Turkish 3 Flashcards
1
Q
mahkeme
A
court
2
Q
yasal
A
legal
3
Q
tabanca
A
pistol
4
Q
davacı
A
plaintiff
5
Q
hapishane
A
prison
6
Q
tutuklu
A
prisoner
7
Q
savcı
A
prosecuting attorney
8
Q
şüpheli
A
suspected; doubtful; suspicious
9
Q
politika
A
policy; politics
10
Q
başkent
A
capital (city)
11
Q
demokrasi
A
democracy
12
Q
seçim
A
election
13
Q
seçmen
A
elector
14
Q
hükümet
A
government; administration
15
Q
belediye başkanı
A
mayor
16
Q
milletvekili
A
member of parliament, deputy
17
Q
bakan
A
minister
18
Q
bakanlık
A
ministry
19
Q
belediye
A
municipality
20
Q
meclis
A
parliament
21
Q
parti (siyasi)
A
political party
22
Q
cumhurbaşkanı
A
president (of the republic)
23
Q
propaganda
A
propaganda
24
Q
gümrük
A
customs; customhouse
25
sınır
border
26
konsolosluk
consulate
27
gümrük kontrolü
customs control
28
gümrüksüz
duty-free
29
uzatma
extension
30
kimlik (kartı)
ID card
31
danışma bürosu
information office
32
emanet
left luggage; luggage locker
33
kayıp eşya
lost property
34
kızlık soyadı
maiden name
35
uyruk
nationality
36
evraklar
papers
37
pasaport
passport
38
doğum yeri
place of birth
39
yenileme
renewal
40
oturma izni
residence permit
41
vize
visa
42
çalışma izni
work permit
43
hayvanlar
animals
44
ayı
bear
45
kuş
bird
46
boğa
bull
47
kedi
cat
48
inek
cow
49
timsah
crocodile
50
köpek
dog
51
eşek
donkey
52
ördek
duck
53
fil
elephant
54
tilki
fox
55
kurbağa
frog
56
tavuk
chicken
57
at
horse
58
maymun
monkey
59
papağan
parrot
60
domuz
pig
61
tavşan
rabbit
62
köpekbalığı
shark
63
koyun
sheep
64
yılan
snake
65
kaplumbağa
turtle
66
kurt
wolf
67
edatlar
prepositions
68
hakkında
about; on
69
yukarısında
above
70
ardından
after
71
karşı
opposite; across from; against
72
-den önce
before; ago
73
arkasında
behind
74
arasında
between
75
tarafından
by
76
süresince
during
77
hariç
excluding; except
78
için
in order to; for
79
-den/-dan
from
80
-de/-da
in; at
81
içine
into
82
yanında
next to; near
83
dışında
outside
84
üzerinde
over
85
etrafında
around
86
-den beri
since
87
-e kadar
as something as; as much as; as far as; up to; until
88
altında/altına
under
89
ile
with, by
90
-siz/-sız
without
91
sıfatlar
adjectives
92
yetişkin
adult
93
hırslı
ambitious (h....)
94
tutkulu
ambitious; passionate (t...)
95
kızgın
angry
96
çekici
attractive
97
kumral
brunette
98
kötü
bad
99
kel
bald
100
güzel
beautiful; good
101
büyük
big
102
kör
blind
103
sarışın
blonde
104
sıkıcı
boring
105
cesur
brave
106
meşgul
busy
107
kaygısız
carefree
108
dikkatli
careful
109
dikkatsiz
careless
110
ucuz
cheap
111
neşeli
cheerful
112
akıllı
smart
113
soğukkanlı
cold-blooded
114
esmer
brunette
115
karanlık
dark; shadowy; obscure
116
derin
deep
117
üzgün
sad; sorrowful (ü...)
118
bencil
selfish
119
kısa
short
120
utangaç
shy
121
becerikli
skillful
122
yavaş
slow
123
ufak
small (u...)
124
şımarık
spoiled (refers to a child NOT food)
125
bayat
stale
126
iriyarı
stout (burly)
127
güçlü
strong
128
inatçı
stubborn
129
sempatik
sympathetic; likeable; outgoing
130
geveze
talkative
131
kalın
thick
132
ince
thin
133
yorgun
tired
134
çirkin
ugly
135
mutsuz
unhappy
136
şanssız
unlucky
137
güvenilmez
unreliable; untrustworthy
138
güçsüz
weak
139
ıslak
wet (ı...)
140
nemli
moist; wet (n...)
141
geniş
wide
142
vahşi
wild
143
yaratıcı
creative; inventive
144
kıskanç
jealous; envious
145
adil
fair; impartial; just
146
dürüst
honest
147
geç
late; delayed
148
tembel
lazy
149
bilgili
knowledgeable; learned
150
yalnız
alone; by oneself
151
uzun
tall
152
şanslı
lucky
153
deli
crazy; mad (d...)
154
çılgın
mad; crazy (ç...)
155
harika
marvelous
156
dar
narrow
157
sinirli
nervous; irritable; edgy
158
yeni
new
159
sevimli
cute; charming; lovely
160
yaşlı
aged; old
161
açık
open
162
sabırlı
patient; long-suffering
163
fakir
poor
164
zavallı
poor; pitiful; powerless
165
kuvvetli
powerful; strong
166
gururlu
proud
167
asi
rebellious
168
güvenilir
trustworthy; reliable
169
dindar
religious
170
zengin
rich
171
lezzetli
delicious
172
kararlı
determined (k...)
173
azimli
determined; purposeful; decisive (a...)
174
zor
difficult
175
kuru
dry
176
kolay
easy
177
boş
empty
178
mükemmel
excellent
179
pahalı
expensive
180
deneyimli
experienced
181
uzman
a specialist; an expert
182
ünlü
famous
183
şişman
fat; obese
184
iyi
good
185
arkadaş canlısı
friendly
186
dolu
full
187
komik
funny
188
cömert
generous
189
yakışıklı
handsome
190
mutlu
happy
191
çalışkan
hard working
192
yardımsever
helpful
193
dürüst
honest
194
sabırsız
impatient
195
bağımsız
independent
196
zeki
intelligent; clever (z...)
197
endişeli
worried
198
genç
young, youth, young person
199
acele etmek
to hurry up
200
açıklamak (ı a)
to explain (aç...)
201
açılmak (ı)
to be opened
202
açmak
to open
203
affetmek (i)
to forgive
204
ağlamak
to cry
205
alışmak (a)
to get used to.
206
almak (i)
to buy
207
anlamak (i)
to understand
208
anlatmak
to explain (an...)
209
anmak (i)
to pay tribute to
210
araba sürmek
to drive (a... s...)
211
aramak
to search
212
arzu etmek
to wish; to desire
213
ayağa kalkmak
to stand (a... k...)
214
ayırtmak (i)
to reserve
215
ayrılmak (den)
to leave
216
bağırmak (e)
to scream
217
balık tutmak
to fish
218
başlatmak (i, e)
to initiate; to start
219
bıkmak (den)
to be/get sick and tired of (b...)
220
bildirmek (e i)
to inform
221
binmek (e)
to ride
222
bir araya gelmek
to get together (b... a... g...)
223
bitirmek (i)
to finish something
224
bitmek
to end
225
borç almak (den i)
to borrow money
226
borç vermek
to lend money
227
bozdurmak (e i)
to get change for; to break a bill
228
bulunmak (de)
to be found
229
büyümek (de)
to grow up (b...)
230
cevap vermek (e)
to answer
231
çağırmak (i)
to call out
232
çalışmak (e)
to work
233
çalmak (i)
to play an instrument; to steal
234
çevirmek (i)
to translate
235
çıkarmak (den i)
to bring out
236
çıkmak (den)
to leave
237
çözmek (i)
to solve
238
dağıtmak (i)
to scatter/disperse
239
dans etmek
to dance
240
devam etmek
to continue
241
davet etmek (e i)
to invite
242
davranmak (e)
to behave/ to act
243
değişmek
to vary; to fluctuate; to change
244
ders çalışmak
to study
245
desteklemek (i)
to support
246
dikkat etmek (e)
to pay attention to
247
dinlenmek (de)
to rest
248
doğmak (de)
to be born
249
doğrulamak (i)
to confirm
250
dönmek (den e)
to return
251
durmak (de)
to stop/ to stand
252
duş yapmak
to shower
253
duymak
to feel; to hear
254
düşünmek
to think
255
düzenlemek
to organize
256
eğlenmek
to have fun
257
emekli olmak
to retire
258
endişe etmek (den)
to be concerned
259
ertelemek (i)
to postpone
260
evlenme teklif etmek (e i)
to propose marriage
261
evlenmek (le)
to marry
262
ezberlemek (i)
to memorize
263
fren yapmak
to hit the brakes
264
geç kalmak (den)
to be late
265
geçirmek (i)
to spend time
266
geçmek (den)
to go by
267
geliştirmek (i)
to improve; to develop
268
gelmek (e)
to come
269
gerekmek (e)
to be necessary
270
getirmek (e den i)
to bring
271
girmek (e)
to enter
272
gitmek (e)
to go
273
giymek
to wear (clothes)
274
görmek (i)
to see
275
görüşmek (le)
to interview; to meet; to visit one another
276
göstermek (e i)
to show
277
götürmek (e i)
to take; to take away; to shift
278
grev yapmak
to strike; to leave off work
279
haber vermek (e)
to inform
280
harcamak (i)
to spend money
281
hatırlamak (i)
to remember
282
hazırlamak (i)
to prepare
283
hazırlanmak
to get ready
284
heyecan duymak
to get excited
285
hissetmek (i)
to feel (h...)
286
hoşlanmak
to like (h...)
287
ısmarlamak (i)
to order something (ıs...)
288
ısrar etmek (de)
to insist on
289
içmek (i)
to drink
290
ikna etmek (i)
to persuade
291
imzalamak (i)
to sign, to autograph
292
inanmak (e)
to believe
293
incelemek (i)
to review
294
inmek (den)
to get off
295
inşaat yapmak (i)
to construct (i... y...))
296
iptal etmek (i)
to cancel
297
istemek (i)
to want
298
istifa etmek (den)
to resign
299
itiraz etmek (e)
to refuse (i...)
300
izin almak
to get permission
301
izin vermek (e)
to give permission
302
izlemek (i)
to watch (i...)
303
kabul etmek (i)
to accept
304
kaçırmak (i)
to miss (k...)
305
kalkmak (de)
to get up
306
kalmak (de)
to stay
307
kamp yapmak
to camp
308
kapamak
to close
309
kapanmak
to be closed
310
karar vermek (e)
to decide
311
karışmak (e)
to interfere
312
karşı çıkmak (e)
to oppose
313
karşılaştırmak (i)
to compare
314
katılmak (e)
to attend
315
kaybetmek (i)
to lose
316
kayıt yaptırmak (e)
to register
317
kaza yapmak
to have an accident
318
kaza yaptırmak (e)
to cause someone to have an accident
319
kazanmak
to win; to earn; to pass (an exam)
320
kırmak
to break
321
kiralamak (i)
to rent
322
konuşmak (la)
to speak
323
korkmak (den)
to be afraid of
324
koymak
to put; to place; to lay
325
kullanmak
to use
326
kurmak (i)
to establish
327
kızmak
to get angry
328
merak etmek (i)
to wonder about
329
mezun olmak (de e)
to graduate
330
monte etmek
to put together
331
nefret etmek (den)
to hate
332
okumak (i)
to read
333
onaylamak (i)
to approve
334
oturmak (den e)
to sit
335
oynamak (e)
to play
336
ödemek (i)
to pay
337
öğrenmek (i)
to learn
338
öğretmek (i)
to teach
339
ölmek
to die
340
önermek (i)
to suggest; to recommend (o...)
341
önlemek (i)
to prevent
342
özetlemek (i)
to summarize
343
özür dilemek (den)
to apologize
344
paniklemek
to panic
345
para kazanmak (i)
to earn money
346
pazarlık etmek
to bargain
347
pişirmek
to cook
348
planlamak (i)
to plan
349
rahat almak
to get comfortable; to take comfort (r... a...)
350
rahatsız etmek (i)
to bother; to disturb
351
rejim yapmak
to diet
352
restore etmek (i)
to remodel
353
rica etmek (den i)
to request politely
354
riski girmek
to take a risk
355
sağlamak (i)
to provide
356
saklamak (i)
to hide
357
saldırmak (e)
to attack
358
sanmak
to have an opinion
359
sapmak (e)
to turn
360
satın almak
to purchase
361
satmak (e i)
to sell
362
savaşmak (la)
to fight (war)
363
sevmek (i)
to like
364
seyretmek (i)
to watch
365
sıkılmak
to be/get bored (s...)
366
sınava girmek
to take a test
367
sınırlamak (i)
to limit; to restrict
368
sohbet etmek
to chat
369
söylemek
to say
370
söz vermek (e)
to promise
371
spor yapmak
to exercise
372
sürmek (i)
to last; to drive
373
şarkı söylemek
to sing
374
şaşırmak
to be surprised
375
şikayet etmek (den)
to complain
376
takip etmek (i)
to follow
377
takmak
to wear (accessories)
378
tanışmak (le)
to meet for the 1st time
379
tanıştırmak (a ı)
to introduce
380
taşımak (i)
to carry
381
tavsiye etmek (i)
to recommend (t...)
382
teklif etmek (e i)
to offer
383
tekrar etmek (i)
to repeat
384
telefon etmek (e)
to call
385
temizlemek (i)
to clean
386
tercih etmek (i)
to prefer
387
tercüme etmek (i)
to translate; to interpret (t...)
388
teslim etmek (i)
to deliver
389
teşekkür etmek (e)
to thank
390
uçmak (le)
to fly
391
uğramak (e)
to stop by
392
uğraşmak (le)
to be busy with
393
ummak (i)
to hope
394
unutmak (i)
to forget
395
uyarmak (i)
to warn
396
uyumak (de)
to sleep
397
uzanmak
to lie down on, to reach over to, to go over to (a place)
398
varmak
to arrive
399
vermek (e i)
to give
400
yakalamak (i)
to catch
401
yanmak
to burn
402
yapmak (i)
to do/make
403
yaratmak
to create
404
yasaklamak (i)
to ban
405
yasaklanmak (i)
to be banned
406
yaşamak (de)
to live
407
yatmak (de)
to go to bed
408
yazmak (i)
to write
409
yedirmek (e i)
to feed (y...)
410
yemek (i)
to eat
411
yenmek (i)
to defeat
412
yetişmek
to catch up (to); to overtake; to reach
413
yetiştirmek
to breed; to cultivate; to educate
414
yolculuk yapmak
to travel
415
yükselmek (e)
to rise
416
yürümek (de)
to walk
417
yüzmek (de)
to swim
418
ziyaret etmek (i)
to visit
419
zorlamak (e i)
to force
420
zorluk çekmek (de)
to have a hard time
421
koşmak
to run
422
eklemek
to add
423
ayarlamak
to adjust; to arrange
424
anlaşmak
come to an understanding with
425
uygulamak
to administer something; to put into practice; to implement something
426
tutuklamak
to apprehend; to bust; to pinch
427
ulaşmak
to reach; to access
428
acıkmak
to feel hunger
429
susamak
to become thirsty
430
olmak
to happen; to occur; to be; to become
431
inanmak
to believe
432
ait olmak
to concern; to relate; to belong to
433
bahse girmek
to bet; to wager
434
esmek
to blow
435
kırmak
to break
436
nefes almak
to breathe
437
inşa etmek
to build; to construct
438
yakmak
to burn (something)
439
vazgeçmek
to give up; to abandon
440
neden olmak
to cause
441
değiştirmek
to change
442
tırmanmak
to climb
443
tebrik etmek
to congratulate
444
danışmak
to consult; to ask
445
temas kurmak
to contact
446
içermek
to contain; to include
447
kontrol etmek
to check; to control; to inspect, check
448
saymak
to count
449
paylaşmak
share
450
kokmak
to smell; to have a smell; to stink
451
gülümsemek
to smile
452
sigara içmek
to smoke a cigarette
453
ayakta durmak
to stand up; to bear up; to stand tall
454
başlamak
to start
455
gezinmek
to walk around; to stroll
456
başarmak
to succeed
457
şaşırtmak
to surprise; to mystify
458
şüphelenmek
to mistrust; to suspect; to doubt
459
tatmak
to taste
460
korumak
to protect; to defend
461
itmek
to push
462
tanımak
to know; to recognize
463
kaydetmek
to record
464
reddetmek
to refuse; to reject
465
geri çevirmek
to disapprove; to scorn; to sniff at
466
hatırlatmak
to remind; to evoke
467
tamir etmek
to repair
468
tekrarlamak
to repeat
469
gerektirmek
to call for; to demand
470
geri dönmek
to turn back; to return
471
araştırmak
to ascertain; to explore; to investigate; to research
472
seçmek
to choose
473
göndermek
to send; to send off; to see someone off
474
ayırmak
to separate
475
kilitlemek
to lock; to lock up
476
aramak
to search
477
benzemek
to resemble
478
hata yapmak
to make a mistake
479
makyaj yapmak
to do one's makeup; to put on makeup
480
buluşmak
to meet; to get together (b...)
481
özlemek
to miss; to long for
482
karıştırmak
to mix; to confuse
483
ihtiyacı olmak
to be in need of
484
dikkat etmek
to notice; to watch out; to take heed; to beware
485
emretmek
to command; to order; to decree
486
sipariş vermek
to place an order; to give an order
487
boyamak
to paint
488
işaret etmek
to point; to indicate
489
üretmek
to produce
490
yol göstermek
to guide; to instruct; to advise
491
tıraş olmak
to get a shave
492
yardım etmek
to help
493
saklanmak
to go into hiding; to hole up
494
vurmak
to hit
495
tutmak
to hold
496
umut etmek
to hope
497
hayal etmek
to imagine; to conceive; to fancy
498
taklit etmek
to imitate
499
incitmek
to harm
500
şaka yapmak
to joke
