001 Flashcards
pastelito
“Pastelito”, İspanyolca’da “pequeña porción de pastel” anlamına gelir. Yani:
• pastel = pasta, kek
• -ito eki = küçültme anlamı katar (küçük)
Dolayısıyla pastelito, “küçük pasta” ya da “minik kek” demektir; genellikle kremalı, meyveli veya çikolatalı iç dolgulu, tek lokmalık tatlı hamur işine verilen addır.
recojamos
recoger fiilinin anlamı ve kullanımı:
⸻
Anlamı
1. Toplamak, derlemek
• Nesneleri bir araya getirmek: Recoger flores del jardín. (“Bahçeden çiçek toplamak.”)
2. Almak, götürmek
• Birini ya da bir şeyi bir yerden almak, teslim almak: Voy a recoger a mi hermana del colegio. (“Kardeşimi okuldan almaya gidiyorum.”)
3. Temizlemek, toparlamak
• Dağınıklığı gidermek: Después de la fiesta, recogimos la sala. (“Parti sonrası salonu topladık.”)
4. Yayımlamak, basmak (soyut)
• Bir derlemeyi ya da kronolojiyi yayımlamak: El libro recoge las mejores recetas. (“Kitap en iyi tarifleri derlemiş.”)
escuadrón
Escuadrón İspanyolca’da erkek cinsiyetli bir isimdir (el escuadrón) ve şu anlamlara gelir:
1. Askerî birlik
• Genellikle ağır zırhlı birlikler, atlı birlikler veya benzeri küçük savaş birimleri için kullanılır.
• Örnek:
El escuadrón avanzó al amanecer.
– “Birlik şafakta ilerledi.”
2. Hava filosu (uçak takımı)
• Birkaç uçaktan oluşan, belirli bir görev için organize edilmiş tugay.
• Örnek:
El escuadrón de combate despegó rumbo al objetivo.
– “Mücadele filosu hedefe yönelerek havalandı.”
3. Polis veya itfaiye ekibi
• Özel görevli veya müdahale ekipleri için de kullanılır.
• Örnekler:
• El escuadrón antibombas desactivó el artefacto.
– “Bomba imha ekibi düzenek etkisiz hâle getirdi.”
• El escuadrón de bomberos acudió rápidamente.
– “İtfaiye ekibi hızla müdahale etti.”
⸻
Çoğul Hâli
• escuadrones
• Los escuadrones se dispersaron por la zona.
– “Birimler bölgeye dağıldı.”
barriga
barriga (şu şekilde kullanılır: la barriga) İspanyolca’da:
1. Karın, göbek bölgesi
2. Midede duyulan doluluk, şişkinlik (günlük konuşmada)
⸻
Örnek Cümleler
1. Me duele la barriga después de comer tanto chocolate.
“Çok çikolata yedikten sonra karnım ağrıyor.”
2. El bebé tiene la barriga muy redonda.
“Bebeğin karnı çok tombul.”
3. Después de la maratón, sentí la barriga muy pesada.
“Maratondan sonra karnım çok ağır hissettim.”
4. Mi barriga se hinchó por los gases.
“Gazdan dolayı karnım şişti.”
⸻
Not: Resmi metinlerde bazen vientre (karın, rahim anlamıyla) de kullanılır, ama gündelik konuşmada “barriga” çok yaygındır.
deshacer
deshacer fiilinin temel anlamları ve kullanımı şöyle:
⸻
Anlamı
1. Geri almak, eski hâline döndürmek
• Bir işlemi veya eylemi geri çevirme:
Deshacer una copia. (“Bir kopyayı geri almak/iptal etmek.”)
2. Çözmek, parçalarına ayırmak
• Paket, düğüm, yatak vb. düzenlemeyi bozmak:
Deshacer un paquete. (“Bir paketi açmak.”)
Deshacer la cama. (“Yatağı topluluğundan çıkarmak/yatağı kaldırmak.”)
3. Yıkmak, yok etmek (resmî veya edebî kullanımlarda)
• Bir yapıyı, planı ya da düzeni bozmak:
El terremoto deshizo varios puentes.
(“Deprem birkaç köprüyü yıktı.”)
4. Olumsuz etkisini ortadan kaldırmak
• Bir zarar, kötülük ya da hatayı telafi etmek:
No hay forma de deshacer el daño.
(“Zararı geri almak/imkânsız.”)
Bazı Ek Formlar
• Gerundio: deshaciendo
• Participio: deshecho
⸻
Örnek Cümleler
1. Voy a deshacer el nudo.
“Düğümleri çözeceğim.”
2. ¿Puedes deshacer la maleta y colgar la ropa?
“Valizi boşaltıp kıyafetleri asabilir misin?”
3. Quiero deshacerme de estos papeles viejos.
“Bu eski evraklardan kurtulmak istiyorum.”
4. Ella deshace el pastel en porciones pequeñas.
“O, pasteli küçük parçalara ayırıyor.”
5. No podemos deshacer lo que ya ha ocurrido.
“Artık olanı geri alamayız.”
panini
panini (el panini / los panini) İtalyanca kökenli bir sözcüktür; İspanyolca’da genellikle şu anlamlarda kullanılır:
1. İtalyan tarzı sıkıştırılmış sandviç
– Uzun, ince İtalyan ekmeği (“ciabatta” veya “focaccia” gibi) arasına salam, peynir, sebze vb. konup özel bir ızgara veya pres makinesinde (panini makinesi) ısıtılan ve hafifçe ezilerek ızgara izleri alan sandviç.
– Örnek:
Voy a pedir un panini de jamón y queso.
(“Jambonlu ve peynirli bir panini ısmarlayacağım.”)
2. (Nadir kullanımla) Küçük İtalyan ekmeği
– İtalyancadaki asıl kelime “panino” (küçük ekmek) olup, çoğul hâli “panini”dir. Ancak İspanyolca’da genellikle sandviç anlamıyla benimsenmiştir.
⸻
Örnek Cümleler
1. En la cafetería sirven panini vegetarianos muy ricos.
“Kafede çok lezzetli vejetaryen paniniler sunuluyor.”
2. Me compré un panini de pollo a la plancha para almorzar.
“Öğle yemeği için ızgarada pişmiş tavuklu bir panini aldım.”
3. ¿Te apetece un panini de verduras?
“Sebzeli bir panini ister misin?”
sobornos
sobornos, İspanyolca’da soborno (rüşvet) sözcüğünün çoğul hâlidir.
• soborno = bir görevi ya da kararı etkilemek amacıyla para, armağan veya başka çıkarlar teklif etme/alma eylemi ya da bunun nesnesi (“rüşvet”)
• los sobornos = “rüşvetler”
⸻
Örnek Cümleler
1. Los funcionarios recibieron varios sobornos para conceder licencias.
“Görevliler, ruhsat vermeleri karşılığında birkaç rüşvet aldılar.”
2. El escándalo de los sobornos provocó la caída del gobierno.
“Rüşvet skandalı hükümetin düşmesine neden oldu.”
3. Nadie está por encima de la ley; los sobornos serán castigados.
“Hiç kimse kanunun üstünde değildir; rüşvetlere ceza verilecek.”
piñas
Piña İspanyolca’da birkaç farklı anlama gelir, bağlama göre değişir:
⸻
- Ananas (en yaygın anlam)
• Tropikal, sarı, sulu meyve.
• Örnek:
Me encanta el jugo de piña.
“Ananas suyuna bayılırım.”
⸻
- Çam kozalağı
• Bazı bölgelerde (özellikle İspanya’da), piña kelimesi çam kozalağı için de kullanılır.
• Örnek:
Las piñas secas cayeron del árbol.
“Kuru kozalaklar ağaçtan düştü.”
⸻
- Yumruk / kavga (argo)
• dar una piña = yumruk atmak (özellikle İspanya argo dilinde)
• Örnek:
Le dio una piña en la cara.
“Yüzüne bir yumruk attı.”
⸻
- Sıkı bir grup, dayanışma (figüratif)
• Bir grup insanın çok sıkı ve uyumlu olması anlamında da kullanılır:
Somos una piña.
“Biz çok sıkı bir ekibiz.”
césped
césped, İspanyolca’da şu anlama gelir:
Çim, çimenlik alan
— Özellikle düzgün biçilmiş ve genellikle parklarda, bahçelerde ya da futbol sahalarında bulunan türden.
⸻
Örnek Cümleler:
1. Los niños juegan en el césped del parque.
“Çocuklar parkın çimlerinde oynuyor.”
2. No pises el césped.
“Çime basma.”
3. El jardinero cortó el césped esta mañana.
“Bahçıvan bu sabah çimleri biçti.”
⸻
Not: césped genellikle tekil kullanılır, ama bazen bağlama göre çoğul da olabilir (los céspedes = çimenlik alanlar).
escojas
“Escojas”, İspanyolca fiil olan “escoger” (seçmek) fiilinin, tú zamiri için subjuntivo (şart/istek/dilek kipi) hâlidir.
Anlamı:
escojas = (senin) seçmen (dilek, öneri, emir ya da olasılık ifade eder)
Örnek cümle:
• Quiero que tú escojas el color.
(Rengi senin seçmeni istiyorum.)
• Es importante que escojas bien.
(İyi seçmen önemli.)
hirió
“Hirió”, İspanyolca’da “herir” fiilinin pretérito indefinido (geçmiş zaman) kipinde üçüncü tekil şahıs (él / ella / usted) için çekimidir.
Anlamı:
“Hirió” = (o) yaraladı, incitti, canını yaktı
Örnek cümle:
• Me hirió con sus palabras.
(Beni sözleriyle incitti.)
• El cuchillo lo hirió en el brazo.
(Bıçak onun kolunu yaraladı.)
Yani hem fiziksel hem de duygusal olarak “zarar vermek” anlamında kullanılabilir.
Herir fiili İspanyolca’da “yaralamak”, “incitmek” veya “canını yakmak” anlamına gelir.
Anlamlar:
1. Fiziksel olarak yaralamak:
• El cuchillo puede herir a alguien.
(Bıçak birini yaralayabilir.)
2. Duygusal olarak incitmek:
• Tus palabras me hirieron.
(Sözlerin beni incitti.)
Gramer:
• Mastar hali: herir
• Şimdiki zaman çekimi (presente):
• yo hiero
• tú hieres
• él / ella / usted hiere
• nosotros herimos
• vosotros herís
• ellos / ellas / ustedes hieren
İpucu: Düzensiz bir fiildir ve kök ses değişimi yaşar (e → ie).
suplente
Suplente, İspanyolca’da hem isim hem de sıfat olarak kullanılan bir kelimedir ve anlamı bağlama göre değişebilir:
- (İsim olarak):
Yedek, vekil, yerine geçen kişi
• El jugador suplente entró al campo.
(Yedek oyuncu sahaya girdi.)
• La maestra suplente dio la clase hoy.
(Bugün derse vekil öğretmen girdi.)
- (Sıfat olarak):
Yedek olan, geçici olarak yerini alan
• Un trabajo suplente → Yedek/geçici bir iş
• Profesor suplente → Vekil öğretmen
Kısaca: Suplente, asıl kişi/oyuncu/öğretmen vs. yerine geçici olarak görev yapan kişidir.
piruetas
“Pirueta”, İspanyolca bir kelime olup, özellikle dans, buz pateni, akrobasi veya jimnastik gibi alanlarda yapılan bir tür döngüsel hareketi ifade eder. Genellikle bir kişinin ya da bir nesnenin kendi etrafında döndüğü, genellikle hızlı ve zarif bir hareket olarak tanımlanır. Türkçe’ye de benzer şekilde, bir tür dönüş veya döneklik anlamında kullanılabilir.
crédulos
“Crédulo” İspanyolca bir kelime olup, Türkçeye “kolayca inanan” veya “naif” olarak çevrilebilir. Bu kelime, bir kişinin başkalarının söylediklerine hemen ve fazla sorgulamadan inanmasını ifade eder.
İngilizcesi: credulous, gullible