MidTerm 1 without MTR Flashcards
Worded
ifade edilmiş, ifadeli
colleagues
meslektaşlar
on the other hand
diğer yandan (ama anlamında)
face
yüz veya bir şeyle karşı karşıya kalmak (face traffic jams)
suggest
önermek veya ifade etmek anlamında göstermek (Numbers suggest that around 2.8 billion people use social media regularly)
through
aracılığıyla, yoluyla veya boylu boyunca veya
struggle
mücadele
tough
çok zor ya da çok güçlü ya da biri çok katı
though
but anlamında (yine de)
taught
teach fiilinin ikinci hali (öğretti)
thought
düşünüyordum, sanıyordum I thought about you every day
throughout
boyunca, süresince
whole
bütün, bütün olarak
thorough
eksiksiz, tamamen
majority
çoğunluk
depth(n) X shallow(adj)
derin X not deep
widely
yaygın olarak, geniş çapta,
restrict
to put a limit on
currently
şu an
present perfecti gösterenler
already, yet, just, since/for, ever/never
check on
kontrol edin
get rid of
kurtulmak için harekete geçme
figure out
çözün
catch up
yakalamak
to
to access, to reference
of
of description, of member
for
for advertisement, for demand
in
in change, in interest
make space
düzenli veya boş bir alan oluşturmak
commit
adamak, işlemek
committed
kendini adayan, bağlı
reliable, rely
güvenilir, güvenmek
act
hareket, davranma
confident
emin, kendine güvenen
make sense
mantıklı olmak
sense
duyu, anlam - algılamak(V) hissetmek(V)
make changes
değişiklik yapmak, alter
alter
değişiklik, alteration = değişiklik süreci
make a difference
farklılık yapmak, var olmayan bir şeyin artık var olup değişiklik yapması
come across
karşılaşmak, rastlamak
watch out
dışarıya karşı uyanık olmak, tehlikelere
bring up
gündeme getirmek, bir çocuğa büyüyünceye kadar bakmak
throw away
işe yaramaz şeyleri atmak
end up
tahmin edemediği yerde olmak He didn’t want to end up like his father. She ended up a rich woman. He ended up (living) in a nursing home.
put off
ertelemek, baştan savmak
settle down
to become quiet, calm, or orderly
