MidTerm 1 without MTR

Question 1

Worded

Answer 1

ifade edilmiş, ifadeli

Question 2

colleagues

Answer 2

meslektaşlar

Question 3

on the other hand

Answer 3

diğer yandan (ama anlamında)

Question 4

face

Answer 4

yüz veya bir şeyle karşı karşıya kalmak (face traffic jams)

Question 5

suggest

Answer 5

önermek veya ifade etmek anlamında göstermek (Numbers suggest that around 2.8 billion people use social media regularly)

Question 6

through

Answer 6

aracılığıyla, yoluyla veya boylu boyunca veya

Question 7

struggle

Answer 7

mücadele

Question 8

tough

Answer 8

çok zor ya da çok güçlü ya da biri çok katı

Question 9

though

Answer 9

but anlamında (yine de)

Question 10

taught

Answer 10

teach fiilinin ikinci hali (öğretti)

Question 11

thought

Answer 11

düşünüyordum, sanıyordum I thought about you every day

Question 12

throughout

Answer 12

boyunca, süresince

Question 13

whole

Answer 13

bütün, bütün olarak

Question 14

thorough

Answer 14

eksiksiz, tamamen

Question 15

majority

Answer 15

çoğunluk

Question 16

depth(n) X shallow(adj)

Answer 16

derin X not deep

Question 17

widely

Answer 17

yaygın olarak, geniş çapta,

Question 18

restrict

Answer 18

to put a limit on

Question 19

currently

Answer 19

şu an

Question 20

present perfecti gösterenler

Answer 20

already, yet, just, since/for, ever/never

Question 21

check on

Answer 21

kontrol edin

Question 22

get rid of

Answer 22

kurtulmak için harekete geçme

Question 23

figure out

Answer 23

çözün

Question 24

catch up

Answer 24

yakalamak

Question 25

to

Answer 25

to access, to reference

Question 26

of

Answer 26

of description, of member

Question 27

for

Answer 27

for advertisement, for demand

Question 28

in

Answer 28

in change, in interest

Question 29

make space

Answer 29

düzenli veya boş bir alan oluşturmak

Question 30

commit

Answer 30

adamak, işlemek

Question 31

committed

Answer 31

kendini adayan, bağlı

Question 32

reliable, rely

Answer 32

güvenilir, güvenmek

Question 33

act

Answer 33

hareket, davranma

Question 34

confident

Answer 34

emin, kendine güvenen

Question 35

make sense

Answer 35

mantıklı olmak

Question 36

sense

Answer 36

duyu, anlam - algılamak(V) hissetmek(V)

Question 37

make changes

Answer 37

değişiklik yapmak, alter

Question 38

alter

Answer 38

değişiklik, alteration = değişiklik süreci

Question 39

make a difference

Answer 39

farklılık yapmak, var olmayan bir şeyin artık var olup değişiklik yapması

Question 40

come across

Answer 40

karşılaşmak, rastlamak

Question 41

watch out

Answer 41

dışarıya karşı uyanık olmak, tehlikelere

Question 42

bring up

Answer 42

gündeme getirmek, bir çocuğa büyüyünceye kadar bakmak

Question 43

throw away

Answer 43

işe yaramaz şeyleri atmak

Question 44

end up

Answer 44

tahmin edemediği yerde olmak He didn’t want to end up like his father. She ended up a rich woman. He ended up (living) in a nursing home.

Question 45

put off

Answer 45

ertelemek, baştan savmak

Question 46

settle down

Answer 46

to become quiet, calm, or orderly