YDS PHRASAL VERBS Flashcards
Account for
To constitute in amount or portion- ‘german speakers accounted for 37% of the population’
Oluşturmak, açıklamak (hesabini vermek)
- den olusmak
Get rid of
I want to get rid of your influence over my life
Abandon
Give up
Leave
Quit
(istenmeyen birseyden) kurtulmak
Abandon : terketmek
Give up: bırakmak , vazgeçmek
Leave : ayrılmak , terk etmek
Quit : bırakmak , terketmek
Cut down on
I have been eating too many sweets, i decided to cut down on them
Cut back on
Azaltmak
Cut back on : azaltmak
Keep up with
Catch up with
Keep abreast of
Keep pace with
Ayak uydurmak, hızına yetişmek
Catch up with : hızına yetişmek, sorun yaratmak , cezalandırmak
Keep abreast of : hızına yetişmek ( ayak uydurmak )
Keep pace with : ayak uydurmak
Look up to
Look up
To show respect or admiration for
Hayranlık duymak, saygı duymak
Look up: aramak , bulmak
Look down on
To look down on someone means to consider that person to be inferior or unimportant, usually when this is not true.
Ornek: i wasnt successful , so they looked down on me.
Hor görmek , tepeden bakmak
Set up
This set her up for the day
Establish
Found
Kurmak , düzenlemek, hazırlamak
Establish: kurmak , belirlemek
Found: kurmak
Make up
Composed of
Comprise
Consist
Constitute
Oluşturmak
Composed of : - den oluşmak
Comprise : içermek , kapsamak
Consist : - den oluşmak
Constitute : oluşturmak
Make up for
To make up for a bad experience means to make the situation better
Balance
Compensate
Counter
Make up for : telafi etmek
Balance : dengelemek
Compensate : telafi etmek
Counter: karşı koymak
Take up
I wish to take up mathematichs and tennis
Lets take this up with the manager
Baslamak (is, gorev) , hobiye başlamak
Hold up
İt means something not to do at time
Geciktirmek
Bring up
I was very ill today, i kept bringing up everything i ate
Dont bring up politics if you want to have a quiet conversation with that girl
Çocuk yetiştirmek
Bahsetmek
Kusmak
Turn into
Then i come and take them away with me and turn them into real.
Convert
Transform
dönüşmek , dönüştürmek, tercume etmek
Break off
Means: to end abruptly (aniden) , either temporarily(gecici olarak) or permanently (daimi olarak)
Then the conversation broke off , and there was little more talking
ilisigini kesmek, Ayrılmak, bırakmak, sonlandırmak
Put off
Dont put it off, it s very important
Delay
Postpone
Put off : Ertelemek, tiksindirmek, caydırmak
Delay: geciktirmek
Postpone : ertelemek
Call off
Cancel
Call off : iptal etmek , sona erdirmek, durdurmak
Cancel: iptal etmek
Give up
To lose hope; they gave him up for dead
Desert
Leave
Quit
Give up: bırakmak , vazgeçmek
Desert: terketmek , ayrılmak
Leave : ayrılmak , terk etmek
Quit : bırakmak , terketmek
Look into
If you are buying a new car, you might want to look into getting a hybrid or other high-efficiency vehicle
İnvestigate
Look into : incelemek , araştırmak
İnvestigate : araştırmak
Settle down
To become quiet and calm after a period of restlessness
Yerleşmek , sakinleşmek
Get through
Pull through
Get through : telefonla ulaşmak, başarılı olmak, tüketmek
Pull through : iyileşmek, başarmak, yardım etmek
Take after
Benzemek
Call for
İstemek, gerektirmek, çağrıda bulunmak
Back up
Assist
Back
Help
Support
Desteklemek , doğrulamak
Back : desteklemek
Run up
Fırlamak, artmak
Cope with
Deal with
Handle
Overcome
Tackle
Deal with : ele almak, çözmek, başa çıkmak
Cope with : başa çıkmak
Handle : ele almak, çözmek
Tackle : ele almak , çözmek
Overcome : yenmek , üstesinden gelmek
Take off
Depart
Leave
Take off : çıkarmak , havalanmak , başarılı olmak , ayrılmak
Depart: ayrılmak
Leave : ayrılmak , terketmek
Put on
Giymek , açmak, kilo almak
Come into
Mirasa koymak , etkilemek
Clear out
Boşaltmak
Step down
Step down : İstifa etmek , ayrılmak , azaltmak
Break out
Break out : patlak vermek , kaçmak
Fall off
Fall off : düşmek, azalmak
Come along
Come along : varmak , birlikte gitmek , ortaya çıkmak, gelişmek
Turn on
Switch on
Turn on : açmak , tahrik etmek
Switch on : açmak
Set off
Set off : yola çıkmak
Take on
Employ
Take on : üstlenmek , hal almak, işe almak
Employ : işe almak , kullanmak
Come across
Bump into
Encounter
Run across
Come across : karşılaşmak, iyi etki bırakmak
Bump into : rastlamak
Encounter : karşılaşmak, rastlamak
Run across : karşılaşmak
Rule out
Exclude
Rule out : gözardı etmek , önlemek
Exclude : hariç tutmak
Keep on
Carry on
Move on
Devam etmek
Carry on : devam etmek
Move on : taşınmak , yeni bir şeye başlamak
Take over
Devralmak
Ustlenmek
Yonetimini almak
Keep out
Disarida tutumak
Girmemek
Put up with
Bear
Endure
Tolerate
Dayanmak , katlanmak
Bear: dayanmak, tasimak
Endure: dayanmak , katlanmak
Tolerate : katlanmak , hos gormek
Give rise to
Bring about Cause Contribute to Induce Lead to
Give rise to : sebep olmak
Bring about: sebep olmak Cause: sebep olmak Contribute to : katkida bulunmak , sebep olma Induce : ikna etmek sebep olmak Lead to : sebep olmak yol acmak
Take off
Havalanmak, elbise vb. cikarmak , islerin iyiye gitmesi
Hand down
Devretmek , kusaktan kusaga aktarmak
Throw up
Kusmak , hizlica insa etmek
Keep off
Uzak durmak , uzak tutmak, yaklasmamak
Root out
Kokunden sokmek, arastirarak bulmak
Take out
Birisini disariya goturmek , yok etmek
Put aside
Bir kenara koymak , biriktirmek
Bring down
Vurup indirmek, gorevden indirmek
Figure out
Hesaplamak, cozmek, anlamak , kafada canlandirmk