0-300 English-Turkish Flashcards
Accommodation (noun)
Kalacak yer
Abnormal (adv)
Anormal
Abbess (noun)
Baş rahibe
Accidental (adj)
Rastlantısal
Absorb (verb)
Emmek, özümsemek
Accelerate (verb)
Hızlandırmak
Abduct (verb)
Kaçırmak
Acceptable (adj)
Kabul edilebilir
Accidentally (adv)
Kazara, tesadüfen
Aboard (adv)
Gemiye, uçağa
Abalone (noun)
Deniz kulağı
Ablaze (adj)
Alevler içinde
Accident (noun)
Rastlantı
Abdomen (noun)
Karın
Absolute (adj)
Mutlak, kesin
Access (noun)
Erişim
Absent (adj)
Devamsız, bulunmamak
Aboriginal (adj)
Yerli
Abashed (adj)
Utanmış, bozulmuş
Abandon ( verb)
Terk etmek, vazgeçmek
Accessible (adj)
Elde edilebilir, ulaşılabilir
Accept (verb)
Kabul etmek
Absorbent (adj)
Soğurgan, emici
Abuse (noun/verb)
Süistimal etmek, kötüye kullanmak
Abode (noun)
Konut
Aborigine (noun)
(bir yerin) yerli
Acceleration (noun)
Hızlandırma
Abbey (noun)
Manastır
Abide (verb)
Tahammül etmek
Abbreviation (noun)
Kısaltma
Abhor (verb)
İğrenmek, tiksinmek
Abort (verb)
Düşük yapmak
Abdicate (verb)
Feragat etmek, tahttan çelikmek
Accent (noun)
Aksan, şive
Absolutely (adv)
Kesinlikle
Abstract (adj)
Soyut
Abattoir (noun)
Mazbaha
Academic (adj)
Akademik
Abscess (noun)
Apse
Abroad (adv)
Yurt dışı
Abysmally (adv)
Berbat bir halde
Abacus (noun)
Abaküs
Able (adj)
Hünerli
Above (preposition)
Üzerine, üzerinde
Abbot (noun)
Baş rahip
Ability (noun)
Yetenek
Abolish (verb)
Feshetmek
Abysmal (adj)
Berbat
Absurd (adj)
Saçma, anlamsız
Academy (noun)
Akademi
Baggage (noun)
Bagaj
Backyard (noun)
Aeka avlu/Bahçe
Barricade (noun)
Barikat
Bark (verb)
Havlamak
Barley (noun)
Arpa
Barn (noun)
Ambar
Baffle (verb)
Şaşırtmak
Bail (noun)
Kefalet
Balloon (noun)
Balon
Bacteria (noun)
Bakteri
Bacon (noun)
Jambon, (domız) pastırma
Bald (adj)
Kel
Barge (noun)
Duba, filika
Barrister (noun)
Avukat
Baboon (noun)
Babun
Ban (verb)
Yasaklamak
Barnacle (noun)
Midye
Basis (noun)
Temel, köken
Bandage (noun)
Bandaj
Backstroke (noun)
Sırt üstü yüzmek
Banish (verb)
Sürgün etmek
Bait (noun)
Yem
Baker (noun)
Fırıncı
Bagpipes (plural noun)
Gayda
Banquet (noun)
Ziyafet
Backwards (adv)
Geriye
Background (noun)
Arka plan
Barrier (noun)
Bariyer
Balance (verb)
Dengelemek
Baptize (verb)
Vaftiz etmek
Banister (noun)
Trabzon
Bare (adj)
Çıplak
Bask (verb)
Güneşlenmek
Banner (noun)
Pankart
Backache (noun)
Sırt ağrısı
Barrel (noun)
Namlu
Bargain (noun)
Pazarlık
Barely (adv)
Zarzor
Ballpoint (noun)
Tükenmez kalem
Bar chart (noun)
Sütun grafiği
Badger (noun)
Porsuk
Barber (noun)
Berber
Bake (noun)
Fırın
Backbone (noun)
Omurga
Basement (noun)
Bodrum katı
Balcony (noun)
Balkon
Backward (adj)
Çağdışı, geri kalmış
Babble (verb)
Gevezelik etmek
Badge (noun)
Rozet
Band (noun)
Orkestra