Kas tonusunun artmasına ve iskelet kaslarının jeneralize kasılmalarına (kilitli
çene) neden olan güçlü bir nörotoksin salgılar
• Tetanoz toksoidi (formalinle fikse tetanoz toksini), DPT (difteri, boğmaca ve
tetanoz) aşılamasının bir parçasıdır ve dünyada tetanoz insidansını büyük
ölçüde azaltmıştır

A

• Botulizm nedeni olan C. botulinum, yetersiz pişirilen gıdalarda çoğalır
• Sinaptik asetil kolin salınımını engelleyen; solunum ve iskelet kaslarında flasik
felce neden olan güçlü bir nörotoksin salgılar

327
Q

• Tetanoz nedeni olan C. tetani, yeni doğan infantların (bebeklerin) deri
yaralarında ve umblikal güdüklerinde çoğalır– Kas tonusunun artmasına ve iskelet kaslarının jeneralize kasılmalarına (kilitli
çene) neden olan güçlü bir nörotoksin salgılar
• Tetanoz toksoidi (formalinle fikse tetanoz toksini), DPT (difteri, boğmaca ve
tetanoz) aşılamasının bir parçasıdır ve dünyada tetanoz insidansını büyük
ölçüde azaltmıştır

A

• Botulizm nedeni olan C. botulinum, yetersiz pişirilen gıdalarda çoğalır
• Sinaptik asetil kolin salınımını engelleyen; solunum ve iskelet kaslarında flasik
felce neden olan güçlü bir nörotoksin salgılar

328
Q

C. difficile,

A

normal kommensal
mikrobiyota ile rekabet antibiyotik
tedavisi ile azaltıldığında bağırsaklarda
çoğalır– Bakteriler toksin salgılar ve
psödomembranöz kolite neden olur

• Klostridiyal infeksiyonlar kültür (selülit, myonekroz) ve toksini saptayan
PCR testleri (psödomembranöz kolit) veya her ikisi (botulizm) ile teşhis
edilebilir

329
Q

Patogenez

A

• C. perfringens oksijen varlığında büyümez, bu nedenle konakta bakterilerin
büyümesi için doku ölümü gereklidir
• Hücre dışı matriks proteinlerini bozan ve bakteri istilasına katkı yapan
kollajenaz ve hyaluronidaz salgılar
• En güçlü virülans faktörleri, ürettiği toksinlerdir

330
Q

• C. perfringens, 14 toksin salgılar; en önemlisi α-toksindir– Bir fosfolipaz olup, multipl etkileri vardır– Hücre membranlarının önemli bileşeni lesitini parçalayarak eritrositleri,
trombositleri ve kas hücrelerini yok ederek myonekroz yapar– Sfingomiyelinaz aktivitesi de gösterir
• Sinir kılıfı hasarına katkıda bulunur

A

• C. perfringens ile kontamine yiyeceklerin yutulması kısa süreli diyare
yapar
• Kontamine etteki sporlar pişirme sırasında hayatta kalır ve yiyecekler
soğutulurken organizma çoğalır
• C. perfringens enterotoksini, epitelyal hücre membranlarında gözenekler
oluşturur, hücreler arasındaki sıkı bağlantıları bozar

331
Q

• C. botulinum ve C. tetani tarafından üretilen nörotoksinlerin her ikisi de
nörotransmiter salınmasını engeller ve paraliziye neden olur– Kontamine gıdadan alınan veya C. botulinum ile infekte yaradan geçen botulizm
toksini, motor nöronlara taşınır– Sitoplazmada, toksinin A parçası, nörotransmiter içeren veziküllerin nöron
membranı ile füzyonunun aracısı sinaptobrevin proteinini parçalar

A

• Botulizm toksini, vezikül füzyonunun blokajı ile nöromüsküler kavşakta
asetilkolin salınımını engeller ve flasik paralizi (felç) yapar
• Solunum kasları etkilenirse botulizm ölüme yol açabilir
• Botulizm toksininin (Botoks) kozmetik cerrahide yaygın kullanımı, seçilen yüz
kaslarında paralizi oluşturmasına dayanır
Prof. Dr. Şükrü Oğuz Özdamar, 2024- 2025
• Tetanoz toksini, motor nöronları inhibe eden bir nörotransmiter olan
γ- aminobutirik asit salınımını engeller ve şiddetli spastik paralizi yapar

332
Q

• C. difficile, kemokin üretimini uyaran ve lökositleri çeken bir
enterotoksin (toksin A) ve hücre kültüründe belirgin sitopatik etki
oluşturan bir sitotoksin (toksin B) üretir
• Her iki toksin de glukozil transferazdır
• Non-patojenik C. difficile suşları toksin üretmez– C. difficile tedavisinde fekal transplantasyon ile önemli başarı sağlanmıştır

A

af

333
Q

Morfoloji

A

• En önemli lezyonlara C. perfringens neden olur
• Yaralardan kaynaklanan klostridiyal selülit, kötü kokusu,
renksiz eksüdası, daha hızlı ve geniş doku hasarı ile
püyojenik kokların infeksiyonundan ayırt edilebilir– Debridman ve antibiyotik ile tedavi edilebilir
• IM: Nötrofiller, gram-pozitif bakteriler ve yaygın doku
nekrozu izlenir

334
Q

• Klostridiyal gazlı gangren, yaşamı tehdit eder ve yaralanmadan 1- 3 gün
sonra tutulan kas hücrelerinde belirgin ödem ve enzimatik nekroz ile
karakterizedir
• Etkilenen bölgede ve üstteki deride, inflamatuvar hücre içermeyen yoğun
bir sıvısal eksüda, şişmeye neden olur ve yırtılan büyük büllöz veziküller
gelişir

A

• Gangrenöz dokularda bakteriyel fermantasyonun neden olduğu gaz
kabarcıkları görülür
• İnfeksiyon ilerledikçe inflamasyonlu kaslar, salınan bakteriyel enzimlerin
masif proteolitik etkisi sonucu yumuşak, mavi-siyah, gevrek ve yarı sıvı
hale gelir

• IM: Şiddetli myonekroz, yaygın hemoliz ve trombozlu vasküler zedelenme izlenir
• C. perfringens, nötropenik kişilerde ince bağırsakta koyu renkli, kama şeklinde
infarktlar da yapar
• C. perfringens hematojen olarak yayıldığında, yaygın gaz kabarcıkları oluşur
• Nöropatolojik değişiklikler silik ve non-spesifiktir– Botulinum ve tetanoz toksinleri ciddi nörolojik hasar yapar

335
Q

Zorunlu İntraselüler Bakteriyel İnfeksiyonlar

A

• Zorunlu hücre içi bakteriler sadece konak hücrelerde çoğalır– Bazıları hücre dışında hayatta kalabilir
• Amino asitleri ve ATP’yi yakalamak için membran pompalarıyla hücre içi
ortama iyi adapte olmuşlardır
• ATP sentezleyemeyenler (örn., Chlamydia türleri) yanında, bir kısmını
sentezleyenler (örn., riketsiyalar) de vardır

336
Q

Klamidyal İnfeksiyonlar

A

• C. trachomatis, zorunlu bir hücre içi patojen olan küçük gram-negatif bir
bakteridir
• C. trachomatis, kendine özgü yaşam döngüsü boyunca iki formda bulunur
• İnfeksiyöz form olan elementer cisim metabolik olarak etkisizdir

337
Q

• Elementer cisim, TARP proteinini konak hücrelere injekte etmek için bir
tip III sekresyon sistemi kullanır ve hücreye fagositoz ile bakteri girişi
bölgesinde aktin yeniden şekillenmesi yapar
• Elementer cisim, endozom türevi bir inklüzyonda metabolik olarak aktif
forma (retikülat cisim) dönüşür
Prof. Dr. Şükrü Oğuz Özdamar, 2024- 2025
• Retikülat cisim, infekte hücreden çıkan yeni infektif elementer cisimler
oluşturmak ve çoğalmak için konak hücrede ATP ve amino asitleri kullanır

A

• C. trachomatis infeksiyonunun neden olduğu hastalıklar, bakterilerin farklı
serotipleriyle ilişkilidir: – Ürogenital infeksiyonlar ve inklüzyon konjunktiviti; serotipler D- K– Lenfogranüloma venereum; serotipler L1, L2 ve L3– Çocuklarda oküler infeksiyon ve trahom; serotipler A, B ve C

338
Q

C. trachomatis Genital İnfeksiyonu

A

• Dünyadaki en yaygın bakteriyel CYBİ
• ABD’de 2016’da, 1.6 milyon genital klamidya olgusu
• Genital C. trachomatis infeksiyonlarında epididimit, prostatit, pelvik
inflamatuvar hastalık, farinjit, konjunktivit, perihepatik inflamasyon ve
proktit gelişebilir

339
Q

• N. gonorrhoeae üretritinin aksine, C. trachomatis üretriti erkeklerde
asemptomatik olabilir ve bu nedenle tedavi edilmeyebilir
• N. gonorrhoeae ve C. trachomatis sıklıkla kadınlarda asemptomatik inf
neden olur

A

• C. trachomatis üretriti, genital eküvyon çubuğu veya idrar örneklerinde
amplifiye nükleik asit testleri kullanılarak teşhis edilebilir
• C. trachomatis’in L serotipleri ile genital infeksiyon, kronik, ülseratif bir
hastalık olan lenfogranüloma venereum yapar

340
Q

• Lenfogranüloma venereum, ABD ve Batı Avrupa’da sporadiktir; Asya,
Afrika, Karayip bölgesi ve Güney Amerika’nın bazı kısımlarında endemiktir

A

• İnfeksiyon başlangıçta genital mukozada veya yakın deride küçük, bir
papül olarak gözlenir
• 2- 6 hafta sonra, organizmanın çoğalır ve drene olduğu hassas lenf
nodlarında yırtılabilen LAP oluşur
• Tedavi edilmezse anogenital fibrozis ve striktür gelişebilir
• Rektal striktürler özellikle kadınlarda yaygındır

341
Q

Morfoloji

A

• C. trachomatis üretriti özellikleri gonore’ye benzer
• Primer infeksiyon, nötrofil baskın mukopürülan akıntı ile karakterizedir
• Gram boyalı yayma veya kesitlerde organizmalar görülmez

342
Q

• Lenfogranüloma venereum lezyonları, mikst
granülomatöz ve nötrofilik inflamasyon
gösterir
• Epitelde veya inflamatuvar hücrelerin
sitoplazmasında değişken sayıda klamidyal
inklüzyonlar görülür
• Bölgesel LAP yaygındır– İnf sonrası 30 gün içinde gelişir

A

• Lenf nodu tutulumu, nötrofiller içeren düzensiz şekilli nekroz odakları ile ilişkili
granülomatöz bir inflamatuvar reaksiyon (stellat apseler) gösterir
• Zamanla, non-spesifik kr inflamatuvar infiltrat ve yaygın fibrozis hakim olur–Yaygın fibrozis, lokal lenfatik obstrüksiyon, lenfödem ve striktürler yapabilir
Prof. Dr. Şükrü Oğuz Özdamar, 2024- 2025
• Aktif lezyonlarda, lenfogranüloma venereum tanısı, biyopsi kesitlerinde veya
eksüda yaymalarında organizmanın gösterilmesi ile konulabilir–Kr olgularda, serumda klamidyal serotiplere karşı antikor gösterilmesiyle tanı konur

343
Q

Diğer Hücre İçi Bakterilerin
Neden Olduğu İnfeksiyonlar

A

• Rickettsia, Orientia, Ehrlichia ve Anaplasma türleri vektör kaynaklı zorunlu
hücre içi bakterilerdir
• Epidemik ve orman tifüsü, benekli ateş (Rickettsia rickettsii ve diğerleri),
erlişiyozis’e ve anaplasmozis’e neden olurlar
• Gram boyası ile zayıf boyanırlar
• Çubuk bakteri yapısındadırlar

344
Q

Epidemik tifüs

A

(etkeni Rickettsia prowazekii)
kişiden kişiye vücut biti yoluyla bulaşır
• Bireylerin kötü hijyenle yakın temas halinde
yaşadıkları savaşlar ve yoksullukla ilişkilendirilir
• Belirtileri, başlangıçta maküler olan yüz, avuç
içi ve ayak tabanı hariç tüm vücutta
peteşiyal,
makulopapüler döküntüdür

345
Q

Orman (‘Scrub’) tifüsü

A

– Etkeni Orientia tsutsugamushi; akarlar ile bulaşır– Asya ve Avustralya’da endemiktir
• Yakında Güney Kore, Şili ve Çin’in bazı bölgelerinde de
görülmüştür– Semptomları ateş, baş ağrısı, miyalji ve öksürük, bazen
karakteristik bir skar ve pire ısırığından kaynaklanan LAP

346
Q

Kayalık Dağlar Benekli (Lekeli) Ateşi

A

– Etkeni Rickettsia rickettsii; köpek
keneleriyle bulaşır– Güney- Doğu ve Güney- Orta ABD’de
yaygındır– Ateş, miyalji ve gastrointestinal sıkıntıyla
seyreden non-spesifik şiddetli bir
hastalık olarak başlar; avuç içi ve ayak
tabanlarını tutabilen yaygın maküler ve
ardından peteşiyal döküntü olur

347
Q

Erlişiyozis.

A

– Başlıca nedeni Ehrlichia chaffeensis– Kene ile bulaş

348
Q

Anaplasmozis

A

– Etkeni Anaplasma phagocytophilum– Kene ile bulaşır– Bu bakteriler, daha çok monositleri (E. chaffeensis) veya nötrofilleri (A.
phagocytophilum) infekte eder

349
Q

Erlişiozis ve anaplasmozis

A

ani başlayan ateş, baş ağrısı ve halsizlik ile
karakterizedir ve ilerleyerek solunum yetmezliği, böbrek yetmezliği ve
şoka kadar ilerleyebilir
• E. chaffeensis infeksiyonu olanların %40’ında döküntü görülür
• Riketsiyal hastalıklara genellikle klinik olarak tanı konur
• Tanı, seroloji veya immün boyanma ile doğrulanır

350
Q

Patogenez

A

• Riketsiyal infeksiyonların ciddi belirtileri, endotelyal hücrelerin
infeksiyonuna ve endotel disfonksiyonu/ zedelensine bağlıdır
• Tifüse ve benekli ateşlere neden olan riketsiyalar, özellikle akciğerleri ve
beyindeki vasküler endotelyal hücreleri infekte eder
• Bakteriler, hücrelere endositoz ile girer; ancak hemolizinleri kullanarak
endozomları yıkar ve sitoplazmaya kaçarlar

• Organizmalar, endotel hücre sitoplazmasında çoğalır ve hücreyi lizise
götürür (tifüs grubu) veya aktin temelli motiliteyi kullanarak (benekli ateş
grubu) hücreden hücreye yayılır– Yaygın endotelyal disfonksiyon, şok, periferik ve pulmoner ödem, DİK ve
böbrek yetmezliği– Koma gibi SSS belirtileri oluşturabilirler

• Riketsiyal infeksiyona karşı doğuştan gelen (innat) immün yanıt
komplekstir; ancak IFN-y üreten NK hücrelerini içerir
• Gelişen sitotoksik T lenfosit (STL) yanıtları riketsiyal inf ortadan
kaldırılması için kritiktir– Aktive NK hücreleri ve T hücreleri tarafından üretilen IFN-γ ve TNF,
bakterisidal nitrik oksit türevlerinin üretimini uyarır– STL’ler, infekte hücreleri parçalayarak bakteriyel çoğalmayı azaltır

351
Q

Morfoloji

A

Tifüs Ateşi.
• Hafif olgularda, vasküler lezyonlara bağlı kızarıklık (rash) ve küçük kanamalar
• Şiddetli olgularda deride nekroz; parmak uçları, burun, kulak memeleri, skrotum,
penis ve vulvada gangren alanları olabilir –Başta beyinde, kalp kasında, testislerde, serozal membranlarda, akciğerlerde ve
böbreklerde irregüler ekimotik kanamalar bulunabilir

352
Q

Morfoloji

A

Tifüs Ateşi.
• Hafif olgularda, vasküler lezyonlara bağlı kızarıklık (rash) ve küçük kanamalar
• Şiddetli olgularda deride nekroz; parmak uçları, burun, kulak memeleri, skrotum,
penis ve vulvada gangren alanları olabilir –Başta beyinde, kalp kasında, testislerde, serozal membranlarda, akciğerlerde ve
böbreklerde irregüler ekimotik kanamalar bulunabilir

353
Q

• IM: Çeşitli organ ve dokularda, fokal hemoraji ve inflamasyon alanları– Kapiller, arteriyol ve venüllerdeki endotelyal şişme, lümenleri daraltabilir– Mononükleer inflamatuvar hücrelerden oluşan bir halka tutulan damarı çevreler
• Vasküler lümenler bazen tromboze olur
• Kayalık Dağlar Benekli Ateşi ile karşılaştırıldığında tifüste damar duvarı nekrozu nadirdir
• Vasküler trombozlar, nadiren gangrenöz nekroza yol açar

A

• Beyinde, karakteristik tifüs nodülleri: Mikst T
lenfosit ve makrofaj infiltrasyonu + fokal mikroglial
proliferasyon

• Orman tifüsü veya akar aracılı infeksiyon tifüsün daha hafif bir formudur– Etkeni Orientia tsutsugamushi
• Döküntü genellikle geçicidir veya görünmeyebilir
• Vasküler nekroz veya tromboz nadirdir, ancak belirgin bir inflamatuvar
LAP olabilir

354
Q

Kayalık Dağlar Benekli Ateşi (Rocky Mountain Spotted Fever)

A

• Etkeni Rickettsia rickettsii
• Ellerde, ayaklarda ve tüm vücutta yaygın kanamalı bir döküntü vardır
• Kene ısırığı yerinde skar nadirdir; genellikle R. akari, R. africae ve R.
conorii infeksiyonunda görülür
• Döküntülerin altında yatan vasküler lezyonlar sıklıkla akut nekroz,
fibrin ekstravazasyonu ve küçük kan damarlarında tromboza yol açar

355
Q

• Şiddetli infeksiyonda, nekrotik deri odakları görülür–Parmaklarda, dirseklerde, kulaklarda ve skrotumda
• Beyinde, büyük damarlarda vasküler lezyonlar ve mikro infarktlar
oluşturabilir
Prof. Dr. Şükrü Oğuz Özdamar, 2024- 2025
• Hastalarda başlıca ölüm nedeni–Non-kardiyojenik pulmoner ödem
• Yetişkinde solunum sıkıntısı sendromu yapar

A

• Perivasküler inflamatuvar yanıt (Tifüse benzer)– Beyinde, iskelet kasında, akciğerlerde,
böbreklerde, testislerde ve kalp kasında görülür

• Erlişiozis ve anaplasmozis benzer klinik gösterir
• Non-spesifik, maküler, makülopapüler veya
peteşiyal döküntü olabilir
• Lökositlerde dut şeklinde bakteri kitleleri
(karakteristik sitoplazmik inklüzyonlar -morulalar)
görülebilir

356
Q

PROTOZOA ENFEKSİYONLARI
●Tek hücreli ökaryotik
●Bulaşma: Böcekler
● Fekal-oral
●İnsanda sıklıkla bulundukları yer: Kanda
● Barsakta
●Tanı: Kan yayması mikroskopik incelemesi,
●Lezyonlarınincelenmesi

A

luminal epitilialEntamoeba histolytica Amipli dizanteri, karaciğer apsesi
Balantidium coli Kolitis
Giardia duodenalis Diare, malabsorbsiyon
Crystoisospora belli Kronik enterokolit veya malabsorbsiyon veya her ikisi
Trichomonas vaginalis Ürethrit, vajinit
santral sinir sistemi
Naegleria fowleri Meningoensefalit
Acanthamoeba spp. Meningoensefalit veya oftalmit

357
Q

kanda
Plasmodium spp.
Malaria
Babesia spp.
Babesiosis
Trypanosoma spp.
African sleeping sickness
intracellular
Trypanosoma cruzei
Chagas disease
Leishmania donovani
Kala-azar
Leishmania spp.
Cutaneous and mucocutaneous leishmaniosis
Toxoplasma gondii
Toxoplasmosis

A

malaria ●Dünyada yaygın.
●Ölümlerin %90’ dan fazlası Afrika sub-Saharan
bölgede.
●Çocuklarda başlıca ölüm nedeni.
●Hastalık etkeni intraselüler Plasmodium. 5 tipi var
● P. falciparum
● P. vivax
● P. ovale
● P. knowlesi

358
Q

●Dişi Anofel sivrisinekleri ile taşınır.
●Asya, Afrika ve Latin Amerika’da yaygın.
●Mücadele; Vektörlerin ortadan kaldırılması
● Antimalaryal ilaçlar

●P. falciparumda
●- Parazitemi fazla.
●- Aşırı anemi.
●- Serebral ödem, renal
yetmezlik, pulmoner
ödem,
●- Kişinin hassasiyetine
bağlıolarakölüm

Diğer plasmodiumlarda
●- Hafif parazitemi
●- Hafif anemi.
●- Nadiren splenik rüptür,
nefrotik sendrom

A

Parazitin Yaşam DöngüsüSivrisinek
- Kanda eritrosit glikoforin moleküllerinin salisilik
asit rezidülerine lektin benzeri molekül ile
bağlanma
- Eritrosit içinde membranla çevrili vakuolde
hemoglobinin hidrolize edilmesi
- Önce tek, sonra çok sayıda kromatin kitlesi
oluşması ile şizonta dönüşme
-Herbirkromozomkitlesininmerozoide

359
Q

Semptomlar ve Patogenez
●Ateş, titreme, kasılmalar; Malaria tipine bağlı olarak semptomlar 48- 72
saatte tekrarlar
●Merezoidler kana salındığında TNF gibi ateş oluşturan sitokinler
salgılanır.
●P. falciparum diğerlerine göre daha şiddetli semptomlar oluşturur

P. falciparum- Patogenez
●P.f tüm eritrositleri diğer çeşitler sadece yaşlı
veya genç eritrositleri etkiler.
●Enfekte eritrositler yumak halinde biraraya
gelerek küçük damar endoteline yapışır. Kan
akımı engellenir
● - Enfekte eritrositlerde eritrosit yüzeyinde P.f eritrosit
membran protein 1 (PfEMP1) membranda çıkıntılar
oluşturur

P. falciparum -Patogenez
●Enfekte eritrositlerden merezoid yüzey Ag leri
(GPI-ilişkili proteinler) salınması nedeniyle
sitokinler üretilir.
●TNF, TNF-Ɣ, IL-1 sitokinleriyle
●- Eritrosit üretimi baskılanır
●- Ateş artar
●- Reaktif nitrojen üretimi artar (doku hasarı)
●-PfEMP1’ebağlananreseptörüretimiartar(sekestrasyon↑

A

●İntrensik direnç
●Plasmodium ürünlerine karşı eritrosit
duyarlılığının azalması.
●Malaria endemik bölgelerinde malariaya karşı
koruyan çeşitli mutasyonlar daha sıktır.
●- Sick cell hastalığında (HbS) globin geninde nokta
mutasyon (HbC)
●- α ve β-thalessemide globin eksikliğine neden olan
mutasyon

●Kazanılmış direnç; Plasmodiuma uzun süre ve tekrarlayıcı
maruziyette koruyucu immün yanıtların oluşması
●- Plasmodium endemik bölgelerde Ab ve sitotoksik T hücre ilişkili defans
gelişir.
●- P.falciparum, PfEMP1’e karşı gelişen Ab’den kaçmak için antijenik
yapıyı değiştirir.
●- Aşılar hastalık şiddetini azaltır

360
Q

Morfoloji
●Tanı testi: Giemza boyalı periferal
kan yaymasında aseksüel parazitleri
taşıyan eritrositlerin görülmesi.
●Parazit proteini taşıyan eritrositleri
makrofajlar tanır. Fagosite eder.
●Dalakta

●Karaciğerde
●- Büyüme, pigmentasyon
●- Kupffer hücrelerinde (bazen hepatositlerde) hemozoin
pigmenti, parazitler, hücre debrisleri
●Kemik iliği, lenf nodları, subkutanöz doku,
akciğerde
●- Pigmente fagositik hücreler

●Serebral malarya
●- Enfekte eritrositlerin damarları tıkaması sonucu staz
ve inflamasyon nedeniyle ring hemoraji olur ( malarial
veya Dürck granülomları denir).
●- Hipoksi artınca nöron dejenerasyonu, fokal yumuşama,
meninkslerde az sayıda inflamasyon
●Kalpte
●- Kronik dönemde staz ve anemi artışıyla fokal hipoksik
lezyonlar

A

BABESİOSİS
●Malaria benzeri protozoa
●B. microti ve B. divergens tipleri geyik ve koyun
keneleri ile taşınır. B. microti için tüm beyaz ayaklı
fareler rezervuar
●Dondurulmuş kanda yaşarlar (B. microti).
●Semptomlar hafif; Ateş, hemolitik anemi
● Zayıf veya splenektomi olmuş
hastalardafatal

●Tanı
: Kan yaymasında
eritrositlerde karakteristik
malta haçı şeklinde parazitler.
P. falciparum ring dönemine
benzer. Hemozoin pigmenti
yoktur. ●Fatal vakalarda şok ve
hipoksi ile ilgili sarılık, hepatik
nekroz, akut renal tübüler
nekroz, respiratuar distres
sendromu, eritrofagositoz,
visseralhemorajigörülür

361
Q

LEİSHMANİASİS
●Ortadoğu, Güney Asya, Afrika, Latin Amerika’da
yaygın.
●Kinetoplast içeren protozoon parazitlerini taşıyan
tatarcık ısırmasıyla bulaşır.
●Tanı: Kan kültürü veya histolojik inceleme

Patogenez
●Leishmania 2 formda bulunur
●- Promastigot; tatarcıkta ekstraselüler
●- Amastigot; host makrofajlarında intraselüler
●Rezervuar; tilki, köpek ve kemiriciler gibi memeli
makrofajlarında amastigot formunda.
●Tatarcık ısırmasıyla alınan amastigotlar
promastigota dönüşür, sindirim sisteminde çoğalır,
tükrükbezinetaşınır

●Dermiste
●- Makrofafajlarda fagolizozom asiditesi nedeniyle
flagellasını kaybeder. Yuvarlak amastigota dönüşür.
●- Amastigotlar DNA kitlesine sahip mitokondri içerir (
kinetoplast)
●- Makrofajda çoğalır. Makrofajın ölmesiyle ortama yayılır.
Diğer makrofajları enfekte eder

A

●Kutanöz hastalık
●- Eski dünya; L. major, L.
tropica
●- Yeni dünya; L. mexicana,
L. brazilienses
●Mukokutanöz
hastalık

●Optimal sıcaklık
●- Visseral hastalık 37°C
●- Mukokutanöz hastalıkta daha düşük
● Kutanöz Leishmania
HIV’li hastalarda visserotropik

●Promastigotlar virulanslarını
artırmak için 2 yüzey
glukokonjugatını sentezlerler
●- Lipophosphoglycan yapısında olanlar
● *Kompleman C3b’nin parazit yüzeyini
kaplamasını sağlar
● *Membran atak kompleksinin parazit

362
Q

●Leishmania rezistansı ve
duyarlılık

* Rezistans: TH
1’in salgıladığı IFN-Ɣ
● - Aktive ettiği makrofajlar reaktif oksijenler
yoluyla parazitleri öldürür.
● - Leishmania’ya rezistan olan hayvanlarda
IFNƔseviyesiyüksek

MORFOLOJİ
●İnsanda 4 farklı lezyon oluşturur.
●- Visseral
●- Kutanöz
●- Mukokutanöz
●- Diffüz kutanöz

●Visseral Leishmaniosis
●- Tüm mononükleer fagositik
sistem makrofajları enfekte
●- Hepato-splenomegali, lenfadenopati,
pansitopeni, ateş, kilo kaybı.
●- Dalak 3 kgr aşabilir. Büyük ve

A

Böbrekte immüne complex-mediated mesangiaproliferative
glomerülonephritis ve amyloid birikimi.
- Sekonder bakteriel enfeksiyonlar; pnömoni, sepsis, tüberküloz.
- Trombositopeni nedeniyle ölümcül hemoraji
- Güney Asya’lılarda daha sık görülen deride hiperpigmentasyon
nedeniyle kala-azar hastalığı, Hindistanda ise black-fever denir

363
Q

●Kutanöz leishmaniasis
●- Hastalığın hafif, lokalize formu
●- Açık deri kısımlarında ülserler
●- İndurasyonla başlar. Yavaşça genişler ve
expanding ülserasyona döner
●- Ülser kenarları kabarık
●- 8-18 ayda kendiliğinden iyileşir
Mikroskopta;

A

●Mukokutanöz leishmaniasis
●- Sadece yeni dünyada (Amerika’da)
●- Ülsere veya nonülsere lezyonlar
●- Nazofarengial bölgede başlar.
●- Mikroskopta;
● * Parazit içeren makrofajlar, lenfositler, plazma
hücreleri içeren mikst inflamasyon
*Geçdönemdegranülomazsayıdaparazit

364
Q

Diffüz kutanöz leishmaniosis
●- Nadir
●- Doğu Afrika, Etiyopya, orta ve güney Amerika’da
●- Tek bir deri nodülü olarak başlar. Tüm vücuda
yayılır.
●- Mikroskopta

* Leishmania ile dolu foamy makrofaj agregatları

A

African Trypanosomiasis
●Kinetoplastid içerirler.
●Kanda ekstraselüler bulunur
●Semptomlar;
●- Sürekli veya intermittan ateş,
●- Lenfadenopati, splenomegali,
●- Progressif beyin disfonksiyonu
● ( uyku hastalığı)

365
Q

●Trypenosoma brucei rhodesience
●- Doğu Afrikada
●- Genelde akut ve öldürücü
●- Zoonotik enfeksiyon
●- Mücadele; enfekte sinek popülasyonu azaltmak
●Trypenosoma brucei gambiense
●- Batı Afrikada
●- İnsandan insana sineklerle bulaş

●Tsetse sinekleri
●- Parazitleri diğer
rezervuarlardan ( vahşi
veya evcil hayvanlar, T.
brucei rhodesience)
insana
●- İnsandan insana (T.
brucei gambience)

A

Patogenez
●Parazit, variant surface glycoprotein (VSG)
denilen glikolipid bağlı protein ile kaplı
●Kanda parazite karşı VSG Ab’leri ve fagositler
yoluyla organizmaların çoğu öldürülür.
●Hafif ateş yükselmesi olur.
●Az sayıda parazit
● *genetiğini değiştirerek farklı VSG üretir.

Morfoloji
●Sineğin ısırdığı yerde büyük, kırmızı, lastik
benzeri çıban olur.
●Mikroskopide çok sayıdaki parazit çevresinde
yoğun mononükleer inflamasyon
●Kronik dönemde
●- Lenfadenopati, splenomegali
●- Mikroskopide lenfosit, plazma hücreleri ve ölü

●Parazit kan-beyin bariyerini geçer ve CNS’e
yayılır.
●- Leptomenenjit
●- Perivasküler boşluklara ilerler
●- Sonunda demyelinize panensefalit
●Plazma hücreleri immünglobulin globülleri
içerir

Chagas Hastalığı
●Etken trypanosoma cruzi
●İntraselüler
●Amerikan trypanosomiasis ( chagas hastalığı)
●En çok güney Amerika’da, özellikle Brezilya’da
●Çok sayıda hayvanı da enfekte eder ( kedi,
köpek, kemiriciler)
●Triatomine böceği ısırığıyla hayvanlar ve insanlar

●Parazitler böceğin fecesinde bulunur.
●İnsana bulaş
●- Hasarlı deri yada müköz membranlardan direkt,
●- Böcek veya feçesi ile bulaşmış yiyecekler yoluyla
●Giriş yerinde geçici eritematöz nodül yapar.
●TLR, kinin molekülleri, TGF, EGF, tirozin kinaz,
LDL reseptörleri yoluyla hücreye girer

Patogenez
●Sitoplazmada fagosite edilen parazit Ca miktarını
artırarak fagosit ve lizozom füzyonunu artırır.
●Fagolizozomların asidik ortamına maruz kalınca
amastigota döner
●Lizozomun düşük pH’sı por oluşturan proteinleri
aktive ederek lizozom membranını bozar ve
parazitler hücreye yayılır

366
Q

●Akut dönem
●- Çoğu hastada hafif
●- Kardiak hasar parazitin invazyonu ve sonra
inflamasyon nedeniyle olur
●- Nadiren fazla parazitemi, ateş, progressif
kardiak dilatasyon ve yetmezlik, generalize LAP,
splenomegali

●Kronik dönem
●- %20 hastada 5-15 yıl sonra
●- Parazit sayısı az olsa bile devam eden immün
cevap yoğun myokardial inflamasyona neden olur
●- Parazite karşı Ab ve T-hücre cevabının
myokardial hücreler, sinir hücreleri ve laminin gibi
ekstrasitoplazmik proteinlere karşı crossreaksiyonoluşturması

●Myokardial hücrelerde hasar sonucu dilate
kardiomyoparti ve kardiak aritmi
●Kolon myenterik pleksusta hasar özefagus ve
kolonda dilatasyon ( megakolon)
●* Brezilya endemik bölgelerinde bu bulgular sık
●* Letal karditli hastaların %50’sinde kolonik ve özefageal
hastalık var

A

Morfoloji
●Letal akut
myokardit
●- Amastigot yuvaları
nedeniyle myokardial
liflerin şişmesi,
intraselüler psödokistler
●- Myokardial nekroz,
şiddetli akut interstisyel
inflamasyon

●Kronik
●-Kalp ağır ve büyük
●- Kalpte trombüs,
pulmoner ve sistemik
emboli
●- Perivasküler ve
interstisyel lenfosit,
plazmahücreleri

367
Q

TOXOPASMOSİS
●Toxoplasma gondii dünyada
milyonlarca insanda semptomsuz
bulunur.
●Semptomlar immünite baskılandığında
ve anneden çocuğa geçtiğinde görülür.
●Yayılma

A

●Enfeksiyonu alanların %10-20’sinde başlangıçta
LAP ve kas ağrıları sonrası latent seyir izler.
●İmmünsupresyon olduğunda ( organ
transplantasyonu, HIV enfeksiyonu gibi)
organizma aktive olur.
●Kongenital Toxoplasmosiste doğumdan sonra
aylarca veya yıllarca semptom görülmeyebilir

●Semptomlar
●- Korioretinit; kongenitalde bilateral, akkizde
unilateral,
●- Ensefalit, myokardit, pnömonit,
●- Şizofreni ve bazı nörolojik semptomlar ile
toxoplasma ilişkisi iddiasında çalışmalar
sonuçsuz.
●- Kongenital toxopasmosis fetusta ölüm, abortus

Patogenez
●Kedi tek definitif host
●- Kedi feçesi ile atılan sporlanmamış oocystler dış
artamda sporlanır.
●Kuşlar ve kemiriciler intermediet host
●- Kontamine su, toprak ve bitkiler aracılığıyla
organizmalar yutulur.
●- Kediler intermediet hostları yediğinde tekrar

●Ookistlerden serbestleşen sporozoidler yutulunca
barsak epitelini infiltre ederek vücuda yayılır.
●Dokuya giren sporozoidler tachyzoidlere ve daha
sonra bradyzoidlere dönüşür.
●Parazit actin-myosin hareketli elemanı ile hücreye
girer, parasitophorous vakuol (PV) oluşturarak
lizozomal enzimlerden korunur.

368
Q

Morfoloji
Kistler;
- İntakt kistler 5-100 µm boyutunda
- İntakt kistler host yaşamı boyunca inflamasyon olmaksızın kalab- Kist duvarı incedir. 1,5-7 µm boyutunda kresent şeklinde bradyz

A

●İnsanlarda iskelet kasları, myokardium, visseral
organlar, beyin ve gözlerde doku kistleri bulunur.
●Tanı
●- Genelde serolojik,
●- Biyopside doku kistleri
●- AIDS’li hastalarda sıvı spesmenlerde (BAL)
tachizoidler (PAS, giemsa, HE ile boyanır)

369
Q

METAZOA ENFEKSİYONLARI
●Multiselüler, ökaryotik
●Bulaş yolları
●- Az pişmiş yemek
●- Böcek ısırmasıyla veya direkt deriye invazyon
●Vücutta barsak, deri, akciğer, kan damarları,
lenfatikler gibi çok sayıda organlarda bulunurlar
●Tanı: Doku veya ekskresyonlarda larva/ova
görülmesiseroloji

A

STRONGYLOİDİASİS
●Etken strongyloides stercoralis
●Dünyada 10 milyon insanı enfekte eder
●Kuzey Amerika, sub-saharan Afrika, güneydoğu
Asya’da fazla
●Topraktan deriye girer. Sirkülasyonla akciğerlere,
trakeaya ve yutularak ince barsağa ulaşır.
●Dişi solucan ince barsak mukozasında yumurtalar
oluşturur(aseksüelçoğalmapartenogenesis)

370
Q

●İmmünitesi zayıf olan insanlarda; diare, şişkinlik,
malabsorbsiyon
●Barsaktaki yumurtadan larvalar çıkar ve aynı
kişide tekrar enfeksiyon oluşturur (Autoinfection)
●İmmün cevabı bozan transplantasyon, lenfoma,
HIV, HTLV-1 enfeksiyonları ve uzun süreli steroid
tedavisinde larva üretimi artar, hiperenfeksiyon
olur.

A

Morfoloji
●Hafif hastalıkta
●- Larvalar duodenal kriptlerde. Dokuya girmemiş.
●- Lamina propriada eozinofiller, ödem
●Hiperenfeksiyonda
●- Kolon submukozasına, lenfatiklere, kan
damarlarına invazyon

371
Q

TAPEWORMS (CESTODS)
●Tenia solium (Cysticercosis), Echinococcus
granulosus (Hidatid hastalığı).
●Yutulan yumurtalardan larvalar gelişir.
●2 memeli konak gerekli
●- Definitive host: seksüel maturite olur
●- İntermediate host: seksüel maturite olmaz

●Tenia solium
●- Skolex; emme ve barsak duvarına tutunan
hookled (kanca) içerir.
●- Boyun ve daha arkada proglottid denilen çok
sayıda yassı segmentler
●- Proglottidler hem erkek hem dişi organlar
içerirler

●Definitive host
●- Larval kistler (cysticerci) ve yumurtalar
●- İyi pişmemiş domuz eti (tenia solium) ile alınır
●- Barsak duvarına tutunur
●- Adult solucan formuna döner.
●- Metrelerce büyüyebilir ve sadece hafif

●İntermediate host ( domuz veya
insan)
●- İnsan fecesi ile bulaşmış su veya yiyeceklerle
yumurtaların yutulmasıyla alınır.
●- Larva paketinin barsak duvarının penetrasyonu,
hematojen yayılım, çok sayıda organda encyst
formları.

A

●Canlı T. solium kompleman sistemini inhibe eden
teniastatin ve paramyosin üreterek immün
sistemden kaçar
●Cysticerci öldüğünde veya dejenere olduğunda
inflamatuar cevap gelişir.
●T. saginata kırmızı ette
●Diphyllobothrium latum balıkta

372
Q

●Hydatid hastalığı
●- Echinococcus yumurtalarının ağızdan
alınmasıyla olur
●- E. granulosus: Definitif host köpek
● İntermediat host koyun
●- E. multilokularis: Definitif host, başlıca tilki
● İntermediat host kemiriciler

Morfoloji
●Cysticerci
●En sık beyin, kas, deri, kalpte
●Semptomlar kist basıncına bağlı; beyinde
parenkim, araknoid, ventrikülde
●Kistler ovoid, beyaz-opalimsi, üzüm
büyüklüğünde, berrak kist sıvısında yüzen invajine
hookledli skoleksler içerir.

A

●Echinococcus granulosus
●- 2/3’ü karaciğerde, % 5-15’i akciğerde, kalanı
kemik, beyin, diğer organlar
●- Larvalar kapiller damarlarla taşınır
●- İnflamasyon mononükleer lökositler, eozinofiller.
●- Larvalar çoğunlukla yok edilir. Encyst
oluşturanlarprogressifolarakbüyür

  • Kist dış yüzündeki opak tabaka fibroblast, dev
    hücreler, mononükleer hücreler ve eozinofillerden
    oluşan inflamatuar reaksiyona neden olur.
  • Büyük ana kist içinde çok sayıda yavru kistler
    bulunur.
  • Yavru kistler
    İnce kapsüllü

Kist;
●Opalesent sıvı içerir.
●İç yüzünde nükleuslu germinatif
tabaka
●Dış yüzünde çok sayıda ince
laminalardan oluşan nükleussuz
tabaka (kütikül)

373
Q

Trichinosis
- Nematod ( roundworms) çeşidi
- Enfekte fareleri veya T. spiralis, T.
nativa, T. britovi ile bulaşmış etleri yiyen
domuz veya at etlerinin az pişirilerek
yenmesi ( az pişirilmiş etler).
- ABD de domuzları besleyen
yiyeceklerinuygunpişirilmesiileilgili

●Yaşam siklusu
●- Barsakta başlar, ölüme sebep olacak şekilde
kaslarda sonlanır.
●- Larva barsakta olgunlaşır, çiftleşir, yeni larvalar
oluşturur.
●- Larvalar kanla yayılır, kaslara geçer; ateş,
myalji, belirgin eozinofili, periorbital ödem

●T. spiralis kasta intraselüler
●- Kas hücresinde büyür ve hücreyi kendisini
besleyecek şekilde dönüştürür
● * Striasyon kaybı
● * Kollojen kapsül oluşması
● * Çevresinde yeni kan damarları oluşması

A

●T. spiralis ve diğer invaziv nematodlar TH
2
cevabını stimüle eder.
●TH
2 tarafından üretilen IL-4, IL-5, IL-10, IL-15
mast hücrelerini ve eozinofilleri stimüle eder.
●Hayvanlarda TH
2 cevabı barsak kontraktilitesini
artırır. Adult parazitler atımı artar. Kaslarda azalır.
●Kaslarda mononükleer hücreler ve eozinofiller
görülür.

Morfoloji
●İnvaziv fazda yoğun enfeksiyona bağlı yaygın
hücre destrüksiyonu ölümcül olabilir.
●Kalpte fokal interstisyel myokardit: Eozinofiller,
dev hücreler
●Larva kalpte encyst oluşturmaz ve ölür.
●Akciğerlerde fokal ödem, hemoraji. Allerjik
eozinofilik infiltrat
CNS’dediffüzlenfositeozinofillökosit

●Çizgili iskelet kaslarını tercih eder. Encyst
formundadır.
●Diyafram, ekstraocular, laringeal, deltoid,
gastrocnemius, interkostal kaslar da tercihidir.
●Kıvrık larva 1 mm uzunlukta,
●- Kendini besleyen hücrede (nurse cell) membranla çevrili.
●- Çevresinde yeni kan damarları ve eozinofillerden zengin
mononükleer infiltrat

374
Q

Schistosomiasis
●Fluke ( yapraksı) şeklinde, trematodlardır (yassı
solucan).
●Taşınması için tropik ırmaklar, göller ve sulama
kanalları gibi durgun sulardaki tatlısu
salyongazlarına ihtiyaç var.
●Akut hastalıkta 2 ay sonra pik yapan ateş.
●Kronik hastalıkta aşırı hepatik fibrozis

Patogenez
●Hastalık daha çok host inflamatuar reaksiyon
nedeniyle olur.
●Salyongozlardan suya geçen silialı miracidium
larvaları infeksiyöz larvalara (cercariae) dönüşür.
●Proteolitik enzimleri ile deri keratin tabakasını
deler, kan damarlarına ve lenfatiklere ulaşır.
●Sistemik dolaşımla akciğer, kalbe, mezanterik,
splanchnik,portalsirkülasyonaulaşmave

●Karaciğerde maturasyon geçirir.
●Matur dişi ve erkek kurtlar çiftleşir ve tekrar portal,
pelvik venlere göç eder.
●Dişiler her gün yüzlerce ve binlerce, proteaz
salgılayan yumurtalar oluşturur.
●Yumurtalara karşı gelişen inflamatuar reaksiyon
yumurtaların barsaklara ve idrara pasif geçişi için
gereklidir

A

●S. mansoni ve S. japonicum
patogenez
●- Erken dönemde
● * TH
1 hücreleri IFN-Ɣ üretir.
● * IFN-Ɣ makrofajları aktive eder.
●*MakrofajlarateşoluşturanTNFIL-1IL-6

Morfoloji
●S. Mansoni ve S. japonicum
●Erken dönem
●- Barsakta ve karaciğerde topluiğne başı
büyüklüğünde granülomlar
●- Granülomlar makrofajlar, lenfositler, nötrofiller,
eozinofillerden oluşur
●-Granülomlarınortasındamirisidiumiçeren

●Geç dönem
●- Kolonda inflamatuar odaklar ve
psödopolipler
●- Karaciğer dış yüzü düzensiz
görünümde
●- Kesitinde granülomlar, yaygın
fibrosis, portal genişleme ( pipe- stem
fibrosis)
●- Fibrosis nedeniyle portal ven
obstrüksiyonu
Portalhipertansiyon;splenomegali

375
Q
  • Portal
    kollaterallerle
    akciğere girer
    *Granülomatöz

● S.
haematobium
● Erken dönemde

A

Lenfatik Filariasis
●Sivrisineklerle bulaşır.
●Wuchereria bancrofti (%90) ve Brugia (B. malagi,
B. timori, %10) nematodları neden olur.
●Dünyada 90 milyon insanı etkiler.
●Latin Amerika, sub-Saharan Afrika, Güney
Asya’da endemik

376
Q

●Oluşturduğu hastalıklar
●- Asemptomatik lenfadenit
●- Rekürrent lenfadenit
●- Kronik lenfadenit ve ilişkili bacakta, scrotumda
şişme
●- Tropikal pulmoner eozinofili

Patogenez
●Sivrisineklerin kan emmesi ile dokulara ve sonra
lenfatik kanallara girer.
●Lenfatiklerde erkek ve dişi formuna dönüşür ve
çiftleşir.
●Kan akımına giren mikroflaryalar oluşturur.
●Sivrisinek kan emince mikroflaryaları alır

A

●Filaria genomu immün sistemden korunmayı
sağlayacak filarial moleküller üretir
●- Antioksidan etkili yüzey glikoproteinleri;
organizmayı süperoksitlerden ve serbest oksijen
radikallerinden korur.
●- Cystatine homologları ve cystatine proteaz
inhibitörleri; MHC class II processing yolunun
inhibisyonu

●Filarianın gelişmesi ve çoğalması için gerekli olan
ve filaria ile symbiotic yaşayan Wolbachia
bakterilerine karşı kullanılan antibiyotikler
nematodların yaşamasını ve çoğalmasını engeller.
●Filariaya karşı host immünolojik cevabı dokuda
hasar yapar

377
Q

●Kronik lenfatik filariasis
●- Lenfatik hasarı
● * Direkt filaria etkisi
● * Parazit çevresinde granüloma yol açan TH
1
cevabı
●Tropikal pulmoner eozinofili
●-MikroflaryayakarşıIg-Eilişkilihipersensitivite

Morfoloji
●Kronik filariasis
●- Ekstremite, skrotum,
penis ve vulvada
persistan lenfödem
●- Hidrosel,
lenfadenopati
●- Şiddetli ve uzun süren
enfeksiyondascrotumda

● Elephantoid
deri
●- Epidermis kalın,

A

●Testiste
●- Hidrosel sıvısı kolesterol yarıkları, eritrositler ve
hemosiderin içerir.
●- Tunica vaginalis kalsifiye ve kalın
●Akciğerde mikrofilarialar nedeniyle
●- Eozinofili; TH
2 cevabı ve sitokinler neden olur
(Tropikal eozinofili)

Oncocerciasis
●Etken Oncocerca volvulus
●Sub-Saharan Afrika’da körlüğe neden olan filarial
nematod.
●Kara sineklerle taşınır.
●Farklı hastalık belirtileri parazite T hücre cevabı
ile illişkili
●Afrika, Güney Amerika ve Yemen’de 18 milyon
insanıetkiler

●Mikrofilariaya karşı inflamasyon semptomları
oluşturur
●Dermiste çiftleşen adult parazitlere karşı mikst
inflamasyon nedeniyle subkutanöz nodül (
onchocercoma)
●Çiftleşmiş dişi parazitler microfilaria üretirler.
Bunlar deride birikir ve göz chamberlerine yayılır.
●Ivermectin sadece immatür wormları öldürür

378
Q

Morfoloji
●O. volvulus
●- Kronik, kaşıntılı dermatit
●- Fokal cilt koyulaşması
veya pigment kaybı (
leopar, kertenkele veya fil
derisi)
●Histoloji
Epidermalatrofi

  • Subkutanöz dokuda adult kurtları fibröz doku
    çevreler.
  • Bu alanda dev hücreler, lenfositler, nötrofiller,
    eozinofiller ve fibrin içeren kronik mikst
    inflamasyon
  • Gözde
  • Dejenere mikroflarya ve eozinofiller belirtilere
    neden olur
A
379
Q

KÜF İNFEKSİYONLARI

• Endemik, esas olarak akciğeri tutan tipleri:
Histoplasma capsulatum, Blastomyces dermatitis, Coccidioides immitis
• Dimorfiktirler
• Hyalin (transparan) küfler:
Aspergillus spp., Mucormikozlar (Mucor spp., Rhizopus spp.,
Cunnighamella spp.)

A

ASPERGİLLOzİS

• Aspergillus, diğer açılardan sağlıklı olanlarda alerjilere (alerjik
bronkopulmoner aspergillozis), immün yetmezlikli bireylerde
ciddi sinüzit, pnömoni ve invaziv hastalıklara yol açan, her
yerde bulunabilen bir küf
• Aspergillus infeksiyonuna yatkınlık yaratan majör sebepler:
Nötropeni ve kortikosteroid kullanımı
• Aspergillus fumigatus bu mantarın en yaygın patojenik türü

380
Q

ASPERGİLLOZİS PATOGENEZİ - I

• Aspergillus spp. havada bulunan konidyumlar yoluyla akciğere ulaşır; minik sporları ile
alveollere dağılır.
• Konidyumlar, mikrobiyal molekülleri maskeleyerek doğal bağışıklıktan koruyan hidrofobik
proteinlerle kaplı
• Konidya büyüyüp hifa şeklini alınca bu moleküller, örneğin hücre duvarındaki β-1,3-
glukan açığa çıkar, alveolar makrofajlar TLR2 ve lektin, dektin-1 yoluyla Aspergillus’u tanır.
• TLR’ler mantar hifalarına ait yapıları tanıyabilir ve TNF, IL-1, kemokinler gibi
proinflamatuar aracıları tetikler
• Nötrofiller reaktif oksijen üreterek hifaları öldürür

Aspergillus adhezin, antioksidan, enzim ve toksin gibi virulans faktörleri üretir.
• Antioksidan savunmasında melanin pigmenti, mannitol, katalaz ve süperoksit dismutaz rol alır.
• Bu mantarlar ayrıca fosfolipaz, proteaz ve toksin üretir fakat patogenezdeki rolleri tam olarak
anlaşılmamıştır.
• Aspergillus spp. tarafından üretilen aflatoksin, mısır, yer fıstığı gibi mahsüllerin yüzeyinde büyüyen
mantarlarca, özellikle sıcak bölgelerde uygun muhafaza edilmezse üretilir.
• Aflatoksin akut ve kronik hepatotoksisiteye neden olur ve artmış karaciğer kanser riskiyle ilişkilidir.
• Aspergillus sporlarına karşı gelişen sensitizasyon alerjik alveolite neden olur.
• Alerjik bronkopulmoner aspergillosis bronşiyal mukozada yüzeyel kolonizasyondan kaynaklanan
hipersensitivite ile ortaya çıkar ve sıklıkla astım hastalarında görülür.

A

• Kolonize aspergillozis (aspergilloma) mantarın respiratuar sistemde minimal invazyonla ya da
invazyon göstermeden büyümesi anlamına gelir.
• Kolonize edilmiş akciğer kaviteleri genellikle önceki tüberküloz, bronşiektazi, eski infarktlar veya
abseler sonucudur.
• Kavite içinde hiflerin proteinöz debrilerde üreyerek kitle yapması, kahverengimsi «mantar topları»nı
oluşturur. Çevreleyen inflamatuar reaksiyon az olabilir veya kronik inflamasyon ve fibrozis gelişebilir.
• İnvaziv aspergillozis immünsuprese hastalarda fırsatçı bir enfeksiyondur. Primer lezyonlar genellikle
akciğerdedir fakat yaygın hematojen yayılımlarıyla kalp kapakları ve beyinde de görülür.
• Akciğerde keskin sınırlı, yuvarlak, gri odaklar içeren hemorajik sınırlı «hedef lezyonlar» oluşturan
nekrotizan pnömoni formunu alır.
ASPERGİLLOZİS

381
Q

ASPERGİLLOZİS MORFOLOJİSİ - II

• Aspergillus 5-10 μ kalınlığında, (40 derecelik) dar açıyla dallanan septalı hifalar ve
“fruiting body” oluşturur.

“Fruiting” cisimciği görülmezse Pseudallescheria boydii ve Fusarium spp.den ayırt
edilemez.
• Kan damarlarını invaze etmeye meğilli olan Aspergillus, nekrotizan inflamatuar
doku reaksiyonu üzerine genelde hemoraji ve infarktüs eklenmesine neden olur.
• İmmünsüprese kişilerde rinoserebral Aspergillus infeksiyonu mukormikozların
(ör: Mucor spp., Rhizopus spp.) yol açtığı infeksiyona benzer ve bazen de mikst
infeksiyon olur.

A

MUKORMİKOZİS (ZİGOMİKOZİS)

• Doğada yaygın, normal bireylere zarar vermez.
• Mukormikoz fırsatçı infeksiyondur.
• Mucor spp., Rhizopus spp., Cunninghamella spp.: Mukormikotina
• Yatkınlık nedenleri (majör)
- Nötropeni
- Kortikosteroid kullanımı
- Diabetes mellitus (kontrolsüz)
- Demir yüklenmesi
- Kutanöz bariyerin bozulması (yanık, cerrahi yaralar, travma)

382
Q

Mukormİkoz patogenezİ - I

• Sporların inhalasyonu en sık vücut giriş yolu, diğer yollar perkütan, yutma
• İlk savunma, germinatif sporangiosporların makrofajlarda fagositozu ve oksidatif
olmayan öldürme
• Hifal komponent, TLR2 tarafından tanınır ve IL-6 ve TNF gibi sitokinlerin
proinflamatuar akışıyla sonuçlanır
• Germinasyondan sonra nötrofiller direk olarak hifa duvarını hasarlayarak hifaları
öldürürler
• Eğer makrofaj ve nötrofiller sayı veya fonksiyonları bakımından zayıflarlarsa invaziv
infeksiyon gelişir

A

MUKORMİKOZ PATOGENEZİ - II

Mucormycotina infeksiyonunda demirin rolü
Demir Mucormikotina için promotördür
Ortamda serbest demirin bulunması infeksiyon ihtimalini artırır:
Diabette ketoasidoza bağlı serbest demir artışı ve/veya glikolizasyon indüksiyonuyla
demire afinitenin düşmesi
Kronik demir şelasyonu tedavisinde deferoksamin mantarlar için siderofor gibi
davranır

MUKORMİÇETLERİN MORFOLOJİSİ

• Sıklıkla dik açıyla dallanma yapan,
septasız, değişken çaplarda (6-50 μ) hifalar
• Toz ve havada yaygın olarak bulunan sporların solunması veya
yutulması yoluyla primer invazyon alanları nasal sinüsler,
akciğerler ve gastrointestinal traktüstür.
• Rinoserebral mukormikozda nazal sinüslerden orbita ve beyine
yayılım olabilir

383
Q

• Çoğu insan yaşamın erken dönemlerinde geçici olarak infekte olur,
sonra infeksiyon ortadan kalkar.
• Semptomatik infeksiyonların mortalitesi %10-14’dür; düşük gelirli
ülkelerde ve kırsal kesimlerde daha yüksek
• P. Jirovecii infeksiyonunda ekstrapulmoner bulgular sık olarak görülmese
de lenf nodu, dalak, kemik iliği ve karaciğer gibi bölgeleri tutabilir. Bu
infeksiyona verilen cevap hem hümoral hem hücresel immün yanıtı
uyarır.
Pneumocystis

Histopatolojk bulgular alveolar interstisyel kalınlaşma ve akciğer lümeninde
eozinofilik balpeteği eksudasıdır.
• Floresanla konjuge antikor boyaları tanıda sıklıkla kullanılır. Pneuomocystis spp. için
spesifik olmasa da β-D-glukan seviyesi yükselir, ayrıca tanıda sensitif ve spesifik PCR
testleri kullanılır.
• Birçok Pneumocytis spp. mevcuttur ve her bir türü konak spesifiktir. P. jirovecii için
çevresel kaynak ve insan dışında eksternal rezervuar tespit edilememiştir.
• Bulaş hava yoluyladır, sağlıklı bireylerin rezervuar olabileceğine dair kanıtlar vardır.

A

Pneumocystis İnfeksİyonları - I

• P. jirovecii akciğer enfeksiyonları ve AIDS hastalarında önemli fırsatçı enfeksiyonlar
meydana getiren maya benzeri bir mantardır.
• Hızla progrese olan bilateral pnömoniye neden olabilir.
• Organizma ilk zamanlarda protozoal parazit olarak sınıflandırılmış
• Trofozoit (1-4 μ), sporosit (5-6 μ) ve kist (5-8 μ) formunda olabilir. Kistleri
karakteristik kase şekline ya da santralde noktası olan oval şekle sahiptir.
• Nukleus ve mitokondrileri Wright-Giemsa boyasıyla görünür. Trofozoit formu
methenamin gümüş gibi bir hücre duvarı boyasıyla görülemez; ama sporosit ve ascus
formları görülebilir.

Krİptokok lezyonları

• Cryptococcus spp. neden olduğu majör lezyonlar
santral sinir sistemindedir: Meninksler, kortikal gri cevher ve bazal nukleuslar (akciğerde soliter pulmoner
granülom – «coin» lezyon)
• Kriptokoklara verilen immün yanıt:
- İmmünsuprese bireylerde inflamatuar yanıt gelişmeyebilir, böylece jelatinöz mantar kitleleri
meninkslerde büyüyebilir ya da gri cevherdeki perivasküler Virchow-Robin aralığını genişletebilir
(sabun köpüğü lezyonları).
- Ağır immün yetmezlikli hastalarda C. neoformans cilt, karaciğer, dalak, adrenal ve kemiklere yayılabilir.
• İmmün sistemi sağlıklı veya uzamış hastalığı bulunanlarda mantar makrofaj, lenfosit ve yabancı cisim tipi
dev hücrelerden oluşan kronik granülamatöz reaksiyonu uyarabilir.
• Süpürasyon ve nadir de olsa Willis poligonunda granulomatöz arterit görülebilir.