VERBS Flashcards
doğruluğunu kabul etmemek
disavow
hıçkırmak
sob
… hale getirmek
render
exp: render you desparate
gizlemek
conceal
yasaklamak
to forbade
imrenmek
to envy
yas tutmak
to mourn
eziyet etmek
to persecute
kenara koymak
to put aside
atmak
fırlatmak
to toss
toplamak
biriktirmek
to amass
toprağa ekmek, dikmek
to sow
ters düşmek
to contradict
direnmek
to withstand
gerçekleştirmek
to execute
homurdanmak
to grunt
kusmak
to vomit
to throw up
intikam almak
to avenge
şüphelenmek
to suspect
surat asmak
to pout
gezmek
to wander
sızlanmak
to whine
eşlik etmek
to accompany
desteklemek
to shore up
ağlamak
to weep
at kişnemesi
to neigh
çınlamak
to jingle
kaçınmak
to avert
ilerlemek
ilerletmek
to advance
zayıflamak
güçten düşmek
to attenuate
değiştirmek
to alter
birleştirmek ve sertleştirmek
to consolidate
telafi etmek
to compensate
göstermek
belirtmek
ifade etmek
to designate
genişlemek
to dilate
vurgulamak
to emphasize
kapsamak
to encompass
kullanmak
yapmak
göstermek
to exert
ürünü olmak
sağlamak
vermek
to yield
değiştirmekk
to shift
farklılık göstermek
to vary
savaşmak
to combat
şaşırtmak
to confound
to befuddle
uzak durmak
to ward off
gözden geçirmek
to revise
aracılığıyla gerçekleşmek
occurs through
desteklemek
to promote
to endorse
aracılık etmek
to mediate
to intervene
yol açmak
to entail
çıkıntı yapmak
to protrude
stick out
örneklemek
to exemplify
tasvir etmek
to depict
benzemek
to resemble
to look alike
çoğaltmak
to augment
sızmak
to leak
to infiltrate
iyileşmek
to recuperate
huzurunu kaçırmak
to unsettle
meydan okumak
to defiance
önde gelmek
to presede
uğraşmak
to grip by
devriye gezmek
to patrol
razı olmak
to consent
temizlemek
süpürmek
to scavenge
karşı çıkmamak
to acquiesce in
accede, agree, assent, consent, and subscribe
exp: The main body of Shi’is, in and around Iraq, accepted ‘Abbasid rule, or at least acquiesced in it.
zorlamak
to duress
hizalamak
to align
kederlenmek
to grieve
to feel blue
sabitleştirmek
to fixate
kokuşmak
to putrid
sır vermek
to confide
araştırmak
to dredge up
temize çıkarmak
to exonerate
hızlı solumak
to pant
sızlanmak
to whimper
çürümek
to rot
to decay
kaçırmak
to abduct
işkence etmek
to sodomize
artmak
to discard
belirtmek
to indicate
horlamak
to snore
burnunu çok sesli çekmek
to snuffle
gözetlemek
to peer
to eye
göz krıpmak
to wink
to blink
tüymek
to slip away
to sneak out
to bolt
şapırdatmak
to lap
fırlatmak
to flung
başını sallamak
to nod
işletmek
to run
kafasına sokmak
aşılamak
to imbue
reçetelemek
to prescribe
ile birleşmek
to merge with
to unify
aydınlatmak
to elucidate
etiketlenmek
to label
üzerinden atlamak
to leap over
örtbas etmek
to cover up
whitewash
to gloss over
iletmek
to convey
sağlamak
garantiye almak
to ensure
sonuçlanmak
to culminate
sınırlamak
to demarcate
canlandırmak
to bring to life
to animate (to play a role)
to revive
gecikmek
to delay
anlam ve sonuç çıkarmak
to infer
birbirine yapıştırmak
to splice together
netleştirmek
to disambiguate
bozmak
mahvetmek
spoil
ruin
destroy
to impair
muhafaza etmek
to retain
yeniden yerleştirmek
to replot
yaymak
to diffuse
gözünün önüne getirmek
to envision
geri almak
to retrieve
aşmak
to transcend
yorumlamak ve çözümlemek
to construe
temin etmek
to ensure
to assure
to provide
dağınıklığı gidermek
to declutter
düşünmek
to consider
to contemplate
olduğu halde tutmak
to restain
pul pul dökülmek
to exfoliate
eşya yerleştirmek
to install
problemi halletmek
to sort sth out
yenilemek
to renew
to renovate
canlanmak
neşelenmek
brighten up
tercih etmek
opt to
daraltmak
narrow down to
aşina olmak
tanıdık olmak
acquainted with
familiar with
niyet etmek
to intend
tıkanıklığı açmak
to unclog
incelemek
denetlemek
to inspect
bağlı kalmak
to stick to
atlatmak
to get over
to escape
küçültmek
to shrink
başvurmak
to apply for
to refer to
kenetlemek
to clench
epey para harcamak
to splurge on
yerleştirmek
to place into
başlamak
to start off
rüşvet vermek
to give a bribe
engellemek
to hinder
bir araya getirmek
to bring together
to assemble
to gather
to put together
başıboş dolaşmak
stray
to ramble
teşebbüs etmek
to make an attempt
yetişmek
to catch
make
to be in time for
aşağı sarkmak
to dangle down
çağırmak
to summon
eşitlenmek
to even out
yenilemek
to renew
to renovate
bir şeyi benzetmek
liken sth to
budamak
ucunu kesmek
to truncate
ertelemek
to postpone
to delay
to procrastinate
yansıtmak
to reflect
to mirror
ısınmak
to warm up
birbirine bağlanmak
to link together
birini ezmek
to run over
uğraşmak
fussing with
yalvararak rica etmek
to implore
hızlandırmak
to accelerate
to speed up
kefil olmak
to vouch for
düzeltmek
to rectify
katlanmak
to bear with
başlamak
to embark
işemek
to voiding
yalvarmak
to ebg
to plead