IR Flashcards
Rate of Return
Getiri orani ( yatirdigin paranin sana getirisi)
CDS: credit default swap
kredi risk primi (kredinin geri odenmemesi karsiliginda yapilan sigorta, cds dusukse o ulke guvenilirdir)
risk premium
risk primi ( paranin alinamama riskine dair alinan para)
bond
tahvil, borc senedi
carry trade
faiz arbitraji ( faizi dusuk ulkeden kredi cekip faizi yuksek ulkede yatirip zengin olmak orn: japonyadan alip trde bozdurmak)
nominal interest rates
nominal faiz oranlari (resmi rakam)
Real interest rates
reel faiz oranlari (enflasyonsuz rakam)
exogenously
dis sebepler
endogenously
ic sebepler
peg (currency/ exchange rates)
sabitlemek
depreciate
değer kaybetmek
appreciate
deger kazanmak
imported goods
ithal mallar
domestic goods
yerli mallar
statement of assets and liabilities
mal beyannamesi
liability
yükümlülük, borç
central bank
merkez bankası ( para politikasını belirler)
devaluation
devalüasyon (paranın değerini düşürmek)
stock
hisse senedi
capital inflow/ outflow
sermaye girişi/ çıkışı
maturity
vade
Equity
öz sermaye, özkaynak ( borç ve yükümlülükleri çıkarınca kalan para)
trade volume
ticaret hacmi
volume
hacim
Gross domestic product
gayri safi yurt içi hasıla (ülkede dönen tüm para, dönen para+ yurtdışı gelen para- giden para= GDP
floating exchange rate
dalgali kur ( kurun karsiligini piyasa belirliyor)
fixed exchange rate
sabit kur (devlet belirliyor)
topple
devirmek, yikmak
pax americana
Pax americana ( abd onderliginde saglanan baris ortami)
realpolitik
realpolitik ( idealler yerine cikar ve gerceklere dayali politika)
dissipate
dagilmak, yok olmak
Cause
Dava ( buyuk, gerceklestirilmek istenilen hedef)
watershed
donum noktasi
saber ratting
savas tehdidi
abrogate
yururlukten kaldirmak, feshetmek
spymaster
istihbarat sefi
entourage
maiyet ( beraberindeki onemli insanlar)
amnesty
genel af ( hapistekileri salmak)
shuttle diplomacy
mekik diplomasisi ( iki ülke arasında surekli yapilan git-gel ve gorusmeler)
Hawks (in politics)
sertlik yanlisi ( hicbir uzlaşma kabul etmeden saldiranlar)
Doves ( in politics)
diyalog yanlisi ( once konusup anlasip diplomasiyle cozelim)
Hawks ( in economy)
sıkı enflasyon politikasi gudenler (sahin politika, amac enflasyonun dusmesi)
Dovish ( in economy)
buyume yanlisi ( kredi ver herkes krediyle istedigini alsin, amac ekonominin buyumesi)
backfire
geri tepme ( istenilenin aksi olmasi
adversary
hasim, muhalif
adversary
hasim. muhalif
recrimination
karsilikli suclama
amass troops
birlikleri yigmak
theocracy
teokrasi( dine dayali yonetim)
placate
yatistirmak ( taviz vererek)
reprisal
misilleme
abortive
sonucsuz, akim
conglomerate
holding
maritime power
deniz gucu
canton
kanton ( ulkenin alt birimi)
statelet
devletcik , kucuk devlet
incursion
sinir ihlali
adherent
yandas, taraftar
covert
gizli, ortulu
separatist ( secessionist)
ayrilikci
breakaway
ayrilikci
leverage
baski, nufuz
corollary
dogal sonuc
milieu
cevre
milieu goals
cevresel hedefler
affinity
yakinlik, akrabalik
affiliation
mensubiyet
self-contained
kendi kendine yeten, bagimsiz
carnage
katliam
entente
itilaf, uzlasma
drill
tatbikat
stature
sayginlik. itibar
deputy
yardimci
preeminence
ustunluk
multipolarity
cok kutupluluk
foment
kiskirtmak, tesvik etmek
denounce as
bir sey olmakla suclamak
denounce
suclamak
abstain
cekimser kalmak
annexation
ilhak etmek ( topragina katmak)
repentance law
pismanlik yasasi
repent
pisman olmak
alienation
yabancilasma. uzaklasma
pivot to..
yuzunu bir yere donmek, yonelmek
predicament
kotu hal, zor durum
epoch
cag, donem
espionage
casusluk
hard-liner
sertlik yanlisi
equilibrium
militant
de facto
fiili
status quo
mevcut durum
interim
gecici
summit meeting
zirve toplantisi
schism
klisme (bolunme)
rapprochement
yakinlasma
martial law
sikiyonetim
attrition
yipratma
deployment
konuslandirma
guerilla war
gerilla savasi ( kucuk birliklerin buyuk birlikleri yipratmasi)
brinkmanship
gerilimi tirmandirici politika
ultimatum
ültimatam ( bir devletin diger devletlerden istekte bulunmasi)
détente
yumusama ( soguk savasin yumusamasi)
interregnum
fetret devri
all-out
topyekun
one-off
bir defaya mahsus
beleaguered
( etrafi) kusatilmis
breach
ihlal, kurallari cignemek
slump
ani dusus
charge d’affaires
maslahatguzar ( bir yerin buyukelcisi olmadiginda yerine vekaleten atanan elci/ acting ambassador)
subversion
yikici faaliyet
pro-
… yanlisi
puppet government
kukla devlet
unravel
cozmek, cozulmek ( bir planin basarisiz olmasi)
forfeit
ceza, bedel, cezalandirmak
bear the brunt of
bir seyin ceremesini cekmek
division
tumen
vilify
kotulemek
invincibility
yenilmezlik
diaspora
diyaspora ( ana yurdundan kopuk)
aegis
himaye, koruma
exodus
toplu goc
rentier economy
rant ekonomisi ( kaynaklardan olusam ekonomi)
concession agreement
imtiyaz sozlesmesi
vicinity
civar, cevre
proxybor
proksibor , vekalet savasi
proxy
vekil, temsilci
tenure
görev suresi
appease
yatistirmak
precarious
istikrarsiz
unilaterally
tek tarafli
preponderance
agirlik, ustunluk
echelon
kademe
reign
saltanat
tutelage
vesayet ( korumasi)
suzerian
hukumdar
suzerainty
hukumdarlik
protectorate
protektora ( himaye edilen, korunan devlet)
give free rein
basi bos birakmak
free rein
tam yetki
demise
vefat, olum, bir seyin sona ermesi
secessionist
ayrilikci
lineage
soy, nesil
caliphate
hilafet, selef
subdue
bastirmak, boyun egdirmek
compact
sozlesme
sectarian strife
mezhep catismasi
dawn
dogus, safak, baslangic
constitutional amendment
anayasa degisikligi
nullify
gecersiz kilmak
mandate
manda rejimi
exacerbate
kotulestirmek, olumsuz anlamda bir seyin artmasi
oscillate
dalgalanmak, salinmak
dignitary
kodaman ( ileri gelen, onemli kisi)
decentralization
adem-i merkeziyetcilik ( merkezciligin olmamasi)
belligement
muharip (ulke), muhasım ( insan grubu)
cadre
kadro ( ideolojiyi asilicak kisiler)
nominally
sozde gorunus
grassroot
taban ( halk)
the great leap forward
buyuk ileri atilim
hoarding
istifcilik, stok yapmak
harness
yararlanmak
militating against
engel olmak ( tek basina agirligin koymak)
thrust
itme, temel ( temel sebep, itici guc)
dearth of..
bir seyin kıtlığı, azligi ( famine: kitlik)
matter of mitigation
hafifletici sebep
mitigation
( riski, sorunu) hafifletme, azaltma
perenial
kalici
claim the mantle, assume the mantle
sorumluluğu üstlenmek
promulgate
yasayi ilan etmek
clout
nufuz( ekonomik guc sahibi)
complicity
suca istirak
indoctrination
ideolojiyi asilamak
proxis
pratik, uygulama
renege
caymak, anlasmadan donmek
moratorium
moratorium ( anlasmanin uygulamaya girmesini engellemek)
commodify
ticarilestirmek ( paraya cevrilebilen is, urun cikarmak)
allotment
tahsis, kontenjan
orbitrate
hakemlik, arabuluculuk yapmak
catalyze
harekete gecirmek , baslatmak