Deck 3 Flashcards
popös
şatafatlı
vormachen (zeigen)
göstermek
heiter
neşeli, şakrak, eğlenceli
spinnen
saçmalamak, kaçık olmak
anwehren
- savunma yapmak
- savmak, defetmek
verraten
ifşa etmek
verwüsten
- çölleştirmek
- kırıp dökmek, tahrip etmek
- talan etmek, Allah bullak etmek
die Rücksicht
- gözetme
- dikkat, saygı
schnauzen
bağırmak, bağırıp çağırmak
die Schnauze
hayvan ağzı, burun, gaga
zuvorkommen sein
önce davranmak
er ist mir zuvorgekomen: benden önce davrandı
etw. zuvorkommen
bir şeyin önünü almak, bir şeyi önlemek
der Oberschenkel
but, uyluk
prügeln
dövmek, dayak aymak
sich prügeln
dövüşmek
wesentlich (grundlegend)
temel, köklü, esaslı
beschleunigen
hızlandırmak
belauern
gözetlemek
ertappen
yakalamak, tutmak
jdn. auf frischer Tat ertappen: birini suçüstü yakalamak
erwischen (ertappen)
yakalamak
die Kinder benim Lügen erwischen: çocukların yalanını yakalamak
nämlich
aynı
nämlich (denn)
çünkü, ise
sonntags nämlich gehen wir immer ins Restaurant: pazartesileri ise hep restorana gideriz
nämlich (und zwar)
de, yani
peinlich (unangenehm)
hoş olmayan, nahoş
peinlich (beschämend)
utandırıcı
verständigen von
-den haberdar etmek
sich verständigen (kommunizieren)
anlaşmak
schonen (Person)
esirgemek
schonen (Gegenstand)
dikkatli kullanmak
schonen (schützen)
korumak
bezüglich
ilgili, dair, ilişkin
immerhin
ne de olsa
ebenfalls
de, da
jedenfalls (auf jeden Fall)
her halde, kesinlikle, mutlaka
jedenfalls (wenigstens)
en azından
verschaffen
sağlamak, temin etmek, tedarik etmek
aufgeben
- pes etmek
- telgraf göndermek, postalamak, teslim etmek
ersparen
sokmamak
erspar mir den Ärger: başımı derde sokma
der Vorsatz (Absicht)
niyet
ausmachen (vereinbaren)
kararlaştırmak
ausmachen (ermitteln)
keşfetmek