İngilizce - Türkçe Flashcards
1
Q
There is/are
A
Var
2
Q
happen
A
olmak
3
Q
worldwide
A
dünya çapında
4
Q
wake up
A
uyanmak
5
Q
outside
A
dış, dışı, dışında, dışındaki, dışarı, dışarıda, dışarıdaki
6
Q
their
A
onların
7
Q
each
A
her biri
8
Q
each other
A
birbiri
9
Q
them
A
onları
10
Q
vacation
A
tatil
11
Q
go by
A
geçiş, anılmak
12
Q
get out
A
çıkmak, çıkarmak, def ol!
13
Q
take out
A
çıkarmak
14
Q
place
A
yerleştirmek, konumlandırmak, yer, mekan
15
Q
stove
A
ocak
16
Q
skillet
A
uzun saplı tava
17
Q
turn
A
dönmek
18
Q
turn
A
dönüş
19
Q
heat
A
sıcaklık, ısı
20
Q
pour
A
dökmek
21
Q
stir
A
karıştırmak
22
Q
pop
A
patlamak (aniden olan), kısa süreliğine bir yere gitmek (pop in, pop into, pop over…)
23
Q
ahead
A
ön, ileri
24
Q
sponge
A
sünger
25
damp
nemli
26
wipe
silmek
27
keep
tutmak, devam etmek
28
along
boyunca, beraberinde, ile birlikte
29
wine
şarap
30
already
zaten, çoktan
31
at last
sonunda
32
just
biraz önce, sadece, yalnızca
33
nowadays
bugünlerde
34
annually
yıllık
35
several
birkaç
36
usually = frequently = generally
genellikle
36
till now = so far
şimdiye kadar
37
sometimes = occasionally
bazen
38
for
-den, -dan, için, sebebiyle
39
as soon as
-ır... - maz
40
fluffy
kabarık
41
fur
kürk
42
purr
mırıltı
43
windowsill
pencere kenarı
44
refresh
tazelendirmek, canlandırmak, yenilemek
45
sun set
gün batımı
46
pack
paket, paketlemek, ambalaj
47
head
kafa, baş, başkan, ilerlemek
48
kite
uçurtma
49
swing
sallamak, sallanmak, salıncak
50
slide
kaymak, kaydırak
51
duck
ördek
52
pond
gölet
53
flake
pul
54
even though
rağmen
55
even
bile, hatta
56
spread
yaymak
57
sprinkle
serpiştirmek
58
topping
malzeme, süsleme, süper!
59
slice
dilim
60
cozy
içten (samimi)
61
floor
kat, zemin
62
chore
ev işi
63
afterward
daha sonra
64
quick
hızlı
65
blanket
battaniye
66
flavor
lezzet
66
shade
gölge
67
yarn
iplik
68
chose
kovalamak
69
snake
yılan
70
ladder
basamak (merdiven)
71
tap
dokunmak
72
rug
kilim
73
curtain
perde
74
entrace
giriş (fiziki)
75
spot
nokta, benek
76
allow
sağlamak, izin vermek
77
surround
çevrelemek, çevre
78
inspire
ilham vermek
79
inspiration
ilham
80
capture
yakalamak, ele geçirmek
81
beauty
güzellik
82
encourage
teşvik etmek, cesaretlendirmek
83
proud
gururlanmak
84
display
görüntülemek, sergilemek
85
express
ifade etmek
86
joy
neşe
87
roar
kükremek
88
loud
yüksek ses
89
enclosure
muhafaza etmek
90
branch
dal
91
giggling
kıkırdamak
92
trick
hile yapmak, numara yapmak, püf nokta
93
spray
püskürmek, sprey
94
trunk
fil hortumu, gövde
95
toe
ayak parmağı
96
seesaw
tahterevalli
97
field
alan
98
order
sipariş vermek, emir vermek, sıra, düzen
99
variety
çeşitlilik
100
grab
kapmak
101
garlic
sarımsak
102
conclusion
sonuç
103
versatile
çok yönlü
104
across
karşı, karşısında, tümü
105
chart
grafik
106
fill
doldurmak
107
flat
düz, apartman dairesi
108
imagine
hayal etmek
109
improve
geliştirmek
110
produce
üretmek
111
product
ürün
112
production
üretim
113
productivity
üretkenlik
114
by
vasıtasıyla, vesilesiyle, itibarıyla
115
else
başka, daha
116
cost
masraf, maal olmak
117
kind
tür, çeşit, nazik
118
leg
bacak
119
line
hat, çizgi
120
mean
anlamına gelmek, kastetmek, demek istemek
121
mouth
ağız
122
nose
burun
123
pair
çift, eş
124
phrase
tabir, ifade, ibare
125
price
fiyat
126
quiet
sessiz, epeyce
127
eager
hevesli
128
invitation
davet
129
interview
görüşme, röportaj, mülakat
130
qualification
nitelik
131
further
-daha öte, -daha fazla
132
introduce
tanıtmak
133
section
bölüm, kısım
134
introduction
giriş (zihinsel ya da ruhsal manada)
135
all over
her yerden, baştan
136
gather
toplamak, toplanmak
137
spotlight
öne çıkan, sahne ışığı
138
debate
münazara
139
executive
yönetici, yürütme (gücü)
140
base
temel, üs, taban, merkez
141
profit
kar
142
partner
ortak
143
expand
genişletmek
144
general
genel, general
145
assembly
kurul
146
lockdown
kilitlenme
147
accommodation
konaklama
148
lecture
konferans
149
software
yazılım
150
hardware
donanım
151
suburb
banliyö
152
gate
geçit, kapı
153
hug
kucaklamak
154
stand
durmak
155
benefit
faydalı
156
cause
neden, neden olmak
157
circle
daire, çember, halka
158
edge
kenar, üstünlük
159
altitude
yükseklik, rakım, irtifa
160
make-up
makyaj yapmak
161
complain
şikayet etmek
162
soil
toprak
163
shovel
kürek
164
rake
tırmık
165
loose
gevşek
166
loosen
gevşetmek
167
weed
yabani ot
168
sense
duyu, algı, duygu, anlam
169
accomplish
başarmak
170
accomplishment
başarı
171
bloom
çiçek açmak
172
gentle
hafif, nazik, yumuşak
173
breeze
esinti, meltem
174
towel
havlu
175
splash
suda sıçramak, su sıçratmak
176
stroll
dolaşmak
177
shore
kıyı
178
majestic
görkemli
179
lounging
uzanmak
180
observe
gözlemlemek
181
behave
davranmak
182
behaviour
davranış
183
gesture
jest
184
massive
devasa
185
pattern
desen
186
grace
zarif, lütuf
187
neck
boyun
188
leaves
yapraklar
189
leaf
yaprak
190
marvel
hayret etmek
191
mark
işaret, işaretlemek, işaret etmek, hedef, not
192
crisp
gevrek, canlı-serin hava, net
193
ascend
yükselmek
194
landscape
manzara
195
transform
dönüştürmek, dönüşmek
196
tower
kule
197
towering
çok yüksek
198
lush
gür, bol
199
upon
üzerinde, üzerinden, -ır... - maz, -dığında
200
embark
atılmak
201
hiking
dağ yürüyüşü
202
trail
iz, patika
203
invention
icat
204
inventor
mucit
205
invent
icat etmek
206
widely
geniş ölçüde, yaygın olarak
207
impact
etki, darbe
208
demonstrate
kanıtlamak, göstermek
209
royal
kraliyet
210
broadcast
yayın
211
increase
artmak, artış
212
decrease
azalmak, azalış
213
advertise
reklam vermek
214
measure
ölçmek
215
pressure
basınç, baskı
216
although
rağmen
217
evidence
kanıt
218
court
mahkeme
219
case
durum, vaka, dava
220
doubt
şüphe, şüphe etmek
221
cocky
kendini beğenmiş
222
keep on
bir aktiviteyi sürdürmek, devam ettirmek
223
keep on going
devam etmek
224
depend
-bağlı olmak
225
path
yol
226
dare
cüret etmek
227
aspect
bakış açısı, yön, görünüş
228
leave
ayrılmak, bırakmak
229
obvious
apaçık
230
existence
varoluş
231
exist
var olmak
232
consciousness
bilinç, farkındalık
233
conscious
bilinçli, farkında
234
purpose
amaç
235
evolve
evrim geçirmek
236
evoloution
evrim
237
regarding
ile ilgili, ile hakkında, ile alakalı
238
declare
beyan etmek, ilan etmek
239
desire
arzu
240
instinct
içgüdü
241
ambush
pusu
242
engrave
oymak
243
resurrect
yeniden canlandırmak
244
distinguish
ayırt etmek
245
somehow
bir şekilde, her nasılsa
246
vague
belirsiz
247
omnipotence
her şeye gücü yeten
248
recognize
tanımak, fark etmek, hatırlamak, anlamak
249
behalf
adına
250
shall
-ecek, -acak, (-meli, -malı, kararlılık, niyet, plan bildiren gelecek zaman yardımcı fiili)
251
foundation
temel, kurum, vakıf
252
toward
-e doğru, -e yönelik, -e karşı
253
grief
yas, derin üzüntü
254
incantation
efsun
255
dread(ful)
dehşet verici
256
within
içinde
257
crush
ezmek
258
instant
ani, aniden
259
almighty
yüce
260
alter
değiştirmek
261
despair
umutsuzluk, çaresizlik
262
despite
-e karşın
263
blame
suçlamak
264
throat
boğaz
265
range
menzil
266
casually
gelişigüzel
267
strike
vurmak, çarpmak, grev
268
introspection
iç gözlem
269
expect
beklemek, ummak
270
upward
yukarıya, yukarıya doğru
271
shoot
ateş etmek, fotoğraf çekmek, şut çekmek, vurmak
272
muscle
kas
273
remain
kalmak, geriye kalmak
274
reflect
yansıtmak, düşünmek
275
wan
solgun, halsiz
276
sight
görüş
277
surrender
teslim olmak
278
trigger
tetiklenmek
279
knock
kapıyı tıklatmak, vurmak, sermek
280
chew
çiğnemek
281
spit
tükürmek
282
wire
tel, elektrik kablosu
283
count
saymak, miktar, kont, önemli olmak
284
count on
güvenmek
285
round
tur, yuvarlak, etrafında, çepeçevre, sayıyı yuvarlamak
286
form
biçim, oluşturmak
287
elevation
yükseklik, yükselme
288
faith
inanç
289
burn
yanmak, yakmak, yanık
290
ember
köz
291
slave
köle
292
as long as
-dığı sürece, -dığı müddetçe, oldukça
293
therefore
bu nedenle
294
whether / if
olup olmadığı, olup olmaması, olsa da olmasa da
295
once
bir kere, bir daha, bir zamanlar
296
no matter
fark etmeksizin, ne olursa olsun
297
in order to
-mek, -mak, için
298
so that
böylece, diye
299
as if
güya, sanki
300
law
hukuk
301
suffer
acı çekmek, katlanmak
302
suffered from
mustarip olmak
303
prosper
başarılı olmak
304
board
tahta, binmek
305
conclude
sonuçlandırmak
306
demand
talep, talep etmek
307
ware
mal, eşya
308
drop
düşmek, düşürmek
309
arrange
ayarlamak, düzenlemek
310
arrangement
ayarlama, düzenleme
311
shake
sarsmak, sarsılmak
312
threaten
tehdit etmek
313
threat
tehdit
314
honor
onur, şeref, onurlandırmak, şereflendirmek
315
deal
anlaşma, uğraşmak, ilgilenmek, davranış
316
flee
tüymek
317
tie
bağlamak, beraberlik, kravat
318
mad
kızmak
319
plenty
bol, bolca, bolluk
320
scrape
kazımak
321
scrape together
bir araya getirmek
322
coin
madeni para
323
lay low
dikkat çekmemek
324
lay
sermek, koymak, hazırlamak, ortaya koymak
325
informant
muhbir
326
payout
ödeme
327
brag
böbürlenmek
328
just as well
aynen öyle
329
assume
farz etmek
330
otherwise
aksi takdirde
331
haggle
pazarlık etmek
332
culprit
zanlı
333
pipe down
sesini kesmek
334
pipe
boru
335
topside
üst taraf
336
bottom
alt, dip
337
cross
geçmek, çapraz, çaprazlamak
338
upstairs
üst kat
339
involve
dahil olmak, içermek
340
grasp
kavramak
341
ruin
mahvetmek, yıkım, harabe
342
trip over
takılıp düşmek
343
trip
seyahat etmek, çelme takmak
344
bare
çıplak, sadece, yalnızca
345
spare
kıymak, ayırmak, yedek
346
penny
kuruş
347
fortune
talih, şans, servet
348
arouse
çağrıştırmak, akılda canlandırmak
349
almost
neredeyse
350
notice
fark etmek
351
gotta
must
352
besides
üstelik, ayrıca
353
beside
yanında, başka
354
sort of
tür, çeşit
355
sort out
problemi halletmek
356
sort
sınıflandırmak
357
pull
çekmek, çekiştirmek
358
screw up
batırmak
359
screw
vida
360
force
güç, kuvvet, zorlamak, askeri güç
361
suppose
varsaymak, sanmak
362
supposed to
gerekmek
363
inventor
mucit
364
trimmer
düzeltici
365
trim
düzeltmek
366
stuff
şey, madde
367
watch out! look out!
dikkat!
368
kick
tekme, tekmelemek
369
nest
yuva
370
track
yol, takip etmek, müzik kaydı
371
mess
dağınık, karmaşa, kötü bir durum
372
treasure
hazine
373
jinx
uğursuzluk
374
splotch
leke
375
interfere
müdahale etmek
376
break-in
izinsiz giriş
377
restrict
kısıtlamak
378
require
gerek duymak
379
approve
onaylamak
380
authorize
yetki vermek
381
serve
hizmet etmek, servis etmek
382
ensure
emin olmak, garantiye almak
383
imprisonment
hapis cezası
384
princible
prensip
385
confine
sınırlamak, hapsetmek
386
venture
girişim
387
manner
tarz, biçim
388
inquiry
soruşturmak, sorgulamak
389
breakthrough
önemli buluş, ilerleme
390
pursue
peşine düşmek
391
admit
itiraf etmek, kabul etmek
392
ain't
değil
393
concern
ilgilendirmek, alaka, kaygı
394
insist
ısrar etmek
395
steady
istikrar
396
stagnant
durağan
397
supreme
en yüce, en yüksek
398
challenge
meydan okuma, zorluk, itiraz
399
revolutionary
devrimci
400
revolution
devrim
401
trial
duruşma, deneme
402
renown
şan, şöhret
403
collapsible
katlanabilir
404
collapse
çökmek
405
wrench
ingiliz anahtarı
406
robbery
soygun
407
spill
dökmek, dökülmek
408
accuse
itham etmek
409
endanger
tehlikeye atmak
410
citizen
vatandaş
411
aware
farkında olmak
412
awareness
farkındalık
413
reckless
pervasız
414
meddle
karışmak, burnunu sokmak
415
condone
göz yummak, müsamaha göstermek
416
pioneer
öncü
417
progress
ilerlemek
418
burden
yük
419
corrupt
yozlaşmak
420
consume
tüketmek
421
lay waste
yerle bir etmek
422
warmangering
savaş çığırtkanlığı
423
mage
büyücü
424
cultivate
yetiştirmek, beslemek
425
banish
sürgün etmek
426
entire
tüm, bütün
427
overlook
gözden kaçırmak, üstten bakmak
428
violation
ihlal
429
lesser
daha az
430
suffice
yetmek
431
summarily
derhal, özetle
432
expell
kovmak
433
remand
mahkemeye kadar tutmak
434
convince
ikna etmek
435
excite
heyecanlandırmak
436
wander
amaçsızca dolaşmak
437
astray
yoldan sapmak, kötü yola düşmek
438
invoke
çağırmak, yakarmak
439
nonsense
anlamsız
440
unstable
dengesiz
441
stable
denge
442
lead
öncülük etmek, yol göstermek, kurşun
443
dispose
elden çıkarmak, imha etmek
444
misfit
uyumsuz
445
apprehend
tutuklamak
446
assure
temin etmek
447
attitude
tutum
448
conduct
yürütmek, iletmek
449
exhaustive
tam kapsamlı
450
interrogation
soruşturma
451
commerce
ticaret
452
district
bölge, semt
453
upside down
tepe taklak, altüst, baş aşağı
454
proper
düzgün
455
shame
utanç, ayıp
456
mistake
hata, hata yapmak, karıştırmak, yanılmak
457
arrogance
kibir
458
bury
gömmek
459
figure out
çözmek
460
interrupt
yarıda kesmek, sözünü kesmek
461
cripple
sakat
462
outsider
dışarıdan gelen (yabancı)
463
drown
suda boğulmak
464
fade
solmak
465
rage
öfkelenmek, öfke
466
face
yüz, yüzleşmek, karşı karşıya gelmek
467
oblige
mecbur etmek, memnun etmek
468
doomed
mahkum
469
doom
kıyamet
470
flesh
et
471
fall apart
paramparça olmak
472
charm
cazibe, tılsım, muska, nazarlık, sihir, sihirlemek (büyülemek)
473
devilish
şeytani
474
tight
sıkı
475
seek
aramak, araştırmak
476
crude
ham, kaba (kalitesiz)
477
deny
reddetmek, inkar etmek, yalanlamak
478
denial
ret, inkar, yalanlama
479
betray
ihanet etmek
480
sacrifice
feda etmek, kurban etmek
481
willing
razı olmak
482
exile
sürgün
483
endeavor
çaba
484
conviction
kanaat, mahkumiyet, mahkum
485
tore
yırtmak
486
dock
rıhtım
487
reunion
yeniden buluşmak
488
rumor
söylenti
489
coward
ödlek
490
hovering
dolanıp durmak, havada asılı durmak
491
occupation
işgal, meslek
492
drug
uyuşturucu, ilaç
493
fag
ibne
494
brat
velet
495
exception
istisna
496
except
hariç, haricinde, dışında
497
acquire
elde etmek, kazanmak
498
butted heads
sürtüşmek
499
butt
popo, toslamak
500
vindictive
kindar
501
owe
borçlu olmak
502
settle
yerleşmek, halletmek
503
harm
zarar
504
beg
yalvarmak
505
mere
yalnızca
506
consolation
teselli
507
instead
-yerine
508
appointment
randevu
509
appoint
atamak, tayin etmek
510
take it easy
rahatla, boş ver
511
suicide
inthar
512
estate
emlak, konak
513
estate broker
emlakçı
514
commit
işlemek, taahhüt etmek
515
desperate
umutsuz, çaresiz
516
quack
şarlatan
517
resemblance
benzerlik
518
flashback
geriye dönüş
519
come across
rastlamak
520
bust
baskın, iflas, büst
521
intense
çarpıcı, yoğun
522
disgust
iğrenmek, tiksinmek
523
admirable
takdire şayan
524
admire
hayran olmak
525
disobey
itaatsizlik etmek
526
obey
itaat etmek
527
bleed
kanamak
528
wharf
iskele
529
squeal
ciyaklamak, ihbar etmek
530
devote
adamak
531
jurisdiction
yetki alanı
532
hustling
koşuşturmak
533
puke
kusmak
534
grudge
garez
535
bore
canını sıkmak, delmek
536
filthy
kirli, pislik
537
indict
resmi suçlama
538
persistently
ısrarlı
539
persistent
ısrar
540
persist
ısrar etmek
541
lend
ödünç vermek
542
lousy
berbat
543
convenient
uygun
544
nightmare
kabus
545
expedition
sefer
546
cruise
gemi seyahati
547
keen
hevesli olmak, keskin olmak
548
particular
belirli, özel
549
particularly
özellikle
550
decent
makul, doğru düzgün, iyi
551
utilize = use
kullanmak, faydalanmak
552
gradually
kademe kademe
553
grade
kademe, sınıf, başarı notu, derece, eğim
554
review
inceleme, görüş
555
customer
müşteri
556
store
mağaza, depolamak
557
downturn
gerileme
558
point out
işaret etmek, dikkat çekmek
559
condition
durum, şart
560
consider
üzerine düşünmek, kabul etmek, dikkate almak
561
tend to
eğilimli olmak
562
prosperous
müreffeh
563
neutral
tarafsız
564
strict
sıkı, katı
565
privacy
mahremiyet
566
reveal
açığa çıkarmak
567
constantly
devamlı
568
claim
hak iddia etmek, iddia etmek, talep etmek
569
shameless
yüzsüz
570
tramp
serseri
571
slash
kesmek
572
supple
esnek
573
flex
esnetmek
574
flexible
esnek (katı maddelerde)
575
beyond
öte, ötesi, ötesinde
576
wield
bir nesneyi etkili biçimde kullanmak
577
wide-ranging
geniş kapsamlı
578
spell
hecelemek, büyü
579
intact
zarar görmemiş, bozulmamış
580
tense up
kasları gerginleştirmek
581
tense
gergin
582
nevertheless
yine de, buna rağmen
583
nonetheless
yine de, her şeye rağmen
584
credit
kredi
585
rate
derece, değer, kur, oran, ücret
586
agency
ajans, acenta
587
apply
uygulamak, müracaat etmek, başvurmak, geçerli olmak
588
influence
etki, etkilemek, nüfuz
589
interest
ilgi, çıkar, faiz
590
loan
kredi
591
assess
değer biçmek
592
assessment
değerlendirme
593
slight
hafif
594
borrow
ödünç almak
595
criticism
eleştiri
596
officer
subay, memur
597
conflict
çatışmak
598
keep apart
uzak tutmak, ayırmak
599
supervise
denetlemek, gözetlemek
600
duty
görev
601
made up
uydurmak, oluşturmak
602
release
yayımlamak, piyasaya sürmek, serbest bırakmak, salıvermek
602
lack
yoksun, yoksun olmak
603
throughout
süresince, boyunca
604
hostile
düşmanca
605
monument
anıt
606
compete
rekabet etmek
607
click
fare tıklatmak, tıkırtı
608
abandon
terk etmek
609
seperate
ayrı, ayrık, ayırmak, ayrılmak
610
dimension
boyut
611
enormous
muazzam
612
extract
çıkarmak
613
loot
ganimet, yağma, yağmalamak
614
immerse
daldırmak, batırmak, kaptırmak, sokulmak
615
implement
uygulamak, yerine getirmek
616
vengeful
intikamcı
617
divide
bölmek
618
foliage
yeşillik
619
diversity
çeşitlilik, farklılık
620
accumulate
biriktirmek
621
as well as
ayrıca, ek olarak, yanı sıra
622
strange
garip
623
weird
acayip
624
strip
soymak, soyup çıkarmak
625
float
yüzmek (sıvının yüzeyinde kalmak, batmamak)
626
diversify
çeşitlendirmek, farklılaştırmak
627
due to the fact that
... hakikatinden dolayı
628
due to
dolayısıyla, nedeniyle
629
due
vadesi dolmuş (bir şeyin gereken ya da beklenen zamanda gerçekleşmesi gerektiğini bildirir)
630
poison
zehir, zehirlemek
631
poisonous
zehirli
632
property
nitelik, mülk
633
feature
özellik
634
such as
gibi, mesela
635
visibility
görüş yeteneği
636
reduce
azaltmak, düşürmek, kısmak, indirmek, indirgemek
637
predict
tahmin etmek
638
shape
şekil, şekillendirmek
639
confidence
güven, kendine güven, kendinden emin
640
confident
güvenli, kendine güvenen
641
outlandish
sıra dışı
642
propose
teklif etmek, önermek, tasarlamak
643
proposal
teklif, öneri
644
issue
konu, sorun, yayımlamak
645
address
adres, adres vermek, adreslemek, ele almak, hitap etmek
646
increasingly
giderek, artarak
647
shuffle
karıştırmak (iskambil kağıtlarını misal), ayak sürerek yürümek
648
select
seçmek
649
custom
gelenek, özel tasarım
650
obtain
elde etmek, kazanmak
651
priority
öncelik
652
request
rica etmek, rica
653
regardless
ne olursa olsun, fark etmeksizin
654
controversial
münakaşalı
655
subject
özne, konu, ders, denek
656
include
içermek, dahil etmek
657
outdated
modası geçmiş
658
capable
becerili
659
enhance
artırmak, geliştirmek, iyileştirmek
660
genuinely
gerçekten
661
brand new
yepyeni
662
brand
marka, damga, markalaşmak, damgalamak
663
core
çekirdek, öz
664
intriguing
ilgi çekici, merak uyandırıcı
665
anticipate
beklemek, ön görmek
666
delay
gecikmek, gecikme, ertelemek
667
splatter
sıçramak (sıvının üzerine sıçraması, kanın sıçraması vb.)
668
provide
sağlamak, temin etmek
669
vault
kasa, depo
670
signify
simgelemek
671
polish
lehçe, cila
672
tough
sert, dayanıklı, güçlü, zorlu
673
flip
çevirmek, döndürmek
674
straight
düz, dik, doğrudan, açık bir şekilde, düzgün (tertipli)
675
bald
kel
676
intuitive
sezgisel
677
illuminate
aydınlatmak
678
rogue
haydut
679
way off the charts
alışılmışın dışında
680
retreat
geri çekilmek
681
treat
muamele etmek, tedavi etmek, ikram etmek
682
root
kök, köken
683
root for
desteklemek
684
sake
hatır
685
get over
üstesinden gelmek, aşmak, geçmek
686
bear
taşımak, doğurmak, ayı
687
traitor
hain
688
bet
bahis, iddia, bahis oynamak, bahse girmek
689
bother
rahatsız etmek, zahmet etmek
690
reverse
ters, tersine çevirmek, geri, geriye doğru
691
bound
bağlı, sınırlı, ciltli
692
rescue
kurtarmak
693
expose
açığa çıkarmak, maruz bırakmak
694
ignorance
cehalet
695
occur
meydana gelmek
696
seat
koltuk, oturacak yer, oturtmak
697
present
sunmak, hediye etmek, hediye, mevcut, şu an
698
survey
taramak, anket
699
term
dönem, devre, koşul, terim
700
diagnose
teşhis koymak
701
reassure
güvence vermek
702
underway
bir sürecin devam ediyor oluşu
703
evaluate
analiz etmek
704
prize
ödül
705
reject
geri çevirmek, reddetmek
706
refuse
reddetmek
707
award
ödül, takdim etmek, hüküm vermek
708
quest
arama, arayış
709
establish
kurmak, oluşturmak, belirlemek
710
lunar
ay ile ilgili olan
711
primitive
ilkel
712
resolution
çözünürlük, azim, karar
713
estimate
tahmini
714
audience
izleyici, seyirci
715
high-definition
yüksek çözünürlük
716
define
tanımlamak
717
definition
tanım
718
stream
akış, akarsu
719
take for granted
hafife almak
720
grant
vermek, onaylamak, hibe etmek
721
leap
sıçramak
722
invest
yatırım yapmak
723
investion
yatırım
724
arrival
varış
725
representative
temsilci
726
represent
temsil etmek
727
line up
sıralanmak
728
booth
gişe, kabin
729
pleasure
haz, zevk
730
proceed
ilerlemek, devam etmek
731
migrate
göç etmek
732
migration
göç
733
luggage
bagaj
734
interpret
yorumlamak, tercüme etmek
735
suspend
askıya almak
736
privilege
ayrıcalık
737
revoke
iptal etmek
738
casuality
zayiat
739
liberty
hürriyet
740
rebel
isyancı
741
border
sınır (hudut ya da kenar anlamında), sınır komşusu
742
valid
geçerli
743
qualify
niteliklendirmek, hak kazanmak
744
dilemma
ikilem
745
asylum
iltica
746
refugee
mülteci
747
refuge
sığınak, sığınmak
748
detain
gözaltına almak
749
detention
gözaltı
750
coup
askeri darbe
751
overthrow
devirmek
752
transition
bir durumdan diğerine geçiş
753
inspect
gözlemlemek, denetlemek
754
inspection
gözlemleme, denetleme
755
deport
sınır dışı etmek
756
knee
diz
757
kneeling
diz çökmek
758
crisis
kriz
759
subside
çökmek, yatışmak, maddi destek sağlamak
760
consequence
netice
761
afford
gücü yetmek, parası yetmek
762
counsel
öğüt
763
counselor
danışman
764
counseling
danışmanlık
765
ingest
yutmak
766
prescription
reçete
767
compassion
şefkat
768
compassionate
şefkatli
769
cheer
neşelendirmek, tezahürat, sevinç
770
stab
bıçaklamak
771
chest
göğüs, sandık
772
bargain
iyi pazarlık
773
exchange
değişim, takas etmek, değiş-tokuş etmek
774
inscription
yazıt
775
validate
doğrulamak
776
authenticity
özgünlük
777
rid
kurtulmak, temizlemek
778
breach
ihlal
779
yell = shout
bağırmak
780
devour
bir çırpıda yemek, (avı) parçalayıp yutmak
781
rush
acele etmek, acele
782
vanish
yok olmak, ortadan kaybolmak
783
perceive
fark etmek, algılamak
784
scratch
kaşımak
785
affirmation
onaylama, onay
786
affirmative
olumlu
787
affirm
onaylamak
788
comprehend
idrak etmek
789
presumptuous
küstah
790
evacuate
tahliye etmek
791
encounter
rastlamak
792
promising
umut verici, gelecek vaat eden
793
trove
koleksiyon
794
hesitate
çekinmek, tereddüt etmek
795
odd
garip
796
folly
akılsızlık, mantıksız davranış
797
throne
taht
798
firmament
gökkubbe
799
purify
arındırmak
800
sin
günah
801
sinful
günahkar
802
flood
sel, taşmak
803
scarlet
kızıl
804
lament
ağıt, ağıt yakmak
805
howling
uğultu, uluma
806
reign
hüküm sürmek, egemenlik, saltanatlık süresi
807
defy
karşı gelmek, meydan okumak
808
hypocrisy
ikiyüzlülük
809
hypocrite
iki yüzlü
810
fixate
saplanıp kalmak, takılıp kalmak
811
gorgeous
muhteşem
812
freak
ucube
813
freak out
çıldırmak
814
purse
el çantası
815
attach
eklemek, takmak, iliştirmek
816
bracket
aparat
817
worm
solucan
818
roll
yuvarlamak, rulo
819
abuse
istismar etmek, taciz etmek, taciz
820
split
bölmek, bölüşmek
821
split up
ayrılmak (ilişki), bölünmek, dağılmak (grupça bölmek), bölmek
822
swallow
yutmak
823
cruel
zalim
824
twirl
döndürmek
825
twirly
değişken
826
presumably
herhalde
827
dump
çöplük, dökmek, tekmeyi yemek
828
steer
yönlendirmek, uzaklaştırmak
829
steer clear
uzak tutmak
830
instance
örnek, örneklendirmek
831
overseas
deniz aşırı
832
vocalization
seslendirme
833
foregone
vazgeçmek, önceden gitmek
834
emphasis
vurgu
835
primary
birincil, ana, temel
836
token
jeton
837
neglect
ihmal etmek
838
tape
kaset, kaset bandı, kasede almak, bant (bildiğimiz bant)
839
essential
gerekli, zorunlu (olmazsa olmaz)
840
relate
ilgili olmak, bağlantılı olmak, bağlantı kurmak
841
related to
ilgili olmak, bağlantılı olmak, bağlantı kurmak
842
facilitate
kolaylaştırmak
843
urge
dürtü, şiddetle tavsiye etmek (teşvik etmek)
844
acknowledge
kabul etmek, onaylamak, tanımak
845
barely
zar zor
846
invaluable
paha biçilemez
847
assistance
yardım
848
fruition
meyve verme, amacına ulaşma
849
gracious
zarif
850
preface
ön söz
851
indebted
minnettar
852
indispensable
vazgeçilemez
853
associate
bağdaştırmak, bağlantılı olmak, iş arkadaşı
854
numerous
çok sayıda
855
sincerely
içtenlikle
856
grateful
şükranlı
857
acceleration
hızlanma, ivme
858
interchange
yer değiştirmek, takas etmek
859
simplify
basitleştirmek
860
competence
yeterlilik
861
adopt
evlat edinmek, benimsemek
862
internal
iç, dahili
863
external
dış, harici
864
oriented
yönelik, odaklı
865
orient
yönlendirmek, yöneltmek, şark
866
strengthening
güçlendirmek
867
layout
düzen, düzenleme
868
identical
aynı
869
sufficient
kafi
870
instructor
eğitmen, öğretim görevlisi
871
succinct
kısa ve öz
872
framework
yapı, çatı, çerçeve
873
extensive
geniş kapsamlı
874
substitute
yedek, yerine geçmek
875
solid
katı, sağlam
876
strive
gayret etmek
877
incorporate
firma kurmak, birleştirmek
878
attractive
çekici
879
accentuate
vurgulamak, altını çizmek
880
digest
sindirmek
881
prey
kurban
882
ponder
uzunca düşünmek
883
restrain
dizginlemek
884
strain
gerginlik, gerilmek, süzmek
885
frightened
ürkmek
886
glance
bakış atmak, göz gezdirmek
887
distinctive
ayırt edici, kendine has
888
distinct
belirgin, farklı
889
intimately
yakından, samimiyetle
890
intimate
samimi
891
mourn
yas tutmak, kederlenmek
892
mournful
yas, kederli
893
amaze
fazlasıyla şaşırmak
894
amazement
fazlasıyla şaşkınlık
895
blink
göz kırpmak
896
examine
incelemek
897
stare
dik dik bakmak
898
apparition
silüet, hayalet
899
blank
boş
900
canvas
tuval
901
bustling
hareketli
902
charity
hayırseverlik
903
beacon
işaret ışığı, feneri
904
gap
boşluk, fark
905
context
bağlam
906
content
içerik, memnun
907
prevent
önlemek
908
disturbance
rahatsızlık, bozukluk
909
disturb
rahatsız etmek, bozmak
910
maintain
süreci korumak, devam ettirmek, sürdürmek
911
participate
katılmak
912
participant
katılımcı
913
receive
teslim almak, almak
914
weary
bitkin
915
approach
yaklaşmak
916
exhausted
tükenmiş
917
cough
öksürmek, öksürük
918
indicate
işaret etmek, göstermek
919
toll
geçiş ücreti
920
lip
dudak
921
parch
kurutmak, kurumak
922
harsh
sert
923
pleasant
hoş
924
envelope
zarf
925
embrace
kucaklamak
926
amidst
ortasında, arasında
927
lurk
pusuya yatmak
928
naughty
yaramaz
929
thief
hırsız
930
deceit
düzenbazlık
931
vulnerability
savunmasızlık, güvenlik açığı
932
deceive
kandırmak, aldatmak
933
vigilant
uyanık
934
staff
asa, değnek, personal
935
victimize
mağdur etmek
936
victim
mağdur
937
aid
yardım etmek, yardım
938
bid
teklif etmek, teklif, girişim, çaba
939
thwart
engellemek, yaptırmamak
940
submit
göndermek, sunmak, boyun eğmek
941
nasty
edepsiz, kötü, berbat, tehlikeli, zararlı
942
scheme
şema, entrika, plan, program
943
prevail
üstün gelmek, hakim olmak
944
refer
bahsetmek, başvurmak, atıfta bulunmak, yönlendirmek
945
restful
dinlendirici
946
haven
sığınak
947
glimmer
parıltı
948
indeed
hakikaten, elbette, dahası
949
adversity
zorluk, sıkıntı
950
triumph
zafer kazanmak
951
thrive
dinamik şekilde gelişmek
952
mutual
karşılıklı
953
contribute
katkıda bulunmak
954
contribution
katkı
955
distribute
dağıtmak
956
harvest
hasat
957
dispute
anlaşmazlık, ihtilaf
958
emerge
meydana gelmek, ortaya çıkmak
959
argue
savunmak, tartışmak
960
consult
danışmak
961
appreciate
takdir etmek, değer kazanmak, keyif almak
962
differ
farklılık göstermek
963
justify
haklı çıkarmak
964
sustain
güç vermek, sürdürmek, devam ettirmek
965
deliberate
kasten yapmak, kasıtlı
966
deliberation
kafa yorma
967
opt
seçmek
968
noble
asil
969
adjustment
ayarlama, düzeltme, uydurma
970
adjust
ayarlamak, düzeltmek, uydurmak
971
deliver
teslim etmek, sunmak, sağlamak, vaat etmek
972
extend
uzatmak
973
spirit
ruh, ruh hali
974
comoroderie
dostluk
975
exclude
dışlamak, hariç tutmak
976
buzz
vızıltı, vızıldamak
977
surpass
aşmak, geçmek
978
unfold
açmak, açılmak, açıklamak
979
fold
katlamak, katman
980
resound
yankı yapmak, yankılamak
981
abundance
bolluk
982
advance
ilerlemek, ilerleme, ilerletmek, avans
983
evidant
aşikar
984
launch
başlatmak, fırlatmak, çıkarmak, öğle yemeği
985
initiative
ilk adım
986
initial
ilk
987
overwhelm
ezmek, bunaltmak
988
decline
reddetmek, azalış, düşüş, kötüleşme, gerileşme
989
preserve
korumak, muhafaza etmek
990
entitle
yetki vermek, hakkı olmak, adlandırmak
991
appeal
çekici, talepte bulunmak
992
counter
karşı, karşı koymak
993
decay
çürüme, çürük, bozulma
994
rapid
hızla, hızlıca
995
reinforce
takviye etmek
996
conserve
korumak
997
comprise
oluşmak (bir bütünün parçalarını oluşturmak)
998
consist
oluşmak
999
consistent
tutarlı
1000
consistently
tutarlılık
1001
component
bileşen
1002
foremost
en başta, önde gelen, en önemli
1003
construct
oluşturmak, inşa etmek
1004
vital
hayati
1005
constitute
oluşturmak
1006
constitution
anayasa
1007
sanctuary
barınak, tapınak
1008
recover
iyileşmek, kendine gelmek, geri kazanmak
1009
convert
dönüşmek, dönüştürmek
1010
perception
algı
1011
outreach
ulaşım, sosyal yardım
1012
persuade
ikna etmek
1013
intrinsic
içsel
1014
extrinsic
dışsal
1015
negotiate
müzakere etmek
1016
object
nesne, itiraz etmek, karşı koymak
1017
collaborate
işbirliği yapmak
1018
tackle
ele almak, müdahale etmek
1019
compile
derlemek
1020
roam
dolaşmak
1021
dwell
ikamet etmek
1022
shelter
barınak
1023
divine
ilahi
1024
submission
itaat, teslim
1025
bow
yay, boyun eğmek
1026
reverence
hürmet
1027
gaze
bakmak, bakış
1028
interweave
iç içe geçmek, birbirine dokumak
1029
ray
ışın, çizgi
1030
flourish
gelişmek, fırça sallamak
1031
flourishing
bayındır
1032
serenity
huzur, dinginlik
1033
rest
huzur, dinlenme, kalan kısım
1034
stain
lekelenmek, lekelemek, leke
1035
pervade
nüfuz etmek
1036
wrath
gazap
1037
oracle
kehanet
1038
descend
aşağı inmek
1039
descend from
soyundan gelmek
1040
weep
gözyaşı dökmek
1041
remorse
vicdan azabı
1042
align
hizalanmak, hizalamak
1043
shatter
paramparça etmek
1044
presence
varlık, bulunma
1045
previous
önceki, öncesi
1046
summit
zirve (kurul)
1047
bold
gözüpek
1048
determination
kararlılık
1049
devastating
yıkıcı
1050
devastate
yıkmak
1051
outcome
sonuç
1052
accord
uyum, anlaşma
1053
reluctant
isteksiz
1054
pledge
söz, söz vermek
1055
substantial
kayda değer
1056
cognitive
bilişsel
1057
insight
içgörü, içyüzü
1058
fulfill
tahmin etmek, yerine getirmek
1059
dedication
özveri
1060
dedicate
adamak
1061
dedicated
adanmış
1062
article
makale, madde
1063
crucial
hayati
1064
deaf
sağır
1065
feeble
zayıf
1066
extinguish
sönmek, söndürmek
1067
inherit
miras almak
1068
sliver
şerit, kıymık, çok az miktarda
1069
circumstance
durum
1070
affinity
yatkınlık, benzerlik, çekim
1071
preconceive
peşin hüküm vermek, ön yargıda bulunmak
1072
bias
ön yargı, meyil
1073
concur
hemfikir olmak
1074
shift
değişim, değiştirmek, vardiya
1075
salvation
kurtuluş
1076
mantle
sorumluluk (rol), manto, örtü
1077
miracle
mucize
1078
frankly
açıkçası
1079
junk
hurda
1080
allowance
ödenek, harçlık
1081
fraud
dolandırıcı
1082
equivalent
eşdeğer
1083
amplify
güçlendirmek, yükseltmek, genişletmek
1084
blunt
açık sözlü, kör(leşmiş), köreltmek
1085
eradicate
kökünü kurutmak
1086
heathen
dinsiz
1087
commotion
tantana
1088
retrieve
geri almak, geri getirmek
1089
sink
batmak, batırmak
1090
exceed
limiti aşmak
1091
deflect
saptırmak
1092
short-tempered
asabi
1093
possess
sahip olmak, elde bulundurmak
1094
reiterate
yinelemek
1095
witness
tanık olmak, tanık
1096
gruesome
tüyler ürpertici
1097
enroll
kaydolmak
1098
wrap
sarmak, paketlemek, dürüm
1099
facility
tesis
1100
facade
dış görünüş
1101
grave
mezar, vahim
1102
wax
balmumu, ağda
1103
substance
madde, öz, değer
1104
decomposition
ayrışma, çürüme
1105
corpse
ceset
1106
slack
gevşek, gevşeklik, gevşek olmak
1107
doll
oyuncak bebek
1108
infuse
aşılamak, demlemek, katmak, doldurmak
1109
postpone
ertelemek
1110
regard
ilgili olmak, değerli bulmak, saygı
1111
slaughter
katliam, kıyım
1112
vicinity
civar
1113
hostage
rehine
1114
cunning
kurnaz
1115
nun
rahibe
1116
ostracize
birini dışlamak
1117
pout
somurtmak
1118
deem
öyle saymak, öyle düşünmek, öyle görmek, öyle kabul etmek
1119
sanction
yaptırım
1120
assign
atamak, görevlendirmek
1121
disclose
ifşa etmek
1122
scatter
saçmak, dağıtmak
1123
spunk
cesaret
1124
distract
dikkatini dağıtmak
1125
naive
saftirik
1126
cog
dişli
1127
retribution
ceza
1128
crusty
huysuz, kabuklu
1129
higher-up
üst kademe
1130
absence
yokluk, bulunmama
1131
converge
birleşmek, yakınlaşmak
1132
wither
solmak
1133
sacred
kutsal
1134
speech
konuşma
1135
beneath
altında, altta, aşağıda
1136
coy
çekingen, nazlı
1137
quirk
tuhaf, tuhaflık
1138
humor
mizah
1139
intend
niyet etmek, amaçlamak
1140
depict
tasvir etmek, resmetmek, betimlemek
1141
lifespan
ömür
1142
kinda = kind of
bir tür, biraz, bir şekilde
1143
swap
takas, değiş tokuş etmek
1144
kidnap
kaçırmak, rehin almak
1145
recall
anımsatmak, geri çekmek, geri çağırmak, görevden almak
1146
detect
tespit etmek
1147
nearby
yakındaki
1148
impend
yaklaşmak
1149
indulge
şımarmak
1150
eliminate
ortadan kaldırmak, elemek
1151
discord
uyumsuzluk, huzursuzluk, ahenksizlik
1152
harmony
ahenk
1153
concord
uyum içinde olmak, uyum
1154
gorge
tıka basa yemek, iki tepe arasında kalan vadi
1155
charge
sarj, sarj etmek, suçlamak, görev, sorumluluk, ücret, maliyet, hücum, saldırı
1156
proximity
yakınlık
1157
dormant
pasif, hareketsiz
1158
relatively
nispeten
1159
relative
göreceli, akraba, ilgili olmak
1160
modest
mütevazı
1161
reverberation
yankılanma (çok kez)
1162
echo
yankı (tek ve kalıcı olmayan)
1163
unprecedented
eşi benzeri görülmemiş
1164
precedent
emsal
1165
precedence
öncelik
1166
condense
yoğunlaştırmak
1167
primordial
başlangıçsal
1168
essence
öz
1169
cleave
yarmak, yarılmak, sıkıca bağlamak
1170
terrestial
karasal
1171
roughly
kabaca
1172
rough
pürüzlü, kaba, çetin
1173
diligence
özen
1174
favor
iyilik, tercih, destek
1175
delighted
hoşnut
1176
delight
hoşnut olmak
1177
course
kurs, rota
1178
esteemed
saygın
1179
entrust
emanet etmek
1180
consent
rıza
1181
load
yük, yüklemek
1182
download
indirmek
1183
relay
röle, aktarmak
1184
nifty
şık
1185
contemporary
çağdaş
1186
contest
yarışma, itiraz etmek
1187
expense
gider
1188
forecast
öngörü
1189
leisure
boş vakit
1190
occasion
vesile
1191
adequate
elverişli
1192
ample
yeterince bol
1193
blend
karıştırmak, birleştirmek
1194
affair
mesele, gizli ilişki ya da iş
1195
cherist
el üstünde tutmak
1196
stunning
büyüleyici, çarpıcı
1197
spark
kıvılcım, kıvılcımlandırmak
1198
likely
yüksek ihtimalle
1199
narrative
anlatı
1200
delve
derinlemesine incelemek
1201
prospect
olası durum, görünüm
1202
bond
bağ, bağ kurmak, tahvil
1203
fragile
kırılgan
1204
selve
benlik
1205
frustration
hayal kırıklığı, hüsran
1206
compromise
uzlaşmak, ödün vermek, riske atmak
1207
stack
yığın, yığmak
1208
lover
aşık, sevgili
1209
intuition
sezgi
1210
via
-e üzerinden, yoluyla, aracılığıyla
1211
pace
adım, tempo, tempoyu belirlemek
1212
superficial
yüzeysel
1213
vast
geniş (devasa), çok büyük
1214
regard as
-olarak kabul etmek
1215
impasse
çıkmaz durum
1216
impassive
kayıtsız, ifadesiz
1217
to exploit
sömürmek, değerlendirmek
1218
exploit
macera, başarı
1219
withstand
dayanmak
1220
clarify
netleştirmek, açıklığa kavuşturmak
1221
inevitable
kaçınılmaz
1222
underestimate
küçümsemek
1223
worsen
kötüleşmek
1224
undertake
üstlenmek
1225
exhibit
sergilemek
1226
figure
figür, şekil, biçim
1227
subconscious
bilinçaltı
1228
disorder
düzensizlik, bozukluk
1229
irrelevant
alakasız, ilgisi olmayan
1230
relevant
alakalı, ilgili
1231
flow
akış, akış (psikolojik anlamda)
1232
replace
değiştirmek
1233
tendency
eğilim
1234
embody
somutlaştırmak, temsil etmek
1235
extent
kapsam, derece, boyut, ölçü
1236
alienate
soğutmak, yabancılaştırmak (birini)
1237
attune
uyum sağlamak, uyarlamak
1238
resilient
dirençli, dayanıklı, esnek
1239
merge
birleştirmek, birleşmek
1240
ultimately
sonuçta
1241
lest
...masın diye
1242
inhibit
baskılamak
1243
disposition
yapı, tavır, eğilim, düzen
1244
infringe
ihlal etmek
1245
correspond
uyumlu olmak, yazışmak, iletişimde olmak
1246
abstract
soyut, özet
1247
ephemeral
kısa ömürlü, geçici
1248
advocate
savunmak (desteklemek), savunucu, avukat
1249
ambiguous
muğlak
1250
comprehensive
kapsamlı
1251
profound
derin (duygusal, somutsal, soyutsal)
1252
elaborate
detaylandırmak, ayrıntılı, özenle hazırlanmış
1253
amend
değiştirmek, düzeltmek
1254
prevalent
yaygın
1255
redundant
gereksiz, fazlalık
1256
formidable
korkutucu, heybetli
1257
state
durum, devlet, (fikir, düşünce) belirtmek
1258
stick
çubuk, sopa, yapışmak, yapıştırmak, sadık kalmak, sıkışmak
1259
enforce
yürürlüğe koymak, zorlamak
1260
bash
sertçe vurmak
1261
instruction
talimat, yönerge
1262
linger
uzun süredir devam etmek, geçmek bilmemek, oyalanmak
1263
temper
huy, sinir, sinirlenmek, yumuşatmak
1264
lax
ihmalkar
1265
compell
zorlamak
1266
hinder
engellemek
1267
withdraw
geri çekilmek, geri çekmek, para çekmek
1268
contact
iletişim (kurmak), bağlantı (kurmak), temas (fiziki veya değil), temasa geçmek
1269
void
boşluk, hükümsüz
1270
contrary
zıt, karşıt, aksine
1271
gambling
kumar
1272
setback
gerileme, aksilik
1273
recollect
hatırlamak
1274
reckon
hesaplamak, tahmin etmek (sanmak)
1275
reckon with
hesaba katmak (dikkate almak)
1275
oath
ant, yemin
1275
sturdy
sağlam
1276
shallow
sığ (su için ya da kişilik ya da konu ifadesi)
1277
peril
tehlike
1278
trace
iz, eser, izini sürmek, konturunu çizmek
1279
seize
yakalamak, ele geçirmek
1280
transcend
aşmak, ötesine geçmek
1281
transcendent
aşkın
1282
blessing
kutsama, nimet, hayır duası, onay almak
1283
convey
aktarmak, iletmek (söz)
1284
proficiency
yeterlilik
1285
intel
istihbarat
1286
account
hesap, hesap vermek, sorumlu, önemli
1287
on account of
nedeniyle
1288
underdog
zayıf taraf
1289
slumber
uyku, uyumak (sakince)
1290
scorching
kavurucu, yakıcı
1291
scorch
kavurmak, yakmak
1292
relentless
acımasızca devam eden
1293
relent
yumuşamak, vazgeçmek (sert tutumunu bırakmak)
1294
resentment
kırgınlık, içerleme
1295
elated
coşkulu olmak
1296
pleased
memnun
1297
euphoric
çok mutlu
1298
furious
çok öfkeli
1299
fury
çok öfkelenme
1300
stunned
şaşkınlıktan donakalmış
1301
stun
sersemletmek, şok etmek
1302
stan
fanatik olmak
1303
ease
kolaylık, rahatlama (ruh hali), yavaşça, hafifletmek
1304
rip
yırtmak
1305
pat
okşamak, basmakalıp cevap
1306
lap
kucak (bacakla karın arası olan bölge), tur, yalamak, su dalgalarının kıyıya çarpması, sarmak, üst üste bindirmek
1307
jam
reçel, tam benlik!, sıkışma, sıkıştırmak, doğaçlama müzik yapmak
1308
confront
yüzleşmek
1309
way
yol, yön, çok (way too [çoook sıcak])
1310
conjure
büyü yapmak, zihninde canlandırmak, yalvarmak
1311
discrepancy
tutarsızlık, uyumsuzluk, çelişki
1312
revenue
hasılat
1313
notably
bilhassa
1314
discount
indirim, göz ardı etmek
1315
interact
etkileşime girmek
1316
delegate
delege, temsilci, görev veya sorumluluk devretmek, bir yere delege göndermek
1317
reconcile
barıştırmak, uzlaştırmak
1318
articulate
açıkça ifade etmek, eklemde birleşmek, açık ve etkili kişi
1319
elucidate
açıklamak
1320
refine
geliştirmek, ince ayar yapmak, saflaştırmak
1321
instill
bir fikri, duyguyu ya da tutumu aşılamak
1322
haunt
uğrak, musallat olmak, sık sık uğramak
1323
haunted
perili, perişan
1324
causality
nedensellik
1325
apostle
havari, öncü
1326
severing
koparmak, iletişimi koparmak
1327
decease
vefat, vefat etmek
1328
deceased
vefat etmiş
1329
humble
mütevazı, gururunu kırmak (iyi manada), alçakgönüllü hissetmek
1330
cease
durmak, kesmek, sona ermek
1331
reactive
tepkisel
1332
ramification
sonuç, yan etki
1333
taciturn
suskun
1334
reserved
çekingen (içe kapanık), temkinli, rezerve edilmiş
1335
so-called
sözde
1336
gravity
yer çekimi, ciddiyet, ağırbaşlılık
1337
disguise
kılık değiştirmek, gizlemek, göstermek (bir şeyi başka bir şey gibi)
1338
those (who, where, when...)
-ler (çokluk anlamı katar)
1339
eclipse
tutulma, gölgede bırakmak
1340
splendid
muhteşem
1341
fracture
kırılma (kırık)
1342
deity
tanrı
1343
weave
örmek, dokumak, sallanarak hareket etmek
1344
enclosed
kapalı, ekli, çevrili
1345
enclose
eklemek, içermek, çevrelemek, kapatmak
1346
fever
ateş, yüksek ateş (hastalık babında ikisi de), yanıp tutuşmak
1347
miserable
çok mutsuz, perişan
1348
ambivalent
ikircikli (kararsız)
1349
indifferent
ilgisiz, umursamaz
1350
astonished
hayrete düşmüş
1351
radiant
parlayan, parlamak, ışık saçan, ışıl ışıl, ışıltılı
1352
sentimental
nostaljik şekilde duygulanmak
1353
assertive
kendine güvenen (hakkını arayan, sözünü esirgemeyen, kendini net bir şekilde ifade eden)
1354
assert
açıkça belirtmek, ileri sürmek, savunmak (yine kendine güvenerek)
1355
tenacious
sebatlı, sebatlıca
1356
driven
hedef odaklı, kararlı, motive olmak
1357
tender
yumuşak (fiziksel, duygusal), hassas (fiziksel, duygusal), teklif
1358
forsake
terk etmek, yüzüstü bırakmak
1359
deserted
ıssız, terk etmek
1360
possessive
sahiplenici
1361
cling
yapışmak, tutunmak (hem fiziksel hem duygusal)
1362
detach
ayırmak, koparmak, sökmek
1363
detached
müstakil, tarafsız, bağımsız, kopuk, ayrık
1364
courteous
saygılı
1365
enthusiastic
hevesli, coşkulu
1366
witty
zekice esprili, nüktedan, hazırcevap
1367
aloof
soğuk, mesafeli, uzak duran
1368
callous
merhametsiz, taş kalpli
1369
erratic
düzensiz (değişken, öngörülemez yani istikrarsız)
1370
compulsive
takıntılı
1371
dizzy
başın dönmesi (başı dönmek)
1372
buzzin
harika!
1373
lit
havalı, eğlenceli
1374
repress
bastırmak
1375
attribute
bağlamak, atfetmek, vasıf
1376
attribution
atıf
1377
praise
övmek, övgü
1378
vivid
canlı, parlak, net
1379
gratifying
tatmin edici, memnuniyet edici
1380
stingy
cimri
1381
precious
değerli, kıymetli
1382
pang
sancı
1383
responsive
hızlı ve uyumlu cevap veren
1384
tomfoolery
maskaralık
1385
prank
şaka, muzip (kötü niyetsiz, zararsız)
1386
swift
hızlı, kırlangıç
1387
elusive
ele geçirilemeyen, kolay anlaşılamayan
1388
scale
ölçek, ölçeklendirmek, dizi (müzikte),
1389
rigid
katı (esnemez, bükülmez), sabit
1390
mass
yığın, kütle, kitle, küme
1391
constraint
kısıtlama
1391
derive
türemek, türetmek, türev almak
1392
outrageous
kabul edilemez, aşırı
1393
salvage
kurtarmak, toparlamak (durumu)
1394
carve
oymak, kendi yolunu oymak (açmak), et dilimlemek
1395
reckoning
hesaplaşma (hesap verme günü)
1396
rise
yükselmek (artmak, ortaya çıkmak), yükselme, yükselti
1397
hold
tutmak, tutunmak, tutturmak, barındırmak, sahip olmak, yük yeri, kontrol
1398
whisper
fısıldamak, fısıltı
1399
whisper away
çok yakındı!
1400
endure
tahammül etmek, dayanmak, devam etmek
1401
race
yarış, yarışmak, ırk
1402
run into
rastlamak
1403
procrastination
erteleme alışkanlığı
1404
sovereign
hükümdar, egemenlik, yüce
1405
mundane
sıradan, dünyevi
1406
caution
temkin, ihtiyat
1407
compliment
iltifat
1408
complimentary
iltifat edici, hediye olarak verilen
1409
temporary
geçici
1410
permanent
kalıcı
1411
unlike
-den farklı olarak, benzememek, beğeniyi geri almak
1412
unlikely
pek olası olmayan, alışılmadık
1413
unless
-mezse, -mazsa
1414
in terms of ... (kelime)
-açısından, -bakımından
1415
through
içinden geçmek, boyunca, vasıtasıyla
1416
definite
belirli
1417
used to
eskiden ... yapardım, -dı, -di, alışkındı(zamir)
1418
be (am, is, are) used to
alışkın olmak
1419
get used to
alışmaya başlamak
1420
exact
tam, kesin (doğru), zorla almak
1421
lust
şehvet, cinsel arzu
1422
lust for
büyük bir arzu
1423
lust after
arzulamak
1424
contend
mücadele etmek, rekabet etmek
1425
contend that
ileri sürmek
1426
recede
geri çekilmek
1427
disparity
eşitsizlik, farklılık, uyumsuzluk