Simultane Syf 368-381 Flashcards
Vocabulary
Transitive
Geçişli
intransitive
Geçişsiz
Verb
Fiil
Subject
Özne
Object
Nesne
Adverb
Zarf
to meet
Buluşmak, karşılaşmak
to help
yardım etmek
to buy
satın almak
to like
sevmek, hoşlanmak
to love
çok sevmek, bayılmak
to hate
hiç sevmemek
brush
fırça
clothes
giysi, elbise
button
düğme
policeman
polis memuru
page
sayfa
again
tekrar, bir daha
truth
gerçek, doğru olan
a few minutes
bi’kaç dakika
nail
tırnak
medicine
ilaç
bell
zil
label
etiket
tongue
dil
once more
bir kere daha
error
yanlışlık, hata
interrupting
söz kesip araya giriş
temper
öfke
offence
gücendirme
advantage
avantaj
scheme
plan, proje
mind
zihin
seat
oturma yeri
to export
ihraç etmek
to import
ithal etmek
to produce
üretmek
to look at
…ye bakmak
to wait for
…yi beklemek
to bring
getirmek
to brush
fırçalamak
to push
elle basmak, itmek
to turn
çevirmek, döndürmek
to call
çağırmak, telefon etmek
to fall
düşmek
to laugh
gülmek
to smoke
sigara içmek
to forget
unutmak
to touch
ellemek, dokunmak
to remember
hatırlamak
to open
açmak
to stop(v.t.)
durdurmak
to stop(v.i.)
durmak
to tell
söylemek
to say
demek
to rest
dinlenmek
to bite
ısırmak
to take
almak
to hold
tutmak, kavramak
to hold
elinde tutmak
to fill
doldurmak
to ring
çalmak(zil)
to give
vermek
to remove
çıkartmak, yerinden kaldırmak
to take a seat
oturtmak
to hold(one’s) tongue
dilini tutmak ( one’s) yazan yere his, her vs iyelik sıfatı yazarak belirtili hale getiririrz
to choose
seçmek
to try
denemek, gayret etmek
to correct
düzeltmek
to disturb
rahatsız etmek, işlevini bozmak
to forgive
bağışlamak, affetmek
address
adres
work
yapılan iş, çalışma
works
eserler
sin
günah
light
sigara yakmak için ateş
photograph
fotoğraf
favour
lütuf, iyilik
example
örnek
bearer
elinde bulunduran, hamil
goods
mallar
signature
imza
specimen
örnek, gösterge
a specimen of(one’s) signature
imza sirküleri
survey
rapor, tutanak
situation
durum
sample
numune
cloth
kumaş
outline
taslak
subjevt
konu
summary
özet
event
olay
stuffed cabbage
lahana dolması
to control
kontrol altında tutmak
to control( one’s) temper
kendine hakim olmak
to speak (one’s) mind
aklından geçen şeyi söylemek
to take offence
alınmak, gücenmek
to consider
dikkate almak
myself
kendim, kendimi, kendime
yourself
kendin, kendini, kendine
himself
kendisi, kendini, kendine
herself
kendisi, kendini, kendine
itself
kendisi, kendini, kendine
ourselves
kendimiz, kendisini, kendimize
yourselves
kendiniz, kendinizi, kendinize(çoğul)
themselves
kendileri, kendilerini, kendilerine
to find
bulmak
to keep
saklamak, muhafaza etmek
to return
geri vermek, iade etmek
matter
husus
quickly
çabuk çabuk
slowly
yavaşça
carefully
dikkatle
rudely
kabaca
kindly
nezaketle
politely
kibar bir şekilde
hard
çok, sıkı bir şekilde
fast
hızlı
late
geç
tight
sıkıca, gergin
alone
yalnız, tek başına
well
iyi, iyice
awfully
feci şekilde
plainly
açıkça, açık ve net
concert
konser
cinema
sinema
mouth
ağız
ditch
hendek
shop window
vitrin
slot
para deliği, yarık
to the school
okula
to the hospital
hastaneye
to do a favour
iyilikte bulunmak
to pay
ödemek
to forward
sevketmek
to strain
zorlamak
help yourself
buyrun istediğiniz kadar (kendiniz) alın (ikram)
help yourself to
buyrun, …lerden kendiniz alın
to stay
kalmak
to leave
bırakmak, terketmek
to spoll
şımartmak
to do(one’s) best
elinden geleni yapmak
to treat
davranmak, muamele etmek (v.t.)
to
e,a,ye,ya
into
içine
onto
üstüne
up
yukarısına
from
den,dan
out of
bir hacimden dışarı
off
bir yüzeyden öteye
down
aşağısına
across
yüzeyden karşıya
along
boyunca
through
…nin içinde
to a concert
konsere
into the glass
bardağa
into his mouth
ağzına
into a ditch
hendeğe
truck
tır kamyonu
mile
mil
post
direk
lamp post
elektrik direği
computer
bilgisayar
ladder
el merdiveni
account
hesap
darkness
karanlık
snowstorm
kar fırtınası
floor
bina katı, döşeme
power
iktidar, güç
tray
tepsi
on the shelf
rafa
on the tray
tepsiye
up the stairs
merdivenlerden yukarı
up the hill
tepeye
two floors up
iki kat yukarı
from the school
okuldan
from the shop
dükkandan
off the shelf
raftan
off the wall
duvardan
off the table
masadan
off the ladder
merdivenden
off a tree
bir ağaçtan
off the tree
ağaçtan
two miles off the shore
kıyıdan iki mil açıkta
the radio is off
radyo kapalı