Turkish Vocab 1 Flashcards
—-den
Uzak durmak
Şekerden uzak duruyorum (or dururum)
Avoid
I avoid sugar
—-den
Uzaklaşmak
To move away (from)
- Saklamak
- Saklanmak
- Hide (something)
- To hide
Hoşlanmak
(Kitaptan hoşlanıyorsunuz)
Like
(You like the book)
Keyif Almak/ zevk almak
(Golftan keyif/zevk alıyorum)
Enjoy (أكيف على )
(I enjoy golf)
Evcil
(evcil hayvan)
Domestic
(Pet)
kurtulmak
Kompleksinden kurtuldu
Get rid of يتخلص من
تخلص من عقدته
Tanışmak
Tanıştırmak (kardeşimi eşi ile tanıştırdım)
To meet
To introduce (I introduced my brother to his spouse)
Tanıştımıza memnun oldum
Pleased to meet you
Boğa
Bull
Şeftali
Peach
Bahçıvan
Gardner
Sıra
Desk
Kanepe
كنبة
Silgi
Eraser
Var
يوجد
Yok
لا يوجد
Varmak
To arrive
Yokmak
Destroy
sözlük
Dictionary
Doldurmak, dolmak
To fill, to become full
Yetkili
Abalkhail çalışkan bir yetkilidi
An Official
Abalkhail was a hardworking official
Tanımak
Güzel yüzünü tanıdım
Recognize
I recognized your beautiful face
Hemen
Now, immediately
tek kişilik
For one person
Yolculuk
Trip, journey
Uçuş
Flight
yaklaşık
Approximately
Yorucu
Tiring
Dolaşmak
To wander
Yatmak
Lie down
Bölüm
Episode
Bölüm
Episode
İş yeri
Workplace
Borcum ne kadar?
How much do I owe?
Para üstü
Change (Money)
Demet
Bir demet maydanoz
Bundle
A bundle of parsley
ربطة بقدونس
Avuç
Bir avuç fıstık
A handful
A handful of pistachios
كمشة فستق حلبي
Kalıp
Mold
قالب
Dilim
İki dilim ekmek
Slice
2 slices of bread
Salkım
Bir salkım üzüm
Bunch, cluster
A bunch of grapes
Cetvel
Ruler
Arası
Ankara-İstanbul arası ne kadar?
Ankara-İstanbul arası 450 km
In between
How many kilometers between Ankara and istanbul?
450km in between Ankara and İstanbul
Mercimek
Lentils
Pirinç
Rice
Kıyma
Mince (minced meat)
Kuruyemiş
Nuts
Ziyafet
عزيمة
Gelişmek/Geliştirmek
- Türkçem gelişti
- Ben Türkçemi geliştiridi
Develop, improve
- My Turkish is improving
- I improved my Turkish
Sağol
Thanks
Bin liraya pantolon aldım
I bought a pair of trousers for 1000 lira
Kuyum, kuyumcu
Jewelry, jeweler
Altın
Gold
Gümüş
Silver
Bügünlük
For today
Taksitli
بالتقسيط
Gündüz
Daytime
seyirci, seyirciler
Spectator, audience
Alkışlamak
Applaud يصفق
Seyirci/ seyirciler
Spectator/ audience
Plan yapmak
Make a plan
Yurda
Home
Hep birlikte
Hep birlikte döndük
All together
We returned all together
Karın
Stomach
Üstü kalsın
Keep the change
Karşı, karşısında
Opposite, across (from)
yürüyüş yolu
Walking path
Gezdirmek
Show (someone) around
Yavru
Yavru hayvan
Baby
Baby animal
Civciv
Chick
Yurt
Home, dorm, country
Tutmak
Hold, keep
Teklif
Offer, suggestion, proposal
Kısım
Part
Mesafe
مسافة
Ev arkadaş
Roommate
Önünde, karşısında
In front of
Çeşitli
Various
Arzu etmek, arzulamak
Bir çikolatalı pasta arzulıyorum
To desire
I crave a chocolate cake
Bazı
Some
Bazen
Sometimes
Bedava
Free بلاش
Obez
Obese
Artmak/ artırmak
intransitive/ transitive
Maaşım artıyor/ şirket maaşımı artırıyor
Increase
My salary is increasing/ the company is increasing my salary
Tedavi etmek
Doktor hastayı tedavi etti
To treat, to cure
Yurtiçi, yurtdışı
Domestic, abroad
Günlük
Diary
Sakal
Beard
Uyanmak, uyandırmak
To wake up, to wake someone up
Bulaşık yıkamak
Clean the dishes
Çamaşır yıkamak
Wash the laundry
Öfkeli
Furious حانق
Dergi
Magazine
Saygılı
Respectful
Toprak, topraklar
Soil, lands
Verimli
Productive معطاء
Değerli
Değerli bir öneri
Sen bizim değerli müşterimizsin
Valued, valuable
A valuable suggestion
You are our valued customer
Çizgili
Striped مخطط
Neşeli
Cheerful
Ümitsiz, umutsuz
Umutsuz vaka
Hopeless
Hopeless case
(para) biriktirmek
Hoard (money)
özlemek
To miss يشتاق ل
İp, halat
Thin rope, thick rope
Madeni para,
Bozuk para,
Demir para
Coins
Kağıt para
Banknote, Paper money
Bozuk var mı
Do you have change?
Olumlu, olumsuz
Positive, negative
Metin
Text
Yine
Again
Dizi
Series, مسلسل
Bölüm
Episode
Karışmak
Mix
Geniş
Wide
Kimlik, kimlik kartı
Kimliğimizi kaybettik
Kimlik kartımı kaybettim
ID card
We lost our identity
I lost my ID card
çöp kovası
Trash can
Motivasyon vermek
To motivate
Neşeli, güler yüzlü
Cheerful
Seçim
Election, selection, choice
Demir
Iron
Bozuk
Bozuk para
Broken
Coins, change
Kurtarmak
To save ينقذ
Kırmak, kırılmak
Çocuk bardağı kırdı
Bardak kırıldı
Break, was broken
The kid broke the glass
The glass broke
Deli
Mad, Crazy
İlerlemek
Move forward, proceed يتقدم
Eklemek, ek
To add, suffix
Tarif, tarif etmek
Specification, to describe (specify)
Boyunca
Cadde boyunca ilerliyin
Along
Move ahead along the avenue
Beslenmek
Sağlıklı beslenin
يتغذى
تغذى غذاءً صحياً
Bayramınız kutlu olsun
عيد مبارك
Geçmiş olsun
May it pass
تخطاك الشر
Yiyecek
Food
Haşlamak
Makarnayı haşladım
Boil (something in a liquid)
I boiled the pasta
Çırpmak
Yumurtaları çırp
To whisk يخفق
Whisk the eggs
Kaynamak, kaynatmak
Su kaynıyor
Emre, sütü kaynatın
To boil, to boil (liquid)
The water is boiling
Emre, boil the milk
Haşlamak, haşlanmak
Makarna haşlıyorum
Makarana haşlanıyor
Boil, being boiled
I am boiling the pasta
The pasta is being boiled
Doğramak
Marul doğrayın
To chop
Chop the lettuce
Kızartmak
Fry
Süzmek, süzgeç
Strain, strainer
Rendelemek, rende
Grate, grater
Karabiber
Black pepper
Kekik
Oregano
Kab
Container
Sıvı
Liquid
İlave etmek
Add
Dizmek
Arrange in a row, string
Küp
Cube
Süslemek
Pastayı süsledim
Decorate
I decorated the cake
İnanmak
Ona asla inanma
To believe
Never believe her
Park etmek
To park (the car)
Durum
Situation
İlgili
Benimle ilgili
Avrupa ile ilgili
Relating
Relating to me
Relating to Europe
İfade
Expression
Genel
General
Basit
Simple
Bulmak
To find
Temel
Basic
Kavram
Concept
Etkinlik
Activity
Görev
Duty, task
Katılmak
Toplantıya katıldı
ينضم الى، يشارك في
انضم الى الاجتماع
Beceri
Skill
Cevaplamak
To answer
İleride
In the future
Çocukluk
Childhood
Defa, kere, sefer
Time, مرة
Başarı
Success
İlkokul, ortaokul
Elemetary school, middle school
Mezun olmak
Graduate
Derslik
Classroom
Etrafında
Evin etrafında güzel bir park var
Around
There is a beautiful park around the house
Kenarında
At the edge
Bulunmak
Evin yakında bir güzel bahçe bulunuyor
Geçen ay İstanbul’da bulundum
يوجد
يوجد حديقة جميلة قرب المنزل
كنت في اسطنبول. الشهر الماضي
Oyun sahası
Playground
Yalnız, yalnız başına
Alone, by himself
Yaklaşmak, yaklaşık
To approach, approximately
İncelemek
Examine
Dal
Branch
Koku
Smell
Kök
Ağaç kökü
Root
Tree root
Kapak
Kitabın kapağı
Cover, lid
The book’s cover
Kutu
Box
Öpmek
Kiss
Avlu
Camimin Avlusu
Courtyard
The mosque’s courtyard
Sarılmak
Eşime sarıldım
(Notice eşim-e not eşim-i)
Hug
I hugged my wife
Ağız
Mouth
Akıl
Aklım
Mind
My mind
Alın
Alnım
Forehead
My forehead
Beyin
Beyni
Brain
His brain
Boyun
Boynun
Neck
Your neck
Burun
Burnum büyük
Nose
My nose is big
Fikir
Fikrimiz çok iyi
فكرة
فكرتنا جيدة جداً
Ömür
Ömrülerimiz hızlı geçiyor
العمر
أعمارنا تمضي بسرعة
Ekşi
Sour
Mesela, örneğin
For example
Haydi (pronounced hadi)
Come on, يللا
Yemek
طبيخ
Ayırmak
Sana iki saat ayıracağım
Allocate, separate
I will allocate two hours for you
Gözyaş
O gözyaşları içindeydi
Tears
He was in tears
Mutluluk
Mutluluktan ağlıyorum
Happiness
I am crying from happiness
Sevinç
Joy
Muayene etmek
Perform a medical check-up
Sunucu
TV presenter مقدم برامج
Dikmek
Terzi elbise dikiyor
Stitch
A tailor stitches clothes
Götürmek
Ben küçükken babam beni istanbul’a götürdü
Take with, emmener (French)
When I was little my father took me to istanbul
Nehir, ırmak
نهر
Köylü
Villager
Sulmak
To water
Tarla
Field
Kıyı
Coast
Süre
Yolculuğun süresi 3 saattir
Duration
The journey’s duration is 3 hours
Korumak
To protect
Dokunmak
Alnına dokundum, soğuktu
Touch
I touched her forehead, it was cold
Hamile
امرأة حامل
Çizgi
Line
Tüketmek
To consume
Soyad
Surname
Seçmek
To choose
Kazanmak
To win, earn, gain
Kazanç
Earnings, income
Yetmek
يكفي
Değiştirmek
To change
Çilingir
Locksmith
Çağırmak
To call, to invite
Yetiştirmek, büyütmek
To raise يربّي
Avukatlık, mühendislik, öğretmenlik,
Law, Engineering, and teaching professions
Kutsal
Sacred
Gerekmek, gerektirmek
Giriş için bir kimlik gerekiyor
Giriş bir kimlik gerektirir
Be required, require
An ID is required for entry
Entry requires an ID
Uygun
Suitable
Uygar, uygarlık
Civilized, civilization
Araştırmak
To research
Şikâyet
Doktor bana sordu: şikayetiniz nedir?
شكاية
سألني الطبيب: من ماذا تشكو؟
Akmak
Burnum akıyor
Nehir akıyor
To flow
I have a runny nose
The river is flowing
Ağrımak, acmak
To hurt, to ache
Ağrı kesici
Painkiller
Fayda
فائدة Benefit
Bir de, Ayrıca
Also, moreover
Ölçmek
To measure
Soğuk algınlığı, nezle
Common cold
Tırnak
Nail
Bacak
Leg
Dirsek
Elbow
Dudak
Lip
Kol
Arm
Dirsek
Elbow
Omuz
Shoulder
Sırt
Back
Teselli Etmek
Console, يواسي، يعزي
Davet etmek
يدعي لشخص ما
Namaz kılmak
To pray
Dengeli
Balanced
Sonraki
The next
Yerleştirmek
To place
İltifat etmek
يجامل
Dosdoğru
Dosdoğru git
Straight
Go straight
Körfez, Körfez ülkeleri
Gulf, the Gulf Countries
Günümüzde
Insanlar günümüzde sağlıklı beslenmiyor
في يومنا هذا
الناس في زمننا هذا لا يتغذون صحياً
Geç kalmak
Akşam yemeğine geç kalmayın
Haydi gidelim, geç kalmayalım
Be late
Do not be late for dinner
Come on let’s go, let’s not be late
Mutlaka, kesinlikle
Definitely بالتأكيد
Mümkün, mümkün değil
Possible, not possible
Binlerce
Türkiye’deki depremde binlerce insan öldu
Thousands
Thousands of people died in Turkey’s earthquake
….ken
Yemek yerken televizyon izlemeyi severim
Suffix meaning ‘while’ added to simple present root
erek, arak
Gazete okuyarak Türkçe öğreniyorum
Suffix used to express how the action occured, or in what manner it occured (added to the verb base)
I am learning Turkish by reading newspapers
Korumak
To protect
Abur cubur
Junk food
Ortalama
Average
Hayırlı olsun
الله يجعل في خير
Elinize Sağlık
تسلم ايدك
الصحة ليدك
Çok yaşa
عش طويلاً
تقال عندما يعطس شخص
Aşağıdakı
فيما يلي
Sonraki
Next التالي
Kaza
Accident
Bela
بلاء
Birleşik
Birleşik Arap Emirlikleri (BAE)
Unified, United
UAE
Denemek, tecrübe etmek
Lübnan yemeği denedin mi
Try, يجرب
Did you try Lebanese food
Takriben, yaklaşık
تقريباً Approximately
Aşağı yukarı
More or less
Ismarlamak
Sana güzel bir akşam yemeği ısmarlayacağım
To treat someone to something, to order
I will treat you to a nice dinner
Yenilenmek, yenilemek
Ev yenileniyor
Evi yeniliyorum
Be renewed, to renew
The house is being renewed
I am renewing the house
Başkent
Capital city
Değişmek, değiştirmek
Sen çok değiştin
Yerini değiştir
To change (int.), to change (trans.)
You changed a lot
Change your place!
Sanmak
يظن، يعتقد
Ne var ne yok?
Hiç bir şey yok
Her şey aynı
Yeni bir şey yok
شو في ما في؟
مافي أي شي
كل شيء على ما هو عليه
لا يوجد اي شيء جديد
Oluşturmak
Yeni bir pasta tarifi oluşturdum
To create, form, compose
I created a new cake recipe
Boşluk
Aşağıdaki boşlukları doldur
Empty Space
Fill the empty spaces below
Açıkçaşı
Frankly
Göre
Kaan’a göre gelmeyecekler
According
According to Kaan they are not coming
Öneri
Suggestion, recommendation
Çöl
Desert
Tabiat, doğa
الطبيعة
Çağırmak
ينادي (صوتاً)، يتصل، يدعو (للعشاء مثلاً)
(Cüzdanımı)
buldum/bulmadım
Bulabilirdim/bulamadım
I found/ I didn’t find
I was able to find/ I couldn’t find
(my wallet)
Bu çayı içerim ama onu içmem
Bu çayı içebilirim ama onu içemem
I drink this tea but I don’t drink that one
I can drink this tea but I cannot drink that one
Hızlı, Çabuk
Quick, quickly
Fast (adj.), fast (adv.)
Bile
Even
En son
En son ne zaman İstanbul’a seyahat ettin?
En son ne yedin?
Last, Last time
When was the last time you visited to Istanbul?
وش آخر ما أكلت
Dost
Friend (another word for arkadaş)
Pirzola
Kuzu pirzola
Chop
Lamb chops
Zürafa
زرافة
Kaplan
Tiger
Yakalamak
Kaplan avını yakaladı
Catch, capture
The tiger caught its prey
Yarasa
Bat
Kulak
Ear
Duymak
Hear
İğne
Needle, injection
Uyku
Uykudan önçe pijamam giyiyorum
Sleep
Before sleep I wear my pyjama
Yetişmek, büyümek
Beyrut’ta büyüdüm (yetiştim)
Grow up
I grew up in Beirut
Maliyet, mal olmak
Cost (n), to cost (v)
Meraklı
Curious, nosy
Üşümek
Feel cold
önlük
Apron, مريول