Unit 8 - Public Buildings Flashcards
The vocabulary for the unit "Public Buildings".
hospital
hastane
see the doctor
doktoru görmek
music store
müzik mağazası
buy an instrument / some CDs/DVDs
bir enstrüman / birkaç CD/DVD almak
bakery
fırın
buy / get some bread
birkaç ekmek almak
buy some croissants / muffins
birkaç kruvasan / küçük kek almak
movie theater / cinema
sinema
see / watch a film
bir film izlemek
bank
banka
draw money
para çekmek
send money
para göndermek
art gallery
sanat galerisi
exhibit paintings
tablolar sergilemek
see paintings
tablolar görmek
greengrocer’s
manav
buy / get fruit and vegetables
meyve ve sebze almak
amusement park
lunapark, eğlence parkı
drive bumper cars
çarpışan arabalara binmek
spend a great time
harika vakit geçirmek
shopping mall / department store
alışveriş merkezi, büyük mağaza
find some outfits
birkaç kıyafet bulmak
buy some furniture
mobilya almak
police station
polis merkezi
report a crime
bir suç ihbarında bulunmak
report a burglary
bir hırsızlık ihbarında bulunmak
municipality / city hall
belediye binası
see the mayor
belediye başkanını görmek
get some documents
bazı belgeler almak
coffee shop
kafeterya, kahve dükkanı
meet friends
arkadaşlarla buluşmak
drink something
bir şeyler içmek
grocery / market
market
do some shopping
biraz alışveriş yapmak
buy food and drinks
yiyecek ve içecek almak
chemist’s
eczane
get some medicine / pills
birkaç ilaç / hap almak
buy some painkillers
birkaç ağrı kesici almak
park
park
walk the dog
köpeği gezdirmek
have a picnic
piknik yapmak
take a walk
yürüyüş yapmak
museum
müze
see the statues
heykelleri görmek
see the artwork
sanat eserlerini görmek
library
kütüphane
borrow a book
kitap ödünç almak
read a book
kitap okumak
post office
postane
send a letter / parcel
bir mektup / paket göndermek
fire station
itfaiye merkezi
report a fire
bir yangın ihbarında bulunmak
bookshop
kitabevi, kitapçı dükkanı
buy a book / magazine
bir kitap / dergi satın almak
restaurant
restoran
have dinner / lunch
akşam yemeği / öğle yemeği yemek
neighborhood
mahalle, muhit
on the edge of …
…-nın köşesinde
on the other side of the street
caddenin diğer tarafında
scenery
manzara
lose your wallet
cüzdanını kaybetmek
centre
merkez
across the street
caddenin karşısında
fashionable clothes
modaya uygun kıyafetler
take a boat tour
tekne gezisine çıkmak
need
ihtiyacı olmak
visit
ziyaret etmek
main street
ana cadde
at the corner of …
…-nın köşesinde
jewellery
takı
historical places
tarihi yerler
busy
meşgul; kalabalık
attend
katılmak
shop / store
dükkan / mağaza
opposite
karşısında
look after
bakmak, göz kulak olmak
feel ill
hasta hissetmek
capital city
başkent