Upper Flashcards
Fragile
Kırılgan
Hazardous
Tehlikeli, riskli
Hazard(v)
Disposal (n)
Elden çıkarma, atma
Capture
Resimle anlatmak
Ele geçirmek
Undertake
Üstlenmek
Devote
Zaman-enerji sarf etmek
Arise
Ortaya çıkmak, oluşmak, doğmak
Astonishing
Şaşırtıcı
Withdrawal
Bağımlılık yapan maddeyi bırakma
-withdrawal symptoms
Withdraw
Çekmek (para)
Çekilmek
Sözünü geri almak
Stimulate
Uyarmak, harekete geçirmek
Alert
Uyanık-dikkatli olma hali
Imprecise
Belirsiz
Distraction
Dikkat dağıtan
(the) spirit (of)
Ruh
Depreciate
Değer kaybetmek
Associate
İlişkilendirmek
Remain
Aynı durumda kalmak
Derive
Bir şeyi bir şeyden türetmek
Derive sth from sth
Affluent
Varlıklı, zengin
Reinforce
Güçlendirmek, sağlamlaştırmak
instinctive
İç güdüsel
instinct (n)
Deplete
Azaltmak, tüketmek
Twinge
Ani üzüntü duygusu Twinge of (emotion)
Prolong
Ömrünü uzatmak
mere
Merely
Sadece, ancak, yalnız
It costs a mere twenty dollars
Yalnızca, sadece
I’m merely explaining the problem
Conscious
Consciously
Unconscious
Farkında, bilincinde olmak
Farkında olarak
Baygın, farkında olmama
Prevention
Önleme
Precaution
Önlem
illustrate
Resimlemek, resimle anlatmak
Diagnose
Teşhis koymak
Erodicate
Yok etmek, kökünü kurutmak
Mortality rate
Ölüm oranı
Admit
Kabul etmek
Correlation
İlişki, bağ
Devastate
Devastating
Yıkmak
Yıkıcı
Virtual
Virtually
Adeta, gerçekte
Hemen hemen, neredeyse
Disparity
Farklılık, fark
Contract
Hastalık kapmak
Küçül(t)mek, kısal(t)mak
Account for (smt)
Bir bütünün parçası olmak
Açıklamak
Promising
Ümit veren
Promising developments
Considerable
Dikkate değer, önemli
Considerably
Bir hayli fazla
Counterpart
Meslektaş
Muadil
Stigma
Yüz kızartıcı durum (social stigma)
Leke, damga
Stigmatize
Damgalamak, toplum dışına itmek
Address(v)
Bir sorunla ilgilenmek
Passion
Tutku
Have a passion for smt
Definite
Kesin, sabit, aşikar
Temporary
Geçici
Permanent
Kalıcı
Solitary
Yalnız, tek başına
Solitary activities
Stamp
Posta pulu, mühür
Purchase(v)
Satın almak
Perception
Algı, sezgi
Overgeneralizition
Aşırı genelleme
Perceive
Algılamak, sezmek
Trial and error method
Deneme yanılma
Coincidence
Tesadüf
Differentiate
Differ(v)
Ayrımını yapabilmek
Farklı olmak (we differ so much)
Target(n)
(v)
(Adj)
Hedef, odak Odaklanmak Hedef (target group)
Volunteer (v,n)
Voluntary (adj)
Voluntarily(adv)
Gönüllü
Embarrass(v)
Küçük düşürmek
Reliance
Reliant
Birisine dayanma Birisine dayanan (güvenen)
Reliability
Güvenilirlik
Rationale
Gerekçe
Rational
Mantıklı, objektif
Fortune
Varlık, servet
Talih, şans
Procrastination
Procrastinate(v)
Erteleme
Proliferate
Birden artmak
Recall
Hatırlamak, anımsamak
Geri çağırmak, geri getirtmek
Dedicate
Adamak, ithaf etmek
Dedicate yourself to sth
Dedicate smt to sb
Demonstrate
Göstermek, ortaya koymak
intensive
Yoğun
Explicit
Explicable
Açık seçik
Açıklanabilir
Line up=queue
Sıraya girmek
Applaud
Alkışlamak,beğenmek,onaylamak, takdir etmek
Debut
İlk gösteri
Conduct
Düzenlemek,yönetmek
Adequate
Yeterli, kafi
Abuse
Kötüye kullanma, kötü davranma
Bridge (v)
Aradaki farkı gidermek, boşluğu doldurmak
Fulfil
Bir görevi, sorunluluğu yerine getirmek
Decline (in)
Düşüş, azalma
Extensive
Büyük, geniş, geniş çaplı
Acquire
Elde etmek, edinmek
Superior
Üstün
Attain
Öğrenmek, elde etmek, kazanmak
Exposure
Maruz kalma
Nativelike
Yerli gibi, doğal
initiative
Girişim
Take the initiative(öncü olmak)
Enhance
Geliştirmek, güçlendirmek
Commit
Kendini adamak
Suç işlemek
imply
İma etmek
Sample
Tatmak, ilk defa denemek
Çeşit sunmak
Outstanding
Mükemmel / yarım kalmış
Shift
Değişim
Release
Salmak, serbest bırakmak
Preventive
Önleyici, engelleyici
intake
Yenilen, içilen miktar
Respiratory
Solunumla ilişkin
Respiratory ilnesses
Attribute
Özellik, karakter
Pursue
Elde etmeke çabalamak, kovalamak
Revive
Canlandırmak, hayata döndürmek
Milestone
Dönüm noktası
inherit
Miras kalmak
Obtain
Elde etmek, edinmek
Obtain permission
insurance
Sigorta
Underestimate
Eksik tahmin etmek, küçümsemek
Setback
Aksilik, terslik, engel
Defect
Defective
Kusur, eksik
Kusurlu, eksiği olan
Renew
Renewal
Renewable
Bir şeyi yenilemek
Yenileme
Yenilenebilir
Opponet
Rakip, muhalif
Adjustment
Ayarlama
We’ve made a few adjustment to..
Affliction
Afflict
Acı, dert
Acı vermek
Frank
Samimi, içten
Sufficient
Yeterli
Ample
Yeterli, yeterinden fazla
Apposite
Yerinde, uygun
Allot
Bir şeyin bir miktarını vermek, ayırmak
Apportion
Paylaştırmak, bölüştürmek
Share out
Paylaştırmak, bölüştürmek
Assign=appoint
Görevlendirmek
Senior
Üst, kıdemli
Assist
Yardım etmek
Dismiss
İlgilenmemek, ele almamak
İlişiği kesilmek, kovulmak
Facilitate
Kolaylaştırmak, yardımcı olmak
Impede
Engellemek, zorlaştırmak
Hinder
Engellemek, zorlaştırmak
Depress
Mutsuz etmek
Azalmak, düşürmek (iş hayatı)
Divert
Başka yöne saptırmak
Divert sb’s attention: dikkatini başka yöne çekmek, oyalamak
Appreciable
Kayda değer, fark edilebilen
Appreciable differences
Disparage
Kötülemek, aleyhinde konuşmak
Startle
Korkutmak, ürkütmek
The sound startled me
Conceal
Gizlemek, saklamak
The listenin device was concealed in a pen
Ambition
Hırs, tutku
Grave (adj)
Çok ciddi, vahim
Census
Nüfus sayımı
Populous
Kalabalık
Comprise
-den oluşmak
Orchestra was comprised of amateur musicians
Dense
Yoğun
Origin
Köken, soy
Progressive
Aşama aşama (progressive disease)
Aydın,modern
Progressively, gradually
Gittikçe, zamanla
Fraud
Dolandırıcılık
Shareholder
Hissedar
Bankrupt
İflas etmiş, çökmüş
Executive
Yönetim
Corruption
Ahlaki çöküş
Extrovert
Dışa dönük
Introvert
İçe kapanık
Outlook
Muhtemel gelecek
Hayata bakış
Windfall
Beklenmedik zamanda gelen para
Deteriorate
Deterioration
Kötüye gitmek, kötüleşmek
Kötüleşme
Regress
Regression
Kötüleşmek
Kötüleşme
Terminate
Termination
Bit(ir)mek, sona er(dir)mek
Sonlanma
Inclusive
Her şey dahil, herkesi kapsayan
Measure (n)
Önlem, tedbir
Suburb
Dış mahalle, gecekondu
Maintain
Sürdürmek, aynı seviyede tutmak
Eliminate
Ortadan kaldırmak, gidermek
Vulnerable
Hassas, kırılgan
Prevalent
Yaygın
Pervade
Yayılmak, kaplamak, hüküm sürmek
Breed
Üremek, yavrulamak
Disproportionately
Oransız (aşırı fazla, aşırı az)
Linger
Oyalanmak, uzun süre kalmak
Impairment
Sakatlık, eksiklik, noksan
Impairment
Sakatlık, eksiklik, noksan
Perpetuate
Devam ettirmek, sürekli hale getirmek
Fatigue
Yorgunluk
Preliminary
Ön, ilk
Reluctant
İsteksiz
Thrive
Gelişmek, iyiye gitmek
Straightforward
Anlaşılır
Emerge
Görünmek, belirmek
Ortaya çıkmak
Primarily
Başlıca, esas olarak