1 Flashcards
Laboratuvar Test Çalışma Süreci
hekim(test istemi)(örneğin alınması) örnek transportu laboratuvara kabul(testlerin çalışılması)
Klinik Örnek Çeşitleri
Kan
Beyin omurilik sıvısı
Dışkı
Balgam
İdrar
Vajinal, servikal akıntı
Deri kazıntıları
Doku
Biyopsi materyali
Nazal sekresyon
Püy
Boğaz sürüntüsü
Steril vücut sıvıları
Klinik Örneğin Alınması ve Transportu Sırasında Dikkat Edilecek Hususlar
Barkod
Enfeksiyon kontrol önlemleri alınmalıdır
Kültür ve mikroskopi sonuçlarının doğru yorumlanabilmesi için doğru bölgeden uygun örnek alınmalıdır
Örnek uygun toplama kabına alınmış olmalıdır; kırılmadan, sızma olmadan laboratuvara ulaştırılmalıdır
Patoloji için alınan nümune mikrobiyoloji laboratuvarı için uygun değildir.
Steril olmayan tüpe (biyokimya tüpü) alınan BOS nümunesi mikrobiyoloji laboratuvarı için uygun değildir.
Yeterli miktarda örnek
Az miktarda örnek alınması yalancı negatifliklere yol açabilir.
Swab, sürüntü almak yerine genel olarak sıvı örneği veya doku parçası almak daha iyi sonuç verir.
Örneğin laboratuvara uygun şekilde ve zamanda ulaştırılması
Hastaya antibiyotik verilmeden önce örnek alınmalıdır
Örnek laboratuvara en kısa sürede ulaştırılmalıdır
Solunum Yolu Örnekleri
Burun (Stafilokok taşıyıcılığı)
Boğaz: Beta-hemolitik streptokok
Ağız boşluğu: Lezyondan sürüntü/kazıntı
Balgam (tükrükle kontamine olmamalı, hemen gönderilmelidir) Fazla sayıda test isteniyorsa yeterli balgam gönderilmeli
Bronko alveolar lavaj sıvısı gönderilebilir
Endotrakeal aspirat gönderilebilir
Burun
Steril SF ile ıslatılmış eküvyon burun deliklerinden sokularak yaklaşık 2 cm ilerletilir. Eküvyon döndürülerek nazal mukozaya sürülür
Boğaz
Abeslang ile dil hafifçe basılır steril eküvyon ile posterior farinks, tonsiller, iltihaplı ve ülserleşmiş herhangi bir bölgeye sürülür. Yanak, dil ve dudaklara sürmekten kaçınmalıyız.
Ağız boşluğu
Örnek alınmadan önce bir eküvyon yardımı ile lezyon üzerindeki sekresyonlar ve debris temizlenir. İkinci bir eküvyon ile örnek alınır.
Doku biyopsi veya iğne aspirasyon örnekleri, sürüntü örneklerine tercih edilir
Balgam
Örnek alınmadan önce hastanın ağzını su ile çalkalaması istenir. Hastanın, derin bir öksürükle, alt solunum yolu örneği (postnazal akıntı değil) çıkartması istenir.
Mikobakteriyolojik inceleme isteniyorsa tercihen üç gün üst üste sabah balgamı gönderilmesi önerilir
Üriner Sistem Örnekleri
Orta akım idrar örneği kültür için uygundur
İdeal olarak 30 dk içerisinde lab.’a ulaştırılmalıdır
Ulaştırılamayacaksa, buzdolabında 24 saat bekleyebilir
Sondalı hastadan enjektör ile örnek alınmalıdır
İdrar torbasında beklemiş idrardan örnek alınmaz!
Tbc için sabah ilk idrar en uygundur
Dışkı Örnekleri
(5 ml) yeterlidir
Taze dışkı örneği alınmalıdır
1 saat içerisinde laboratuvara ulaşmalıdır
Amip, Giardia aranacaksa 30 dk içinde incelenmelidir
Dışkı buzdolabında en fazla birkaç saat bekletilir
Doku, biyopsi örnekleri
Alınan doku ve organ parçaları geniş ağızlı ve burgulu kapaklı steril kavanoz ya da tüplerde içine bir sıvı konmaksızın gönderilebilir.
Özellikle alkol ve formalin gibi fiksatif maddeler kesinlikle konmamalıdır
Kan Kültürü Alınması
Yüzey dekontaminasyonu
%70 alkol ile silinir
30 sn kuruması beklenir
%10 Povidon iyodür ile silinir
1 dk beklenir
Kan kültür şişesinin lastik tıpası alkol ile silinebilir
Damar üzerine elle dokunulmamalı
Kan Kültürü
Çocuklardan 1-5 ml, erişkinden 10-20 ml kan alınır
İki ayrı venöz damardan aynı anda birden fazla en az iki kan kültür örneği alınmalıdır
Özel patojenler için lab uyarılır (bruselloz).
Bazı patojenler için kan kültürü yerine kemik iliği daha uygundur (Salmonella, Brucella, Leishmania, Tbc).
Kan, kemik iliği pıhtılaşmadan ekilmelidir (heparin bakterileri inhibe edebilir).
Vücut sıvılarının kültürü nasıl alınır?
Normal flora ile kontaminasyondan kaçınmak gerekir.
Cilt yüzeyi kan kültürü alınır gibi dekontamine edilir
Aseptik olarak belli miktar (yaklaşık 10 ml) alınır
Steril bir kap içinde gönderilir
Eküvyon örneği gönderilmez
Genital Bölge Örnekleri
Servikal, vajinal, uretral akıntı
Uretral akıntı vajinal salgılarla karışabilir, dikkatli alınmalıdır
Trikomonas için alınan örnek 0.5-1 ml SF içine konup lab’a hızla gönderilmelidir
Anaerop Örnekler
Anaerop bakterilerin bulunduğu örnekler (abse, ampiyem, ve ponksiyon sıvıları) anaerop koşullara dikkat edilerek alınmalı ve çabuk gönderilmelidir.
Ponksiyon yapılan enjektöre hiç hava alınmadan ve iğnesi çıkarılmadan ucu lastik bir tıkaçla kapatılarak enjektör alkollü bir pamuğa sarılarak laboratuvara gönderilir.
TAŞIMA VE SAKLAMA ORTAMLARI
Örneklerdeki mikropların ölmemesi için özel saklama ortamlarında tutulmaları gerekmektedir.
Örneğin N.gonorrhoae, Haemophilus, Bordetella ve Shigella dayanıksız bakterilerdir.
Başlıca Taşıma Ortamları
1-Stuart Taşıma Ortamı: İçinde agar, sodyum gliserofosfat, kalsiyum klorid, tiyoglikolik asit ve metilen mavisi bulunur. Bu besiyerine daldırılan eküvyonlardaki bakteriler 21-120 saat canlı kalabilirler.
Stuart taşıma ortamı maviye dönmüşse besiyeri oksitlenmiştir ve kullanılmamalıdır.
2-CARY-BLAIR Taşıma Ortamı: Benzer maddelere ek olarak tuz içerir. Özellikle dışkı örneklerinin saklanması ve taşınmasında kullanılır.
Salmonella, Shigella, Yersinia, Campylobacter ve Vibrio’lar bu ortamda 22-75 gün canlı kalabilmektedirler. Besiyeri içine doğrudan 1-2 gr dışkı konulabilir yada eküvyon sürüntüsü daldırılabilir.
3-AMİES Taşıma Ortamı: Stuart taşıma ortamının değişik formudur. İçine çeşitli tuzlar ve mangal kömürü tozu eklenmiştir. Aktif kömür tozu toksik molekülleri adsorbe ederek etkilerini yok eder.
Taşıma nasıl yapılır
Örnekler taşıma kutularıyla/çantalarıyla veya pnömotik tüp sistemiyle laboratuvarlara ulaştırılabilir
Örneklerin Red Nedenleri
Etiketlendirilmemiş örnekler
Örnek ile kağıdın veya elektronik ortamdaki bilgilerin tutarsız olması
Örnek içeren kapta kırılma veya sızdırma
Kapağı/ağzı açık örnek kabı
Yetersiz örnrek
Yanlış örnek
Uygun olmayan transport (sıcaklık, süre)
Mikroorganizmaların üretilme ortamları
Canlı 1.Embriyonlu yumurta
2.Deney hayvanları
Cansız Sıvı veya katı besiyerleri
Besiyeri Bileşimine Giren Maddeler
Pepton: Parçalanmış proteindir.
M.O. için azot kaynağı olmakla birlikte, karbon ve vitamin de içermektedir.
Ekstrakt: et ekstraktı, bira mayası ekstraktı, arpa ekstrakı, beyin ve kalp ekstraktı değişen oranlarda besiyerlerinde bulunurlar.
Eser elementler: Na, K, Cl, Mg, Fe, Zn, Mn, Cu, Br
Tampon çözeltiler:
Bakterilerin metabolizmaları sonucu ortam pH’sı değişeceğinden özellikle pH değişikliklerine çok duyarlı mikroorganizmaları üretmek için besiyerlerine fosfatlar (K2HPO4, KH2PO4) eklenir.
Besiyeri pH’sındaki değişiklikler, besiyerine eklenen indikatör boyalar sayesinde anlaşılır.
Bu boyalar;
Fenol kırmızısı,
Bromtimol mavisi,
Metil kırmızısı
Kan: Hem besiyerini zenginleştirmek hem de mikroorganizmanın hemolitik aktivitesini belirlemek amacıyla kullanılır.
Sistein-tiyoglikolat: Anaerobik ortam oluşturmak için
Agar: Deniz yosunlarından elde edilen galaktoz polimeridir.
Katılaştırma özelliğini yapısında bulunan D-galakton sağlar.
Agar 85C de erir; 40C de donar
Kültür Yöntemleri
Aerop ve fakültatif anaerop mikroorganizmaları üretmek için
etüv,
CO2 li etüv,
5-10 CO2’li ortam yaratılan mumlu kavanozlar kullanılır
- Aerob Kültürü
Normal atmosfer altında etüv’de üretilen kültürlerdir.
37°C de Nemli ortamda etüv içinde 24-48 saat sonra katı besiyerinde koloni oluşması veya sıvı besiyerinde bulanıklık görülmesi üremeyi gösterir.
2.Anaerob Kültürü
Anaerob kültür ortamları 2 ana gruba ayrılır:
1- Besiyerinin Redüksiyon şiddetinin arttırılması (Tiyoglikolat gibi redüksiyon yapan maddeler besiyerine ilave edilir.)
2- Atmosferdeki oksijenin giderilmesi
A. Biyolojik metod
B. Kimyasal metod
C. Mekanik metod
Ekim Yöntemleri
SAF KÜLTÜR: Tek bir bakterinin üretilmesi ile elde edilen kültür.
KARIŞIK KÜLTÜR: Birden fazla bakterinin üretilmesi ile elde edilen kültür.
Klinik örnek bazen tek bazen birden fazla bakteri içerebilir.
PASAJ: İlk üretim ortamından başka bir üretim
ortamına kültürün aktarılması işlemidir.
Ekim yöntemleri
Ekim aletleri ile alınan örneklerin belirli kurallar altında besiyerlerine aktarılması işlemine ekim denir.
Örnekler sıvı ortamlardan pastör pipeti ve yuvarlak uçlu öze ile, katı ortamlardan ise yuvarlak veya iğne uçlu öze ile alınır.
Dışkı, idrar, pü, kan, BOS, Burun- boğaz- göz- genital organ- yara sürüntüleri
Genel Kurallar
Ekimler daima yanan bir bek yanında yapılmalıdır.
Çalışmadan önce ve sonra çalışma alanı antiseptik bir solüsyonla temizlenmeli
Kullanımdan önce ve sonra öze alevden geçirilerek steril edilmelidir.
Ekim Yöntemleri
A) SIVI BESİYERİNE EKİM
Örnek sıvı ise eğik yüzeyin tüp dibine yakın kenarına özedeki materyal bırakılır.
Örnek katı ise tüp duvarında ezilip karıştırılır.
B) KATI BESİYERİNE EKİM
Dik besiyerine ekim:
Batırma ekimi: İğne uçlu öze besiyerinin alt noktasına kadar batırılır ve aynı hat boyunca geri çekilir.
Yatık besiyerine ekim:
Yüzeysel ekim: Yüzeyde zikzaklar çizerek ekim yapılır. (Öncesinde batırma ekimi yapılabilir)
Çizgi ekim: İğne uçlu öze besiyerinin alt noktasına kadar batırılır ve aynı hat boyunca geri çekilir
Katı besiyerine ekim
Tek koloni ekiminde, bakteriler katı besiyerine seyreltilerek ekilir ve tek tek düşmeleri sağlanır.
Boğaz kültürü ekim tekniği
Ekim, kanlı agara yapılır.
Önce eküvyon sürekli çevrilerek alınan örnek bir bölgeye iyice yayılır.
Alevde sterilize edilmiş öze ile tek koloni ekimi yapılır.
Besiyerleri 37C’de 1 gün inkübe edilir.
Beta hemoliz yapmış koloniler basitrasin testine alınır
Katı besiyerine ekim
İdrar ekimi
Antibiyogram için yaygın ekimde antibiyotik duyarlılık testleri için besiyerinin yüzeyine homojen olarak dağıtılmak suretiyle yaygın ekim yapılır
Tanı Yöntemleri
1- Boyasız preperat (Native preperat) ; Örnekteki hücrelerin, bakteri hareketlerinin, varsa parazit yumurtaları ve protozoonların görülmesi için kullanılır
2- Boyalı preperat:
Gram Boyama
- Kültür Yöntemi
Kültürde üreyen bakterilerin tanımlanması
1- Koloni morfolojisi incelenir. Çoğu bakterinin ne olduğu koloniden anlaşılabilmektedir.
2- Hemoliz varsa beta hemoliz mi alfa hemoliz mi incelenir. Beta hemoliz tam hemoliz olup kan rengi tamamen şeffaflaşır.
3-Gram boyası ile bakterinin morfolojisi (Gram pozitif mi, negatif mi?, basil mi, kok mu?) incelenir
- Hızlı Tanı Yöntemleri
Katalaz testi. Stafilokok (+) sterptokok (-).
Oksidaz Testi: Pseudomonas(+)
Tanımlayıcı antibiyotik duyarlılık testleri:
Ör:
-pnömokok Optokin duyarlı
-A grubu beta hemolitik streptokok basitrasin duyarlı.
PYR
Bakteri PYR (L-pirolidonil-β-naftilamid) emdirilmiş kağıt stribe sürülür ve kırmızı renk olur.
(A grubu BHS ve enterokok pozitif)
- Biyokimyasal testler
Üç şekerli demirli besiyeri,
indol besiyeri,
üreli besiyeri ve
sitratlı agar .
- Serolojik yöntemler
Presipitasyon Reaksiyonları
Aglutinasyon Reaksiyonları
Kompleman Birleşmesi Reaksiyonları
Floresan Antikor Tekniği (Fat)
Elisa (Enzyme-Linked-Immunosorbend Assay)
Ria (Radioimmunoassay)
- Moleküler Yöntemle
PCR
Moleküler Tanı
• Hastalıkların tespit edilmesi ve tedavisinde
önemli rol oynamaktadır.
• Enfeksiyon etkenlerine ait DNA, RNA veya
proteinlerin tespit edilmesi için kullanılabilir.
• İzole edilemeyen ve immünolojik yollarla
saptanamayan etkenleri tanımlayabilir.
Moleküler Tanı
•
Avantajları;
✓Güvenilir,
✓Duyarlılığı ve özgüllüğü yüksek,
✓Hızlı tanı olanağı,
✓Seroloji sonuçlarının doğrulanması,
✓Tüm konvansiyonel testlerin negatif olduğu
durumda etkenin tanımlanma olanağı,
✓Uygun antibiyotiğin erken kullanımına imkan
sağlaması,
✓Hastanede kalış süresinin kısalması
Moleküler Yöntemlerin Kullanım
Alanları
• Mikrobiyoloji – Hastalıklardan sorumlu parazitlerin,
bakteri ve virüslerin tanımlanması
➢ Antimikrobiyal ilaç direnci
➢ Epidemiyolojik analiz
➢ Patogenez çalışmaları
• İmmünoloji – İmmün fenotipleme, immün markırların
yeri
• Genetik – Genetik mutasyonların yerlerini belirleme –
Kalıtımsal sendromların yerlerinin belirlenmesi
Tiplendirmede hangi yöntemin yıldızı
parladı?
• A) Maldi-Tof
• B) PZR bazlı yöntemler
• C) MLVA
• D) MLST
• E) PFGE
• F) TGD
Mikroorganizmaların tiplendirilmesi
• Fenotipik
• Genotipik yöntemler
Fenotipik yöntemler
– Biyotiplendirme – Serotiplendirme – Bakteriyofaj
tiplendirmesi – Bakteriyosin tiplendirmesi– Antibiyotiplendirme – Multilokus enzim
elektroforezi– Kütle spektrometri– SDS-PAGE ve Maldi-TOF
• Fenotiplendirme
yöntemleri geçmişte uzun
süre kullanılmıştır.
• Bugün halen değişik
düzeylerde kullanılmakta
• Dezavantajları var:
– İş yükü fazla,
– Uzun zaman almakta
– Çoğunlukla değişken
sonuçlar vermekte
– Epidemiyolojik
çalışmalarda önemli
yetersizlikleri bulunmakta
Genotipik tiplendirme yöntemleri
• Plazmit bazlı tiplendirme
yöntemleri
• Kromozomal DNA üzerinde
yapılan tiplendirme
yöntemleri
Genetik materyallerin tespitinde
hangi yöntem?
- DNA’nın
elektroforez
analizi ve Restriksiyon
kesilmiş parça uzunlukları
polimorfizmi
(RFLP)
➢M.O’ların özgül kökenleri; DNA veya RNA’ları
spesifik restriksiyon enzimleri ile kesilmesi
sonucu oluşan fragmanları ile ayırt edilebilir.
➢Restriksiyon enzimi palindromik yapıdaki
spesifik DNA dizilerini tanır
• Bir veya birçok restriksiyon enzimi ile kesilme
sonucu oluşan, özgül bir organizmanın farklı
kökenleri arasındaki fragmanlarının uzunluk
farklılıklarına ‘Restriction Fragment Length
Polimorfizm’ RFLP denir.
• Farklı uzunluk ve yapılardaki DNA ve RNA
fragmanları agaroz ya da poliakrilamid jelde
ayırt edilebilir
Elektroforez
Bir çözeltide asılı olan
taneciklerin elektrik
alanda ayrılmasıdır
Elektroforez
Elektrik alan negatif ve
pozitif elektrotların
bulunduğu bir tank
içinde gerçekleştirilir
• Jel üzerinde açılacak kuyucuklara
yükleme yapılır
Jel üzerinde açılacak
kuyucuklara yüklenen
ürün elektrik alanda
yürütülür.
• Anyonlar anoda, katyonlar katoda hareket
ederler.
• DNA her zaman negatif yüklüdür ve
elektroforezde pozitif kutba (anot) doğru
hareket eder
Büyük
parçalar
yavaş, küçük
parçalar hızlı
hareket eder
Oluşan
bantlar UV
ışığı altında
incelenir
DNA bütün veya enzimler ile kesilmiş halde
elektroforeze uğratılabilir.
• DNA’nın görülebilir hale gelmesi için
agaroz jel elektroforezinde ethidium
bromid ile işaretlenmiş olması gerekir.
• İşaretlenmiş DNA daha sonra UV (254
365 nm) altında transllimünatör
cihazında incelenebilir
• Oluşan bantların
büyüklükleri incelenir
• Bantlar jel üzerinden
ayrılabilir.
• 20,000 baz çiftinden az olanlar normal
elektroforetik yöntemlerle işlenir,
• Büyük fragmanlar ise sadece ‘
field jel
pulsed
elektroforezi’ yöntemi ile
ayrılabilir
RFLP Yönteminin Temeli
• RFLP, DNA dizilimindeki varyasyonları tespit etmek için kullanılır.
Temel olarak şu adımları içerir:
1. DNA İzolasyonu
2. Restriksiyon Enzimleri ile Kesim
3. Agaroz Jel Elektroforezi
4. Transfer ve Görüntüleme
5. Analiz ve Karşılaştırma
RFLP
✓HSV’nin farklı kökenlerinin ayırt edilmesinde,
✓Farklı izolatlardaki DNA fragmanlarının
karşılaştırılması,
✓Streptococcus kökeninin neden olduğu
nekrotizan fasiitin bir hastadan diğerine;
hastadan doktora yayılmasını göstermek için
kullanılabilir
Genetik materyallerin
tespitinde hangi yöntem?
- Genetik
problar
• Duyarlı ve özgül araçlardır.
• Klinik örnekteki özgül nükleik asit
dizilerini tespit etmek,
• Yerlerini ve miktarlarını belirlemek için
kullanılır.
• Enfeksiyon etkenlerinin türleri ve
kökenleri tanımlanabilir
DNA probları
❖Kimyasal olarak sentezlenir,
❖Bakteriyel vektörlere (plazmid) özgül
genom fragmanlarının veya tüm viral
genomun kodlanması ile elde edilir
Genetik
problar
İn situ hibridizasyon
• Hücre ve doku içerisindeki hedef nükleik asitin
lokalizasyonunun belirlenmesini sağlar.
• İstenilen DNA parçalarının genomdaki yerlerinin
belirlenmesi,
• Bu parçaların nükleotid dizilerinin araştırılması,
• Homoloji derecesine bakılarak farklı organizma
gruplarına ait genlerin ya da DNA parçalarının
nükleotid dizisi benzerlikleri araştırılarak, bu
organizmaların yakınlık dereceleri moleküler düzeyde
tespit edilebilir
Genetik
problar
Southern Blot
• DNA’nın izolasyonu ve restriksiyon enzimleri ile
kesimi yapılır.
• DNA fragmentleri elektriksel ortamda agaroz jel
üzerinde uzunluklarına göre göç ettirilir
(elektroforez).
• Jeldeki DNA’lar bir membrana aktarılır
(blotlama).
• Özgül DNA dizilimlerinin yeri işaretli DNA ve
RNA problar kullanılarak belirlenir
Genetik
problar
Northern Blot
• Moleküler genetikde kullanılan
hibridizasyon yöntemlerinden biridir.
• Bu teknik Southern blot’a çok benzer,
ancak bu yöntemde DNA yerine mRNA
veya virüs RNA’sı kullanılarak işlem
yürütülür
Genetik
problar
Dot Blot
• Klinik örneklerden elde edilen ekstraktlardaki
DNA/RNA dizileri, ekstraktların nitrosellülöz
bir filtreye uygulanması,
• İşaretlenmiş spesifik DNA probları ile işleme
alınması
Genetik
problar
PCR (Polimeraz Zincir Reaksiyonu)
• En yeni genetik yöntemlerden biridir.
• DNA’nın tek kopyasını milyonlarca kez çoğaltılır.
• Polimeraz zincir reaksiyonları üç temel
aşamadan oluşur.– DNA’nın denatürasyonu– Primer dizilerin DNA’nın tek zincirlerine bağlanması– DNA polimeraz tarafından zincir uzatma reaksiyonu
• Her reaksiyon çevriminde kalıp zincir sayısı
logaritmik olarak artar çok sayıda istenilen geni
taşıyan DNA parçası oluşur
Bu yöntem
✓Özellikle latent ve konak dizisine
entegre olmuş viral dizileri çoğaltmak,
✓Genetik akrabalık tesbiti ve adli tıp
vakalarının tespiti,
✓Tanı ve teşhis,
✓Moleküler klonlama (DNA klonlaması)
Genetik
problar
RT-PCR yöntemi (revers transkriptaz
polimeraz zincir reaksiyonu)
• PCR’ın bir modifikasyonudur.
• Revers transkriptazlar ile RNA ya da
mRNA’nın DNA ‘ya çevrilmesi aşamasını
içerir
Genetik
problar
Real time PCR;
• Revers transkriptazlar ile RNA’nın DNA’
ya çevrildikten sonra, RNA’nın miktarını
belirlemek,
• Reaksiyon kinetiği DNA miktarı ile doğru
orantılıdır
Bu yöntem;
✓Hastalığın gidişi,
✓İlaç etkinliğinin değerlendirilmesi,
✓Konak hücrelerindeki genom sayısının
belirlenmesinde kullanılır.
Proteinlerin tespit edilmesi
Sodyum dodesil sülfat-poliakrilamid
jel elektroforezi (SDS-PAGE)
• Proteinlerin moleküler ağırlıklarına göre
ayrılmasında kullanılan bir yöntem.
• Bakteri ve virüslerin farklı kökenlerinin
tanımlanması,
• Birbirinden ayırt edilmesinde kullanılır
Stafilokoklar ve İlişkili
Gram Pozitif Koklar
Genel Özellikleri
Çevresel kaynaklarda yaygın
Bazıları insan deri, üst solunum yolu, alt sindirim
sistemi, ürogenital sistem mukoz membranlarında
normal mikrobiyota üyeleridir
Patojen stafilokoklar ise apse oluşumu, cerahat gelişimi
gibi çeşitli piyojenik enfeksiyonlara ve septisemiye
neden olurlar
İnsanlarda enterotoksinleriyle gıda kaynaklı
enfeksiyonlara neden olduğu için de halk sağlığı
açısından önemlidir
Topluluk içinden alınan, hastane kaynaklı enfeksiyonların
en önemli etkenlerinden biridir
Fakültatif anaerobik, hareketsiz,
sporsuz düzensiz gruplar halinde
dizilim gösteren Gram-pozitif
yuvarlak hücreler (üzüm salkımı)
Tek hücreler, çiftler veya kısa
zincirler halinde de görülebilirler
Beyaz, krem ve sarı, çeşitli
pigmentler üretirler
Kapsül oluşumu değişken
Katalaz pozitif
Staphylococcus cinsine ait 45 tür vardır
İnsanlardaki hastalıklarla en çok ilgisi olan türler:
S. aureus
S. epidermidis
S. haemolyticus
S. lugdunensis
S. saprophyticus
Koagulaz testi patojenite kriteri olarak kabul edilse de son
yıllarda koagulaz (-) türlerin neden olduğu enfeksiyonlarda
ciddi bir artış vardır
S. epidermidis
S. aureus Virulans Faktörleri
Hücre Duvarı İlişkili Yapılar
1)Stafilokok Kapsülü:Antifagositik
Polisakkarid yapıdaki kapsül, opsoninler (IgG ve
kompleman faktörü C3)’e bağlanır
PMNL tarafından gerşekleşen fagositozu engeller
2)Slime tabakası:
Gevşek bağlanan, suda çözünür bir tabaka
Monosakkaridler, proteinler ve küçük peptidlerden
oluşur
Bakterileri dokulara ve yabancı cisimlere (kateter,
greft, şant, prostetik kapak vs) bağlar
3) Peptidoglukan:
IL-1’in üretimi (endojen-pirojen) endotoksin
benzeri etki gösterir
Komplemanın aktivasyonu
PMNL’nin biraraya gelip toplanması (agregasyonu)
4) Lipoteikoik asitler fosfat içeren polimerlerdir
Türe özgüldürler (species-specific)
Fibronektine bağlanırlar ve mukozal yüzeylere
tutunmayı sağlarlar
Protein A:Yüzey proteini
Birçok S. aureus suşunun hücre duvarı bileşenidir
Adezif matriks moleküllerini tanıyan mikroplara ait
yüzey bileşenleri (adezyon)
IgG moleküllerinin Fc kısmına bağlanır
Mikroorganizmanın antikor aracılı immün sistem tarafından
yok edilmesini önler
5) Protein A’ya bağlanan IgG’nin Fab kısmı özgül bir antijen
ile birleşmek için serbesttir
Özgül bir bakteri antijenine karşı oluşan IgG moleküllerine
tutunan protein A bu bakterileri aglütine eder
(koaglütinasyon; serolojik tanı testi)
5)Kümelenme faktörü:
Birçok S. aureus’un dış yüzeyinde (yüzey proteini)
clumping factor (bağlı koagülaz) bulunur
Fibrinojeni fibrine dönüştürür
Stafilokoklar kümelenir veya biraraya gelirler
Bu proteinin saptanması: S. aureus’un tanımlanmasında
primer test
Bağlı koagülaz fibrinojeni direkt olarak çözemez
fibrine çevirir ve kümeleşmeye neden olur
S. aureus Virulans Faktörleri
Enzimler
1)Katalaz enzimi:
Katalaz, hidrojen peroksidi su ve oksijene çevirir
Stafilokoklar: katalaz (+)
Streptokoklar: katalaz (-)
2)Koagülaz enzimi:
Koagülaz plazmayı
pıhtılaştırır
Hücredışı koagülaz
protrombine bağlanır ve
fibrin polimerizasyonunu
başlatır
Stafilokokların yüzeyinde
fibrin birikir
Fagositozu veya fagositik
hücrelerin içerisindeki
tahribatı engeller
Hiyaluronidaz:
Hiyaluronik asitleri (bağ
doku) hidrolize eder
Fibrinolizin (stafilokinaz):
Fibrin pıhtılarını çözer
Lipazlar:
Lipidleri hidrolize ederler
Nükleaz:
Vizköz DNA’yı hidrolize
eder
S. aureus Virulans Faktörleri
Toksinler
Sitotoksinler/Hemolizinler:
Membran hasarı yapan toksinler
Alfa (α)-toksin (α-hemolizin)
Beta (β)-toksin (sfingomiyelinaz C)
Delta (δ)-toksin
Gama (γ)-toksin (γ-hemolizin)
Panton-Valentin Lökosidini (PVL)
S. aureus Virulans Faktörleri
Toksinler
Sitotoksinler/Hemolizinler:
Lökosit ve eritrositler de dahil birçok hücreye toksik
Alfa (a)-toksin (a-hemolizin)
Stafilokokkal hastalıklardaki doku hasarında rol
alan önemli bir faktör
Hemolitiktir, kanlı agardaki koloni etrafındaki
hemoliz a-toksin nedeniyle oluşur
β-toksin; sfingomyelinaz C; Lipid bakımından
zengin membranlarda hasar yapar. İnsan S. aureus
suşlarının çoğu eksprese etmez. Lizojenik bir faj
tarafından kodlanır
Panton-Valentin Lökosidini (PVL) (lökotoksin)
Lökotoksiktir
Hemolitik aktivitesi yok
Mobil bir faj tarafından kodlanır
Toplumdan kazanılan metisiline dirençli
Staphylococcus aureus (CA-MRSA: Community
acquired – Methicillin resistant Staphylococcus
aureus) suşlarının çoğu: PVL (+)
Doku hasarı ile ilişkilidir
S. aureus Virulans Faktörleri
Toksinler
Eksfoliatif toksinler : Epidermisin mukopolisakkarid matriksini çözer
Süperantijendirler
Epidermolitik toksin A (ETA): Faj tarafından kodlanır; ısıya dirençli
Epidermolitik toksin B (ETB): Plazmid tarafından kodlanır; ısıya
duyarlı
Stafilokokkal Haşlanmış Deri Sendromu (SSSS; Staphylococcal
scalded skin syndrome)’unda görülen genel deskuamasyona neden olur
Toksik şok sendromu toksin-1 (TSST-1)
S. aureus suşlarının %20’sinde bulunur
Süperantijendirler:Doku
uygunluk kompleksi
(MHC) sınıf II
moleküllerine bağlanır
ve T hücrelerinin
uyarılmasına neden olur
Ateş, şok, çoklu sistem tutulumu
ve deride deskuamatif döküntü
Toksik şok sendromu
S. aureus Virulans Faktörleri
Toksinler
Enterotoksinler;Süperantijendirler
Stafilokokkal enterotoksinler çok sayıda (A-E, G-J ve U,V)
Enterotoksin A: besin zehirlenmesiyle en çok ilişkili
Isıya dirençlidir, ayrıca gastrik ve jejunal enzimler tarafından
hidrolize dirençlidir
S. aureus karbonhidrat ve proteinli besinlerde ürediği zaman
üretilirler
Toksinler T hücrelerin özgül olmayan (non-spesifik)
aktivasyonuna ve sitokin salınımına neden olurlar
Mast hücrelerinden inflamatuvar mediatörlerin salınımı
İntestinal peristaltizmi ve sıvı kaybında artış
Mide bulantısı ve kusma
Stafilokokların Yaptığı Hastalıklar
Toksin etkisine bağlı
hastalıklar
1. Besin zehirlenmesi
2. Toksik şok
sendromu
3. Haşlanmış deri
sendromu (Scalded
skin syndrome )
Mikroorganizmanın
çoğalmasına bağlı
Apseler
Doku yıkımına bağlı olarak;
Lokal deri lezyonları ve
Sistemik infeksiyonlar
- Stafilokokkal Besin Zehirlenmesi
Stafilokok enterotoksini ile kontamine gıdaların
sindirimi
İntoksikasyon (zehirlenme)
İşlenmiş etler, kremalı pastalar, salata, patates
salatası, sandviç, süt ve süt ürünleri, dondurma, kümes
ürünleri ve et ürünleri
1-5 saat içinde kusma ve diyare
Genellikle ateş yok
Kendi kendine 24 h içinde iyileşir (yaşlı /başka bir
hastalığı olanlar hariç)
Mikroorganizmaların besin maddesi üzerinde ve içinde
üremeleri, çoğalmaları sonucu besin maddesine verdikleri
ekzo-toksin ile meydana gelen gıda zehirlenmeleridir
Bakteri ısıya duyarlı, toksin dayanıklıdır
Gıda hazırlamada
Stafilokok deri enfeksiyonlular çalıştırılmamalı
Asemptomatik nazofarinks taşıyıcıları
Aksırık veya kontamime eller
Gıdalar hazırlandıktan sonra oda ısısında bekletilmesi
Yiyeceklerde tat ve görüntü bozukluğu olmaz
Toksin inaktive olmaz
- Toksik Şok Sendromu (TSS)
S. aureus tarafından oluşturulur (KNS’lerin de yaptığı belirtilmiş)
Toksin oluşturan suşun vajen ya da yara yerinde çoğalması ve toksininin kana
geçmesi
Klinik tablo
Yüksek ateş, hipotansiyon,
Eritematöz deri döküntüsü,
Avuç içi-ayak tabanlarında soyulma
48 saat içinde renal ve hepatik hasar ile şok
Toksik şok sendrom toksini sebep olur
TSS’den mortalite oranı %5-10
Hastalar iki grupta tanımlanır:
Menstruation sırasında tampon kullanan kadınlarda
Çocuklarda (8-17 yaş arası)
- Stafilokokkal Haşlanmış Deri Sendromu
(Ritter’s disease)
Staphylococcal Scalded skin syndrome
(SSSS) Yenidoğan ve çocukların ( 5 yaş)
hastalığı
Büllöz eksfolyatif dermatit
Büllöz impetigo
Yüz ve ağız bölgesinde başlar
Epidermolitik toksin-eksfoliatin’ üreten
suşların stafilokokal lezyonu
Orta şiddette eritem , epidermis
tabakalarına yayılması ile deride soyulma
Çocuklarda şifa ile sonlanır
S. aureus Stafilokokal hastalıklar
Cilt Hastalıkları
İmpetigo çoğunlukla
yenidoğanda görülen deri
lezyonları; önce küçük makul,
sonra eritematöz bir taban
üzerinde irin dolu vezikül
(püstül), kabuklu eksuda ile
örtülür
Streptococcus pyogenes
nedeniyle de oluşabilir
Folikülit; kıl foliküllerinin lokal
yüzeyel iltihabı; genellikle
komplikasyonsuz iyileşir
Fronkül (folikülitlerin birleşmesi);
çıban ; folikülitin ilerlemiş şeklidir,
kıl kökü iltihabının veya yağ/ter
bezi iltihabının ağrılı abse veya
püstül şekli
Karbunkül; multipl apse gelişimi ile
bir fronkülden infeksiyonun
subkutan dokulara yayılması,
genellikle boyun arkasında
Derin lezyonlar: herhangi bir deri
lezyonundan/fark edilmeyen septik bir odaktan
bakteriyemi ile daha derin dokulara yayılmaktadır
Kemik, eklem, böbrek, beyin apseleri gibi ve
yumuşak dokuda gelişen cerrahi yara infeksiyonları,
gögüs apseleri, infektif endokardit, pneumoni
Stafilokokal hastalıklar
S. aureus
Bakteriyemi, menenjit ve endokardit
Zararsız görülen cilt enfeksiyonlarından veya hastanelerde
Bakteriyeminin >%50’si cerrahi işlem veya intravasküler
kateter
Endokardit mortalitesi %50’ye varan ciddi bir hastalık
Pnömoni ve ampiyem
Oral sekresyonların aspirasyonu veya hematojen yayılım
Nekrotizan pnömoni; Septik şok ve yüksek mortalite
oranına sahip
PVL önemli bir virülans faktörüdür
Osteomiyelit
Kemiklere hematojen yayılım, travma sonrası sekonder
bir enfeksiyon ya da komşu bölgelerden enfeksiyonun
kemiklere yayılması
Çocuklarda kutanöz enf. bağlı uzun kemikler
etkilenmekte
Septik artrit
Eklemde ağrı ve kızarıklık olup, eklem boşluğundan
pürülan materyal toplanır
Genellikle büyük eklemlerde (omuz, diz, kalça, dirsek)
Koagülaz-Negatif Stafilokoklar
(KNS veya CoNS)
S. epidermidis, S. haemolyticus, S. lugdunensis, S. saprophyticus
Koagülaz-Negatif Stafilokoklar
Genellikle hastane infeksiyonları (nosocomial) ve fırsatçı
(opportunistic) infeksiyonlar yaparlar
S. epidermidis ve diğer CoNS – deri, burun, dış kulak ve mukoza NF
elemanı
Yara infeksiyonları
Yapay kalp kapakçıklarında endokardit
Yara enfeksiyonları travmatik veya cerrahi yaralar;
İdrar yolu enfeksiyonları
S. saprophyticus genç ve cinsel yönden aktif kadınlar
Diğer KoNS üriner kateterleri olan hastalar
Kateter ve şant enfeksiyonları
Prostetik cihaz enfeksiyonları
Laboratuvar Tanısı
A. Direkt mikroskopi; Gram boyama
B. Kültür; Primer besiyeri; Kanlı agar besiyeri
Sistemik infeksiyonlarda akut artrit, osteomiyelit ve
endokardit) Kan kültürü
C. Ayırt edici testler
1. Katalaz
2. Koagulaz
3. DNaz
4. Mannitol tuzlu agar
D. Bakteriyofajlara duyarlılık (Faj tiplendirme)
E. Moleküler tipleme -PFGE kullanılarak virulan klonların
yayılımının parmak izi çıkarılır, (Epidemiyolojik araştırmalar)
Laboratuvar Tanısı
Birçok bakteriyolojik besiyerinde
rahatlıkla ürerler
En hızlı 37oC’de ürerler, ancak
pigmentleri en iyi oda sıcaklığında
(20-25oC) üretirler
Düzgün kenarlı (smooth), yuvarlak,
kabarık ve parlayan koloniler
üretirler
Tedavi
Çıban ve yüzeyel stafilokokal apseler spontan iyileşebilir
Hayati önemi olan organ abseleri cerrahi drenaj ve antibiyotik tedavisi
Sistemik infeksiyonlar yoğun uzun tedaviyi gerektirir
% 95 penisilin direnci β-laktamaz enzimi penisilinin beta laktam
halkasını hidrolize eder
Beta-laktam antibiyotiklere (sentetik penisilinler metisilin, oksasilin,
nafsilin) dirençli
Aynı zamanda linkozamidlere, makrolidlere, aminoglikozidlere vs. dirençli
MRSA (% 5-50)-Metisilin Resistant S. aureus
Çoğul direnç taşır (oksasilin testi, MecA): Glikopeptidler (vankomisin ve
teikoplanin) verilir. VRSA için; daptomisin, linezoid
Vankomisine orta düzeyde duyarlı Staphylococcus aureus (VISA)
Vankomisine dirençli Staphylococcus aureus (VRSA)
Kunipristin/dalfopristin, linezolid, tigesiklin, daptomisin
Sadece belirli endikasyonlarda kullanım onayı vardır
Streptokoklar
Streptokoklar doğada yaygındır
Streptokoklar büyük ve heterojen bir bakteri grubudur
Streptokoklar farklı
ekstrasellüler maddeler ve enzimler üretirler
• Fakültatif anaerobik, hareketsiz, sporsuz • Gram pozitif ikili veya zincir oluşturan • Normal flora bakterileridir
Aynı zamanda ciddi hastalıkların da
etkenidirler
Oksidaz, katalaz negatif bakterilerdir
Hemofiluslar
İnsan hastalığı ile en fazla ilişkili tür H.influenza’dır
H.ducreyi cinsel yolla bulaşan yumuşak şankr hastalığına yol açar
Diğer hemofiluslar üst solunum yolu mukozalarını tutan enfeksiyonlara neden olurlar
sinüzit, otit, konjunktivit, bronşit
Hemofilusların Genel Özellikleri
Küçük
Boyutları 1 x 0.3 m
Hareketsiz
Sporsuz
Çevre şartlarına dayanıksız
Görünüm
Küçük gram-negatif basillerdir.
Şekli değişkendir, pleomorfiktir
Görünüm olarak kokoid, kokobasil formdan filamentöz formlara kadar değişkenlik gösterirler
Kapsülsüz suşlar pleomorfik ve filamentöz olma eğilimindedir
Klinik örneklerde kapsüllü olarak izlenebilir
Kısa zincirler yapabilir
DİKKAT!
Klinik örneklerde safranin ile zayıf boyanır ve pembe renkte boyanan mukus arasında iyi görünmeyebilir, atlanabilirler
Uygun olmayan dekolorizasyona bağlı olarak Gram-pozitif boyanabilir ve pnömokoklarla ya da streptokoklarla karışabilirler
Üreme
Zor üreyen bakterilerdir!
Üreme için zengin besiyerlerine ihtiyaç duyarlar
X faktörü: hemin
V faktörü: NAD (Nikotinamid adenin dinükleotidi)
Bu faktörler kanlı agar besiyerinde bulunsalar bile, ortama yayılmaları için besiyerinin ısıtılmasına gerek vardır
Bu faktörler antibiyotik diski (kağıt disk) şeklinde de besiyerine eklenebilmektedir
Üreme
Aerobik, fakültatif anaerobik
%5-10 CO2’li ortamda daha iyi ürer
Bazı suşlar ilk izolasyon için %5-10 CO2’e ihtiyaç duyar
Sıcaklık 35-37oC’de
24-48 saatte ürer
H.influenzae hem X faktörüne, hem de V faktörüne ihtiyaç duyar
Üreme
En iyi olarak çikolata agarda ürer
Çikolata agar, kanın besiyerine 80oC’de eklenmesi ile elde edilir
Bu ısıtma sonucu X ve V faktörü serbestçe ortaya çıkar
Kan ısınma sonucu kahverengi bir renk alır
Kanlı agarda üremez!
Eski kanlı agarda üreyebilir
Stafilokok kolonilerinin çevresinde ürer
Satellit fenomeni (süt anne olayı)
Kolonileri nasıldır?
Kanlı agarda küçük, saydam, çiğ damlası gibi parlak, toplu iğne başı büyüklüğünde koloniler yaparlar
Çikolata agardaki kolonileri daha büyük ve daha belirgindir
Antijenik Yapı
Hücre duvarı diğer gram negatif bakteriler gibidir
hücre duvarında lipopolisakkarit (endotoksin) vardır
H. influenzae suşlarının çoğunda polisakkarit yapıda kapsül bulunur
Kapsülün yapısı
Poliribozil ribitol fosfat (PRP)
H.influenzae suşları kapsüler polisakkaritlerine göre 6 farklı serotipe ayrılır
Kapsüler serotipler: tip a – f
En önemlisi: Hib
Kapsülsüz suşlar tiplendirilemeyen suşlar olarak adlandırılır
Klinik Önemi
Hib dışındaki diğer serotipler ve tiplendirilemeyen suşlar ne yaparlar?
Temel olarak mukozal enfeksiyonlara yol açarlar
Nadiren invaziv hastalık yaparlar
Patogenez
Florada bulunuşu:
Hemofiluslar üst solunum yolları mukoz membranlarının normal bakteriyel florasında yer alırlar
Sağlıklı erişkinlerin %85’inde bulunur
Orofaringeal izolatların çoğu kapsülsüz H.influenzae ve diğer hemofilus türleridir
Sağlıklı ÜSY normal bakteriyel florasının %10’unu Haemophilus bakterileri oluşturur
Patogenez
Aşılama öncesinde, çocuklarda serotip b taşıyıcılığı %2-6 civarındadır
Kreşlerde %60’a kadar çıkabilmektedir
Aşılanmış çocuklardaki taşıyıcılık ise nadirdir
PATOGENEZ
Ekzotoksini yoktur
Temel virulans faktürü kapsüldür (PRP)
Kapsül antifagositik özelliğe sahiptir
Hücre içi öldürülmeye engel olur
Kapsüle karşı gelişen anti-PRP antikorları koruyucudur
Anneden bebeğe pasif olarak geçerler
Enfeksiyondan sonra oluşurlar
Aşılamayı takiben de oluşurlar
İnvaziv H.influenzae enfeksiyonuna hassas olan bireyler hangileridir?
Anti-PRP antikoru olmayan bireyler
Kompleman eksikliği olan bireyler
Splenektomi yapılmış bireyler
Solunum yolu ile vücuda girer
Bulaşma;
İnhalasyonorofaringeal-nazofaringeal kolonizasyonbakteriyemi
Kolonizasyonda neler rol oynar?
Pili adezinleri
Non-pilus adezinler
hücre duvar komponentleri, IgA1 proteaz
Birçok sistemde hastalığa neden olur
Kapsülsüz suşlar: sinüzit, otit, konjonktivit
Oluşturduğu Hastalıklar
Hib’e bağlı olanlar:
Menenjit
Epiglottit
Septik artrit
Osteomiyelit
Selülit
Pnömoni (influenzanın akabinde)
Primer pnömoni nadirdir
Laboratuvar Tanısı
Uygun hastalık materyali incelenir
Hangi hastalık gelişmişse o klinik tabloya uygun materyal hastadan alınarak incelenir
Balgam, beyin omurilik sıvısı, kan, eklem sıvısı, plevral sıvı
Kültür ve mikroskopi yapılır
Kanlı agar
Çikolata agar
Mikroskopi:
Hastalardan alınan klinik örneklerin boyalı incelenmesinde küçük, soluk boyanan Gram-negatif kokobasiller saptanır.
Beyin omurilik sıvısı yeterliyse (1-2) santrifüj edilir, pelletten gram boyama ve kültür yapılır
Gram inceleme ve hastanın kliniği ile ancak olası tanı konabilir
Sadece tek başına gram incelemesine bakılarak kesin tanı konamaz
Laboratuvar Tanısı
Kültür:
Zor üreyen bakterilerdir
Nümune kurumamalıdır ve ekstrem sıcaklıklara maruz kalmamalıdır
Beyin omurilik sıvısı alındıktan hemen sonra laboratuvara elden ulaştırılmalıdır
Kültür:
Koyun kanlı agarda üremez
V faktörü içermez
V faktörünü inaktive eden enzimleri içerir
Tavşan kanlı agar veya at kanlı agarda ürer
Çikolata agarda ürer
Hemofilus izolasyon agarında ürer
Kültür:
Pirmer izolasyon besiyeri olarak çikolata agarın kullanılmasının dezavantajı, hemolitik özelliği göstermemesidir
H.haemolyticus ve H.parahaemolyticus hemoliz yaparlar; H.influenzae yapmaz
Kültür:
Karbondioksitli ve nemli ortamda inkübe edilir
35-37oC’de
24-48 saatte, ince çiğ tanesi şeklinde koloniler yapar
H.influenzae hem X, hem de V faktörüne ihtiyaç duyar
Laboratuvar Tanısı
Antijen tespiti:
Beyin omurilik sıvısında tip b kapsüler antijen (PRP) tespit edilebilir
Metotlar:
Lateks aglütiansyonu
Tedavi
%50’si beta-laktamaz üretir
konjugatif plazmidlerin yayılması dolayısıyla, klinik izolatların çoğu ampisiline, diğer birçok beta-laktam antibiyotiğe, kloramfenikola ve tetrasikline dirençlidir
Klavulanik asit+amoksisilin
Sefalosporinler
ciddi enfeksiyonlarda 3. kuşak
Makrolidler (en etkin azitromisin)
H.ducreyi için seçenek eritromisindir
Kinolonlar
Korunma
Kemoproflakside rifampin kullanılır
Yüksek hastalık riski olan çocuklardaki H.influenzae tip b taşıyıcılığının önlenmesi için
Aşı ile korunabilmektedir
H.influenzae tip b’ye karşı aşı rutin olarak uygulanmaktadır
3 ay altında anneden gelen antikorlar nedeniyle hastalık nadir görülür
Saflaştırılmış PRP tek başına uygulandığında 2 yaş altında yeterli antikor cevabı oluşturamaz
Bu nedenle;
saflaştırılmış kapsüler PRP, difteri toksoidi ile konjuge bir şekilde uygulanır
Konjuge Hib aşısının etkinliği %95-100’dür
2.4.6. aylarda yapılır
- ayda rapel doz yapılır
H. ducreyi
Yumuşak şankr hastalığına yol açar
Ulcus molle, şankroid
Yumuşak şankr, genital bölgede ağrılı ülser tarzında lezyonlar (genital ve perianal) ve inguinal lenfadenopati (bubo) ile karakterizedir
Latin Amerika’da, Afrika’da, Doğu ve Güneydoğu Asya’da genital ülserlerin majör nedenidir
Sünnetsiz kişilerde daha sık görülür
Tropikal ülkelerde yaygındır
Yumuşak şankr tanısı daha çok erkeklerde konmaktadır
Kadınlar ya asemptomatiktir veya hastalığı belirtisiz olarak geçirirler
Asemptomatik taşıyıcı hayat kadınları önemli bir enfeksiyon rezervuarıdır
Bakteri daha çok önceden kesik, sıyrık olan bölgeye yerleşir
Yaklaşık 5-7 gün sonra ağrı, şişme, ülserasyon gelişir
Başlangıçta eritematöz zeminde bir papül vardır, ülser olur, ağrılıdır
Ağrılı inguinal şişkin lenf nodları
süpüre olup fistül, sinüs gelişebilir
H. ducreyi
Ayırıcı tanı:
* Sifiliz
ağrısız ülser, kenarları sert
* Herpes
ağrılı eritematöz ülser
* Lenfogranuloma venereum
ağrısız ülser, ağrılı inguinal lenfadeopati, drene olan sinüsler
Lezyon:
Lezyon ağrılıdır
Lezyonun kenarları sifilizin tersine kesin sınırlara sahip değildir
Lezyonun kenarları düzensizdir
Lezyonun kenarları sert değildir
PASTEURELLA
Sağlıklı hayvanların orofarinksinde kommensal olarak bulunur,
Fakültatif anaerob,
Fermentatif bir kokobasildir.
İnsan enfeksiyonu hayvanlarla temas sonucu oluşur
İnsan patojeni olarak;
P.multocida (en yaygın tür),
P.canis
3 genel hastalık şekli vardır;
I. Hayvan ısırığı veya tırmalaması sonucu oluşan lokalize Selülit ve lenfadanit,
P.multocida, kedi veya köpeklerle temas, P.canis köpeklerle temas
II. Pulmoner hastalık,
III. Hepatik hastalığı olan immünkompromize hastalarda sistemik bir enfeksiyon
P.multocida kanlı ve çikolatamsı agarda iyi ürer,
Kanlı agarda indol üretimi nedeniyle karakteristik küf kokusuna sahip tereyağına benzer koloniler oluşturur.
Penisilin ilk seçilecek antibiyotiktir
Streptokoklar
Streptokoklar doğada yaygındır
• Streptokoklar büyük ve heterojen bir bakteri
grubudur
• Streptokoklar farklı
ekstrasellüler maddeler ve
enzimler üretirler
• Fakültatif anaerobik, hareketsiz, sporsuz
• Gram pozitif ikili veya zincir oluşturan
• Normal flora bakterileridir
• Aynı zamanda ciddi hastalıkların da
etkenidirler
oksidaz katalaz negatif bakterilerdir
Sınıflandırma
Hemoliz yapma
Beta hemolitik streptokoklar (A, B, C, D ve G)
•
Streptoccoccus pyogenes
Alfa hemolitik streptokoklar
Viridans streptokoklar, Streptoccoccus pneumonia
Hemoliz yapmayan streptokoklar
Streptoccoccus faecalis
Biyokimyasal özelliklerine göre
Sherman’ın biyokimyasal sınıflandırması Streptococcus pyogenes (beta hemolitik, D ve N dışındaki tüm Lancefield grubu streptokoklar Streptococcus lactis (Lancefield’in N grubu Enterococcus (Lancefield’in D grubu) Streptococcus viridans Lancefield
Sınıflandırmasında yer almazlar, alfa hemolitik veya nonhemolitiktir
Karbohidratlarına göre
• Lancefield’a göre
Hücre duvarındaki polisakkaritler ve lipoteikoik asitlere göre sınıflandırma
Streptokoklar A-H ve K-V arasındaki harfler ile isimlendirilen serogruplar
En sık hastalık etkeni olanlar: A, B, C, D ve G
Yaptıkları hastalıklara göre
Piyojen streptokoklar
Viridans streptokoklar
Laktik streptokoklar
Enterokoklar
Pnömokoklar
A grubu Beta Hemolitik Streptokoklar
Streptococcus pyogenes
Streptococcus cinsindeki en sık saptanan patojen bakteridir
Lancefield A grubu antijeni taşır
Farenjit ve yumuşak doku enfeksiyonları tipik olarak farklı M proteinine sahip suşlar tarafından oluşturulur
• Kişiden kişiye damlacık şeklinde (farenjit), enfekte kişiler ve çıkartıları (burun salgısı) ile temas veya artropod vektörler aracılığı ile bulaşma
• 5-15 yaşındaki çocuklarda farenjit riski
2-5 yaşlarında kişisel hijyeni kötü olan çocuklarda piyoderma (impetigo) riski yüksektir
S. pyogenes’in Virulans Faktörleri
Ekstrasellüler maddeler
Streptolizin S ve O
Streptodornaz Hyaluronidaz DNaz
Eritrojenik toksinler
Kapsül Hyalüronik asit
Hücre membrani
Pili
Peptidoglikan tabaka
Virülans faktörleri bakterinin Opsonizasyon ve fagositozdan kaçma Konak hücre yüzeylerine tutunabilme Epitel hücrelerine invazyonunu sağlar Çeşitli enzim ve toksinler üretir
• Lipoteikoik asit; Bakterinin mukozaya yapışmasını sağlar Kapsül; Streptokokların bazı suşlarında hiyalüronik asit yapısında kapsül vardır ve fagositozdan korur
O Ayrıca epitel hücrelerine adezyonda etkili olur M proteini; Hücre zarına bağlıdır, iki polipeptid’ten oluşmuştur
O Antifagositik etkiye sahiptir
Virulans Faktörleri
Enzimler
Streptokinaz (Fibrinolizin) Hiyaluronidaz
Dnaz (Streptodornaz veya deoksiribonükleaz)
Toksinler
Eritrojenik (pirojenik) toksinler
Hemolizinler (streptolizin O ve streptolizin S)
Enzimler
Hiyalüronidaz
Enzimler
Bağ dokunun hiyalüronik asitini parçalar Bakterinin yayılmasına yardımcı olur
Hyaluronidase and collagenase
Bacterium
Collagen levels llat
Invasive bacteria
reach epithelial
surface.
(a) Extracellular enzymes
Hyaluronidase
Collagenase
Bacteria produce hyaluronidase and collagenase.
•
Bacteria invade deeper tissues.
Deoksiribonükleaz (Streptodornaz, DNA’ase)
• DNA’yı depolimerize eder
A,B,C,D tipleri vardır İrinin koyuluğunu oluşturan
deoksiribonükleoproteinleri parçalayarak ortamı akıcı yapar
B ve D’nin RNAaz etkinliği de vardır
Streptokinazlar (Fibrinolizin)
Fibrin ağlarını parçalar
Streptokokkal lezyonların çevresindeki fibrin bariyerlerinin oluşumunu önleyerek virulansta rol oynar
C ve G streptokoklar da bu maddeyi oluşturabilirler
Hemolizinler
Toksinler
• Streptolizin O: Oksijene duyarlı, antijenik, lökosit, eritrosit
ve kültürü yapılan hücrelere toksiktir
о
o Organizmada anti streptolizin O (ASO) antikorlarının
meydana gelmesine neden olur
O Geçirilmiş streptokok enfeksiyonlarının tanısında kullanılır OC ve G grubu streptokoklar da bu hemolizini
oluşturabilirler
• Streptolizin O: Oksijene duyarlı, antijenik, lökosit, eritrosit
ve kültürü yapılan hücrelere toksiktir
о
o Organizmada anti streptolizin O (ASO) antikorlarının
meydana gelmesine neden olur
O Geçirilmiş streptokok enfeksiyonlarının tanısında kullanılır OC ve G grubu streptokoklar da bu hemolizini
oluşturabilirler
• Streptolizin S: Oksijene dayanıklı, antijenik özellikte olmayan ve çeşitli hücrelere toksik etkisi olan hemolizindir
O Kanlı agardaki kolonilerin etrafındaki hemoliz zonunun
oluşumuna neden olurlar
Eritrojenik toksinler (Pirojenik ekzotoksinler)
• Ateşi indükler ve süperantijen gibi davranırlar
O Süperantijenler: T lenfositlerini sınıf II MHC moleküllerine bağlanarak uyarabilen ve monosit ve lenfositlerden çok fazla miktarda çeşitli sitokinlerin (TNF-y, IL 1, IL 2 ve İnterferon-y) salınmasına neden olan antijenlerdir. Kompleman aktivasyonu, koaglütinasyon, hipotansiyon ve şoka neden olur
Farklı immunojenik tipleri vardır;
Pirojenik A ve C lizojenik bakteriyofajla kodlanır
B tipi ise tüm A grubu streptokoklarda bulunur ve kromozomda kodlanır, insan Ig, fibronektin ve diğer hücreleri parçalar
Eritrojenik toksin yapan streptokokların bağışık olmayan kişilerde yaptığı enfeksiyonlarda kızıl döküntüsü görülür
Yaptığı Hastalıkla
01 Streptokok faranjiti
03 Kızıl
Deri ve deri altı
02
04 Loğusa Ateşi
enfeksiyonları
Impetigo
Erizipel (yılancık) Selülit
05 Post streptokoksik enfeksiyonlar
06 Septisemi
Streptokok Anjini
• Nazofarinks, bölgedeki lenfoid doku ve tonsillaların enfeksiyonudur
Hasta bir kişinin öksürük veya hapşırmasıyla üretilen, aerosoller yoluyla yayılır Deri enfeksiyonlarında oluşan yaralar ile temas da boğaz enfeksiyonu
oluşturabilir
Boğaz ağrısı, ateş, mukozaların kızarıklığı ve yerel eksudalar ortaya çıkar 5-15 yaştaki çocuklarda sık olarak görülür
Tedavi geciktiğinde otitis media, mastoidit, sinüzit, menenjit meydana gelebilir
Kızıl
Streptokok anjini geçirenler eritrojenik toksin oluşturan bakteri ile enfekte ve toksini yok edecek antikorlar yoksa kızıl denilen hastalık ortaya çıkar
02 Süperantijen özelliğindeki streptokoksik pirojen
ekzotoksin aşırı T hücre proliferasyonuna yol açar
03 Toksin aynı zamanda nötrofillerden inflamatuvar
mediyatör salınımında modülatör görevi yapar
04 Döküntüler hücresel ve humoral faktörler arası etkileşim
sonucu ortaya çıkar
Genellikle 3-12 yaşındaki çocuklarda görülür
2-4 günlük kuluçka döneminden sonra baş ağrısı, boğaz enfeksiyonu, ateş, hastalığın ikinci gününde gövdede görülen yaygın kızartı şeklinde döküntüler bulunur
Kızıl
Beyaz çilek dili Dil başlangıçta beyaz bir pas ile örtülü olup, papillalar kabarık ve kırmızıdır
Kırmızı çilek dili
Sonra dil kırmızı ve papillalar kabarıktır
Dick toksini
Kızıldaki döküntüyü meydana getiren eritrojenik toksindir Toksin uygun konsantrasyonda ön kolun derisi içine 0.1 mL verilir Kontrol olarak inaktive edilen sividan enjekte edilir.
Test yapılan kişide antitoksin yoksa 18-24 s sonra 1cm’den daha Büyük çapta kızarıklık ve ödem oluşur.
Schultz Carlton Sönme Olayı
Kızıl döküntüsü olduğundan kuşkulanılan kızartı bölgesinin deri içine 0.1-0.2 mL antitoksik serum verilir. Eritem kızılsa enjeksiyon yerinden başlayarak daire şeklinde solduğu ve renginin açıldığı görülür
İnvaziv Enfeksiyonlar
Toksik şok benzeri sendrom
Streptokoksik sellülit, nekrotizan fasiit (streptokoksik gangren) ve bunların sonucunda gelişen streptokoksik toksik şok sendromu (TSS) şeklinde görülür
• Ateş, hipotansiyon, deri döküntüleri, invaziv bakteriyemi ve organlarda yetmezliğe (örneğin böbrek, karaciğer, akciğer) neden olur
Mortalite %30 oranındadır
impetigo
Küçük çocuklarda derinin yüzeyel tabakalarının enfeksiyonu sonucunda gelişir. Dışlarına seröz SIVI Sızan yüzeyel büller oluşur. Bunların
patlamasıyla seropürülan bir sIVI akar
Erizipel
Deri bazen mukoza enfeksiyonudur Üşüme, titreme, ateş, yerel ağrıyla başlar Enfeksiyon derinin yüzeyel katmanları, lenf ve damarlar içinde çevredeki bütün yönlere yayılır
Deride kızarıklık ve ödem oluşur Ödemli alan içinde veya bazen deri üzerinde oluşan büllerden streptokoklar saptanabilir
• Genellikle burun üzeri ve her iki yanak
olmak üzere yüz bölgesinde görülür
• Septisemi, endokardit ve diğer
yerleşimler meydana gelebilir
Selülit
Deri, yara veya cerrahi kesi gibi lezyonların streptokoklarla enfekte edilmesi sonucunda gelişir Deri ve deri altı dokularında Ateş, üşüme, lenfanjit ve septisemi meydana gelir
Loğusa ateşi (Püerperal sepsis)
Doğumdan sonra endometriyumun virülan streptokoklarla enfekte edilmesi sonunda olur
• Endometrit, yüksek ateş, septisemi birlikte görülür Ölümle sonuçlanabilir
Nekrotizan fascitis
Nekrotizan fasiit hızla
kasları, yağ ve deri dokusunu tahrip eder
• Bu hastalık nedeniyle Grup A
streptokoklar “et yiyen bakteri” adı kazanmıştır
Post Streptokoksik Hastalıklar
Romatizmal ateş
Kalp ve eklemleri etkileyen enflamatuar bir hastalıktır
Gelişmesi uzun bir dönemi alabilir
• İmmunopatolojik mekanizması henüz tam olarak bilinmemektedir
M proteini otoimmüniteye yol açarak, kalp miyozini ile çapraz reaksiyona girer
• Streptokok faranjiti ile birlikte görülür
Akut glomerulonefrit
Böbreğin bir immün kompleks hastalığıdır
Streptokok faranjiti ve piyodermal streptokok enfeksiyonlarının
komplikasyonudur
B grubu Beta Hemolitik Streptokoklar S. agalactiae
Genital ve bağırsak normal florasında bulunur
Gastrointestinal sistem organizmanın rezervuarıdır
Kadınların %5-30’unda vajina ve rektumda kolonizedir
Vajinal kolonizasyon genellikle asemptomatiktir, ama vajinit nedeni de olabilir
Bağışık yanıt eksikliği olan kişilerde piyelonefrit, pnömoni, sellülit, septik artrit, menenjit ve endokardite neden olabilir
Diabetes mellitus, kanser, kronik karaciğer ve böbrek hastalıkları ve
HIV enfeksiyonu olanlar ve kortikosteroid tedavi alanlar risk altındadır
S. agalactiae’nın Virulans Faktörleri
Polisakkarit kapsülü
En önemli virulans faktörü
Kapsüler antijenlerine
göre 9 (Ia, Ib,II-VIII)
tipe ayrılırlar
Nötrofil kemotaksisini önler
Lipoteikoik asit aderenste etkilidir
C proteini
Yüzey proteini Epitel hücrelere
bağlanmada ve
fagositozla öldürülmeyi engeller
Hiyalüronidaz
Yayılmada etkilidir Ayrıca proteaz ve
çeşitli nükleazlar da bulundurur
S. agalactiae’nin Yaptığı Hastalıklar
Yeni doğanlarda
Erken başlangıçlı
Gebelere
Genellikle doğumdan sonraki ilk 20 saat içinde
ortaya çıkar (ort: 7 gün içinde) Bakteriyemi, pnömoni, menenjit (ölüm oranı yüksektir)
Geç başlangıçlı
Doğumdan sonra 7.gün 3.ayda ortaya çıkar
Bakteriyemi ve menenjit
علم
Doğum sonrası endometrit, yumuşak doku ve idrar yolu enfeksiyonları, bakteriyemi
Erişkinlerde
Bakteriyemi, pnömoni, ostemiyelit, artrit, deri ve yumuşak doku enfeksiyonları
C grubu Beta Hemolitik Streptokoklar S. anginosus grubu ve S. dysgalactiae
İnsanlarda en sık enfeksiyon etkeni olarak rastlanan türlerdir
S. anginosus grubu (S. constellatus, S. anginosus, S.intermedius) dar bir beta hemoliz zonu oluşturur
O İmmün-eksikliği olan kişilerde, belirli koşullar altında beyin ve karaciğer
apseleri gibi hastalıklara neden olabilir
S. dysgalactiae S. pyogenes gibi geniş bir beta hemoliz zonu olan büyük koloniler oluşturur
• Farinjit sonrasında S. pyogenes gibi akut glomerulonefrit komplikasyonu gelişebilir, ancak romatizmal ateş gelişmez
F ve G grubu Beta Hemolitik Streptokoklar
Normal GIS, vajina, orofarinks ve deri florasında bulunabilir
Farenjit,otitis media, sellülit, tromboflebit, bakteremi, endokardit, menenjit
F grubu Streptokoklar
Sellülit, derin doku abseleri, bakteremi, osteomiyelit, ve endokardite neden olabilir
Viridans Streptokoklar
S. anginosus, S. mitis, S. mutans, S. salivarus, S.
sanguis
Alfa hemolitik ve nonhemolitik türleri içerir
Üst solunum sistemi ve ürogenital florada bulunur
Ağız florasının %30-60’ını oluştururlar
Diş yüzeyi, diş eti aralıkları, diş kökü kanalı, dil ve farinks mukozalarında bulunurlar Periodontal hastalıklar ve bakteriyemiye sebep olurlar
Diş çekimi sonrasında hastaların %30’unda bakteriyemi gelişir
Bakteriyemi sırasında deforme olmuş kalp kapaklarına yerleşerek akut bakteriyel endokardit yaparlar
• Subakut bakteriyel endokardit’in en sık rastlanan etkenidirler
Laboratuvar Tanısı
Mikroskopi
• Irin örneklerinin Gram
boyamasında
• Zincir yapmış Gram pozitif kok görülmesi anlamlı
Kültür
• Kanlı agar
%5-10 CO’2’li ortamda inkübasyon hemolizi hızlandırır
• Kan kültürlerinde A grubu
streptokoklar bir-iki günde ürer Bazı alfa hemolitik streptokoklar ve enterokoklar yavaş ürediği için endokardit şüpheli hastaların hemokültürleri uzun süre negatif kalabilir
06 Optokin Duyarlılık Testi
S. pneumoniae kolonileri 5.0 μg optokin tarafından inhibe edilir İnhibisyon zonu olmaması S. pneumoniae dışındaki alfa
streptokokları gösterir (genellikle viridans streptokoklar)
04 Grup B streptokoklar (S. agalactiae) ve bazı enterokoklar
%1 sulu sodyum hipurati hidrolize ederler
Basitrasin Duyarlılık Testi
02 Grup A beta-hemolitik streptokokların kanlı agardaki üremeleri 0.04-U basitrasin diski tarafından inhibe edilir
03 CAMP Testi
Grup B streptokoklar, S. aureus’un bazı suşları tarafından
üretilen beta-toksinle sinerjik olarak hareket edebilen, protein benzeri bir extrasellüler madde (CAMP faktörü) üretirler
Eğer iki organizma birbirine dik olarak (değmeyecek şekilde) ekilirse birleşme noktalarında okbaşı şeklinde artmış bir hemoliz zonu görülür
Safra Eskulin Testi
Grup D streptokoklar, enterokoklar %40 safra varlığında 05 üreyebilirler ve aynı zamanda eskulini eskuletine hidrolize
Edebilirler. Eskulini hidrolize edebilen birçok viridans strept suşu %40 safra varlığında üremeyecektir
PYR Test Grup A streptokok ve enterokok türlerinde bulunan Pyrrolidonyl arylamidase (PYRaz) enzim aktivitesine bakılır Enzim PYR hidrolizini katalizler
08 %6,5 Tuz Tolerans Testi
Safra, eskulin ve % 6.5 tuz tolerans testi kombinasyonu enterokokların identifikasyonunda PVR testine bir alternatifti Enterokoklar %6,5 NaCl’lü besiyerinde ürerler
Serolojik Testler
• Latex Aglütinasyon Testi
• Streptokokların enzimle-ekstrakte Lancefield grup spesifik antijenleri (genellikle hücre duvarının yapısal karbonhidrat komponentleri) spesifik antikor-kaplı polistiren latex
partikülleri kullanılarak aglütinasyonla bulunabilir
Streptococcus pneumoniae
•
Gram pozitif diplokok, alfa hemoliz
• Lanset veya mum alevi şeklinde (kısa zincirli)
Polisakkarit yapıda kapsül
Serotiplerin belirlenmesi (95’den fazla tanımlanmış serotip mevcut
。 Virülans faktörü
Bakterinin opsonizasyonunu ve fagositozunu engeller
Kolonizasyon, invazyon ve yayılım sırasında kritik öneme sahiptir
S. pneumonia’ların tümünde hücre duvarında C polisakkariti vardır
C polisakkarit kalsiyum varlığında serum globulin fraksiyonu (C-reaktif protein-CRP) ile presipitasyon oluşturur
CRP sağlıklı kişilerde düşük konsantrasyonda bulunur
Akut enfeksiyonlu hastalarda konsantrasyonu yükselir ve inflamasyonun takibinde kullanılır
Streptococcus pneumoniae mum alevi şekill
gram pozitif diplokoklar halinde görülmektedirler. Polimorfonükleer hücrelerin bozulmuş nukleuslan geniş koyuca düzensiz kimiz şekillerdir (ok). Zeminde mukus ve amorf artiklar görülmektedir
Streptococcus pneumoniae
Üst solunum yollarında %5-40 oranında, özellikle küçük çocuklarda nazofarinksteki normal mikrobiyal florada bulunurlar
Kolonizasyon oranı ev içi temasta bulunan küçük çocuk ve yetişkinler arasında olmakta ve solunum yolu sekresyonlarıyla yayılmaktadır Pnömokok enfeksiyonlarında kaynak genellikle sağlıklı taşıyıcılardır Nazofarenks ve orofarenkse kolonize olur
Patogenez
Bakterinin yüzey adezinleri epitel hücrelere tutunmada rol oynar
Bakteri sekratuar IgA (sIgA) proteaz ve pnömolizin üretir
Sekratuar IgA bakteriyi antijen bağlanma bölgelerine bağlanarak mukus içinde hapseder, IgA proteaz buna engel olur
Pnömolizin (sitotoksindir) fagositoz yapan hücrelerde hasar oluşturur
Enfeksiyonların çoğu orofarinkse kolonize olduktan sonra akciğerlere, sinüs, kulak, kan, meninks gibi distal bölgelere endojen yayılımı ile gelişir
Çocuk ve yetişkinler arasında sinüzit, otitis media gibi mukozal enfeksiyonlar; pnömoni, artrit, perikardit, peritonit ve menenjit ve septisemi gibi şiddetli invazif enfeksiyonlar olmak üzere çok çeşitli enfeksiyonlara neden olmaktadır
Pnömokok Hastalıkları
Serotipler
S. pneumonia’nın tüm serotipleri ciddi
hastalığa neden olurlar
Menenjit
İnuaziu has. Hastalık yapan az
sayıda serotip vardır
Yaklaşık %83’ü ve invaziv pnömokokal hastalıkların %75’i 2 yaşından küçük çocuklarda görülür
>
İnuaziu olmayan has.
Pnömoni
Otitis media ve sinüzit Çeşitli serotipler has. yapar
Yaklaşık %50’si 6 aylıktan
küçük bebeklerde görülür
Serotiplendirme
Quellung Reaksiyonu
Pnömokokal serotiplendirmede standart metottur METİLEN MAVİSİ
Laboratuvar Tanısı
Katalaz Testi
01 Katalaz deneyinin negatif olması
02 Hemoliz
Kanlı agarda a-hemoliz oluşturması
03 Safrada Erime Deneyi
Safrada erime deneyinin pozitif olması
04 Optokine Duyarlılık Testi
Optakine duyarlı olması
Tedavi ve Korunma
S. pyogenes
Penisilin
Penisilin allerjisi varsa sefalosporinler
B grubu streptokoklar
Penisilin
Penisilin allerjisi varsa vankomisin
Endokardite yatkınlık Kalp kapağı hasarı varsa diş çekimi öncesi antibiyotik kullanılabilir
Aşılar
Polisakkarit aşı ve Konjuge aşı
% 90 oranında korur
Ciddi pnömokok enfeksiyonları
Seftriakson ile florokinon veya vankomisin kombinasyonu önerilir Bakteriyel pnömonilerin %60’ pnömokoksik pnömoni
ANAEROP SPORSUZ BAKTERILER
GENEL ÖZELLIKLERI
Anaerobik mikroorganizmalar yaygın ve çok önemlidir Büyümek için oksijene ihtiyaç duymazlar
Genellikle aşırı toksiktirler
Kaynağı konağın endojen florası
Konak dokularındaki değişikliklerle fırsatçı enf gelişimi
Genellikle polimikrobiyal
Abse oluşumu
Ekzotoksin oluşumu
GENEL ÖZELLİKLERİ
Zorunlu anaeroblar oksidatif fosforilasyon yapmazlar
Anaeroblar fermentasyon yoluyla enerji üretir
Terminal hidrojen alıcısı olarak O2’yi kullanma kapasitesinin olmaması
Bazıları %0,502 kadar düşük O, konsantrasyonuna duyarlıdır
Çoğu, %3-%5 02’de yaşayabilir
Birkaçı havanın mevcudiyetinde zayıf büyüyebilir: aerotolerant anaeroblar
Birçoğu normal floranın üyeleridir: fakültatif anaerobların mevcudiyeti tarafından yaratılır
AS
Anaerobik bakteriyoloji her zaman zaman alıcı ve pahalı bir süreç olmuştur
Çünkü anaerobların kültürü ve tanımlanması tipik olarak yavaştır Başlıca problemler, anaerobları içeren enfeksiyonların çoğunun karışık (mikst) olmasıdır
Zaman faktörü dışında, klinisyene ne kadar veri yararlıdır?
Klinisyen, doğru türlemeyle mi ilgileniyor yoksa duyarlılık verileriyle birlikte genel tanımlama mı yapacak?
Varsayımsal veya kesin tanımlama için hızlı tanı prosedürleri kullanılabilir
ANAEROP BAKTERILER
Zorunlu anaeroplar Oksijensiz ortam-% 0 02 Porphyromonas, Fusobacterium, Peptostreptococcus,
Clostridium novyi Tip B..
Mikroaerotolerant aneroplar
Anaerop ve mikroaerofil
ortam
Clostridium tertium
Kapnofilik bakteriler
CO2 kontsantrasyonu yüksek ortamda
Bacteroides
Fusobacterium türleri
Aerotolerant anaeroplar
Nanaerobic
En iyi anaerop ortamda, ama oksijenli ortamda da üreyebilir
Clostridium perfringens
OKSIJEN VARLIĞINDA ANAEROBLARIN ÜREMESINI ENGELLEYEN FAKTÖRLER
Toksik Bileşikler Üretilir H2O2
Katalaz ve Süperoksit dismutaz Yokluğu
Enzimlerdeki esansiyel sülfhidril gruplarının
oksidasyonu
Moleküler oksijen veya Oksijenin indirgenmesi ile oluşan serbest radikaller
(süperoksit anyon)
OKSIJEN VARLIĞINDA ANAEROBLARIN ÜREMESINI ENGELLEYEN Faktörler
O2 Metabolizma
Toksik Ürünler
Nontoksik ürünler H2Ove O2
Catalase: H2O 2H2O+02
Peroxidase: H2O2+NADH+H2H2+ NAD+
H202+02
Superoxide dismutase: O2+02+2H→ H2O2+O2
REDOKS POTANSIYELI
Redoks potansiyeli (Eh) bir sistemin e alma veya ē verme eğilimidir, mV ile ölçülür Aerop bakteriler pozitif Eh değerine, anaeroplar negatif Eh değerine ihtiyaç duyar Anaeropların üremesi için gerekli şartlar arasında pH ve redoks potansiyeli önem taşır Oksidasyon: Bir atom veya molekülüne kaybettiği reaksiyon (yükseltgenme)
Redüksiyon Bir atom veya molekülün e kazandığı reaksiyon (indirgenme) Anaeroplar enerjilerinin çoğunu redoks reaksiyonlarından alır
Aeroplardan farklı olarak fermentasyon yaparlar
Fermentasyonda e lar bir organik bileşikten diğerine geçer, moleküler oksijen reaksiyona katılmaz
REDOKS POTANSIYELININ AZALDIĞI DURUMLAR
Dokuda oksijen azlığı Obstrüksiyon ve staz Doku parçalanması Aerop infeksiyonlar Yabancı cisimler Yanıklar
Damar geçirgenliğindeki bozukluklar
GRAM-NEGATIF BASILLER Kavisli, spiraller ve spiroket formları
Bacteroides, Borrelia, Butyrivibrio, Capnocytophaga, Campylobacter, Fusobacterium, Leptotrichia, Porphyromonas, Prevotella, Treponema vb.
SPORSUZ GRAM-POZITIF BASILLER
Actinomyces, Arcanobacterium, Bifidobacterium, Eubacterium, Lactobacillus, Methanobacterium, Mobiluncus, Propionibacteriumvb.
GRAM-POZITIF KOKLAR
Cocci, Micromonas, Peptococcus,
Peptostreptococcus, Streptococcus, Gemellavb
GRAM-NEGATIF KOKLAR Acidaminococcus, Anaeroglobus, Veillonellavb
PATOJEN ANAEROP GRAM NEGATIF BASILLER
Bacteroides fragilis
Bacteroides ureolyticus
Bacteroides thetaiotaomicron
Fusobacterium nucleatum
Yumuşak doku enf. intra-abdominal.jinekolojik enfeksiyonlar. bakteriyemi
Baş ve boyun enfeksiyonları
Intra-abdominal enfeksiyonlar ve bakteriyemi
Baş ve boyun enfeksiyonları
Fusobacterium necrophorum
Baş ve boyun enfeksiyonları
Porphyromonas asaccharolytica
Baş ve boyun enfeksiyonları
Porphyromonas gingivalis
Baş ve boyun enfeksiyonları
Baş ve boyun enfeksiyonları
Prevotella intermedia
Prevotella melaninogenica
Prevotella bivia
Prevotella disiens
Baş ve boyun enfeksiyonları. intra-abdominal enfeksiyonlar
Jinekolojik enfeksiyonlar
Jinekolojik enfeksiyonlar
ANAEROP GRAM NEGATIF BASILLER; VIRULANS FAKTÖRLERI
VIRULANS FAKTÖRÜ
Kapsül (Bacteroides fragilisve Prevotella melaninogenica) Antifagositik ve adezin
Fimbria (Bacteroides fragilis and Porphyromonas gingivalis) Adezin
LPS (Fusobacteriumspp.) Antifagositik
Hemaglutinin (Porphyromonas gingivalis) ADEZİN
Lektin(Fusobacterium nucleatum adezin
Sūksinik asit (bir çok tür) antifagositik
IgA, IgM, IgG proteazlar (Porphyromonas, Prevotella) antifagositik
Superoksit ve katalaz (bir çok tür) oksijen toksisitesine direnç
Proteaz, kollajenaz, fosfolipaz, noraminidaz, heparinaz, glukuronidaz, hemolizin, fibrinolizin (bir çok tür) doku yıkımı
BACTEROIDES
Anaerop bakteri enfeksiyonlarının yarıdan fazlasından Bacteroides türleri sorumludur
Sıklıkla aerop ve/veya fakültatif anaerop bakteriler ile birlikte mikst infeksiyonlar
Gram negatif, basil veya kokobasil görünümünde, pleomorfik boyanan, sporsuz, hareketsiz
Hücre duvarı LPS’sinin endotoksin aktivitesi YOK
Fusobacterium LPS’inin var
BACTEROIDES FRAGILIS
YAPTIĞI HASTALIKLAR
Peritonit
İntraabdominal enfeksiyonlar
Apandisit
Pelvik (jinekolojik) enfeksiyonlar
Endokardit
Deri ve yumuşak doku enfeksiyonları
Bakteriyemi
Akciğer enf.
Karaciğer
Eklem
BACTEROIDES FRAGILIS
Apse oluşumu
Apse oluşumu Bacteroides’lerive çevredeki bakterileri antibiyotiklerin yüksek konsantrasyonundan ve immun sistemin ataklarından korur
APSE OLUŞUMU
Polisakkarit kapsüle karşı immun sistemin oluşturduğu patolojik durum
Barsak enfeksiyonlarının major komplikasyonu
Ölü PNL’ler ve karışık bakteri populasyonundan oluşan kitleyi çevreleyen fibröz bir zar ile çevrili
barsak tıkanıklığı,
kan damarlarının erozyonu fistül oluşumu metastaz yapabilir bakteriyemi
dissemine enfeksiyon
apse oluşumu
- Barsak duvarının harabiyeti 2. Normal flora Üyelerinin steril periton boşluğuna geçmesi 3.20 saat içinde enfeksiyonun akut fazı
- Bakteri türleri arasında sinerjizm 2 E coli doku harabiyetini başlatıp dokuda oksido- redüksiyon potansiyelini düşürür 3. Oksijen kalmayınca, Bacteroidesler çoğalır 4. Kronik faz Bacteroidesler dominant hale geçer
- Abse oluşumunu stimüle eder 2. Polimorf çekirdekli lökositlerin (PNL) fagositozunu azaltır 3. Salgıladığı B- laktamaz enzimleriẞ
- laktam
antibiyotikleri inaktive eder
NEKROTIZAN FASIT
Subkutan yumuşak doku,
yüzeyel ve derin fasiyayı tutan ciddi bir infeksiyondur
Ekstemitelerde, karın duvarı, kasık ve postoperatif yara yerinde görülür
Travma, cerrahi, dekübitis ülseri, apse sonrası gelişebilir
Önce eritem, şişlik, ısı artışı, ağrı ile başlar
Birkaç gün içinde cilt rengi mavi-gri bir renk alır
bül oluşumu
deride gangrenöz görünüm
deride soyulma
his kaybı
Sistemik toksisite bulguları ve yüksek ateş izlenir
Bir anaerobik mikroorganizma Bacterioidesve Peptostreptococcus türleri ile bir ya da daha fazla fakültatif anaerob mikroorganizma A grup dışı streptokoklar, Enterobacteriaceae üyeleri
Zorunlu anaerop gram negatif basil
Sporsuz, kapsülsüz, pleomorfik, hareketsiz
Bazen peritrih kirpikleri ile hareketli izolatlara da rastlanmaktadır
Normal insan florasında bulunan fırsatçı patojenlerdir
Füziform; düz veya kıvrık duran, oldukça uzun ve ince basiller; her iki uca doğru incelmiş veya bir ucu ince diğer ucu künt şekilde görülebilir
İĞ BİÇİMİNDE
VIRULANS FAKTÖRLERI
Endotoksin
Süksinik asit üretimi: Antifagositik
Enzimleri: Doku hasarına neden olur
Kollagenaz, DNAse, fibrinolizin,
heparinaz,
hyaluronidaz nöraminidaz
fosfolipaz A
Süperoksid dismutaz: Fusobacteriumların fagositik oksidatif patlamadan kaçmasına neden olurlar
B-laktamaz:
B-laktam direnci
Plazmid kontrolünde
FUSUBACTERIUM NUCLEATUM
Gingival, genital, GIS, ÜSY florasında kommensal yaşar
Tek başına beyin, plevra, akciğer, karaciğer apselerine,
Başka bakterilerle birlikte Vincent anjini, ülseratif stomatit ve gingivite yol açar
Pleuropulmoner enf, obstetrik enf, korioamnionit, beyin absesi
Nötropenik hastalarda nadiren bakteriyemi
Vincent’s Angina
Fusobacterium nucleatum ve Treponema vincenti’nin oluşturduğu akut tonsillofarenjittir
Ağız hijyeni iyi olmayan, genç erişkinlerde görülür
Boğaz ağrısı, ağızda kötü koku, tonsil ve dişeti kanaması
FUSUBACTERIUM NECROPHORUM
Lipaz aktivitesine sahip, laktati propiyonata dönüştüren tek tür, hipervirulan Çocuk ve erişkinlerde tonsillofarenjit, periapikal ve peritonsiller apse
Lemierre hastalığı etkeni (baş-boyun enf)
Orofarengeal veya dişeti infeksiyonlarının seyri sırasında nadir görülen bir komplikasyondur
Bakteri farengeal bölgeden iç veya dış juguler venlere ulaşır, kan yoluyla akciğerler, karaciğer, böbrek, beyin ve eklemlerrde abse gelişimine yolaçar
Sepsise ilerleyen sekonder septik tromboflebit
Polimikrobiyal batın içi enf. larda görülür
ANAEROP GRAM POZITIF KOKLAR
KOLONIZE OLDUĞU BÖLGELER
Peptostreptococcus spp. Vücudun birçok bölgesi Kadıngenital sistemi enfeksiyonlarına bağlı bakteriyemiler
P.magnus
Cerrahi girişim sonrası Kemik ve eklem enfeksiyonları
Diğerleri Diğer anaeroplar ve aeroplar ile birlikte Mikst enfeksiyonlar
ANAEROP GRAM POZITIF SPORSUZ BASILLER
Propionibacteriumspp. Cilt, orofarenks, dış kulak, kadın
genital kanalı Akne, lakrimal kanalikulit, fırsatçı infeksiyonlar
Genitouriner kanal
Mobiluncus spp. Bakteriyel vaginoz ve fırsatçı infeksiyonlar
Actinomyces spp.
Cilt, ağız, bağırsak, vagina Lokalize oral inf, aktinomikoz (torasik, abdominal, pelvik, SSS, servikofasiyel)
Lactobacillus spp Ağız, mide, bağırsak, erişkin vagina Endokardit ve fırsatçı infeksiyonlar
Bifidobacterium spp Orofarenks, kalın bağırsak, vagina fırsatçı infeksiyonlar
Eubacteriumspp Orofarenks, kalın bağırsak, vagina fırsatçı infeksiyonlar
GENEL ÖZELLIKLERI
Hücresel morfolojileri bakımından pleomorfizm gösterirler
Sıklıkla gram pozitif olmakla birlikte bazen aynı preperatta gram değişken boyanma özelliği de gösterirler
Zorunlu anaerop olanlar
Bifidobacterium Eubacterium
Mobiluncus
Diğerleri fakültatif anaerop, mikroaerofil ve/veya kapnofiliktir
Kati besiyerlerinde gözle görülebilen koloni oluşturabilmeleri için üç gün veya daha uzun süreye gereksinim gösterir
Actinomyces israellinin üremesi iki hafta kadar uzun sürebilir
LACTOBACILLUS
Gram pozitif, sporsuz, çoğu hareketsiz
Lactobacilli
Mikroaerofilik veya fakültatif anaerop veya zorunlu anaerop basil
Fermentasyon ile glikoz metabolizmasının ürünü olarak laktik asit oluşturur Son ürün laktik asit (%50’den fazla), CO2, asetik asit ve etanol de olabilir
+ Doğada ve gıdalarda yaygındırlar
İnsan ağız boşluğu, bağırsak ve genitourinersistem florasında bulunurlar
LACTOBASİLLUS
+ Yenidoğan ve puberteden menapoza kadar olan dönemde erişkin kadınların vajen florasında baskın olarak bulunurlar ve Doderlein basilleri adı verilir
Lacidophilus,
L. casei,
L fermenti,
L cellobiosus
Leuconostoc mesenteroides,
Vajinal florasında baskın olduğu için kadın sağlığında önemli bir rol oynar
Vajina epitelindeki glikojenden laktik asit oluşturarak pH 3-4’e kadar düşürüp patojen mikroorganizmaların vajinaya yerleşmesine engel olurlar
Provetella, Gardnerella vaginalis’in aşırı çoğalmasını baskılar
Laktobasiller ve normal florayı temsil eden diğer bakteriler arasındaki hassas denge bozulursa, bakteriyel vajinozis gelişir
LACTOBASİLLUS
+ Yenidoğan ve puberteden menapoza kadar olan dönemde erişkin kadınların vajen florasında baskın olarak bulunurlar ve Doderlein basilleri adı verilir
Lacidophilus,
L. casei,
L fermenti,
L cellobiosus
Leuconostoc mesenteroides,
Vajinal florasında baskın olduğu için kadın sağlığında önemli bir rol oynar
Vajina epitelindeki glikojenden laktik asit oluşturarak pH 3-4’e kadar düşürüp patojen mikroorganizmaların vajinaya yerleşmesine engel olurlar
Provetella, Gardnerella vaginalis’in aşırı çoğalmasını baskılar
Laktobasiller ve normal florayı temsil eden diğer bakteriler arasındaki hassas denge bozulursa, bakteriyel vajinozis gelişir
LACTOBASİLLUS
Lactobacillus türleri diğer probiyotiklerle birlikte irritabl barsak sendromu
vakalarında kullanılır
Lactobacillus ayrıca Helicobacter pylori enfeksiyonlarında probiyotik olarak da kullanılabilir
Bazı lactobacillus türleri, endüstride yoğurt, peynir, turşu, bira, elma şarabı, kakao ve diğer fermente gıdaların yanı sıra hayvan yemlerinin üretiminde kontrollü fermentasyon için starter kültür olarak kullanılmaktadır
LACTOBASİLLUS
Laktobasilin sistemik insan enfeksiyonları nadirdir
Ciddi enfeksiyon, primer bakteriyemi ve endokardit
Yaşlı bireylerde ve bağışıklığı baskılanmış hastalarda (organ nakli veya AIDS nedeniyle) görülür
Endokardit en sık görülen klinik hastalıktır ve ölüm oranı yüksektir
Laktobasil ile ilişkili diğer enfeksiyonlar, karın içi apse, menenjit, oral enfeksiyon, konjonktivit
ACTINOMYCES
En patojen tür Actinomyces israelii
Oral, genitourinerve gastrointestinal sistem florasında bulunur Travma veya cerrahi girişim sonrası AKTİNOMİKOZ
Ağrısız abse ve SARI SÜLFÜR GRANÜLLERİ
Filamentöz yapı oluşturduğunda mantar hiflerine benzetilebilir
AKTINOMIKOZ
Servikofasiyal aktinomikoz (en sık)
Torasik aktinomikoz (aspirasyon sonucu)
Abdominal aktinomikoz (apandisit rüptürü sonucu)
Pelvik aktinomikoz (RIA kullananlarda tubo-overyan abse)
MOBILUNCUS
Normal vajen florası üyesidir
İnsan rektum örneklerinden de sıklıkla üretilebilir
Lactobacillusların baskın olduğu sağlıklı kadınların vajinal sürüntü örneklerinde % 10 veya altında Nonspesifik bakteriyel vajinitli kadınlardan alınan örneklerde % 50-65 Mobiluncus türleri üretilir Gardnerella vaginalisile birlikte Bakteriyel vajinitli olgularda etken olarak karşımıza çıkar
G. vaginalis ile birlikte vagen epitel hücrelerinde tipik “clue cell” görünümü
Pelvik iltihabı hastalığı olan kadınların endometrial aspiratlarından ve erken doğan bebeklerin plesentalarında sıklıkla Bacteroides ve Peptococcustürleri ile birlikte izole edilirler
BACTERIYEL VAGINOSIS
LAKTOBASİLLERİN AZALMASI Yerine anaerob bakterilerin aldığı polimikrobiyal bir sendromdur
G. vaginalis, Mobiluncus, Bacteriodes, Peptococcus ve Peptostreptococcus gibi anaerob bakteriler
Cinsel aktivite ile ilişkilidir ancak
CYBH değildir
En sık etken Gardnerella
vaginalis
Vajinit vakalarının %45’inden sorumlu
Çoğunlukla asemptomatik Genellikle
polimikrobiyal.
BACTERİYAL VAGİNOSİS
Gardnerella vaginalis
Gram pozitif hücre duvar yapısına sahip ancak gram değişken boyanan, fakültatif anaerop
Belirtiler
Akıntı; homojen, köpüklü, gri beyaz renkli vagina duvarlarını ince bir tabaka halinde örten sekresyonlar
PH>4.5 (5.0-5.5)
Whiff testi; Akıntı varsa KOH eklenmesiyle kokmuş balık veya amin kokusu
LABORATUVARTANISI
Vajinal akıntıdan serum fizyolojik ile hazırlanan taze preparatların Gram boyamasında
CLUE HÜCRELERİN varlığı
Dökülen vajen epitel hücrelerinin, bu hücrelere yapışmış gibi görünen gram değişken kokobasiller ile örtülmesi
Laktobasillerin azalması veya kaybolması
Lökosit sayısının azalması
ANAEROBIK ENFEKSIYONLARDAN NE ZAMAN ŞÜPHELENILIR:
+ Kötü kokulu akıntı
+ Nekrotik gangrenöz doku ve apse oluşumu
+ Dokuda serbest gaz
+
+
Eksüdalarda siyah renk değişikliği (Bacteroides melaninogenicus)
Deşarjdaki kükürt granülleri (Actinomyces spp.)
Aerobik kan kültürlerinde üreme olmayan bakteriyemi veya endokardit
ANAEROBIK ENFEKSIYONLAR IÇIN RISK FAKTÖRLERI NELERDIR
Yetersiz kan temini ve doku nekrozu:
+
+
Travma
+
Yabancı cisim
+ Malinite
+ Ameliyat
Şeker Hastalığı
+ Splenektomi
Bağışıklığı baskılanmış hastalar
NORMAL ANAEROBIK FLORAYA SAHIP BÖLGELER
Ağız
+
Boğaz
+ Vajina
+
Serviks
+ Deri kıvrımları
+ Bağırsak
+ Dikkat: bu bölgelerden numune alırken anaerobik kültür için uygun değildir ancak
travma sonrası yakın dokularda anaerobik enfeksiyonlara neden olabilir
ANAEROBIK KÜLTÜR IÇIN UYGUN ÖRNEKLER
Apseler Kan,
Derin yaralar,
Doku örnekleri
Isırıklar Beyin omurilik Sıvısı ve biyopsiler
(BOS)
Steril cerrahi numuneler
Ölü dokular
Eksüdatif vücut sıvıları
Transtrakeal
aspirasyon Endometriyal
sürüntüler
ANAEROBIK KÜLTÜR IÇIN UYGUNŞUZ ÖRNEKLER
Normal flora bulunan bölgeler:
Kateterize idrar
Boğaz ve rektal sürüntüler, idrar, bronşiyal
yıkamalar, serviko-vajinal mukozal
sürüntüler, balgam, tükürük
Mide içeriği (lavaj), ince bağırsak içeriği, dışkı, kolokutanöz fistül ve kolostomi içeriği
Anaerobik taşıma ortamında gönderilmeyen numuneler
ANAEROBIK KÜLTÜR IÇIN NUMUNE ALMA
Numuneyi bir İĞNE VE ŞIRINGA kullanarak aspire edin, normal prosedürü takip ederek numune almanın en iyi ve uygun yoludur ve havayı hemen şırıngadan çıkarın
Aspirasyonda irin veya sıvı gelmezse deri altına steril salin enjekte edin ve tekrar numune alın
Son ve en az yol, derin sürüntü kullanarak ve hızlı bir şekilde anaerobik taşıma ortamına aktarmaktır
ANAEROBIK NUMUNE NAKLI
+ Bir veya iki saat içinde laboratuvara
gönderilmelidir
+ Anaerobik kültür için örnekler asla buzdolabında bekletilmemeli
+ Laboratuvara hemen gönderilemiyorsa
anaerobik taşıma ortamında bekletilmeli + Anaerobik taşıma sistemi ticari olarak
mevcuttur
+ O2’yi uzaklaştıran ve 20-25 °C’de 72
saat anaerobik atmosferi koruyan şişeler, tüpler ve torbalardan oluşur
ANAEROBIK KÜLTÜR YÖNTEMLERI
+ İndirgeyici maddeler içeren ortamların kullanımı (Robertson Cooked Meat broth veya
Thioglycolate broth)
+
O,’den uzakta kültür (Derin agar tüpleri)
+ O2’nin kimyasal olarak dışlanması (anaerobik Gaz Pak sistemi)
O2’nin mekanik olarak dışlanması (anaerobik inkübatör)
THIOGLYCOLATE BROTH
Hemin ve K vitamini, %1 glukoz, %0.1 tiyoglikolat, %0.1 askorbik asit,%0.05 sistein veya kırmızı sıcak demir talaşları gibi besinlerle desteklenmiş anaeroblar için ortam
Serin ve karanlık bir yerde saklayın Kullanımdan önce ortam, çözünmüş oksijeni dışarı atmak için su banyosunda kaynatılmalı ve ardından steril sivi parafin ile kapatılmalıdır
ANAEROBIK GAZ PAK SISTEMI
02’nin kimyasal olarak dışlanması Bir katalizör varlığında havadaki O2’yi
H2O’ya dönüştürmek için H2’yi kullanır Reaksiyon formülü (2H, +0, 2H,0)’dir H2’nin kaynağı, ticari olarak tedarik edilen
gaz paketidir
Katalizör, kavanozun kapağında bulunan
paladyumdur
Anaerobik durumu izlemek için dahil edilen
anaerobik gösterge şeritleri
Clostridium’ların genel özellikleri
Doğada ve özellikle toprakta yaygın olarak bulunur
Pek çok türü apatojen, saprofittir
İnsanların ve diğer hayvanların sindirim sisteminde yaşar
120’den fazla türü vardır
Patojenik Clostridium’larda virülans faktörü çok güçlü bir ekzotoksin ve/veya ekzoenzimdir
Clostridium’ların genel özellikleri
+ Gram-pozitif basil/çubuk şeklinde
+ Anaerob, katalaz negatif
+ Endosporları bulunan zorunlu anaeroblar bakteriler
+ Clostridia’ların çoğu peritrik flagellaları ile hareketlidir
+ Clostridium perfringens’te bir kapsül bulunur
+ Oval veya küresel sporlar genellikle vejetatif hücreden daha büyük çapa sahiptir (bu nedenle Clostridium olarak adlandırılır)
+ Sentral
+ Terminal
+ Subterminal
Clostridium’ların genel özellikleri
+ Clostridium türleri, patojenitelerinde oldukça önemli olan çok sayıda toksin sentezlenmektedir
+ Bazı Clostridium türleri kuvvetli toksin oluştururken C. tetani ve C. botulinum
diğer bir kısmı bağırsaklarda toksin oluşturarak enterotoksemilere veya
dokularda oluşan toksinler sonrasında nekrozlara neden olurlar
+ Toksinler, vücut içinde ve dışında uygun ortamlarda sentezlenirler
+ Toksinler, biyolojik olarak aktif proteinlerdir, antijeniktir ve spesifik antiserumlarla nötralize olurlar.
+ Klostridialtoksinlerin etkileri, dokulara ve hücreler göre değişiklik göstermektedir ve çoğu toksinin farklı dozları (0.006 - 30.000 mg) hayvanlar için öldürücü etkiye sahiptir
Clostridium’ların genel özellikleri
+ Klostridial infeksiyonlar
+ 1. Çoğunlukla etkenlerin dışarıdan sindirim yoluyla veya yara enfeksiyonu sonrasında alınmasıyla ortaya çıkar
A. Sindirim yolu ile oluşan enfeksiyonlar;
Botulismus, Diyare ve kolit
B. Deride oluşan bir yara enfeksiyonunu takiben bulaşan etkenler ise;
C. tetani, C. chauvoei, C. septicum ve diğer gazlı gangren etkenleridir
+ 2. Normal olarak bağırsak florasında bulunan bir klostridal etkenle şekillenen infeksiyonlar
+ Böyle tablolara en iyi örnek, C. perfringens tarafından oluşturulan nekrotik enteritis verilebilir
Clostridium’ların yaptığı hastalıklar
+ C. tetani TETANOZ
+ C. botulinum BOTULİSMUS
+ C. perfringens ENTEROTOKSEMİ, GAZLI GANGREN
+ C. novyi GAZLI GANGREN
+ C. septicum GAZLI GANGREN
+ C. histolyticum GAZLI GANGREN
+ C. difficile PSEUDOMEMBRANÖZ KOLİT (veya antibiyotik ilişkili kolit)
Clostridium tetani, zorunlu anaerop, sporlu basil
Taze kültürlerde Gram (+) boyanır
Genel özellikleri
Clostridium tetani, terminal yuvarlak sporlu (davul tokmağı) zorunlu anaerobik, gram pozitif bir basildir
Raket gibi
Klasik olarak paslı bir çivi (veya C. tetani sporları ile kontamine olmuş herhangi bir nesne) tarafından delinme yarasını takip eden aşı ile önlenebilir bir hastalık olan tetanozun etkenidir İskelet kası spazmı ve otonom sinir sistemi rahatsızlığı ile kendini gösterir
Normal olarak sadece iskelet kası, düz kas ve kalp kası fonksiyonunu etkiler
Genel özellikleri
C. tetani esas olarak saprofitiktir
Ölü veya çürüyen maddelerde yaşar
Sadece tesadüfen insanları enfekte eder
C. tetani’nin kişiden kişiye yayılımı yoktur
İnsan, C. tetani endosporları travmalar
örneğin; yırtılmalar, derin delinme veya ezilme yaralanmaları veya
göbek kordonunun fekal kontaminasyonu (neonatal tetanoz) yoluyla
steril vücut dokularına aşılandığında enfekte olur
Organizma, lokal doku ölümünün yarattığı anoksik bölgelerde büyüyecek ve tetanoz toksini üretecektir
Virülans Faktörleri
Tetanolizin
C. tetani iki ekzotoksin üretir
Tetanospazmin = Nörotoksin
C. perfringens, S. pyogenes ve S. pneumoniae tarafından üretilen oksijene duyarlı hemolizinlerle antijenik olarak ilişkili, oksijene duyarlı bir hemolizindir
Hemoliz, deride nekroz
Hastalık belirtilerinden sorumlu, ısıya duyarlı bir plazmid tarafından kodlanan nörotoksindir
Sinirler üzerine etkili
Tetanoz!
Virülans Faktörleri
Tetanolizin
Enfeksiyonu çevreleyen canlı dokuya zarar verir ve bakteriyel çoğalma koşullarını optimize eder
O-R potansiyelini düşürür
Tetanospazmin
Anaerobik koşullar altında (örn., derin delinme yaralarında) bakteri üremesinden sonra hücre lizizi sırasında salınır
Alfa motor nöronların sinir-kas kavşağında hücre içine girer
Antijeniktir ve antitoksin tarafından spesifik olarak nötralize edilir Toksoid formu aşı hazırlamada kullanılır
13
Tetanoz!
Orijinini yaradan alan ve merkezi sinir sistemini etkileyen C. tetani ekzotoksinitarafından oluşturulan, kontrol edilemeyen kas spazmları ile karakterize infeksiyöz bir hastalıktır
Normal durumda, inhibitör internöronlardan salınan glisin ve
gamaaminobütirik asid (GABA)(inhibitör nörotransmitter), motor nöronlar üzerinde hareket ederek ve motor uç plakasında uyarılma ve asetilkolin salınımını bloke ederek kas gevşemesini indükler
Toksin inhibitör
nöronları
etkileyerek glisin ve
gamaaminobütirik
asid (GABA)
transmitter
salınımını bloke
eder
Alfa motor nöronların presinaptik uçlarında reseptörlere bağlanır
Retrograd aksonal transport ile nöronların beyin sapı ve spinal kordtaki gövdelerine ulaşır (Nöronal yol içinde transit halinde olan toksin antitoksinden etkilenmez) GABAerjik ve glisinerjik nöronlara toksin difüzyonu
Nörotransmitter salınımı engellenir
TETANİK SPAZM
Motor nöronlara engelleyici sinyallerin olmaması ve kas liflerine sürekli asetilkolin salınımı, kasların geri dönüşü olmayan kasılmasına ve spastik felce yol açar eksitator
nörotransmitterlerin sitümülasyonu
devam eder
Toksin inhibitör nörotransmitter salınımını bloke eder
Aşırı uyarılmayı baskılayan maddelerin (GABA ve glisin) salınımı durduğu için hem agonist hem de antogonist kaslar aynı anda kasılır TETANİK SPAZM
Klinik bulgular
+ Tetanozda inkubasyon süresi, yara enf. santral sinir sistemine uzaklığı ve anaerobik ortam oluşmasına bağlı olarak değişir
+ Bu süre genellikle 1 hafta olarak kabul edilmektedir ve en erken 5 günde şekillenirken 3 haftaya kadar uzayan vakalar da bildirilmiştir
+ Klinik bulguların ortaya çıkması geciktiği zaman infeksiyon bölgesindeki yara iyileşebilir ve durum daha sonra latenttetanoz olarak tanımlanır
+ Klinik belirtiler bakterinin çoğaldığı anatomik bölgeye, üretilen toksin miktarına ve türün hassasiyetine bağlıdır
KLİNİK FORMLAR
Generalize tetanoz
Lokalize tetanoz
Sefalik tetanoz
Neonataltetanoz
Generalize tetanoz
En sık görülen ve en şiddetli formu
Başlangıçta lokal/sefalik tetanoz şeklinde sunulabilir
Erken dönemde huzursuzluk, terleme, salya akması
Otonom sistem tutulumuna ait bulgular
Geç dönemde şiddetli terleme, aritmi, dehidratasyon
Opistotonus
Olguların çoğunda ilk bulgu trismus
çiğneme kaslarının felci
çene kilitlenmesi
Yüz kaslarının sürekli kontraksiyonu
(karakteristik alaycı gülümseme)
Abdominal rijidite gelişebilir
Sırt, kol va bacak kaslarının sertleşmesi Hasta yay gibi kıvrılır
Bilinç açıktır
Kasılmalar oldukça ağrılıdır
Ses, ışık, temas gibi uyarılarla tetiklenebilir
lokalize tetanoz
Enfekte yara etrafındaki bölgedeki kaslarda
sertleşme ve spazm ortaya çıkar
Nadir görülür
Bağışıklık toksinin hematojen yayılımını önler
Hafif şiddetli, persistan olabilir
Sıklıkla kendiliğinden geriler
Genellikle generalize tetanusa dönüşür
sefalik tetanoz
Baş, boyun yaralanmalarını takiben gelişir Başlangıçta yanlızca kranial sinirler tutulur İlk bulgu fasyal sinir tutulumu, yüz felci Disfaji, trismus, fokal kranial nöropatiler Generalize forma dönüşür
Neonatal Tetanoz
Göbek kordonunun aseptik teknikler ile kesilmemesi
Yaygın halsizlik, emme güçlüğü görülür
Dokununca spazmlar meydana gelir
Bebeklerde mortalite %70-90, yaşayanlarda gelişim problemleri
Laboratuvar tanısı
+ Tanıda hikaye ve klinik bulguları önemli
+ Örnek lezyon yerinde bulunan yabancı cisimler veya yara
temizliği sırasında nekrotik dokulardan alınır
+ Floresan antikor tetkiki
+ Direkt boyalı preparat
+ İzolasyon, identifikasyon ve toksin oluşumu
+ Hayvan deneyi
Toksin üretiminin engellenmesi Yara debridmanı
Antimikrobiyal tedavi
Aktif bağışıklama
Metronidazol, penisilin Aşı çeşitleri
DTaP: Difteri, TT ve aselüler boğmaca
Pasif bağışıklama Bağlanmamış toksinin nötralizasyonu
İnsan tetanoz immünglobulini HTIG 3000-6000 IU
DTP: Difteri, TT ve tüm hücre boğmaca aşısı (artık 5’li aşı içinde; Hib, hepatit B)
DT: Pediyatrik difteri, TT
Tdap: TT, azaltılmış difteri toksoidi, aselüler boğmaca Td: Erişkin tip tetanus toksoidi, azaltılmış difteri toksoidi
DTaP, 2 - 4 – 6 ay, 12 - 18 ay arası, ve 4 - 6 yaş arası olmak üzere 5 doz 11-18 yaş arası 1 doz Tdap
Erişkinlere 10 yılda bir Td uygulanmalı
19-64 yaş arasında biri Tdap olmalı
>65 yaş bireyler, önceden uygulanmadıysa ve bir yaşın altındaki çocuklar ile teması varsa bir doz Tdap ile aşılanmalı