Basic Vocabulary Flashcards
Unkind
İmpolite
Rude
Kaba
İn the morning/ afternoon/ evening
AT night
AT the weekend ON + günler ( monday, tuesday) AT + saat IN + yıl/ on yıl/ yüzyıl / ay IN + mevsim
……
Help : aid : assist
Yardım etmek
İnvite
Davet etmek
Lend( Al len)
Barrow
Ödünç vermek
Ödünç almak
- On tv/ on radio
- Ulaşım araçlarında BY kullanırız
(By tarin/ by plane) - on foot- yay olarak
- In a book/ magazine/ novel
- On holiday
By mistake
Bu accident
By chance
On purpose - kasten
Strike
On strike
Go on strike
Vurmak
Grevde
Greve gitmek
On time
İn time
Tam vaktinde ( 10 dedik 10 da buluştuk
Tam vaktinde ( vaktinden biraz önce( 10 da dedik 9:50 de oradaydım))
İn advance
Öncesinde, önceden, avans olarak
Shelf
Raf
Let
Allow
Permit
İzin vermek
Prefer
Tercih etmek
Go off
Bozulmak (milk-meat)
Alarmın çalması
Patlamak,infilak etmek
Go on
Keep on
Carry on
Devam etmek
Remember
Recall
Recollect
Hatırlamak
Repair
Fix
Mend
Tamir etmek
Hardly ever
Hemen hemen hiç
At all
Hiç de
Aware of
Birşeyin farkında olmak
Suffer from
-den muzdarip olmak
Prefer
Tercih etmek
Complain (LEYN!!)
Şikayet etmek
Apply for
Bir işe başvurmak
Though
Although
Even though
Her ne kadar
-e rağmen
Violence
Şiddet
Expect
Beklemek
Ummak
Turn down : not accept
Geri çevirmek, reddetmek
Recognize
Tanımak
Aim : goal : purpose
On purpose
Amaç
Kasten
Offer
Prefer
Teklif etmek, önermek
Tercih etmek
Afford
Birşeyi yapmaya gücü yetmek
Even
Even if
Bile , hatta
-se bile, -sa bile
Until
-e kadar
Benefit
Profit
Fayda , yarar
Kar
Big- headed
Kendini bişey sanan
Bossy
Hükmetmeyi seven (patronluk taslayan)
Mean
Cimri
Kötü davranan
Kaba
Düşüncesiz
Bad-tempered
Huysuz, geçimsiz
Come across
Run into
Bump into
Rast gelmek
Denk gelmek
Turn down
Geri çevirmek
Sesi kısmak
Throw away
Atmak
Çöpe atmak
Put out
Set out
Söndürmek ( sigara,ateş)
Yola koyulmak, işe koyulmak
Go through
Live through
Yaşamak
Take up (swimming)
Bir şey yapmaya başlamak
Or : or else : otherwise
Yoksa
Aksi halde
Aksi takdirde
Terrible
Horrible
Awful
Dreadful
Korkunç
Berbat
Trouble
Dert
Bela
sıkıntı
Employ
Employer
Employee
İş vermek, istihdam etmek
İş veren
İşçi, çalışan
Salary : wage
Maaş, ücret
Rather than
-den ziyade
İncome
Gelir
İn case
Durumunda // hani olmaz ama olursa diye (genelde önlem havası vardır)
While
-iken (bu olay olur iken)
Until
- e kadar/ taki
Even
Even if
Also
Bile, hatta
-se bile -sa bile
Aynı zamanda , - de, -da
İntroduce
Giriş yapmak (kitaba/ şarkıya)
Not accept : turn down : refuse : reject
Geri çevirmek
Reddetmek
Kabul etmemek
Reply
Cevap vermek (e mail)
Suggest
Önermek
Sensitive
Sensible
Hassas
Makul , mantıklı
Look for
Search for
Aramak
Look into
Research into
Araştırmak ( olayın içine bakmak)
Take after : looklike
Benzemek
Sell out
Yok satmak
Catch up with
Yakalamak
Ayak uydurmak
Stand out
Sivrilmek
Öne çıkmak