02 Flashcards
çapaçul
- Kılık kıyâfeti derli toplu ve düzgün olmayan, eşyâları ve yaşadığı yer düzensiz ve dağınık olan (kimse), derbeder, pasaklı:
Çocukken son derece çapaçul olduğum halde git- gide âdeta şıklaşıyordum (Reşat N. Güntekin).
- Düzensiz, dağınık, temizliği ve intizâmı ihmal edilmiş (yer, kılık vb.):
Mûsâ gene her günkü çapaçul kılığına bürünmüş (Reşat N. Güntekin). Direklerarası gösterildiği kadar ne çapaçul ne aşağı seviyede ne de terbiyesizdi (Burhan Felek).
İÂNE
- Yardım:
Çocuk tabiatın hârikulâde bir iânesine mazhar olarak yatağa düştüğünün on altıncı günü iyileşmeğe başladı (Nâmık Kemal). Gökten geliyor bugün terânen / Olmaz mı biraz bana iânen (Abdülhak Hâmit).
- Yardım için toplanan para:
Çoluk çocuk evde açız; iânenize muhtâcız (Tevfik Fikret). Bunun üzerine iâne toplanır (Hüseyin C. Yalçın).
İĞVÂ
Baştan çıkarma, yolunu şaşırtma, ayartma:
… ve kābil-i kurb-i ilâh olmuş iken benden sonra iblis iğvâsına giriftar olalar (Fuzûlî). Hîç ana nazîr olmaz iken tâlii gör kim / Anı da komaz hâline iğvâ-yı zamâne (Nef’î). Gözüm açıldı, niçin beni iğvâ ettiğini anladım, yeter (Ahmed Midhat Efendi).